08-17-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Yılbaşı Neyimiz Olur ?
Milâdî yılbaşı, sıra dışı (ulü'l-azm) bir peygamber olan Hz İsa (as)'nın doğum yıldönümüdür Böyle bir yıldönümü için tercih edilen, sergilenen etkinlikler, davranışlar hiçbir şekilde bir peygamberin saygınlığı ile bağdaşmıyor Çünkü bu etkinlikler, yılbaşı dolayısıyla içine girilen bu psikoloji; yeni bir yılı idrak etme sebebiyle gülmek, eğlenmek; beklentilerin gerçekleşmesini ümit etmek; ziyaretler yapmak, hediye alıp vermek gibi masum duygu ve çabaları çok aşıyor Ölçüsüz ve sınırsız alkol tüketildiği, kumar tutkusunun zirveleri aştığı, bunlara bağlı, bunların sonucu olan olumsuzlukların doruklara tırmandığı bir zamanı simgeliyor Zamanımızda yılbaşı dolayısıyla yaşanan bu olumsuzlukları eleştirmek, "gericilikle", "çağdışılıkla" yaftalanmayı göze almayı gerektiriyor Bu nedenle Arif nihat asya nın kitabında ne yazmış ona bakalım neol ve noel baba ile alakalı  
Noel Baba
-Yılbaşı neyimiz olur? diye soruyorum Fakat,
-29 Ekim'imiz midir, 30 Ağustos'umuz mudur, Şeker Bayramı'mız mı, Kandilimiz mi, Kurban Bayramı'mız mı? diye sual açmak da yersiz olmazdı
Biz muharremlerle, martlarla başlayan yıllar da biliriz  ki, hiçbiri böyle şımarıklıkla, böyle ayyaşlıkla, böyle kumarbazlıkla açılmazdı Hepsi efendi yıllardı
Memleketimize, herhalde, Beyoğlu'ndan giren, Haliç'i atlayarak Fatih'lere, Aksaray'lara, sonra Rumeli'ye ve Boğaz'ı aşarak önce Kadıköy'lere, Moda'lara ve sonra Üsküdar'lara ve oradan Anadolu'ya geçen bu bunak neyimiz olur: Babamız mı, dedemiz mi, amcamız mı, yoksa Avrupalılıktan pirimiz mi?
İstanbul'un Tepebaşı'ndan Adana'nın Tepebağı'na kadar her yeri bilen, her yere uğrayan bu moruk kimdir, necidir?
Bir resmine bakarsanız Havarilere, öteki resmine bakarsanız Rasputin'e benzeyen bu iskambil papazı, aramızda nenin nesidir  bunu hiç merak ettiniz mi?
Siz bırakın da ben söyleyeyim onun kim olduğunu: O Haçlı Seferlerinden kalma bir kılınç artığıdır O zaman silahla giremediği yerlere, şimdi beyaz sakalıyla saygılar ve sevgiler toplayarak girebiliyor
O evimize girerken eşeğini kapımızın halkasına bağlayan bir Piyer Lermit'tir  Kardeşlerini Mukaddes savaşa hazırlamaktan geliyor
O, adıyla sanıyla bir misyonerdir ki, şu memlekette ocağına incir dikildikten sonra, kılığını değiştirmiş  ve bizi avlamaya, kucağında getirdiği oyuncaklarla en can alıcı noktamızdan; çocuklarımızdan başlamıştır
Bu cömertliğinin karşılığını istemeyecek mi sanıyorsunuz, fedakârlığının sebebini düşünmediniz mi?
Bırakın onun hakkından ben gelirim: İşte sakalını çekince gördünüz  sakalı elimde kaldı ve altından Lüsifer çıktı
Bilirsiniz ki casuslar da kıyafetlerini ekseriya böyle değiştirirler
Bu, mezar beğenmeyen hortlağa ya mezarını gösterin, yahut bırakın: Haç'ında çarmıha gereyim onu
Tehlikeyi sezer de kendiliğinden gitmeye kalkarsa çıkarken ceplerini yoklamayı unutmayınız: Muhakkak bir şeyimizi çalmıştır
NOEL BABA,ARİF NİHAT ASYA (1960)
|
|
|