| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Nargilenin Tarihi... 
 
              
 İnsanoğlu ilk olarak milattan önce keşfetti tütünü
  İbadet amacıyla yaktıkları tütün yapraklarının verdiği keyfi farkeden insanlar, o günden beri onu hayatlarında vazgeçilmez kıldı  Tütün, tarih boyunca çeşitli medeniyetler tarafından şekillendirildi  Pipo oldu, puro oldu, sigara oldu, ağızlarda çiğnendi  Ancak hiçbir şekil, tütünle “nargile” kadar bütünleşmedi  
 
 
 
 
 
 
 ‘Hindistancevizi’nin dışındaki tütün benzeri tabakayı yakan ve cevizin içine soktukları kamışla keyif yapan Hindliler, asırlar sürecek olan nargile geleneğini de başlatmış oldular
  Nargile, aradan geçen yüzyıllar sonunda bir kültür haline dönüştü  Dede torununa miras bırakacak kadar değer verdi nargilesine  Kimi zaman sultanların başucunda yerini aldı , kimi zaman ise hakettiği ilgiden mahrum bırakıldı  Nargile ve nargile çevresinde oluşan göz kamaştırıcı kültür, bugün yine o ihtişamlı günlerine yeniden dönmenin hazırlığını yapıyor  Tütüne sihir katan kültür, gün geçtikçe daha fazla ilgi sevgi görmeye devam ediyor  
 
 Zamansızların işi
 
 
 Doğu kültürünün önemli bir parçası olan nargilenin ismi Farsça’da ‘Hindistancevizi’ anlamına gelen “nargil” kelimesinden geliyor
  Araplar’ca “Şisa”, İranlılar’ca ise “Kalyan” olarak adlandırılan ‘nargile’nin ilk örnekleri Hindistan’da ortaya çıktı  ‘Hindistancevizi’nin içi boşaltıldıktan sonra kabuğuna bir kamış sokularak yapılan ilk nargile, hintkeneviri tüketiminine yeni bir boyut katarken, ‘Hindistancevizi’ ise zamanla yerini kabağa bıraktı  Gün geçtikçe yaygınlaşmasının ardından da porselen ve bronz gövdeli nargileler ortaya çıktı ve bunları çini, gümüş cam gövdeli nargileler izledi  Önce İranlılar sonra da Araplar arasında yaygınlaştı  
 
 Araştırmacıların ’sohbet medeniyeti’ diye tanımladığı Osmanlı ise tütünü tanıdığı 16′ncı yüzyıldan bu yana nargileyi içine çekip, dumanını göğe savuruyor
   Muhabbet erbablarının vazgeçilmez dostu nargile, bu misyonunu günümüzde de hiçbir şey yitirmeden sürdürüyor  Çünkü tiryakilere göre tek başına nargile içmenin hiçbir anlamı yok  Bu nedenle nargile kahveleri hâlâ en koyu sohbetlerin başlıca mekanı olma özelliğini koruyor  
 
 Nargile tiryakileri arasında oldukça yaygın bir deyim var: “Bu meret zamansızların işi”… Çünkü bir nargileyi içmek için en az 2 saati gözden çıkarmak gerekiyor
  Bu süre de oldukça derin sohbetlerin başlaması için fazlasıyla yeterli oluyor  
 
 Zahmetli ama lezzetli
 
 
 Nargile içmek ne kadar lezzetli ise hazırlanışı da bir o kadar zahmetli
  Dışarıdan çok basit bir olaymış gibi görülen nargilenin içilecek duruma gelmesi için binbir türlü işlem gerçekleştiriliyor  Nargile, ‘Rüle, Ser, Marpuç ve Şişe’den oluşuyor  Tütünün konulduğu bölüme Rüle, nargilenin uzun gövdesine Ser, içinde dumanı filtre eden suyun olduğu ve meşhur fokurdamaların geldiği bölüme Şişe, dumanı şişeden alan ve ağıza ulaştıran hortuma ise Marpuç ismi veriliyor  
 
 Nargilenin en önemli öğesi tütün
  Tömbeki ismi verilen tütün, kıyıldıktan sonra geceden ıslamaya bırakılıyor  Üzerine nemli havlu örtülüp bir süre bekletiliyor  Nargilenin iyi olmasının sırrı da bu tavının iyi olmasında yatıyor  Tömbeki suyun içinde belirli bir süre bekletildikten sonra özenle lüleye sarılıyor ve servisten önce suyu sıkılarak rülelere, yani tütünün konduğu delikli tablaya yerleştiriliyor ve tütün çelik şişlerin yardımıyla tam ortadan deliniyor  Rüleye yerleştirilen tömbeki, yine ıslatılmış ancak ikiye bölünmüş ve kalın damarları alınmış bir tütün yaprağıyla sarılıyor  Daha sonra sere yerleştirilerek kısa boylu bir meşe ağacı türü olan pırnal kömüründen elde edilmiş köz ile yakılıyor  Bu klasik yani birkaç yıl öncesine kadar Osmanlı ve milletler tarafından kullanılan tömbeki türü  
 
 Ballı, güllü, capuccinolu…
 
 
 Bir de bunun yanısıra günümüzde Mısır’dan getirtilen ve adına bahri veya Arap tömbekisi denilen bir tömbeki türü daha var
  Bunlar fermente edilmiş meyvelerden elde ediliyor ve özellikle gençler rağbet ediyor  Bu tür tömbekiler, elma, nane, kayısı, çilek, muz, limon, ananas gibi keskin kokulu meyve veya bitkilerden yapılıyor  
 
 Son dönemde Suudi Arabistan’dan getirilen ve en pahalı tömbeki türü olarak nitelenenler ise ballı, güllü ve capuccinolu olanlar
  Şişe bölümüne konulan su ise zaman zaman içilen tütün çeşidine göre değişebiliyor  Örneğin capuccinolu ya da muz aramolı tütün içmek isteyenler, dilerlerse şişeye su yerine süt doldurtuyorlar  
 
 TÜTÜN Amerika’nın keşfinden 110 sene sonra 1601-1603 yılları arasında Osmanlı’ya girerek kullanılmaya başlanır
  Önceleri sadece yabancı memleketlerden yapılan tütün ithalatından gümrük vergisi almakla yetinilirken, tütün tiryakilerinin çoğalması üzerine dönemin din uleması tütün kullanımına karşı fetva çıkarır  Fetva üzerine de Padişah I  Ahmet tütün içmenin yasaklanması hususunda bir ferman yayınlar  Ancak, I  Ahmet’ten sonra tahta geçen Sultan Mustafa ve II  Osman devirlerinde tütün yasağının önemli bir etkisi olmaz  
 
 OSMANLI 16
  YÜZYIL’DA TANIDI 
 
 TÜTÜN Amerika’nın keşfinden 110 sene sonra 1601-1603 yılları arasında Osmanlı’ya girerek kullanılmaya başlanır
  Önceleri sadece yabancı memleketlerden yapılan tütün ithalatından gümrük vergisi almakla yetinilirken, tütün tiryakilerinin çoğalması üzerine dönemin din uleması tütün kullanımına karşı fetva çıkarır  Fetva üzerine de Padişah I  Ahmet tütün içmenin yasaklanması hususunda bir ferman yayınlar  Ancak, I  Ahmet’ten sonra tahta geçen Sultan Mustafa ve II  Osman devirlerinde tütün yasağının önemli bir etkisi olmaz  
 
 NARGİLENİN ANATOMİSİ
 
 
 SİPSİ: Nargileyi ekonomik hale getiren sonradan yapılmış bir ek
  Marpucun ucuna takılıyor ve içmek isteyen herkese bir tane veriliyor  LÜLE: Tütünün içine bastırılmadan konduğu ve üzerine közün yerleştirildiği seramik kap  TÖMBEKİ: Aromalı tütünler çıkmadan önce kullanılan tek nargile tütünü  MANGIR: Nargile kömürü uzun süre dayanmalı  Bu nedenle yanmış ve söndürülmüş meşe kömürü kullanılıyor  MARPUÇ: Nargilenin gövdesinden dumanın çekildiği uca kadar, hortum dahil bölümün tümü  
 ĞIR AĞIR İÇİLMELİ
 
 “Her yiğidin bir yoğurt yemesi vardır” denilse de nargileden asıl keyfi almak için mutlaka içim tekniğini de bilmek gerekiyor
  Her tiryaki kendine göre bir zevk alma biçimi belirlemiş  Ancak hepsinin de buluştuğu ortak nokta “ağır, ağır içmek gerektiği” 
 
 İşte ustalarına göre nargile içme teknikleri: Öncelikle sigara gibi değil pipo gibi içiliyor
  Yani, havayı nefes alır gibi çekmelisiniz ki şişedeki su fokurdasın ve tütün yansın  
 
 Bu arada iki içim tekniği var: Göbekten ve göğüsten
  Göğüsten içim yorucu olduğu için göbekten içim tercih ediliyor  Bu yöntemde dumanı diyaframınızı kullanarak midenize çekiyor ve üflüyorsunuz  Nargile sisesinin içindeki suyun üzerinde bir hava boşluğu var ve siz marpuçtan nefes çektiğinizde gelen duman, bu hava boşluğuna geliyor  Sonra hava çıkacak başka bir yeri olmadığı için sudan vakum yapıyor ve suyun içinde süzülerek size ulaşıyor  Nargileyi sigaradan ayıran en büyük fark ise dumanın suyun içinde soğuması ve bu aşamada tütünün içindeki zararlı maddelerin filtre edilmesi  
 
 Nargilenin de dili var
 
 
 Nargilenin etrafında çevrelenen sohbet kültürü, beraberinde insana has iletişim sözcüklerini de beraberinde getirmiş
  Bunlardan nargileyi anlatan ve en çok bilineni ise “Maşa, Meşe, Köşe, Ayşe” kelimeleri   Yanyana geldiklerinde tatlı bir ahenk veren bu kelimelerin herbiri aslında bir çok şeyi anlatıyor  Tütünün olduğu yerde olmazsa olmazlardan biri olan ateş beraberinde “maşa”yı getirmiş  Nargilenin közlerini her dem tazelemek mutlaka maşaya ihtiyacınız var  “Meşe” ise, ateşin olmazsa olmazı  Çünkü nargilenin közünun mutlaka meşe odunundan yapılmış olması gerektiğini anlatıyor  Nargilenin en önemli özelliklerinden biri de şüphesiz ki rast- gele bir mekanda içilmemesi  Hem nargile kültürüne olan saygı hem de alınan keyfin olur olmaz sebeblerle bölünmemesi açışısından kendinize mutlaka bir “köşe” bulmanız gerekiyor  Tekerlemenin son kelimesi “Ayşe” ise hizmet edenlere verilen lakab  Servis yapan garsonların güleryüzlülüklerini ve hizmetlerinin kalitesini Ayşe kelimesi belirliyor  
 
 MİMAR SİNAN DA İÇMİŞTİ AMA KEYİFTEN DEĞİL
 
 
 Osmanlı’nın en parlak döneminde birbirinden muhteşem eserlere imza atan Mimar Sinan’ın da nargile kullandığı bilinmektedir
  Ancak Mimar Sinan’ın kullanım amacı keyiften öte tamamen mesleği ile ilgilidir  Süleymaniye Camii’nin yapımı için Kanuni Sultan Süleyman’dan emir alan Mimar Sinan, caminin tam ortasında nargile içer  Kanuni, bu durum karşısında köpürür ve Sinan’a: “Bre Sinan bu ne rezilliktir  Bu müberek çatı altında nargile ile keyif çatıyorsun” der  Ancak Sinan’ın nargilesi keyif nargilesi değil bizzet Sinan’a mahsus ince zekanın bir sonucudur  Çünkü cemaatle kılınan namazlarda, insan nefesleri ve cami içinde yanan yağ kandilleri, havayı kirletebilir; böylece süslemelerin, tavanların, üzerlerinde is birikimine neden olabilir  Bunun için Sinan caminin giriş kapısının üzerine bir hava tahliye aralığı yapmıştır  İşte, Sinan o anda nargilesiyle bu tahliye aralığını deniyordur  
 
 NARGİLENİN RACONU OLMAZ MI?
 
 
 Her ortamın gelenekselleşmiş görgü kuralları olduğu gibi nargilenin de kendine göre bir raconu ve geleneği var
  Dedelerinden ve babalarından nargile kültürünü devralan müdavimlerin aşina olduğu bu kurallar, her ne kadar gençler tarafından rağbet görmese de oldukça ilginç: l Nargile havadar ve sakin mekanlarda içilmelidir  l Yüksek sesle konuşmak ve etrafın sukunetini bozmak raconu da bozar  l Asla nargile ateşinden sigara yakılmamalıdır  Mecbur kalındığında kömür közü maşa ile tutulmalı ve öyle yakılmaldır  l Nargile hiçbir zaman kendinizden ve çevredeki nargilelerden yüksek bir yere konulmamalıdır  Bu büyük bir görgüsüzlük olarak kabul edilir  l Eğer nargile başka bir arkadaş ile ortak içiliyorsa şipsi kullanılmalıdır  Nargilenin marpucu ise asla direkt arkadaşın eline verilmemeli, masaya bırakılmalı ve diğer içecek olan kişi oradan almalıdır   
 |