Prof. Dr. Sinsi
|
İrak'ın Kaybolan Milyonları...
Bağdat'ta iki yıl önce devrik lider Saddam Hüseyin'in heykeliyle birlikte, bir rejim de devrilmişti Iraklılar, bu dönemin, zulümle birlikte, yolsuzluğa da son vermesini umuyordu
Ancak Amerikalılarla çalışmaya başlayan bazı Iraklılar, Saddam Hüseyin'in servetinin sembollerine ne olduğunu sorgulamaya başladı
Siyaset bilimci Doktor İsam el-Hafaji, Irak'ın yeniden yapılandırılıp kalkınması için oluşturulan konseyin üyelerindendi
Savaştan birkaç ay sonra ise hayalkırıklığı içinde istifa etti Bazı sorular ise hala aklında 
"Saddam Hüseyin döneminde iktidarda olan Baas Partisi'ne ait, dev saraylar vardı Kim, onların, Irak'ın yeni seçkinlerine devri yolunda emir verdi? Baas Partisi üyelerine ait Lamborghiniler ve yüzlerce otomobil nerede? Kimse bunların hesabını yapmıyor Oysa hiçbir şey Iraklılara sunulmadı Tüm bunlar yağmalandı Bu kadar basit Doğrusunu söylemek gerekirse, insanın olanlara ağlayası geliyor "
Irak'ta devrik Baas rejiminin, iyi yaptığı işlerden biri, düzeni korumaktı Ancak bu rejimi deviren koalisyon, kendini birden neredeyse kaosun içinde buldu Amerikan ordusunun, üst düzey yetkililerinden albay Charles Krohn, savaş sonrası bir süre koalisyon sözcüsü olarak da görev yapmıştı Krohn, o dönemi 'Bir nevi, Vahşi Batı gibi bir şeydi' diyerek özetliyor El konan, eski rejime ait milyonlarca dolar nakit paranın, pek denetlenmediğini söylüyor
"Savaş başında, Amerikan güçlerince el konan, 700 ya da 800 milyon dolar tutarında bir para vardı Bu para, Saddam Hüseyin'e ve halkına aitti Paraya ne olduğunu bilmiyorum Kimin bildiği hakkında da, hiçbir fikrim yok Bu paranın çoğunun, operasyon bölgelerinde serbestçe harcamaları için, komutanlara verilmesinden şüpheleniyorum "
Albay Charles Krohn'un, bu para hakkında nasıl bir muhasebe işlemi yapıldı sorusuna verdiği yanıt ise ilginç
"Bu para hakkında herhangi bir hesap tutulup tutulmadığını bilmiyorum Daha alt rütbeli bir askere konuyu açtığımda bana şunu söyledi: ‘Krohn biliyorsun, 700 milyon dolar, önemli miktarda bir para Eğer herhangi biri gelir ve özel bir nedenle, birkaç milyon isterse, bunu tek tek saymaya kalkmak uzun sürer ’ Ben de şöyle yanıt verdim: ‘Bekleyebilirdin Bu en azından, paranın hesabını tutma konusunda bir niyet olduğunu gösterirdi Sonunda da, ben şu günün şu saati şu insana 225 kilogram ağırlığında yüz dolarlık banknotlar verdim ’ derdin ”
Herhangi bir mali denetim olmadan, hükümete ait bir parayı kontrol edemezdim Gizli bazı programlara dahil olduk En iyi akıl hocamın bana tavsiyesi şuydu: "Paranın kaynağı ne kadar karanlıksa, defterlerin de o kadar temizdir " Benim bildiğim kadarıyla, koalisyon bu paranın hesaplarını tutmadı!"
Irak'ta savaş sonrası kurulan Koalisyon Geçici Yönetimi, ülkenin mal varlığından, özellikle de petrol gelirlerinden sorumluydu Görevi, bu gelirlerin, ülkenin yeniden yapılanması ve halkın insani ihtiyaçları için kullanılmasını sağlamaktı Ancak koalisyon yönetimi döneminde, Irak'ın mal varlığı ve gelirlerinin nasıl kullanıldığı yolunda, pek çok soru işaret var Hükümete ait bir ofiste milyonlarca doların, bir kasada tutulduğu, kasanın anahtarının ise açık bir sırt çantasında olduğu ortaya çıkmıştı Geçtiğimiz yaz da, Koalisyon Yönetimi'nin son günlerinde, büyük miktarda nakit para, kuzeyde Erbil'de, Kürt Bölgesel Yönetimi'ne gönderildi Tam meblağ bir milyar 400 milyon dolardı Paranın akıbeti ise gizem doluydu
O dönem Amerikan hükümeti adına koalisyon yönetimini denetleyen Ginger Cruz, karşılaştığı tabloyu şöyle anlatıyor
"1 milyar 400 milyon doların Kürt bölgesine transferi, 100'er dolarlık banknotların paketlenmelerini gerektiriyordu Paralar önce helikopterle Erbil'e götürülecek, daha sonra da arabayla taşınacağı Merkez Bankası'nın kayıtlarına geçecekti Evet, fiziki olarak 1 milyar 400 milyon doları, forkliftler üzerinde görmek, ilginçti Ancak bu, güvenlik görevlilerinin işini inanılmaz derecede zorlaştırdı Zira onlar, bu helikopterlerin düşürüldüğü ya da başlarına başka birşey geldiği an, bu parayı geri almanın yolu olmadığını biliyorlardı "
Bahsedilen paranın ağırlığı yaklaşık 14 ton Peki bu paranın devri sırasında, herhangi bir makbuz alınmadığı doğru mu? Yeniden Ginger Cruz
"Evet Parayı getiren ekip, işlerini yaptıklarını düşündü Bu nedenle, 1 milyar 400 milyon dolar için herhangi bir makbuz almadı Muhasebe müdürünün, Erbil'deki Merkez Bankası'yla bu sorunu çözmesi yaklaşık iki hafta sürdü "
Ancak para üzerindeki şüphe bulutları bir türlü dağılmadı Kürt Bölgesel Yönetimi, BBC'ye, bu paranın bölge ekonomisini canlandırılmasına yönelik stratejik projelerde kullanılacağını açıkladı Paranın hiçbir bölümünün şu ana kadar harcanmadığını, hala bölgede bulunduğunu da ekledi Financial Times gazetesi ise bu paranın, bir İsviçre Bankası'na transferi konusunda çalışmalar yapıldığını bildirdi Sonra Kürt yetkililer, 'bu konunun tartışılmış olabileceğini' kabul ettiler Birleşmiş Milletler adına bölgeye gönderilen mali denetim şirketi KPMG, Kürt yönetiminin, hesapların incelenmesine izin vermediğini bildirdi Mali denetime yönelik normal kuralların ihlali ise Koalisyon Yönetimi'nin gözetiminde gerçekleşti Uluslararası Kriz Grubu da, hazırladığı raporda, 'denetim eksikliğine' dikkat çekti Raporun yazarı Doktor Reinoud Leenders, bu noktada önemli bir unsura dikkat çekiyor
"Petrol üreten ülkelerin büyük çoğunluğunun aksine, Irak hala petrol sayaçlarına sahip değil Hatta Irak belki bu konuda tek örnek Irak'ta üretilen petrolün miktarı bilinmiyor Bu yüzden, ne tip gelirlerin, Irak'ta kalkınma fonuna aktarıldığı hakkında da bilgimiz yok "
Leenders’e göre, sınırlarda kontrolün gevşek, Irak kurumlarının da şeffaflıktan uzak olması nedeniyle, komşu ülkelere petrol kaçırılabilir Reinoud Leenders, koalisyonun başta uzun süre, Irak'ta bir mali denetim dairesi oluşturulmasına direndiğini söylüyor Birleşmiş Milletler denetçilerinin eleştirilerini ise şöyle açıklıyor:
"Sadece petrol sayaçlarının olmadığını değil, bazı petrol gelirlerinin Irak'ın kalkınması için oluşturulan fona gitmediğini de söylüyorlar Bu da, Birleşmiş Milletler kararlarının ihlali anlamına geliyor Irak'ta, yolsuzluk için ortam son derece müsait Amerikalı yetkililer de kayıtsız bir tavır içinde Tüm bu faktörleri göz önünde bulundurduğumuzda, Irak'ta büyük miktarda yolsuzluk yapılacağı ve ülkenin yeniden yapılanmasının, tarihin en büyük yolsuzluk skandallarının birine dönüşmesinden korkuyorum "
Koalisyon Geçici Yönetimi'nin görev yaptığı sırada Irak'ta bir de Geçici Yönetim Konseyi bulunuyordu Ancak koalisyonun, Iraklıları, ülke gelirlerinin nasıl kullanıldığı hakkında pek de bilgilendirmedikleri anlaşılıyor Geçici Yönetim Konseyi'nin Kürt üyelerinden Mahmud Osman, o dönemi, 'hayalkırıklıklarıyla' hatırlıyor
"Paranın, nereye gittiğini tam olarak bilmiyoruz Çoğu şeyin farkında değiliz Biz Yönetim Konseyi'ndeyken, o dönem Koalisyon Geçici Yönetimi hem harcamaları, hem de bütçeyi yapıyordu Fazla şeffaf değillerdi Bize hesap vermediler Bu konuda şüphem yok Biz, bütçenin hazırlanışı, ya da harcamaların yapılması gibi süreçlere dahil değildik Patron olan, Irak'ı yöneten onlardı Bize bazen danışıyorlar, bazen de danışmıyorlardı "
Peki Geçici Yönetim Konseyi'nin, tavrı ne oldu? Acaba konsey üyeleri, paraların nerelere harcandığı konusunda daha fazla bilgi sahibi olmak istemedi mi? Yeniden Mahmud Osman
"Elbette Bu, onlarla daima tartıştığımız konulardan biriydi Bazen birlikte 10 toplantı yaptığımız oldu Öncelikle, paranın nereye gittiğini bilmeliydik İkincisi, paranın öncelikle nerelerde kullanılacağını bilmemiz gerektiğini düşündük Ayrıca taşeron şirketler hakkında da, bize daha fazla bilgi verilmeliydi Bu kişiler Amerikalı mıydı, Iraklı mıydı, Kuveytli miydi, Lübnanlı mıydı, ya da neredendi bilmeliydik Bu üç konuda da, bize çok az danışıldı "
Bu sözler, okları yeniden Koalisyon Geçici Yönetimi'ne çeviriyor Daha önce Birleşmiş Milletler'in, mali denetim şirketi KPMG'nin denetçilerini, Irak'a göndermesinden bahsetmiştik KPMG'nin çalışmaları sadece Kuzey Irak'la sınırlı değildi Denetçiler, Bağdat'ta da incelemelerde bulundu Ancak Koalisyon Geçici Yönetimi'nin hesaplarıyla ilgili bilgi edinme sürecinde, zaman direnişle karşılaştılar Kendi deyimleriyle, koalisyon yetkililerinin, 'kişisel düzeyde sorumluluklarını' ve 'soruşturmaya ilgilerini' eksik buldular Bu noktada akla, Irak'ta, ülkenin yeniden inşası ve insani ihtiyaçları için yapılan milyarlarca dolarlık ihaleler geliyor Iraklılar bu sürecin iyi kontrol edilmediğinden ve yolsuzluk yapılmasından şikayetçi Savaş öncesi Amerikan Dışişleri Bakanlığı'yla birlikte çalışan Doktor İsam el-Hafaji'nin sözleri, bu duruma iyi bir örnek
"İhaleler, iki faktör göz önünde bulundurularak verildi Birincisi, kim kimi tanıyor İkincisi, komisyonların kararı İhalelerin, özel şirketlere verildiği
durumlarla ilgili olarak onlarca dosya hazırladık Ancak bu şirketlerin hiçbiri, işi fiilen yapmadı Olayı soruşturduğunuzda, ihaleyi kazanan şirketin bunu önce ikinci bir şirkete, ikincinin de bunu bir Kuveyt ya da Lübnan şirketine devrettiğini keşfediyordunuz Bu yüzden Iraklıların dahil oldukları düzeye ulaşmıyor, dördüncü ya da beşinci taşeron şirketlere gidiyorduk Normalde, projeyi hayata geçiren de, altıncı şirket oluyordu Farzedin ki, iş bitmeden taşeron şirketlere altı kere ödeme yaptınız Bu durumda, işi yapan altıncı şirket bile bu durumdan memnun Çünkü asıl bedelin altıda birinde bile, hala kar ediyorlar Böyle bir sürü haber duydum "
Washington DC'nin birkaç mil batısındaki Tysons Corner, savunma ve güvenlik alanlarında hizmet veren şirketlerin ofisleriyle dolu Irak'ta kazandığı ihaleler, tartışma konusu olan şirketlerden biri de burada Şirketin adı, Custer Battles Kurucularından Mike Battles, savaş sonrası Bağdat'ta bir büro açtıklarında, şunları söylemişti: "Yıllar boyunca edindiğim tecrübelere dayanarak söyleyebilirim ki, bu kadar fazla iş olanağını çok nadir gördüm" Yaşananlar da, Bay Battles'ı doğrular nitelikte
"Custer Battles özel bir şirkettir Sahipleri Bay Custer ve Bay Battles'dır Hükümet, 13 ayda güvenlikle ilgili en az 100 milyon dolarlık ihaleyi, Custer Battles'a vermeye uygun buldu "
Şirket aleyhine dava açan grupları temsil eden avukatlardan Alan Grayson'ı dinliyorduk Açılan davada Custer Battles, Amerika ve Irak'a ait milyonlarca dolar fonu, kötüye kullanmakla suçlanıyor En çarpıcı iddialardan biri, şirketin, basılan yeni Irak dinarlarını korumak için yönettiği güvenlik operasyonuyla ilgili Avukat Grayson, şirketin, işleri için ihale açtığını, şişirilen maliyetler için sahte faturalar düzenlediğini ve bunları koalisyondan istediğini söylüyor
"Custer Battles, Cayman Adaları'nda, paravan şirketler kurdu Bu şirketler, sahta faturalar düzenlediler Faturalar, anlamlı bir şekilde, kontrol edilen diğer paravan şirketlerce denetlendiler Daha sonra da, hükümete gönderildiler Koalisyon Geçici Yönetimi de, bu sahte faturalar için ödemeler yaptı Custer Battles'ın, Bağdat Uluslararası Havaalanı'nda bulduğu forkliftler buna bir örnek Bunlar, Irak Havayolları'na aitti
Ancak onları Custer Battles buldu Çünkü kazandığı ihale nedeniyle havaalanında sadece şirket çalışanları vardı Peki şirket ne mi yaptı? Forkliftleri boyayıp, Irak Havayolları'nın ait olduklarının anlaşılmamasını sağladı Daha sonra da bunlar, Custer Battles'ın kurduğu başka bir paravan şirkete kiralandı Fatura da, Amerikan hükümetine gönderildi "
Yani, Amerikan hükümeti, Custer Battles'a, Irak Havayolları'na ait forkliftler için ödeme yaptı?
"Evet, bu doğru Asla sahip olmadıkları malzemeler için, fatura kestiler Bir başka örnek de şu: 50 bin dolara mal olan bir helikopter pisti için sahta faturalar düzenlediler Hükümetten 130 bin doların üzerinde para istediler En iyi tahminimizle, Custer Battles Irak'ta yaklaşık 50 milyon dolar yolsuzluk yaptı "
Evet iddialara bakılırsa, sadece bir şirket Irak'ta 50 milyon dolar yolsuzluk yaptı
Programımızın ikinci bölümünde, 'Custer Battles'ın yanı sıra, Amerika Birleşik Devletleri Başkan Yardımcısı Dick Cheney'nin eski şirketi Halliburton'la ilgili iddialara göz atacağız Tüm bu iddialar ışığında ise Iraklıların neler kaybetmiş olabileceklerini, ülkede nelerin farklı yaşanabileceğini değerlendireceğiz
|