| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Keman Hakkında 
 
              
 Keman bir yayla çalınan telli bir enstrümandır
  Keman Ailesinin en geniş aralıklı sesine sahip olan üyesi olan Kemanın yanında diğer üyeleri Viola, Çello ve Konturbas’ dır  Keman kendine özgü biçimiyle 16  yüzyılda Avrupa’ da ortaya çıktı  Teknesi, sırt ( Akçaağaç’ tan ) ve göğüs (Köknar’dan) ile yanlıklardan ( Akçaağaç’ tan ) oluşur  Göğsündeki iki delik “F “ biçimindedir   
 
 Yanlıkların ortasında büyük bir girinti vardır
  Yine Akçaağaçtan yapılan sapın ucu salyangoz biçiminde kıvrımlıdır  Keman imal edilirken, ön, arka kısımlar ve omurga boş bir kutu oluşturacak şekilde birleştirilir  Kuyruğa bağlanan dört tel köprünün üzerinden geçip perdelerden uzanıp akort anahtarlarına bağlanır  Anahtarlar vasıtasıyla akort edilir ve elin perdelere basılması ile değişik sesler ve tonlar elde edilebilir   
 
 Çalgının dört teli vardır Pesten tize doğru doğru Sol, Re, La, Mi
  Keman ailesinden çalgılar; keman, viyola, çello ve konturbas adlarını taşır  İlk kemanlar, Bavyera’ nın Füssen kentinde İtalya’ nın Brescia ve Cremona kentlerinde ve aynı çağda Paris’ de yapıldı  Teknenin uzunluğu 36 – 36 cm, toplam uzunluk yaklaşık 60 cm dir  
 
 19
  yüzyılda İtalyanlar keman yapımında ilk sırayı Paris’li ustalara kaptırdı  Bu ustalar Nicolas Lupot Jean – Baptiste, Vuillaume’ dir  Bu dönemde çalgının tellerini daha çok gerebilmek, gücünü arttırmak ve ses alanını genişletmek amacıyla sap arkaya daha çok eğildi, Abanozdan yapılan perdelik uzatıldı ve yine abanozdan yapılan kuyruk eklendi  Çalgının iç yapısında da gerekli değişiklikler yapıldı  Köşeler, takozlar, bas balkonu ve can direğinin boyutları büyütüldü  Yapımcılar 19  yüzyıla değin her türlü telli çalgıyı yapıyorlardı  20  yüzyılda uzmanlaşmaya başladılar  En büyük keman yapımcıları arasında GagliAnolar, C  Fegant, J  B  Guadagnini, A  Guarneri, L  Guersan, Klotlar, G  P  Maggini, D  Montagnana anılmalıdır  
 
 Kemanın çocuklar için yapılmış daha küçük boyutları vardır
  Çeyrek, yarım (53 cm) ve üç çeyrek (56cm) 
 
 19
  yüzyılın ortalarında Türk Müziğinde de kullanılmaya başlanan keman günümüzde gerek Klasik Türk Müziği, gerekse Türk Sanat Müziği ‘ nin vazgeçilmez çalgıları arasındadır  Alaturka Kemanda Sol, Re, La, Mi akordu yerine La,Re,La,Re ve Sol,Re, La,Re akortları da kullanılır  Alaturka kemancılar sesini arttırmak amacıyla genellikle çalgının göğsünü içten incelttirirler  ( 1 ) 
 
 Tarihte Kemanın Yeri
 
 Lavignag, kemanın Türklerin Kemençeigos yani oğuz kemençesinden alındığını yazar
  Bazı kaynaklarda ise Arapların Rebab’ ından geliştirildiği öne sürülmüştür  Keman asıl biçimini korumakla birlikte 19  yüzyılda bazı değişikliklere uğradı  Çağdaş kemanda gövde ve sap daha uzun, köprü daha yüksektir  Kemana orkestrada ilk olarak 1565’ de S  T  Riggo ve Corteccia’ nın eserlerinde yer verilmiştir  Sonraki yıllarda orkestradaki görevlerinden dolayı birinci ve ikinci keman olarak adlandırılmış, orkestradaki sayıları çoğaltılmıştır   
 
 Türk Musukisi'nde Kemanın Yeri
 
 Kemanın Türk ülkesine ne zaman geldiği tam olarak bilinmemektedir
  İstanbul ve Trabzon gibi Latin ülkeleri ile sıkı ilişkiler içinde bulunan şehirlerde çok eskiden beri kemanın en eski örneklerinin bulunduğu ileri sürülmüştür  Kanun’i Sultan Süleyman’ın sadrazamlarından Makbul İbrahim Paşa nın gençliğinde padişahın şehzadesi olarak Manisa da bulunduğu yıllarda keman çaldığı biliniyor   
 
 Yine bu yüzyılda yaygınlık kazanmış bir saz olarak klasik musukimize girememiş olmakla birlikte halk arasında çok tutuluyor ve koltuk meyhanelerinde çalınıyordu
  Kemanı üst düzey sınıf arasına sokan kişinin Sultan 1  Mahmut dönemi sanatkarlarından olan Corci olduğu ileri sürülür  Kemandan önce musukimizin yegane sazı Rebab idi  O yıllarda kemana “Viola d’ Amore “ deniyordu ki bu sazın benzeri yakın zamanlara kadar kullanılmış olan Sine Kemanı’dır  Kemani Corci’ ye kadar bütün kaynaklarda eski Türk Kemanını çalanların Türk olduğu halde 18  yüzyıldan sonra Türk olmayan kimseler batı kemanını çalmaya heves etmiş ve pek çok ünlü isim ortaya çıkmıştır  Hiç şüphesiz bu sanatkarlar “ Viola d’ Amore’ nin farklı şekilleri olan Sine Kemanı’ nı çalıyorlardı   
 
 Yedi teli olan Sine Kemanı’nın sesi biraz boğukça olduğu ve kemençe sesine benzediği için musukiden anlayanlarca daha çok tercih ediliyordu
  19  yüzyıl başına kadar keman çalan sanatkarlar kemanın her iki türünü de kullanmışlardır  Daha sonra Sine Keman’ı unutulmuştur  Son idrakarları Mustafa Sunar ile Nuri Duyguer olmuştur  Batı kemanının ülkemize yerleşmesinde Romanyalı Miron’ Un büyük rolü olmuştur  Ülkemizde Türk Musukisi ölçüleri içerisinde çok güçlü icrakarlar yetişmiştir  ( 2 ) 
 Bir devreye damgasını vuran bu sanatkarlardan bazıları
 
 
 şunlardır
 
 Kemani Hızır Ağa, Kemani Rıza Efendi, Kemani Corci, Kemani Körsebuh, Kemani Aleksan Ağa , Kemani Memduh, Bülbül-i Salih Efendi, Reşat Erer, Nubar Tekyay, Sadi Işılay, Hakkı Derman Selahhattin Ünal ve bunla gibi musuki termonolojimizde keman çalanlara kemani denir
  
 Müzisyen tellerin üzerinde yayı doğru Açı ile sürtünce ses elde edilir
  Bu yay Pernan bUco2 dan yapılıp 75 sanimetre uzunluğundadır ve telleri at kılındandır   
 
 Kemanın en önemli özellikleri sahip olduğu ses aralığı ve hem lirik hem de hızlı ve parlak kullanıma elverişli olmasıdır
  Kemancılar aşağıdaki teknikleri kullanarak özel 
 
 sesler de elde ederler
 
 Pizzicato ( telleri çekerek ), Tremelo ( yayı hızlı hızlı telin üzerinde hareket ettirmek ), Sul Ponticello ( yayı köprüye çok yakın sürterek ince bir ses elde etme ), Collegno ( yayın teli yerine ahşap kısmını kullanarak ) ve Glissando ( yayların üzerinde parmakları gezdirmekle çıkan ses )
 
 Kemanın ilk olarak 1500 lerde İtalya’ da ortaya çıktığı anlaşılmaktadır
  Lira da Braccio ce Fidle adlı iki enstrümandan türemiş olduğu sanılmaktadır  Keman yapım sanatı 17  ve 18  yüzyıllarda Antonio Stradivari, Guissepe Guaneri ve Jacop Satyner gibi ustalarla başlamıştır  O zamanki kemanların bugüne göre boyunları daha kısa, perde bölgesi daha kısa ve köprüleri daha düzdü  Keman klasik eserlerde ilk kullanılmaya başlandığı zaman alt sosyal seviyede bir Alet olarak görülmüştür  Ancak Claudio Monteverdi’ nin Orfeos’ u gibi eserler ve “24 Viyolons du Roi” gibi topluluklarla bu statüsü de yükselmeye başlamıştır  Bu tırmanma Barok dönemde de Antonio Vivaldi Jsbach ve Georg Philip Telemann gibi bestecilerle devam etmiştir   
 
 Solo konçerto, sonat ve suit gibi müzik janrlarında keman en önde giden olmuştur
  Ancak keman virtiözleri ilk olarak 19  yüzyılda ortaya çıkmıştır  Covanni Viotti, Isaac Stren Mischaelman ve Nathan Nilstain, David Oistrach Pinhas Zuckerman, jacah Heifelds bu konuda ün yapmış isimlerden bazılarıdır  ( 3 ) 
 
 Kemanın Özellikleri
 
 Keman insanı erinden etkileyen eşsiz güzellikteki sesiyle yaylı çalgılar ailesinin en önemli üyesidir
  Sesi öteki çalgılara göre bir çok bakımdan insan sesine daha yakındır  Keman çene altı ile omuz arasına sıkıştırılarak tutulur  Sol elin parmakları sap üzerinde bulunan tellere basarak gezinirken sağ elle tutulan yay keman tellerine sürtülerek çalınır  Gövdenin orta bölümündeki yan girintiler yayın daha kolay hareket etmesini sağlar  35 ile 36 santimetre arasında değişen bir gövdesi vardır  Küçük ve hafif bir çalgı olmakla birlikte ortalama 84 ayrı parçanın bir araya getirilmesi ile yapılır  Genellikle 2 santimetre kalınlığında bir çam veya Akağaçtan oyma Kalemi ve rende kullanılarak biçime sokulur   
 
 Kemanın bir gövdesi ve buna bağlı bir sapı vardır
  Gövde, göğüs tahtası yada tabla denilen üst kapak, alt kapak ve onları birleştiren yanlık adı verilen bir kasnaktan oluşur  Tellerin köprü aracılığı ile gövdeye yaptığı Basınca direnebilmesi için alt ve üst kapaklara bir kavis verilmiştir  Sapın ucundaki burgulara sarılarak bağlanan teller bir eşikten geçerek gövdenin ucundaki kuyruk bölümüne bağlanır  Köprü tellerin titreşimini üst kapağa iletir   
 
 Burgu yuvalarına yerleştirilen kulaklar tellerin istenilen ölçüde gerilmesini sağlarlar
  Gövdenin içine boydan boya yerleştirilmiş bas çubuğu ya da bas kirişi denen bir çıta eşiğin tam altında da can direği denilen bir takoz bulunur  Bas çubuğu sesin tınlanmasına, can direği de ses titreşimlerinin alt kapağa iletilmesine yardımcı olur  Üst kapak üzerinde F biçimindeki iki ses deliği ses titreşimlerinin gövdeden dışarı çıkmasını sağlar  Dış etkilerden korunabilmesi için yapımı tamamlandıktan sonra, özel karışımlı bir tutkalla cilalanır  Cila aynı zamanda kemanın ses tınısını belirleyen önemli bir öğedir  Keman yapım ustalarına LUTHİER denir   
 
 Ülkemizde keman yapım teknikleri çok gelişmiş çeşitli yarışmalarda birincilik alan lutierlerimiz vardır
  Bunlar; Cafer Açın, Mesut Gözalan, Yunus Tarhan, Mehmet Alkan, Nevzat Önder, Ayhan Damcıoğlu, Ahmet İyi doğan, Emin Tilef, Bedi Akol’ dur  
 
 Kemanın Akort Sistemi
 
 Kemanın metalden ya da hayvan bağırsağından yapılmış dört teli vardır
  Akort sistemi pesden tize doğru Sol , Re , La , Mi olarak düzenlenmiştir  Batı kemanlarıyla aynı akort sistemine sahip olmasına rağmen Türk Musukisine uygun bir şekilde isimlendirilmiştir  Do, Sol, Re, La  Bazı icracılar La telini ince sol düzeninde kullanmaktadır  Bu konuda çeşitli fikirler öne sürülmüştür  Eskiden kullanılan ve Avrupa’dan getirilen kemanların beş esas, altı ahenk telinin olduğu ve aynı telin ince sol olarak akort edildiği biliniyor  Bir başka görüş ise Rebab ve ud gibi çalgıların akorduna benzetmek için böyle hareket edildiğidir  La akort Türk musuki icralarında çiğ kalmakla birlikte bazı makamlar transpoze edildiğinde icrada zorluklar oluşmaktadır   
 |