Konu
:
Pontus, Karadenızlilik Ve Millet Olmak
Yalnız Mesajı Göster
Pontus, Karadenızlilik Ve Millet Olmak
08-17-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Pontus, Karadenızlilik Ve Millet Olmak
Karadeniz coğrafi izalasyonu sebebiyle farklı kültürlerle geç tanışabilmiş kendine has/özgü renklerini ve dokusunu bin yıllardır muhafaza edebilmiş bir kültürün anavatanıdır
Karadeniz’den yerli halkı ve onun kültüründen bahseden Urartu ve antik Yunan kaynakları bu bölgeye eski çağlardan beri Kolkhia denildiğini aktarmışlardır
(M
ö 764)
Bizans’lı seyyah ve tarihçi Agathias ise bu bölgeyi anlatırken; “Lazika’da yerliler eskiden Kolkhiler olarak bilinirdi
Kolkhiler ve Lazlar aynı halktır“ der
Bu bölgenin kendi coğrafyasına özgü oldukça farklı ve karizmatik bir kültür karakteri vardır
Bin yıllardır bölge halkın ”Laz“ denilmesi bunun en güzel örneklerindendir
Antik kaynaklarda anlatılan Lazlar bugün bildiğimiz Karadeniz insanına fizyolojik olarak benzemektedirler
Kolkhilerin zengin altın ve gümüş madenleri olduğunu belirten Heredot bölgedeki deniz ticareti gemi hançer ve kiliç (silah) üretimi ayrıca ticaret kolonilerini ayrıntılı bir şekilde anlatır
Kolkhi Kralinin her beş yılda bir Pers Kralına 100 kadın ve 100 erkek hediye ettiğini ve bunun sebebini anlamayamadığını da yazmıştır
Pers minyatürlerindeki yüzü yuvarlak teni beyaz gözleri iri kadınların Kolkhi Krallarının Perslere hediye ettikleri Rum ve Ermeni cariyeler olduğu rivayet edilir
Perslerde beyaz tenlilik asaletin simgesidir
Aristoteles’te Kolkhia’dan ve yerli halkından bahsetmiştir
Büyük İskender’in Doğu Seferi’nde buradaki Krallığın korunduğunu yağmaya veya savaşa maruz kalmadığını yazmıştır
Anadolu’yu gezmiş seyyahlar Pontus bölgesindeki Rum ve Ermenilerin ticaret kolonilerini deniz korsanlarını esir pazarlarını ceşitli sikke basmalarını ayrıntılı bir şekilde yazmışlardır
M
Ö 4
yüzyıla ait altın ve ince işçilikli Kolkhia sikkeleri bu kralliğın hem zenginliğinin hem de bu dönemdeki bağımsızlığının kanıtıdır
Sikke basımında usta olduklari anlaşılan Kolkhiler tarihin ilk kalpazanlarıdır
Basmış oldukları sahte (taklit) Makedon sikkelerini Kuzey Kafkasya’dan Orta Avrupa’ya kadar geniş bir alanda piyasa sürmüşlerdir
Bu bölgedeki keten dokumacılığı ve Karadeniz dağlarına has sert tadımlı baldan ve bunlarin ticaretinden bahseden antik Grek kaynaklar bu bölgede çok çeşitli kavimlerin yaşadığını ve bu halklarin hepsinin çok farkli diller konuştuklarını da anlatırlar
Doğu Bilimci Anne Marie Schimmel bu bölgenin gerçek bir dil laboratuvarı olduğunu düşünmektedir
Bu bölgeyi anlatan kaynaklarda Khai(hay) kavminden sıkça bahsedilir
Yunanlı tarihçi Plinius’un aktardığına göre; Trabzon yakınlarındaki dağlık bölgede Armenokhalib kabilesi yaşamaktaydı
Doğu Anadolu’nun yerli halkı ve Urartu Uygarlığının varisi olarak kabul edilen Khai(khalib Hay) kavmi bugünki ifadesiyle Ermenilerdir (M
s 7
yıl)
Zamanla Karadeniz’in Kapodokya’sı denilen bu bölgeye Rumlar Gürcüler ve çeşitli Kafkas halkları yerleştirilmiştir
Geç Bizans ve Osmanlı dönemi kayıtlarında da; Pontus Bölgesi olarak anılan yer 18
yüzyıla kadar yerli Hristiyan halkın en yoğun yaşadığı bölge olmuştur
Osmanlı’nın Gümüşhane Lazistan Samsun (Canik) sancaklarını kapsayan Trabzon vilayetini de içine alan bu bölgedeki Hristiyanlık inanışı tümüyle otantik bir makyaj almıştır
19
yüzyılın sonlarına gelindiğinde yerli Hristiyan halkın önemli bir kısmının direnmesine karşın büyük kitleler de İslamiyeti kabul etmişlerdir
V
Cuinet’in 1890’li yıllarda aktardığına göre; bölgede 800 bin Müslüman 200 bin Rum ve 50 bin Ermeni vardır
Bu yıllarda Osmanlı Balkanlardan müslümanlaştırılmış bir nüfusu Pontus Bölgesine taşımış ancak yerli Hristiyanlar bu nüfusun topraklarına yerleştirilmelerine karşı direnmişlerdir
Önemli çatışmalar yaşanan bölgeye bu müslüman nüfus ancak bir kaç yıl gecikmeyle yerleştirilebilinmiştir
1
Dünya savaşı başlamadan büyük sorunlar yaşamaya başlayan bölge halkı Balkan Savaşları sırasında ilan edilen seferberliğe karşı çıkmış askere gitmeyi reddetmiştir
Zorla askere götürülenler silahlari ile askerden kaçmış köylerini korumak üzere çeteleşmişlerdir
Bu silahli çetelerden ürken Osmanlı Amele Birlikleri Kurmayı uygun görünce de asker kaçakları daha da artmıştır
Milliyetçi rüzgarların estiği bu dönemde bölge halkı çatışmalara duyarlı olmuş ve bu sebeple de; bölgedeki çatışmalar hem savaş sırasında hem de savaşın ertesinde Hristiyan nüfusun boşaltılmasına dek sürmüştür
(…)
Günümüze değin Karadeniz ve halkı hakkında geniş kapsamlı nitelikli Türkçe bir tarih çalışması hazırlanmamıştır
Pontus sorunu Türk-Yunan çekismesi gibi konuları aşamayan tarih konusmaları bizleri hem yöreye hem de yöreye has kültüre yabancı birakmıştır
Müziği ve dansları ile Anadolu kültüründe ilginç bir karizmaya sahip olan bu yöre unutkanlıklarla ve tarihi saptırmalarla anlatılmaya çalışılmaktadır
Yöre halkının yerel sanatları müziği ve dansları ideolojik çıkarlar doğrultusunda kelimenin tam anlamıyla katledilmektedir
Kendi elindeki tarihsel mirası acımasızca ve hızlı bir şekilde yok etmek tarih bilincinden yoksunluğun ve tek yanlı tarih eğitiminin bir sonucudur
Türkiye halkına milli bir kimlik aşılanmak istenirken tarihi gerçekleri duymazlıktan görmezlikten gelmek Karadeniz gibi bir çok yörenin sanatının dejenere edilmesi demek olmuştur
Karadeniz kültürünü İsmail Türüt’le hatırlayabilmek bu dejenerasyona güzel bir örnektir
Gazeteci mi artdirektör mü yoksa Atlas’ın babası mı olduğuna karar veremeyen bir magazin insanına da bu yörenin danslarını anlattırmak sahneletmek ve bu dansları Avrupa’da tam bir beceriksizlikle Avrupalılara (izleyicilerin ezici coğunluğu Türkiye’li gurbetçilerdir) sunabilmek ise bu yöre sanatını tam anlamıyla katletmektir
Ernest Renan’un bir cümlesini hatırlatmak Karadeniz kültürü ve tarihiyle kurduğumuz ilişkileri daha farklı anlatacaktır
“Millet insanlarin pek cok ortak seyi bulması ve aynı zamanda bir çok seyi unutmuş olmasıyla olur“
Lena Umay
Kaynakca:
· V
Cuinet La Turqie D’Asie Paris 1892
(Paris1993)
· George Rawlinson The History of Herododtus im Project Gutenberg
· Karl Müller Geschichten Hellenischer Stämme und Städte 3 Bände Breslau 1820 (Hamburg 2001)
· Heath Lowry Trabzon Sehrinin Islamlasmasi Istanbul Bogazici Ünv
Yay
1998
· Heath Lowry Anthony Bryer Continuity and Change in late Byzantine and Early Ottoman Society Washington 1986
· Gabriele Habinger Miniaturen aus dem Morgenland Münih Promedis Verl
1997
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul