Yalnız Mesajı Göster

Osmanlı Mimarisi ...

Eski 08-16-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı Mimarisi ...



Nur-u Osmaniye Camii ise mimaride Batılı üslupların belirginleştiği bir yapıdır Bu durum, daha planında dikkati çeker Barok üslubun en belirgin özelliklerinden biri olan oval formlar Türk mimarisinde pek kullanılmamıştır Ancak bu yapıda avlunun oval oluşu ile plana Barok bir nitelik kazandırılmıştır Barok özellikler yapının dışında da kendini gösterir Kıvrık yuvarlak kemerler, oval pencereler, “S” biçimindeki payandalar bu türden ayrıntılardır Zaten bu üslup, Türk sanatında kendini daha çok ayrıntılarda hissettirmiştir Oval plan, yapının iç avlusunda da ilginç bir biçimde uygulanmıştır Üslup değişimlerinden en kolay etkilenen elemanlar olan sütun başlıkları ve kemerler, doğal olarak bu yeni üslubun özelliklerini taşımaktadırlar Bu üslup değişiminden yapının portali de etkilenmiştir Ana hatlarıyla klasik portalleri andırmakla birlikte mukarnasın yerini almış olan Barok kıvrımlı kavsara dolgusu, adeta “Türk Baroğu”nun simgesidir Caminin yanında hünkar mahfili, kitaplık gibi ek yapılar da vardır Yapı, çevresindeki dış avlu ile de Kapalıçarış’nın hareketli görünümünden yalıtılmaya çalışılmıştır
Üsküdar’daki 1760 tarihli Ayazma Camii’nde de Barok özellikleri mimariden çok ayrıntılarda karışmıza çıkar Yüksekçe bir yerdeki camiye daire planlı merdivenlerle çıkılır Bu, plana yansıyan tek Barok özelliktir denilebilir Yapının yalın dış süslemesinde en çok dikkati çeken ayrıntı, cephelerdeki kabartmalardır Bu kabartmalarda aleme benzer biçimler bulunmaktadır Caminin içinde ise minber ve vaaz kürsüsü hemen dikkati çeker Biçim bakımından klasik dönemdeki örneklere benzeyen minberin süslemesi ise çok değişik bir üsluptadır Eski örneklerde görülen geometrik süslemelerin yerini, burada Barok kıvrımlar almıştır Yeni üslubun bir minber kompozisyonunda bile ana formda değil de ayrıntıda yer aldığı görülür
1763 gibi hayli ilerlemiş bir tarihte yapılmış olmasına rağmen Laleli Camii’ndeki Barok üslubun çok çarpıcı olmadığı söylenebilir Bu yapıda da kubbenin sekiz dayanağa oturduğu klasik şema yinelenmiştir Barok özellikler kıvrık hatlar, dalgalı yuvarlak kemerler, pencereler gibi ayrıntılarda karışmıza çıkar Barok üslubun bu yapıdaki etkileri, özellikle kubbeyi destekleyen “S” biçimindeki payandalarda görülür Yoldan bir hayli yüksek konumdaki Laleli Camii’nin altında büyük bir arasta yer alır Burası günümüzde de çarış olarak kullanılmaktadır Bu özelliğiyle yapı, “Fevkani” olarak adlandırılan yükseltilmiş camilerin bir örneği durumundadır
1778 tarihli Beylerbeyi Camii ise ahşap kubbelidir Yapı 1983 yılında bir yangın geçirmiş ama daha sonra onarılmıştır Bu yapıda da özellikle ayrıntılarda Batılı üslupların etkileri görülür Yangından hasar görmüş olmasına rağmen, caminin fildişi ve sedef kakmalı ahşap minberi dikkate değer bir yapıttır Çünkü erken Osmanlı döneminden sonra minber yapımında ahşaptan vazgeçilmiş ve mermer tercih edilmiştir Beylerbeyi Camii’nin minberi, geç dönemdeki nadir ahşap örneklerden biridir
Barok üslubun egemen olduğu dönemde yeni bir külliye biçimi de ortaya çıkmıştır Bir türbe sebilden oluşan bu külliyelere tipik bir örnek, Fatih’deki Nakışdil Sultan Türbesi ve Sebili’dir 1818 tarihli bu yapıtta Barok ve Rokoko üsluplar bir arada görülür Duvarlar düzlemsi niteliklerini yitirerek, içbükey ve dışbükey yüzeyler halini almışlardır
19 yüzyıl başlarında ise bir üslup karmaşası karışmıza çıkar Bu dönemde Ampir, Barok, Rokoko ve klasik Osmanlı üsluplarının hepsinin bir arada kullanıldığı yapılar bile vardır
Tophane’deki Nusretiye Camii’nde ise Ampir üslup ağır basmaktadır Ampir, sözcük olarak “İmparatorluk Üslubu” anlamına gelir Esinini Yunan ve Roma gibi klasik üsluplardan alan bu anlayış, eski Mısır biçimlerinden de etkilenmiştir Napoleone Bonaparte zamanında ortaya çıkan bu üslubu daha sonra Osmanlılar da benimsemiştir Nusretiye Camii’nde Ampir üslubun yanı sıra Barok üslup da görülmektedir Perde motifleriyle süslü korkuluk levhaları ve soğan biçiminde kaideye sahip minarede Barok üslup egemendir Nusretiye Camii’nde oranlar da değişmiştir Ana kitle ve kubbenin çok yüksek olmasından dolayı minareler ince ve uzundur Yapıda bu dönem camilerinin ortak özelliği olan ferah ve çok aydınlık bir mekan yaratılmıştır ıç süslemesinde ise mihrap ve minberin yanı sıra kubbe eteğini çevreleyen yazı kuşağı da dikkati çeker

Alıntı Yaparak Cevapla