Yalnız Mesajı Göster

Osmanli’Da İstihbaratçilik -Osmanli’Nin Mgk’Si

Eski 08-16-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanli’Da İstihbaratçilik -Osmanli’Nin Mgk’Si



VİYANA KONGRESİ



Bugünkü Avrupa Birliği’nin tarihsel temeli olan Viyana Kongresi, yine Halet Efendi’nin marifetleri sayesinde Türkiyesiz yapıldı Napolyon döneminin sona ermesi ile devletlerarası dengeyi kurmak için toplanan Viyana Kongresi’nde Osmanlı Devleti delegelerinin bulunamayışını bazı yerli tarihçiler şöyle açıklıyorlar:

“Osmanlı Devleti’nin de kongreye delege göndermeye yetkisi vardı Fakat içeride pek çok güçlükleri olup gözlerini dış meselelere çeviremiyordu Üstelik III Selim’in tahttan indirilmesi olayında ölen yetenekli kişilerin yerleri boş kalıp gerçekten devlet adamı denecek kişiler yetişmemişti

III Selim’in kıymetli devlet adamları taht kavgaları sırasında öldürüldükleri doğrudur Ancak bu tarihçilerin unuttukları veya yorumlamak istemedikleri Halet Çelebi ismindeki bir felaket Osmanlı sarayındaydı Ve çift taraflı ajan Halet Çelebi, devletin üst düzey bürokratları arasında yaptığı kıyım ile onların yerine ehliyetsiz, beceriksiz kişileri getirtmesi ile III Selim’in oluşturduğu Osmanlı MGK’sı üyelerinin yeri boş kaldı

Halet Çelebi, İngiliz ajanlarının yönlendirmelerine kanmayıp Viyana Kongresine Türk delegeleri gönderseydi bugün Avrupa ve Türk tarihi çok başka bir mecrada akıyor olacaktı Halet Efendi’nin bürokraside yaptığı katliamlar ve tasfiyeler yüzünden Osmanlı Devletinde siyasi müzakerelere katılabilecek ve başka ülkelere çalışmayan ileri düzeyde batı dillerini bilen üst düzey bürokrat yoktu Dışarıda gelişen olayları ise Fener’li Rum tüccarlarından bilgi alabiliyorlardı

Osmanlı Devleti’nin Viyana Kongresi’ne katılmayışını Cevdet Paşa şöyle değerlendiriyor:

“ Bu kongreye katılmak üzere Avusturya Başbakanı Metternich’in delege göndermemiz için yaptığı çağrıya Osmanlı Devleti şu düşünce ile uymadı: ‘ Hükümet bu öneriyi, her şeyden önce gereği gibi incelemeyip delege göndermekten uzak durdu Çünkü devlet, Avrupa devletlerinden bazılarıyla ilişki kurup ittifak etmek yolunu bir süreden beri kendisi için yeni bir politika olarak tutmuşken, Avrupa politikasının bir kararda olmamasını deneyimlerle anladıktan sonra bu ittifak politikasında sıtkı sıyrılarak eskiden beri izlediği yansızlık politikasına dönmüş ve bunun da yararını görmüştü Şöyle ki: Napolyon ile ittifak etmekten uzak durup Bükreş Barış Antlaşması’nı kabul ile yakayı kurtarmış olduğundan, şimdi Viyana Kongresi’ne delege gönderip de ülkenin bütünlük ve dokunulmazlığını devletlerin ortak güvencesi altına aldırması Metternich tarafından bildirildiğinde duraksayarak;

a)Acaba söz konusu güvence Rusya’yı kuşkulandırır mı?

b)Osmanlı Devleti’nin güvence istemesi, geleceğine güveni olmadığı düşüncesini uyandırmaz mı?

c)Rusya’nın Osmanlı Devleti’ne geri vermeyi antlaşma ile kabul ettiği kaleler konusu kongre gündemine gelip de geri alınmazsa, Osmanlı Devleti’nin bu kaleleri isteme hakkı büsbütün yitirilemez mi?

d)Bu kalelerin geri verilmesi Bükreş Antlaşması’nın koşulları gereğinden olduğu çok açık iken, geri verme işleminin yerine getirilememesi durumunda, antlaşmalara verilen sözlere güven kalmayıp iş kuvvet kullanmaya ve yenmeye kalacağından, Viyana’da verilecek ortak güvenceye güvenilir mi?

Viyana Kongresine katılmaktan çekinmenin başlıca nedenlerinden biri de Sırbistan’ın ayrıcalıklarının gündeme getirilmesi konusuydu Oysa Osmanlı devleti korktuklarının hepsine daha sonra, yani Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasının ardından Akkerman Antlaşması’nda uğradı

Ve, Osmanlı Devleti, sanayi güçlü olan Avrupa’dan bir ajan başbakanın marifetiyle kendisini çıkarmış ve onların desteğinden yoksun bırakarak yalnızlığa mahkum olmuştur Bir Avrupa devleti iken, kendi elleri ile Avrupa Hukuku alanı dışına attı


İÇ KARIŞIKLIKLAR


Osmanlı Devleti, dışarıda kendi (aslında Halet Efendi’nin) elleri ile izole ettirirken diğer taraftan da içeride karışıklıklar birbirini kovalıyordu Yeniçeri’lerin Semer kaldırma (Bir ortadan-bölükten diğer ortaya geçme) olaylarından dolayı karada ve denizde tam üç gün üç gece çarpışıyorlardı Bu esnada Yeniçeri’nin medrese öğrencilerine yaptığı zulüm, Kürt hamallardan birinin karısına sarkıntılık etmesi, öğrenci ve Kürt hamalların isyanı, Ermenilerin isyan girişimleri… Gibi olaylar devleti bir açmazın içine sokuyordu

Yine Halet Efendi’nin maharetiyle meydana gelen Tepedelenli Ali Paşa isyanı, Mora, Sisam ve Girit’te karışıklıklar, Rumlar arasında başkaldırmalar, üstelik bu başkaldırıların İstanbul’u merkez alması, Eflak ve Boğdan(Romanya)’daki karışıklıklar devletin her yönden güçsüzlüğünü ortaya koyuyordu

Rum Ortodoks Patriği Gregoryus, Mora’daki isyan eden Rumları yönlendirdiği ortaya çıkınca Hıristiyanların kutsal günü olan Paskalya’da azledildi, (Osmanlı Devleti’nde din adamları idam edilemezdi yasa gereği) Fener Patrikhanesi’nin orta kapısında asıldı Mora isyanını yönlendiren üç Metropolit de İstanbul’un Balıkpazarı, Kaşıkçılar Hanı ve Parmakkapı gibi yerlerde asıldırılar

Bu sırada Sadaret Makamı’na mertliği ile bilinen ve doğru sözünü esirgemeyen Benderli Ali Paşa getirildi Benderli Ali Paşa’nın sözünü esirgememesi, devlet idaresini bilmesinden dolayı Halet Efendi “saltanatının sarsılacağından endişelenerek” bir ayak oyunuyla onu önce Kıbrıs’a sürdürdü ardından da orada öldürttü

Benderli Ali Paşa’dan kurtulan Halet Efendi, bu sefer, kendisinin sözünden çıkmayan Salih Paşa’yı Sadaret makamına getirdi Salih Paşa’nın bu göreve gelmesinden sonra iç karışıklıklar daha da arttı Tarih-i Cevdet’te Salih Paşa döneminden şöyle söz ediliyor:

“ Salih Paşa’nın Sadrazam olduğunun ertesi Salı günü İstanbul’un birçok yerinde 12 Rum öldürttü Bunlardan biri Arnavutköy Başpapazı idi Onu izleyen Çarşamba günü 7 Rum daha idam ettirdi Bu idamlardan cesaret alan Müslüman vatandaşlar, Kalas’ta Rumların Müslümanlara yaptıkları alçaklıkların öcünü almak için, bazı nedenlerle şahsi kin besledikleri Rumları öldürmeye başladılar” Görüldüğü gibi Halet Efendi’nin maşası Salih Paşa yönetimi, varolan Kaos’u daha da artırıyordu Durumun vahametini anlayan bir süre sonra kendisinin oluşturduğu gizli MGK’nın da yardım ve desteği ile Yeniçeri ocağını tamamen ortadan kaldırmayı başarır

Alıntı Yaparak Cevapla