Prof. Dr. Sinsi
|
Yeniçeriler / Yeniçeriler Hakkında / Yeniçeriler Hakkında Geniş Bilgiler
Yeniçeriler - 4 : Yeniçeri Ocağı'nın Teşkilatlanması
Osmanlı ordu teşkilatını genel olarak inceledikten sonra Yeniçeri Ocağı'nın kendi iç yapısını daha detaylı inceleyebiliriz
Yeniçeri Ocağı kendi içinde 3 bölüme ayrılırdı Bunlar Cemaat ortaları(taburları), Sekban ve Ağa bölükleri idi
Cemaat Ortaları: Ocağın ilk kurulan bölümüdür Önceleri her yüz asker bir orta oluşturur, başlarında da yayabaşı denen komutanlar bulunurdu Ortalardaki asker sayısı 17 -18 yüzyıllarda artmışsa da, toplam orta sayısı 101 olarak kalmıştır Bu ortalar diğer (Ağa ve Sekban) ortalarına göre imtiyazlı idiler En önemli hudut kalelerine muhafız olarak bu ortalar gönderilirdi
Bilinen Cemaat Ortaları şunlardır:
1 Kul kahyası tarafından komuta edilen Deveciler (Sultan da 1 Orta'ya bir asker olarak kayıtlıdır )
2 Deveci
3 Deveci
4 Deveci
14 Haseki(muhafız)
17 Çergiciler(Çadır dikiciler Bunların çadırları sefer sırasında sultanın çadırının karşısında bulunurdu )
28 Okçular
35 Sekban avcıları
60 Solaklar(İmparatorluk muhafızları)
61 Solaklar
62 Solaklar
63 Solaklar
64 Zağarcılar(Sultanın av birliklerindendir Mızraklı süvarilerden oluşur )
65 Zağarcılar
71 Samsuncular(Sultanın av birliklerindendir )
73 Turnacılar(Sultanın av birliklerindendir)
94 (Orta imamı tarafından kumanda edilirdi )
99 (Bektaşi şeyhi tarafından kumanda edilirdi )
101 (Beytülmalcı(yeniçeri hazinecisi) tarafından kumanda edilirdi )
Sekban Bölükleri: Fatih Sultan Mehmed'in 1451'deki Karaman seferi sırasında yeniçerilerin buyruklarına karşı çıkması üzerine kendine bağlı askerlerden oluşturduğu birlik olarak ortaya çıktı Toplam 35 ortadan oluşan sekbanlar daha sonraları tek bir orta sayıldı ve Yeniçeri Ocağı'nın 65 ortası olarak adlandırıldı
Bilinen Sekban Ortaları:
18 Katipler (Sekban bölükleri Yeniçeri Ocağına bağlanmadan önce katiplik yaptıkları için bu isimle adlandırılmışlardır )
20 Kahya Sekban Ortası diye bilinir
33 Avcılar (Avcubaşı tarafından kumanda edilirdi Karadeniz kıyılarına konuşlanmışlardır Boğaz girişinin güvenliğinden sorumlu oldukları sanılmaktadır )
Ağa Bölükleri: II Bayezid'in tahta çıkışı (1481)sırasında sekbanların ayaklanmaya kalkışması sonucunda kuruldu Padişaha bağlı askerlerden oluşturulan ağa bölüklerinin sayısı 61 idi Kanuni Sultan Süleyman döneminden (1520-1566) başlayarak padişahlar da birinci ağa bölüğünün askeri sayıldı
Bilinen Ağa Bölüğü Ortaları:
5 Başçavuş tarafından idare edilirdi
19 Bekçiler (Günümüz askeri polisinin yaptığı görevi yapardı )
28 Muhzır Ağa tarafından idare edilirdi (Yeniçeri Ağası'nın muhafızları da bu ortadan seçilirdi )
32 Kahya Vekili tarafından idare edilirdi
54 Talimhaneci tarafından idare edilirdi
56 Haliç civarında konuşlanmış polis birliği
Yeniçeri Ocağı içerisinde 196 orta bulunmaktaydı Bunun 101 tanesi Cemaat, 61 tanesi Ağa bölükleri ve 34 tanesi de Sekban bölüklerine bağlıydı

Yeniçeri ortalarının amblemleri 1-101 arası amblemler Cemaat Ortalarını, 2B-58B arasındakiler de Ağa bölüklerini ifade etmektedir
Yeniçeri Ocağı'nın Rütbe Yapısı:
Yeniçeri ocağının rütbe yapısı, modern orduların rütbe yapılarına göre oldukça karmaşıktır
Ocak bünyesindeki 196 ortanın hepsi Yeniçeri Ağası'na bağlıdır Ayrıca Ağa, padişahın bulunmadığı durumlarda Başkomutan vekili olur
Diğer Genelkurmay subaylarından Sekbanbaşı ve Kul Kahyasıdır Bunların İkisi de Yeniçeri Ağa'sının yaveridir Ayrıca İstanbul Ağası(İstanbul'daki tüm acemi oğlanların ve garnizonların komutanı), Ocak İmamı, Solakbaşı, Beytülmalcı(Yeniçeri Ocağı mali sorumlusu), Muhzır Ağa, Kahya Yaveri, Talimhanecibaşı, Azarbaşı(Hapishane ve ceza infaz sorumlusu) diğer Genelkurmay subayları arasındadırlar
Rumeli Ağası, Anadolu Ağası ve Gelibolu Ağası bu bölgelerden devşirme çalışmaları yapmak ve bu bölgelerdeki ortaları yönetmekle görevlidirler Ayrıca yeniçerilerin çocuklarını eğitmek üzere Kuloğlu Başçavuşu görevlendirilmiştir
Ortaların kendi içindeki komuta yapısı Orta Asya geleneklerine göre düzenlenmiştir Liderin adamlarını beslediği bir gelenekten gelen yeniçeri sisteminde orta içerisindeki rütbeler Çorbacı(albay) ile başlar Ondan sonra Aşçı Usta gelir ve Aşçı Usta komutası altında 1 veya 2 tane daha Aşçı rütbesinde astsubay ve Başkarakullukçu(Başçavuş) bulunur Orta içerisinde askeri terimi çağrıştıran tek rütbeye sahip olan kişi Bayraktar'dır Orta sancağından sorumludur Orta içerisinde yardımcı görevlerde bulunan diğer görevliler; Odabaşı(kışla sorumlusu), Vekilharç(levazımcı), Sakabaşı( su tedarikçisi) ve İmam'dır
Bunların orta içerisindeki yetki sıraları tam bilinmemekle beraber, Sakabaşı en düşük rütbe olacak şekilde, Baş Karakullukçu, Aşçı Usta, İmam, Bayraktar, Vekilharç, Odabaşı ve en yüksek rütbe olarak Çorbacıbaşı şeklinde olduğu zannedilmektedir
Rütbesiz askerler olan Yeniçeri "Nefer"i de kendi içinde 3 seviyeye ayrılır Bunlardan en alt seviyedeki Eşkincilerdir Eşkinciler yeni askerlere verilen isimdir Amelimanda, savaş görmüş gazilere verilen idimdir Oturak ise en üst seviyedir Oturaklardan sefere çıkmaları istenmez Ayrıca ticaret yapmalarına da izin verilir
Sancaklar ve Semboller :

A,B ve C)At kuyruğundan yapılmış tuğ figürleri, D ve E) Alem figürleri, F ve G)Birlik sancağı, H)Birlik forsu, I)Savaş Sancağı, J)Eyalet Sancağı, K)Savaş Sancağı, L)Kumandan Sancağı
Yeniçeri Ocağı'nın kendine ait bir sancak ve sembol sistemi vardı Avrupa ordularından tamamen farklıydı
Orhan Bey, Yeniçeri Ocağı kurulduğunda ocağa üzerinde hilal olan kırmızı bir sancak vermişti İstanbul'un fethinden sonra ise bu sancağa bir yıldız eklenmiş ve modern Türk bayrağı ortaya çıkmıştır Yeniçeri sancakları üzerinde güneş, yıldızlar, hançer gibi semboller veya Zülfikar gibi dini semboller bulunurdu Tuğ ise en ayırt edici ve kutsal objeydi ve bunu taşıyan birlik normal ordudan 1 günlük mesafe önde ilerlerdi
Ocağın sembolleri arasında belki de en çok göze batan "kazan" sembolüydü Kazan her ortada bulunan ve yemeklerin piştiği kaptı Yemek saatleri askerler kazanın etrafına toplanırlardı Geçit törenlerinde ortalar kazanlarıyla beraber geçit töreni yaparlardı Kazan taşınma törenlerinde tam bir sessizlik olurdu Ayrıca savaşta ortaya ait kazan, bir geri çekilme noktası olarak da görev yapardı Eğer bir orta kazanını kaybederse, subayları ve neferleri ile ayıplanırdı ve bu ortaya bir daha kazan taşıma törenine katılma izni verilmezdi
Yeniçeriler - 5 : Üniforma ve Silahlar
Yeniçeri kıyafetleri çoğunlukla yünlü giysilerdi Kafalarına giydikleri börk ve üsküfler en dikkat çekici aksesuarlarıydı Bu başlıkların ön tarafına küçük tahtadan bir kaşık iliştirilmişti Bu, Yeniçeri Ocağı'nın yemekle ilgili sembollerinden biriydi Subayların yelekleri genelde kürklü olurdu Sarı çizme giyen subaylar ve ayrıcalıklı birlikler dışında, Yeniçeri askerleri kırmızı deriden çizmeler giyerlerdi Kemerler ve kuşaklar rütbe sembolleriydi Bostancı Ocağı'nın 9 rütbe seviyesinin hepsinin ayrı kuşak renkleri vardı En yüksek seviye olan 1 seviye mavi, 2 beyaz, 3 sarı, 4 mavi ve beyaz, 5 beyaz kumaş, 6 beyaz ipek, 7 siyah kumaş, 8 ve 9 ise düz siyah kuşaklar giyerlerdi
Osmanlı ordusu silah ihtiyacının büyük kısmını Avrupa'dan alırdı Her ne kadar Vatikan bu ticareti durdurmak istemişse de Protestan İngiltere ve Hollanda bu ticarete devam etmişlerdir Osmanlı da karşılığında yüksek kaliteli silah namluları satmıştır
Yeniçeriler barış zamanı silahsızlandırılırlardı Sefer hazırlıklarında ise Cebehane'den(Silah deposu) istedikleri silahı alırlardı
Osmanlı ordusunda başlarda kılıç kullanımı pek yaygın değildi Daha çok mızrak çeşitleri kullanılıyordu Ancak yine de Osmanlı kılıçları kendilerine hastılar Genelde Pers ve İslam geleneğini yansıtan kılıçlar kullanılırdı Avrupa ordularının aksine Osmanlı kılıçları düz değil hafif eğimliydi Ancak acemi kılıcı denilen kılıçlar düz yapıdaydılar Gaddar denilen kılıçlar geniş ve hafif eğimliydiler Bunlar Pers kökenliydiler Genelde Levendlerin kullandıkları yatağanların ve düz palaların kökenleri tam bilinmemektedir Meç, batılı silahlardan esinlenilerek kullanılmıştır Kesici değil delici bir silahtır Sadece denizciler ve Macaristan'daki birlikler tarafından kullanılmıştır Gürz, şepşer, koçbaşı ve teber de yine popüler silahlardandı Osmanlı ordusu saplı silahlardan da kullanmıştı Bunlardan en çok bilinenleri harba, tırpan, zıpkın ve balta idi Bu silahların kullanımının Cenova ve Venedik kolonilerinden öğrenildiği düşünülmektedir ancak Osmanlının ürettiği saplı silahlar daha çok Rusların kullandıklarına benzer
Yeniçeri ortaları genelde piyade okçularından oluşuyordu ancak sonradan barutlu silahlarla silahlanmaya başladılar Ancak ok ve yay her zaman ocak için önemli birer sembol olarak korundu Yeniçerilerin tatar yayı(crossbow) kullanmış oldukları pek bilinmez Ancak çanra adı altında bu silahın kullanılmış olduğu ortaya çıkmıştır Yeniçerilerin barutlu silahları kullanmaları Batılıların dikkatini çeken şeydi Her ne kadar başlarda Yeniçeriler bu pis silahların, temiz görünüşlerini bozduğunu düşünüp istememişlerse de Macaristan Seferi'nde bu silahların etkisini görmüş ve bu silahları kabullenmişlerdir
Avrupa çakmaklı tüfekler kullanırken Osmanlı ordusu bunları kullanmamıştır Çünkü çakmaklı tüfekler doğunun tozlu savaş alanlarında hiç kullanışlı değildi Kolay temizlenen çakmaklı tüfekler 17 Y Y 'da ortaya çıkana kadar Osmanlı ordusu kendi eski tüfeklerini kullanmıştır 1645-1669 Girit Seferi'nden sonra tabancalar da kullanılmaya başlanmıştır
1770 yılında Baron de Tott isimli Macar asıllı Fransız, Osmanlı Ordusu'nu modernleştirmek için davet edilmişti Beraberinde getirdiği "süngü"yü Yeniçerilere tanıttı Ancak Yeniçeriler süngüyü kabullenemediler Çünkü süngü, bireysel savaşan Yeniçeri savaşçısının aksine, mızrak gibi, daha organize ve birliktelik içinde savaşıldığı zaman kullanışlı oluyordu Yeniçeriler bunu şöyle görmüş olabilirler "savaşçı gibi değil de, robot gibi savaşmak "

(A-B) 16 Y Y Türk piyade zırhı (C) Osmanlı külah miğferli tam piyade zırhı (D) Kolluk (E) Omuz ve boyun muhafazası (F) Kıncal(Kafkas hançeri) (G) Şimşir (H) Yatağan (I) Türk eski tüfeği (J) Kafkasya çakmaklı tüfeği (K) Türk çakmaklı tüfeği (L) Türk çakmaklı tabanca (M) Arnavut çakmaklı tabanca (N) Kapsül haznesi (O)Barut kabı (P) Türk barut kabı (Q) Savaş Baltası (R) Tören baltası (S) Tırpan (T) Nacak (U) Bıçak (V) Arnavut hançeri
|