Konu
:
62 Yıl Sonra: Hiroşima Ve Nagazaki’De Abd Nükleer Terörü
Yalnız Mesajı Göster
62 Yıl Sonra: Hiroşima Ve Nagazaki’De Abd Nükleer Terörü
08-16-2012
#
3
Prof. Dr. Sinsi
62 Yıl Sonra: Hiroşima Ve Nagazaki’De Abd Nükleer Terörü
62 Yıl Sonra: Hiroşima ve Nagazaki’de ABD Nükleer Terörü-III
SONSÖZ
Aradan geçen 60 yıla rağmen insanlık Hiroşima ve Nagazaki’nin karabasanının gölgesinde yaşamaya devam ediyor
O acı günlerden sonra da dünyanın dörtbir yanında giriştiği doğrudan ya da dolaylı saldırganlık yoluyla milyonlarca işçi ve emekçiyi katleden ve Ortadoğu ve Orta Asya’da savaş kundakçılığı yapan Amerikan devlet teröristleri ve onların Siyonist ortakları bugün de İran’a karşı bir nükleer saldırı hazırlığındalar
Ellerinde her biri “Küçük Oğlan”dan ve “Şişko”dan binlerce kez daha güçlü onbinlerce nükleer füze bulunan ABD emperyalistleri bütün dünyayı bir Hiroşima’ya bir Nagazaki’ye çevirmeye hazır olduklarını onyıllardır kanıtlamış bulunuyorlar
Ellerindeki korkunç ve nicelik ve nitelik bakımından sürekli olarak geliştirdikleri konvansiyonel silah stoğuyla yetinmeyen uzayı silahlandıran 2001 yılından itibaren nükleer silahların yaygınlaştırılmasına bazı kısıtlamalar getiren uluslararası anlaşmadan çekilen ve değişik tipte yeni nükleer bombalar geliştirmekte olan ABD emperyalistleri tüm emekçi insanlık için Hitler faşizminden ve onun bağlaşıklarından çok daha büyük bir tehlike oluşturuyorlar
Askeri harcamaları dünyanın geri kalanının toplamının askeri harcamalarına eşit olduğu tahmin edilen bu devlet teröristleri çılgınca silahlanmaya dünyanın her tarafında askeri üsler kurmaya ve kendilerine boyun eğmeyen herkesi tehdit etmeye devam ediyorlar
Halihazırda onlar İslam ülkeleri işçi sınıfı ve halkları başta gelmek üzere dünya işçi sınıfı ve halklarına karşı “teröre karşı savaş” adı altında pazarlanan bir savaş yürütmektedirler
Onları durdurabilecek biricik güç ezilen ve sömürülen yığınların demokrasi ulusal kurtuluş ve sosyalizm kavgasıdır
Bugün emekçi insanlığın ivedi ve merkezi görevi her ulustan milliyetten dinden ve mezhepten işçi ve emekçilerin geniş ve militan bir anti-emperyalist birleşik cephesini oluşturmak ve tüm dünyayı köleleştirmek için yola koyulmuş bulunan Amerikan neo-faşizmini ve onun yakın bağlaşık ve uşaklarını tarihin çöplüğüne gömmektir
Yeni Hiroşimalardan ve Nagazakilerden ve tüm dünyanın bir nükleer cehenneme çevrilmesinden kaçınmanın biricik yolu budur
DİPNOTLAR
(1) Fakat savaşın sonunun yaklaştığı 1945 yılında ABD ve Britanya emperyalistleri kısmen Almanya’da ama daha çok Japonya’da atom bombasının kullanılmadığı ama aşağı yukarı aynı ölçüde sivil can kaybına ve büyük maddi yıkıma yol açan çok şiddetli hava saldırıları da gerçekleştireceklerdi
Örneğin ABD ve Britanya savaş uçaklarının hiçbir askeri tesisin bulunmadığı ve Avrupa’nın en önemli kültür merkezlerinden biri sayılan Alman kenti Dresden’e karşı 13 Şubat 1945’te gerçekleştirdikleri ve 14 saat süren korkunç saldırı 60000’e yakın insanın bombalanarak yanarak ve havasızlıktan boğularak ölmesine yol açacaktı
Mültecilerle birlikte 1 milyona yakın kişinin bulunduğu tahmin edilen kente 700000 fosfor bombasının atılması sonucunda sıcaklığın 1600 dereceye çıktığı için ölen insanların çoğunun cesetlerinin tümüyle yanarak tanınmaz hale geldiği ya da betona ve kentin zeminine karıştığı tahmin ediliyor
9-10 Mart 1945’te ise 334 B-29 dev bombardıman uçağı 6 milyon kişinin yaşadığı Tokyo’yu üç saat süreyle yoğun bir biçimde bombaladı
1665 ton yangın bombasının kullanıldığı bombardımanda yaklaşık 84000 kişi can verirken 41000 kişi yaralandı; yer yer kentin içinden geçen ırmağın sularının kaynadığı saldırıda 265000 kadar bina yıkıldı ve yaklaşık 42 kilometrekarelik bir alan tamamen küle döndü
Ölenlerin çoğunu kadınların çocukların ve yaşlıların oluşturduğu bombardımanda B-29 uçaklarının pilotları yanan insan eti kokusundan ötürü kusmamak için oksijen maskesi takmak zorunda kaldılar
Kapitalizmin vahşeti sosyalizmin insani niteliğiyle bu alanda da tam bir karşıtlık oluşturuyordu
İkinci Dünya Savaşında ölçülemeyecek derecede fazla kayıp vermiş olmasına rağmen Sovyetler Birliği’nin hava kuvvetleri hiçbir zaman kentsel yerleşim bölgelerinin ve diğer sivil hedeflerin ayrımsız ve yoğun bombardımanı taktiğine başvurmadı
(2) Potsdam Konferansının 24 Temmuz tarihli oturumu sırasında Truman bir ara Stalin’in yanına gelerek ona “bizim artık olağanüstü ölçüde güçlü bir silahımız var” diyecekti
Stalin’in sakin bir biçimde “bunu duyduğuma sevindim” demesi üzerine Truman ile Churchill Sovyet liderinin neyin sözkonusu olduğunu kavramadığı sonucuna vardılar
Oysa ABD’ndeki ve Manhattan Projesi içindeki ajanları aracılığıyla Sovyetler çoktandır nükleer çalışmalar hakkında geniş bilgi sahibiydiler
(3) Azılı bir anti-komünist olan ve Nazi Almanyası’nın Haziran 1941’de Sovyetler Birliği’ne saldırmasından sonra ABD’nin bu iki ülkenin karşılıklı olarak birbirlerini yormalarına ve tüketmelerine yardımcı olması (!) gerektiğini savunan Senatör Truman o günlerde şöyle demişti: “Almanya’nın kazandığını gördüğümüzde Sovyetler Birliği’ne; Sovyetler Birliği’nin kazandığını gördüğümüzde Almanya’ya yardım etmeliyiz ki bu şekilde birbirlerini mümkün olduğunca çok kırsınlar
” (New York Times’tan aktaran Tarih Çarpıtıcıları İnter Yayınları İstanbul 1989 s
76)
(4) Yani bazılarının sandığının tersine “önleyici savaş doktrini” hiç de George W
Bush dönemine özgü değildi; ABD emperyalistleri en azından Hitler kliğinin yolundan gitmeye başladıkları 1940’ların sonlarından bu yana bu faşist doktrin uyarınca hareket ediyorlar
1960’larda Vietnam halkına karşı girişilen korkunç saldırı savaşının gerekçesi de Çinhindi’nda ve Asya’da komünizmin yayılmasını “önlemek” değil miydi?
Garbis Altınoğlu 3-6 Ağustos 2005
***
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul