Yalnız Mesajı Göster

Birinci Dünya Savaşı Ve Millî Mücadele ...

Eski 08-16-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Birinci Dünya Savaşı Ve Millî Mücadele ...



Mütareke ve Barış: Batış Yılları

Sultan Reşad'ın ölümü üzerine (3 Temmuz 1918) son Osmanlı padişahı olacak VI Mehmed Vahideddin (1918-1922), felâketli bir dönemde tahta çıktı Artık İstanbul semalarında düşman uçakları uçabilmekte ve şehre bombalarını atabilmekteydi Filistin-Suriye ve Irak cepheleri çökmüş, Bağdat (11 Mart 1917), Kudüs (18 Aralık 1917), Şam (1 Ekim 1918), Halep İngilizlerin; Beyrut (6 Ekim 1917), Trablusşam, İskenderun (14 Ekim 1917) Fransızların eline geçmişti 1918 yılında devam eden askerî harekât, durumu daha da ümitsizleştirmiş, idarî ve ekonomik yapı ise artık tamamen yıkılmıştı Nihayet Bulgarların harpten çekilmek zorunda kalmaları, genel çöküntüyü daha da hızlandırdı Batı cephesindeki ağır yenilgiler ve içte beliren ihtilal karışıklıkları üzerine Almanya ve dağılan Avusturya-Macaristan da mütarekeye yanaştı (3-4 Kasım 1918) Sadrazam Talat Paşa, Osmanlı Devleti için de mütareke yollarını açabilmek amacıyla istifa etmiş (8 Ekim 1918) ve yerine Cihan Savaşı'na girilmesine taraftar olmayan Ahmed İzzet Paşa hükümeti kurulmuştu (19 Ekim 1918) Böylece İttihat ve Terakkî hakimiyeti sona ermekteydi Kısa bir müzakereden sonra dikte ettirilen mütareke, Osmanlı Devleti'nin mutlak yenilgisini belgeledi Osmanlı Devleti'nin müstakil bir devlet olarak, artık ayakta kalamayacağının ve yapılacak barışın da, harp içinde müttefikler arasında yapılan bütün bölüşme plan ve antlaşmalarına (Sykes-Picot Antlaşması, 1916) uygun olarak, ne kadar ağır şartlar ihtiva edeceğinin bir işareti oldu

Mondros Mütarekesi hükümlerinin yerine getirilmesi, memleketin tüm mevcut ve muhtevasıyla, galiplere tesliminden başka bir anlam taşımaz Alman subay ve askerleri, tahliye olunur Bütün müstahkem mevkiler teslim edilir Ordular dağıtılır Liman von Sanders, kumandanı olduğu Yıldırım Orduları Grubunu, Çanakkale kara savaşlarında ismini duyuran, Doğu'da Ruslara karşı zafer kazanan, harbin gidişatını tenkitçi bir gözle yakından takip etmiş bulunan Mustafa Kemal Paşa'ya teslim ederek ayrılır Mustafa Kemal Paşa, ağır mütareke hükümlerine karşı ilk açık tepkilerini dile getirir ve Sadrazam İzzet Paşa'yı bu yönde uyarır Yıldırım Orduları Grubu'nun da ilgası üzerine, İzzet Paşa'nın isteğine uyarak İstanbul'a gelir Aynı gün, büyük bir düşman donanması da, Dolmabahçe önlerinde demir atar ve şehri işgal eder (13 Kasım 1918) Bu arada, mütarekeden sonra İzzet Paşa da istifa etmiş (8 Kasım 1918) ve yerini Tevfik Paşa sadaretindeki hükümete bırakmıştır Mütarekeden sonra yurt içinde başlayan siyasî kaynaşma, İttihatçılara karşı duyulan infialde odaklaşmış; harp suçluluğu ve sorumluları, hararetle tartışılan bir konu olmuş, çeşitli yolsuzluklar gündeme getirilmiş; "Ermeni tehciri" soruşturularak incelenmişse de, suçlayıcı müşahhas delillerle, bir neticeye varılamamıştır Yeni siyasî kuvveti oluşturan Hürriyet ve İtilaf Partisi, nihayet Damad Ferid Paşa'nın sadarete tayini ile (4 Mart 1919) iktidara sahip oldu Öte yandan düşman işgaline uğrayan veya böyle bir tehlike ile karşı karşıya kalan Anadolu ve Rumeli'deki çeşitli bölgelerde, mahallî "Müdafaa-i Hukuk" cemiyetleri kurulmasına girişildi Ermenilerin, Kars'ı (19 Nisan 1919); İtalyanların, Antalya (29 Nisan 1919) ve Kuşadası'nı (13 Mayıs); Yunanlıların, Fethiye'yi (11 Nisan) işgallerini, Urfa, Antep ve Adana bölgesindeki Fransız ve İngiliz işgalleri izledi 15 Mayıs 1919'da İzmir'in Yunan işgaline uğraması ve Batı Anadolu'ya yönelik Yunan tecavüzü, büyük bir millî infialin uyanmasına yol açtı Tarih içinden gelen münâferet, bu işgali, Anadolu'da doğacak olan millî helecan ve ayaklanmanın tahrik noktası yaptı Yunan saldırısına cevaz veren müttefikler, böylece yeni Türkiye'nin kurulmasına yol açmış oldular

Alıntı Yaparak Cevapla