Yalnız Mesajı Göster

İstiklal Marşının Şifreleri Çözüldü / İstiklal Marşının Şifreleri Hakkında

Eski 08-16-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstiklal Marşının Şifreleri Çözüldü / İstiklal Marşının Şifreleri Hakkında



O benimdir, o benim milletimindir ancak


Bu mısrada şair yine o kişiden söz ediyor Bir yandan da Türk milletini de yüceltiyor Şair kıskançlık derecesinde bir sahiplenmeyle o kişiye sahipleniyor ona değer veriyor O kişiye büyük sevgi duyduğunu anlatmaya çalışıyor ‘milletimindir’ diyerek türk milletinin o kişiye sahip olmayı hak ettiği buna layık olduğu anlatılıyor Demek ki o kişi tanıdığı, faaliyetine başladığı zaman Türkiye’de bulunacak faaliyetlerini Türkiye merkezli yürütecek Diğer bazı milletler o kişinin Türk olduğunu görerek Türk milletine imrenecekler, Türk milleti ve tarihi diğer milletlerce takdir görecek Bu mısrada yine anlaşılıyor ki o kişi Türk’tür, Türkiye’de belirecek Türkler ve Anadolu halkı tarih boyunca İslam’ın bayraktarlığını ve koruyuculuğunu yaptıkları için Allah o kişiye sahip olmayı Türklere layık görmüştür O kişi anlaşılıyor ki başka bir ülkeye gitmeyecek, Türk milleti gitmesine rıza göstermeyecek, o kişin ihtiyaçları, istekleri Türkiye’de karşılanacak, Türk milletinden yardım görecektir İstiklal Marşına yapılan bir eleştiri de İstiklal Marşında Türk kelimesinin geçmediğidir Oysaki bu mısradaki ‘Millet’ ifadesi ‘Türk’ kelimesinin anlamını fazlasıyla karşılamaktadırÖyleyse ‘Millet=Türk’ diyebiliriz

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!

Bu mısrada şair yine o kişiye sesleniyorGünlük konuşmalarımızda,’kaş çatmak,surat asmak’ gibi anlatım biçimleri kullanırızBu ifadeler kızgınlık,öfke,kırgınlıkalınganlık vBulletin anlamlara da gelebilirAnlaşılıyor ki o kişi çok öfkelenecek,çok kızacak ,bir şeylere çok sinirlenecek ve çehresini çatacakŞair böyle bir anda bile sevgi ve yakarışla o kişiye ‘kurban olayım’ ifadesiyle sesleniyor yani o kişiden öfkelenmemesini arzu ediyorBurada ‘çehre’ surat,yüz anlamında kullanılmıştır’nazlı’ dan kasıt ise, o kişinin kırılgan ,narin yapılı bir kişiliğe sahip olduğu anlamı çıkartılabilir ‘hilal’ eski Türkçede değişik anlamlara gelebiliyor Buradaki anlamı ise ikincil anlamıyla sevgili anlamında kullanılmış olabilir Böylece o kişi bir kez daha yücelik vasfı ile nitelendiriliyor Bu yorumlar sadece bir tahmindir Şiiri okuyanlar, duyanlar buradaki ‘hilal’ kelimesini bayraktaki hilal olarak anlayabilirler Bu yüzden mısranın gerçek anlamını anlayamazlar Eğer biraz şüpheci bir yorumla şiire yaklaşırsak mısranın böyle bir anlamdan başka anlamlara da gelebileceğini anlarız Bayraktaki hilal cansızdır, sadece bir semboldür Eğer şair şiiri tek bir kişi etrafında şekillendiriyorsa benim yorumum daha mantıklı hale gelir Aksi halde şiirin şifresini çözemeyiz bana göre Şiirin, mısraların bir mesajı, anlamı olmalıdır Oysaki incelediğim diğer tahlillerde, böyle şiire oturan bir çözümlemeye rastlayamadım

Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?

Bu mısrada ilk önce cümlenin ilk yarısını çözümlemeye çalışalım ‘kahraman’ ifadesiyle Türk milletinin tarih boyunca yaptığı savaşlar, verdiği mücadeleler akla gelir Gerçektende Türk milletinin tarihi başarılarla, zaferlerle doludur Bu nitelemeyle Türk milleti yüceltiliyor, yücelik sıfatıyla sıfatlandırılıyor ‘Irk’ ifadesi soy, sonra gelen torunlar anl***** gelebilir, ya da millet, halk ulus anlamıyla, ikincil anlamıyla kullanılmış olmalıdır Değilse şair ırkçılık yapıyor olamaz, çünkü böyle bir şey şairin İslamcı kişiliğine, inancına ters düşer ‘ırk’ kelimesi seçilerek şiirde bir ses uyumu, ahenk sağlanmıştır ‘gül’ ifadesiyle o kişi güle benzetiliyor o kişi yine yüceltiliyor yücelik sıfatıyla sıfatlandırılıyor Gül çiçeği masumiyeti, temizliği çağrıştırır, bu anlamlarda kullanılabilir Bu mısradan anlıyoruz ki, demek ki o kişi halkının karşısına çıkacak, halkına karşı bazı sözler sarf edecek, bazı fiillerde bulunacak Fakat bu söz ve fiiller olumlu değil olumsuz olacak Fakat şair buna rağmen olayları iyimser bir bakışla anlatıyor o kişinin olumsuz bir eylemine rağmen o kişiyi eleştirmiyor aksine olumlu yaklaşıyor O kişi belki de televizyon aracılığıyla ve mucizevî bir şekilde insanlara, Türk milletine karşı bazı sözler sarf edecek Kıtanın ilk mısrasından yola çıkar ilk mısrayı anlarsak ikici mısrayı daha iyi anlarız İşte böyle şiirin şimdiye kadar olan kısımlarını anlarsak şimdi yorumladığımız mısranın ikinci kısmını da anlayabiliriz Mısranın ikinci kısmında bir şiddet, kızgınlık hali anlatılıyor O kişinin olumsuz eylem ve sözleri demek ki ülke genelinde bir fesat ve karışıklığa, karmaşaya yol açacak Şair bu mısrada iyimserlik hayret ve övgü içeren ifadeler kullanıyor Bu mısrayı anlamak için şiirin beşinci kıtası ikinci mısrasını anlamamız gerekir Böylece bu mısrayı daha iyi anlayabilir yorumlayabilirizBir kez daha belirtmeliyim ki İstiklal Marşına yapılan bir eleştiri marşta Türk kelimesinin geçmediğidir oysaki bu mısradaki ‘Kahraman ırk’ ifadesi ‘Türk’ kelimesinin anlamını fazlasıyla karşılamaktadırÖyleyse ‘Kahraman ırk=Türk’ diyebilirizMarşta Türk ve İslam kelimesinin anlamını karşılayacak bir çok ifade ve konu mevcuttur

Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…

Şair bu mısrada kurtuluş savaşı, kuva-i milliye şehitleri adına konuşuyor Kurtuluş savaşı ve onun öncesindeki harplerde on binlerce Mehmetçik vatanın bağımsızlığı ve refahı, güvenliği için kan dökmüştür Şiirde sözü edilen kişi, önceki mısralarda sözü edilen olaylar boyunca olumsuz bir tablo çizmiştir ve bu davranışlar kuva-i milliye şehitlerini ve diğer şehitlerimizi üzmektedir Eğer kurtuluş harbi sonucunda kazanılan bağımsızlık kaybedilirse, dökülen şehit kanları o kişiye helal edilmeyecektir Şehitler o kişiden davranışlarını değiştirmesini istemekte ruhları bunu arzulamakta o kişi uyarılmaktadır Ama şehitler şair vasıtasıyla konuşmakta, konuşturulmaktadır Kurtuluş savaşı ve onun öncesindeki savaşlarda, imkânsızlıklar içinde ve fedakârlıklarla muharebeler kazanılmıştır Ve bu dökülen kanların değeri bilinmeli o kişi bunu idrak etmeli, anlamalıdır Şehitler o kişiden bunları anlamasını istemekteler

Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal!

Bu mısrada bağımsızlığın Türk milletinin hakkı olduğu bunun milletçe kazanıldığı ve korunduğu hatırlatılmaktadır Yine şehitler adına konuşulmakta bağımsızlık önemle vurgulanmaktadır Bilindiği gibi cumhuriyet tarihi boyunca bağımsızlık önemle korunmuş güneydoğu bölgemizde, Kıbrıs’ta ve dünyanın değişik bölgelerinde Türk askeri görev yapmış, binlerce on binlerce şehit verilmiştir Kurtuluş harbi ve onun öncesindeki ön harplerde de binlerce on binlerce can, şehit verilerek bağımsızlık kazanılabilmiştir Bu yüzden bağımsızlık Türk milleti tarafından hak edilmiştir, bağımsızlık Türk milletinin hakkıdır ‘istiklal’ kelimesi burada bağımsızlık anlamında kullanılmıştır ‘Hakk’a tapan’ ifadesiyle Türk milletinin mensup olduğu din İslam dini kastedilmiştir Gerçektende bin yıldır Anadolu topraklarında İslam dini yaşanmaktadır Günümüzde Türk halkının %’de 98’e yakını islama mensuptur Fakat ibadet ve dini yükümlülükler, namaz kılma gibi genellikle tam manasıyla yerine getirilememekte fakat Türk milletinin geneli İslam inancını, Allah inancını taşımaktadır Alevilik, Caferilik, Şiilik gibi değişik mezhepler ülke genelinde söz konusudur fakat buna rağmen mısrada ortak inanç vurgulanmıştır Bu ilk iki kıtada, şiiri yazan şairdir fakat belki de o kişiye şehitler adına seslenilmekte bazı olaylar dile getirilmekte anlatılmaktadır Bana göre bu olaylar kurtuluş savaşından sonraki bir zaman diliminde gerçekleşmiştir Bu sadece bir tahmindir Öyleyse bu şiir, şairin bir kerametidir

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım

Bu mısrada şair yine o kişi adına konuşuyor Mısradan o kişinin hürriyetine çok düşkün olduğu anlaşılıyor Anlaşılıyor ki o kişi yine bir şeylere çok kızacak, çok öfkelenecek, tepki gösterecek, hiddetlenecek Demek ki o kişinin bazı olayların iç yüzünü, nedenini daha sonra anlayacağı, fark edeceği yorumunu çıkartabilir, böyle bir tahminde bulunabilirizMuhyiddin Arabi’nin aşağıda yer alan açıklamasından anlaşılacağı gibi şiirde sözü edilen şahıs kendisinin manevi bir şahsiyet olduğunu sonradan fark edecektir

‘İşler ve hadiseler henüz meydana gelmeden, Mehdi Allah tarafından buna muttalidir Zira önceden olacak olanlara hazır olması gerekiyor’ Muhyiddin Arabi

Bu mısraya göre o kişi etki altında olduğu düşüncesine kapılacak ve çevresindeki herkese tepki gösterecek Önceki iki kıtayı dikkate alırsak üçüncü ve sonraki kıtaları daha iyi anlayabilir çözebiliriz Herkes bu mısra ve üçüncü kıtanın, Türk milleti ve bağımsızlığı ile ilgili olduğunu sanıyor Oysaki tek bir kişi üzerinden gidersek, şiiri bütünlüklü ele alırsak bu kıta ve mısrayı daha iyi tahlil edebilir başka manalarda çıkartabiliriz Şiir boyunca farklı kavramlardan, olaylardan söz edilmektedir, bu, şiiri akılcı bir bakışla yorumlamamıza engel olmamalıdır Genel kanaat bu kıtanın Türk milleti ve bağımsızlığı ile ilgili olduğudur Ama ben farklı düşünüyorum Şiir boyunca Türk milleti ve bağımsızlığından birçok yerde zaten söz edilmektedir, ben söz edilmiyor demiyorum ama bu kıta tek bir şahıstan söz ediyor diye düşünüyorum Şair bu kıta boyunca o kişi adına konuşmaktadır



Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Bu mısrayı bir önceki mısranın devamı olduğunu düşünürsek, o kişi yine esaret kabul etmez, yönlendirme kabul etmez bir şekilde tepki göstermeye kendi kendine hiddetlenmeye devam ettiğini görürüz Şair yine bu mısrada o kişi adına konuşuyor O kişiye eziyet edenler ‘çılgın’ olarak niteleniyor, şair tarafından niteleniyor Demek ki o kişi etki altında olduğu düşüncesine, hissine kapılacak Bu etki ‘zincir’ ‘zincire vurulmak’ ifadesiyle anlatılıyor, tarifleniyor ‘Şaşarım’ ifadesiyle o kişi çevresine ve herkese meydan okuyor Demek ki o kişi asıl kimliğinin farkına daha sonra varacak ve buna çok sinirlenecek İşte asıl kimliğinin farkına ve bazı olayların iç yüzünün farkına şiirde anlatıldığı gibi sonra varacak

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım

Yine bu mısrayı önceki mısralarla bütünlüklü, bağlantılı bir şekilde yorumlamaya devam edelim O kişi yine kendi kendine hiddetlenmeye devam ediyor Şair yine bu mısrada o kişi adına konuşuyor O kişinin iradesi ‘ kükremiş sel gibiyim’ ifadesiyle tarif ediliyor Yani o kişi azimli kararlıdır, kendine yeteneğine güvenmektedir ve önünde, amacının önün de hiçbir engelin duramayacağını düşünmektedir ‘ bent’ ifadesiyle o kişinin asıl kimliğinin farkına varmasına ve bazı şeylerin iç yüzünü anlamasına mani olan şeyler anlamında kullanılıyor olabilir Diğer anlamıyla ‘bent’ belki dünyevi, nefsanî istek ve arzulardır

Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım

Bu mısrada şair yine o kişi adına konuşuyor O kişi yine kararlı bir duruş göstererek, kendi kendine, çevresindekilere ve herkese meydan okumaya devam ediyor ‘engin’ kelimesi kullanılarak anlatım güçlendiriliyor, zenginleştiriliyor Yani öyle güçlüdür, kararlıdır, tepkilidir ki mecazi manada dağları yırtacak, ovalar denizler ona dar gelecek, taşacak, kararlığının ve iradesinin önünde hiç bir şey duramayacak Bu kıta o kişinin kişiliğini yansıtması açısından ve yaşadığı sıra dışı bir olayı anlatması bakımından önemlidir Belki o kişinin geçmişi çok ilginç ve olaylarla doludur Ve bazı şeyleri o kişi hazmedememekte, kabullenememektedir

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,

Bu mısrada şair yine o kişiye sesleniyor ‘garb’ kelimesi burada batı, Hıristiyan Avrupa ve Amerika ve diğer batı kültürünü, bloğunu temsil eden ülkeler anlamında kullanılmıştır Mısranın bütününde batının askeri, siyasi, ekonomik ve diğer güçleri, bileşenleri anlatılıyor, kastediliyor Gerçektende batılı ülkeler medeniyette tartışmasız bir üstünlüğe sahipler, İslam ülkeleri ve Türkiye batının çok gerisindedir Bu son birkaç asırdır böyledir Demek ki o kişi batıdan Türkiye’ye doğru yapılan bazı tehditleri görecek, duyacak, batılı ülkeler Türkiye’yi tehdit edecekler Bu tehditlere o kişi dolaylı olarak sebep olacak ve bu yüzden o kişi ülkesi adına endişelenecek, suçluluk duygusuna girecek O kişi ayrıca batının bu üstünlüğünün farkındadır ve dikkati bu üstünlük ve tehditlerde yoğunlaşmıştır O kişi batının yani temelde AB ve ABD’ nin üstün medeniyet vasıtalarının Türkiye’yi tehdit etmesinden endişelenmektedir

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var

Bu mısrada şair yine o kişiye sesleniyor O kişiden endişelenmemesini istiyor Çünkü Türk askeri Türk vatanını, batının saldırganlığına karşı koruyabilecek güçte, imanda, cesarette, kudrettedir Burada ‘ serhad’ asker anlamında kullanılmıştır Şair Türk askerinin cesaret, kahramanlık, fedakârlık vs özelliklerini iman dolu göğsüne benzetmekte Türk
askerini yüceltmekte övmektedir Şair İslam inancına sahiptir ve imanı çok kuvvetli güçlüdür Mısrada bu iman ve Türk askerinin niteliği arasında bir bağ kurulmaktadır Türk askeri tarih boyunca kahramanca savaşlarda çarpışmış, islamın bayraktarlığını yapmış, şehitler, gaziler verilmiştir Bu sayede İslam dini dünyanın birçok yerinde vücut bulabilmiştir Cumhuriyet tarihi boyunca bu hizmetlerine devam etmiştir

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,

Bu mısra ve beşinci kıtanın ikinci mısrası arasında bir bağ olmalıdır Çünkü anlaşılıyor ki o kişi Türk milletinin inançlarına yönelik bir tehdit görmekte, sezmekte, bu tehdit batı dünyasından gelmektedir Bu mısrayı anlamak için beşinci kıtanın ikinci mısrasını anlamak gerekir, eğer bunu yaparsak bu mısrayı ve şiiri daha iyi anlayabilir ve yorumlayabiliriz ‘ulusun’ denilirken, köpek, it gibi havlasın demek isteniliyor olabilir Ulumak köpeklere ve köpekgillere ait, bir davranış özelliğidir, bu özellik köpeklerde de görülür Köpekler aynı zamanda yerine göre saldırgan davranışlar gösterebilecek hayvanlardır Şair batının saldırganlığını, köpeklerin saldırganlığına benzetmektedir ‘korkma’ diyerek yine o kişiye sesleniliyor ‘Batı köpek gibi havlasın korkma…’ Mısranın ikinci bölümünde Türk milletinin sahip olduğu İslam inancının kuvveti, gücü yüceltilmekte, bu inancın boğulamaz yani sindirilemez, yok edilemez nitelikte olduğu vurgulanmaktadır Mısrayı özetlersek ‘Batı Türk milletinin dinini değiştiremez’ deniliyor Bu mısra ile beşinci kıta ikinci mısra ile bir anlam bağı vardır, o mısrada sözü edilen ‘hayâsızca akın, saldırı’ şiirde sözü edilen kişiyi endişelendiriyor, şimdi tahlilini yaptığımız mısrada bu endişe dile getiriliyor Belki bu mısra son dönemlerde ülkemizde artan misyonerlik faaliyetleriyle ilgililidir Sadece bir tahmin yürütüyoruz Bu tahlilde yapılan yorumlar sadece bir tahmindir Ama ben şiirle ilgili genel kanıları yıkmak yeni bir rasyonel yorum getirmek istiyorum Ama bu rasyonellik vahyi, kerameti reddeder nitelikte değildir

"Medeniyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?

Bu mısrada ‘medeniyet’ kelimesi tırnak içinde gösterilmiştir Bu tırnak imla ve dilbilgisi kurallarında başkasına ait bir söz o kişinin diliyle anlatılırken kullanılır Demek ki o kişi batıya ‘medeniyet’ sıfatını vermekte batı medeniyetine bir hayranlık duymaktadır Şair o kişinin bu düşüncesini yermektedir Gerçektende batı dünyası son birkaç yüzyıldır dünyanın çoğunluğunda sömürgeler kurmuş fakat 20yüzyıl içinde bu sömürgelerin hemen hepsini kaybetmiştir Şiirin yazıldığı dönemde emperyalizm dünya çapında halen çok etkilidir ve dişini anadoluya geçirmiştir Öyleyse şiirin yazıldığı ay ve yılda emperyalizmin tek dişi kaldığı söylenemez Çünkü emperyalizm şiirin yazıldığı yıl ve ayda dişini Anadoluya geçirmiştir, 20yüzyıl sonlarına kadar emperyalizm varlığını şiddetle sürdürmüştür Medeniyet denilen canavar yani batı emperyalizmi için 20yüzyıl kara yüzyıldır, çünkü bu yüzyıl sonlarına kadar olan süreçte batılı ülkeler, sömürge ülkelerini, kolonilerini kaybetmiştir Şiirin yazıldığı 17 Şubat 1921’den sonra 50 milyon insanın ölümüne sebep olan ve batı sözde medeniyetinden gelen Almanya Nazi faşist saldırılarından sonra Kore ve Vietnam emperyalist savaşları ve diğer emperyalist kaynaklı savaşlar devam etmiştir Öyleyse şiirin yazıldığı 17 Şubat 1921 yılı içinde medeniyet denilen canavarın tek dişinin kaldığını söyleyemeyiz, çünkü canavarın henüz tek dişi kalmamıştır20yüzyıl sonlarında ve 21yüzyıl başlarında canavarın tek dişi kalmıştır20yüzyılda emperyalizmin tek dişinin kalmasında SSCB'nin yani Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin çok büyük ve başat katkısı olmuşturŞair ayrıca şu mesajı veriyor, batı medeniyeti aslında bir medeniyet değil canavardır ve bu canavarın tek dişi kalmıştır Böyle düşünürsek şiirin kurtuluş savaşından çok daha sonraki bir durumdan söz ettiğini anlarız Böylece bu şiirin şairin bir kerameti olduğunu daha kolay kavrayabiliriz Öyleyse şairimiz bir velidirMısrada dikkat edilirse ‘Canavar?’ kelimesinden sonra soru işareti konulmuşturMehmet Akif Ersoy Canavarın ne olduğunu, kim olduğunu soruyorCanavar emperyalizm ve kapitalizmdir

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın

Şair bu mısrada yine o kişiye seslenmektedir ‘arkadaş’ diyerek samimi, yakın, mesafesiz bir edayla seslenmektedir Kurtuluş savaşına ve şiirin yazıldığı 17 Şubat 1921 tarihine baktığımız zaman anayurdumuz, vatanımız işgal altındadır Yani işgalciler, işgal askerleri halen vatanımıza, yurdumuza taarruza devam ediyorlar, yani işgalciler yurdumuza uğramışlardırİşgalciler bu yurda uğradıkları halde, işgalcilerin yurda uğramamalarının değil, yurdun işgalden kurtarılmasının istenmesi lazım gelirdi Yurt işgal altındayken ve düşman askerleri çizmeleriyle aziz vatanı ezdikleri halde, düşmanın yurda uğramamasını istemek çelişkili bir durum olur Öyleyse bu mısrada anlatılan durumun kurtuluş savaşı sonrası yaşanabilecek bir tehlikeyi yani işgal tehlikesini anlattığı sonucuna varabilir böyle bir tahminde bulunabiliriz Şairin ifadesine göre yurdumuzu işgal edecek, edebilecek asker, düşman yönetimi alçaktır Bu mısrada şair o kişiden bir istekte bulunmaktadır Önceki kıtalarda anlattığımız gibi o kişi bazı olumsuz düşünce ve davranışlarda bulunmaktadır ve şair yine bu mısrada o kişiden bu tutumunu değiştirmesini istemektedir O kişi de zaten şairin istediği yönde tutumunu değiştirmiş batının tehditlerinden endişelenmektedir Bu mısradan anladığımız kadarıyla eğer dikkatli davranılmazsa işgal durumu gerçekleşebilir Benzer bir tehlikeden Atatürk’ün Gençliğe Hitabesinde de söz edilmektedir

Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın

Bu mısrada şair yine o kişiye seslenmektedir O kişi hayâsızca bir akın, saldırı görmekte bunu durdurmak istemekte, öyle istediği için şair o kişinin bu isteğine katılmakta ve bu davranışını teşvik etmektedir Bu hayâsızca akın, saldırı, bir düşman işgalimidir Ben öyle tahmin ediyorum ki değildir Belki de televizyon vasıtasıyla, medya vasıtasıyla bir saldırı söz konusudur Şairin ölümünden çok sonra meydana gelen bir olay anlatıldığı için televizyonun varlığı1921 yılı için söz konusu olamaz çünkü televizyon yayınları çok daha sonraları başlamıştır Eğer televizyondan bir saldırı söz konusu ise, bu saldırı müstehçen, ahlaksız, islam ahlakına aykırı ve şiddet içerikli olmalıdır Ve bu yayın normal yayınlardan daha aşırı olmalıdır Yani sıra dışı bir yayın söz konusudur Belki de medya milli bir medya değildir ve düşman ülkelerin çıkarlarına hizmet etmektedir Belki de bu hayâsızca ve şiddet içerikli televizyon yayını saldırısı, şiirin ikinci kıtası, ikinci mısrasında anlatılan şiddet ve fesada neden olmuştur Bunlar sadece bir tahmindir, katılmayabilirsiniz ama tahlilimi, şiiri dikkatle okursanız beni anlayabilirsiniz

Doğacaktır sana va’dettiği günler Hak'kın…

Bu mısrayı, şiirde tek bir kişiden ve manevi bir şahsiyetten söz edildiğinden yola çıkarak yorumlayacağız, tahlil edeceğiz Öyleyse bu mısra bir kuran ayetiyle ilgili olabilir çünkü Allah bu mısraya göre birisine bir şey vaat etmiştir Şiiri bütünlüklü ve farklı bir bakış açısıyla yorumlamaya çalıştığımız için bu vaat edilen şeyin ülkenin bağımsızlığı ve kurtuluşu değil başka bir şey de olabileceğini düşünebiliriz Böyle düşünürsek, Türk milleti ve kurtuluş mücadelesine saygımız sonsuzdur fakat Allah bir ayetle bildirerek ya da haber vererek Türk milletine bağımsızlık vaat etmemiştir bu saçmalık, olur, böyle düşünmek akılcı bir yorumdan uzaklaşmak anlamsız, teorik dayanakları çok zayıf bir tahlile neden olur Daha sıra dışı bir düşünceyle tahlile devam edersek bu mısranın manevi bir şahsiyetle ilgili olabileceğini de anlarız Öyleyse bu mısra bir kuran ayetiyle ilgilidir Çünkü o kişi hakkında kuranda işaret edilen bazı ayetler araştırmalarıma göre mevcuttur Yani bu mısra Nur suresi 55ayetle ilgili olabilir, bu ayetin meali şöyledir:

‘Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir Onlar, yalnızca Banaibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar Kim bundan sonra inkâr ederse, işte onlar fasıktır


Bu ayetin farklı tefsirlerine göre Allah o kişi ve diğer bazı elçilerini cihanın hükümdarı yapacak, İslam dini bütün dünyaya yayılacak, ayette sözü edilen manevi şahıslar zorlu, sıkıntılı bir dönemden sonra mutlu huzurlu bir hayata kavuşturulacaklardır Bu vaat kesinlikle doğacaktır, gerçekleşecektir, şair bu mısrada önceki kıtalardaki gibi yine o kişiye seslenmektedir

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın

Bu mısrada şair yine o kişiye seslenmeye devam ediyor ‘ kim bilir, belki yarın’ diyerek önceki mısrada belirtilen vaadin çok yakın olduğunu belirtiyor ‘belki yarından da yakın’ diyerek anlamı kuvvetlendiriyor, o kişiye umut vermeye çalışıyor Belki bu zaman dilimi birkaç yıl veya ondan biraz daha fazlasıdır Bu mısradan anlaşılıyor ki o kişi çok kötü, sıkıntılı ve sefalet içinde bunalımlı bir hayat geçirecek ve bundan kurtulmasının tek yolu ise Allah’ın yardımı, merhameti ile olacak Şair bu mısrada o kişiden umudunu korumasını istemekte, o kişiye umut vermeye çalışmaktadır Bu şiirde yaşanılan olaylar eğer 21yüzyıl başlarında gerçekleştiyse, İslam dininin bütün dünyaya yayılması zamanı da bu mısraya göre çok yakındır çünkü Nur suresi 55ayetteki durum söz konusudur Bu ayetin geniş tefsirini okursak bu son iki mısrayı daha iyi anlayabilir ve çözebiliriz Nur suresi 55 ayette anlatılan durumu destekler nitelikte Kuran’da başka ayetlerde mevcuttur4 haziran 2007 itibarıyla Allah’ın o kişiye ve bazı elçilerine yaptığı vaadin gerçekleşmesine yaklaşık 3 yıl 7 ay kalmıştırŞiirin gerçeğe dönüştüğü kasım-aralık 2004 itibarıyla Allah’ın vaadinin gerçekleşmesine 6 yıl kalmıştı

Bastığın yerleri "toprak" diyerek geçme, tanı:

Şair yine o kişiye sesleniyor Bu mısrada ‘toprak’ kelimesi tırnak işareti içinde gösterilmiştir Bu tırnak işareti imla ve dilbilgisi kurallarında başkasına ait bir söz o kişinin diliyle anlatılırken kullanılır, öyleyse ‘toprak’ ifadesi şiirde sözü edilen kişiye aittir Bu mısradan anlıyoruz ki o kişinin milli manevi duyguları zayıftır Belki de o kişi geçmiş hayatı, yaşadığı zorluklar yüzünden isyankâr bir kişiliğe, düşünceye bürünmüş vatan, millet sevgisini yitirmiş dini inancını da kısmen kaybetmiştirTekrar belirtmeliyim ki ‘toprak’ kelimesi mısrada tırnak içinde geçmektedir, bu da gösteriyor ki o kişi bastığı yerlere toprak demekte vatan toprağına dini, milli, manevi, bir anlam yüklememektedir En azından bu duyguları çok zayıflamış, çok zayıftır Ama şair o kişide bir heyecan uyandırmaya çalışmaktadır Geçmiş mısralardaki tahlillere bakarsak ve tahlilleri anlarsak, o kişi de bir anlık kıpırdanma olduğunu, inançlarını, değerlerini tümüyle yitirmediğini de anlarız Hala o kişide bir cevher mevcuttur ve şair bu cevheri çıkartmak istemektedir ve bu yüzden ona ‘tanı’ diyerek onu bu amaca sevk etmeye çalışmaktadır O kişinin bastığı yerler, yani doğduğu yaşadığı ülke kesinlikle Türkiye toprakları olmalıdır çünkü şiirden, yapılan tahlilden bu sonuç çıkar

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı

Şair o kişiye seslenmeye devam ediyor ‘ düşün’ diye seslenerek o kişiyi tefekkür etmeye çağırmakta o kişinin kendisine gelmesini istemektedir Mısra, Türk vatanının bağımsızlığı, Türk milletinin huzuru, güvenliği için şehit düşen Mehmetçiklere değinmekte o kişiye bunu hatırlatmaktadır Bu hatırlatma çok vurgulu bir şekilde yapılmaktadır O bazı şehitler kefensiz defnedilmiş, kefenle defnedilmek bile onlara nasip olmamıştır, şehitlerin kefensiz yatmaları yürek burkucudur Türk tarihine baktığımız zaman, gerçektende sayısız fedakârlık örnekleri buluruz Kurtuluş harbine baktığımızda da imkânsızlıklar içinde olunmasına rağmen Mehmetçiğin fedakârlığı, azmi ve kahramanlığı sayesinde anayurdun her yanından düşman sökülüp atılmış vatan savunması yerine getirilmiştir Bu sayede bugün özgür ve saygın bir hayat sürdürüyoruz Aksi halde bir sömürge ülkesi olur ya da anayurt parçalara ayrılır, bağımsız TC’den söz edemezdik Bugün kefensiz yatan şehitler sayesinde bağımsız bir ulusuz Kurtuluş harbinden sonra da Türkiye’nin güneydoğusunda ve Kıbrıs’ta binlerce şehit verilmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla