08-15-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
...Eski Türklerden Günümüze Kadın Başlıkları...

12 Yüzyılda kadınların farklı saç biçimlerinin yanında çeşitli
başlık ve eşarpları da kullandıkları görülmektedir Basık
sarık ve sivri külah tipi başlıkları kadınlar da kullanmış,
başlıkların üzerini değerli taşlar, inciler ve diademlerle
süslemişlerdir
İbn Batuta Anadolu kadınlarının Bağtak denilen başlıklar
kullandıklarını bu başlıkların üzerine tavus kuşu tüyünden
sorguç taktıklarını yazar

Kanuni Sultan Süleyman döneminde kadın başlıkları beş veya
on santim yüksekliğinde ve fes biçimindedir Bunlar değerli
kumaşlardan yapılmış ve üzerleri değerli mücevherler,
taçlar, inci dizileri ve sorguçlar takılarak süslenmiştir

Fransa'dan 1549 yılında bir elçilik heyeti ile birlikte
İstanbul’a gelen Nicolay’ın betimlediği ev giysisi ile Türk
kadını gravüründe, dönemin özelliğini yansıtan fes biçimli
başlık görülür Kaş bastı şeklinde doladığı tülbendi çenesinin
altından bağlamış, uzun saçları da başlığın altından beline
kadar salınmıştır

Nicolay, sarayda yaşayan kadınla sıradan kadının en büyük
farkının baş örtme biçiminde olduğunu söyler Sıradan kadının
basit bir başlık giydiğini, saraylı kadının ise taç taktığını, bu
tacın üzerinde ve arka tarafta küçük plise bir krep olduğunu,
başlığın çevresine omuz hizasına sarkan taftadan, başlığı iki
kere çevreleyen bir tür kordonun yer aldığını yazar
Danimarkalı ressam Melchior Lorichs (1527-1583), Kanuni
Sultan Süleyman dönemiyle ve Osmanlı yaşamıyla ilgili
yapıtlar bırakmıştır

Lorichs’in çizimini yaptığı Sultan portrelerinde, baş süsleri ve
giysiler, ayrıntılar üzerinde dikkatle durularak
resmedilmiştir 16 yüzyıla özgü fes biçimli başlıklar, irili
ufaklı incilerle ve diğer değerli taşlardan oluşan çeşitli
süslerle ve sorguçlarla süslenmiştir Saçlar Türk kadınının
örgülü saç tutkusunu yansıtacak şekilde örülmüş ve bele
kadar uzatılmıştır Resimde dikkat çeken bir başka özellik
kakül ve zülüflerdir

Yüzyıllar boyunca uzun ve örgülü saçları ile görülen Osmanlı
kadını, daha sonra yapılan minyatürlerde kakül ve
şakaklarındaki saçlarını kısa kesmiş, hafif bukleler
oluşturmuş olarak resimlenmiştir
16 yüzyılda dönemin gezginleri, hangi sınıf ve dine mensup
olurlarsa olsunlar, tüm kadınların dışarıda ayaklarına kadar
örtündüklerini, evlerinde ise uzun sorguçlu ve yaldızlı
başlıklar kullandıklarını anlatır

1618’e tarihlenen, British Museum Mundy Albümünde
Hatuncuk isimli betimlemede, elinde kadeh tutan, sarı
papuçlarından Müslüman olduğu anlaşılan genç bir hanım yer
alır Tantura adı verilen, gümüşten yüksek hotozun üzerinden
doladığı yemenisini boynunun altından bağlayan hanımın,
sırmalı mavi kaşbastısı da vardır

1678 yılında Türkiye’de bulunan Hollandalı gezgin Corneille
Le Bruyn, seyahatnamesinde kadınların başlıkları konusuna
ayrıcalıklı bir yer vermiştir
Cornelle le Bruyn , İzmir’li Müslüman kadınların sokağa
çıkarken, kadınların başlarını bir örtüyle örttüklerini ifade
eder

Cornelle La Bruyn seyahatnamesinde, padişahın sarayındaki
kadınlar konusunda, eline kitabında sunduğu birkaç resim
geçtiğinden bahseder Saraydaki kadınların bazılarının
Yahudi kadınlarda olduğu gibi yuvarlak büyük bir platin başlık
taktıklarını ama alın hizasında bu başlığın aşağıdan yukarı
doru yükseldiğini ve her iki yanında kuş tüyleri olduğunu
söyler
|
|
|