Prof. Dr. Sinsi
|
Besmele-Hatm-İ Tehlil-Kelime-İ Tevhid...
Evliyânın büyüklerinden Ya?kûb-i Çerhî (rahmetullahi teâlâ aleyh) buyurdular ki: E?ûzü okumak, ?E?ûzü billâhi mineşşeytânirracîm? demektir Besmele okumak, ?Bismillâhirrahmânirrahîm? demektir Abdullah ibni Abbâs diyor ki, Resûlullah buyurdu ki: ?Kur?ân-ı kerîme saygı göstermek, E?ûzü okuyarak başlamakla olur ? ve ?Kur?ân-ı kerîmin anahtarı, Besmeledir ? Bu ikisini okuyan kimse sözünü, okumasını bu iki zînet ile süslemiş ve bu iki hazînede, dostlar için toplanmış olan faydalara kavuşmuş olur Allahü teâlâya yaklaşmak isteyenler, E?ûzü?ye yapışmakta, O´ndan korkanlar da, E?ûzü?ye sarılmaktadır Günâhı çok olanlar E?ûzü?ye sığınmıştır Allahü teâlâ, Nahl sûresinin doksan yedinci âyetinde meâlen, Peygamberine (sallallahü aleyhi ve sellem); ?Kur?ân-ı kerîm okuyacağın zamân E?ûzü  söyle ? buyurmuştur Bu emir, ?Allah?ın rahmetinden uzak olan ve gazabına uğrayarak dünyâda ve âhirette helâk olan şeytândan, Allahü teâlâya sığınırım, korunurum, yardım beklerim Ona haykırır, feryâd ederim de!? demektir
Peygamberimiz ?sallallahü aleyhi ve sellem? buyurdular ki: ?Hoca çocuğa, Besmele okur, çocuk da söyleyince, Allahü teâlâ, çocuğun ve anasının ve babasının ve hocasının Cehennem´e girmemesi için sened yazdırır ? Abdullah ibni Mes?ûd diyor ki: ?Cehennem´de azâb yapan on dokuz melekten kurtulmak isteyen, Besmele okusun! Besmele, on dokuz harfdir ? Levh-i mahfûzda, ilk yazılan, Besmeledir Âdem?e (aleyhisse- lâm) ilk gelen, Besmeledir Müminler, Besmele yardımı ile, Sırâttan geçer Cennet dâvetiyesinin imzâsı Besmeledir
Besmelenin mânâsı; ?Her var olana, onu yaratmakla iyilik etmiş ve varlıkta durdurmakla, yok olmaktan korumakla iyilik etmiş olan Allahü teâlânın yardımı ile, başlıyorum Ârifler, O´nu ilâh olarak tanıdı Âlemler, O´nun merhâmeti ile rızık buldu Günâh işleyenler, O´nun rahmeti ile Cehennem´den kurtuldu? demekdir Allahü teâlâ, Kur?ân-ı kerîme bu üç isim ile yâni Allah, Rahman ve Rahîm isimleri ile başladı Çünkü, insanın üç hâli vardır Dünyâ, kabir ve âhiret hâlleri İnsan, Allahü teâlâya ibâdet ederse, dünyâda işlerini kolaylaştırır Kabirde ona acır, âhirette günâhlarını affeder
Evliyânın meşhurlarından ve Tâbiînin büyüklerinden Ebû Müslim Havlânî (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerinin bir hizmetçisi vardı Ebû Müslim Havlânî´yi sevmez, düşmanlık beslerdi Bu sebeple onu zehirlemek için içeceklerine zehir katmıştı Ancak gözü önünde içtiği halde hiç tesir etmedi Tekrâr tekrâr içtiği halde zehirlenmediğini görerek bir gün; "Uzun zamandan beri seni zehirlemek istedim Zehir tesir etmedi " De- di "Niçin bunu yapmak istedin " deyince; "Çünkü sen ihtiyarladın " dedi Hizmetçiye; "Ben her ne zaman bir şey yemeye veya içmeye başlasam, Bismillâhirrahmânirrahîm derim " dedi ve sonra o hizmetçiyi serbest bıraktı
Mevlânâ Hüsâmeddîn Pârisâ Belhî (rahmetullahi teâlâ aleyh) buyurdular ki: "Yemeğe ve her hayırlı işe başlarken Besmele okumak lâzımdır Terk olunmamalıdır Her hayırlı işe Besmele ile başlamak, gafleti giderip, Allahü teâlâyı hatırlamaya vesîledir "
Evliyânın büyüklerinden İbrâhim Gülşenî (rahmetullahi teâlâ aleyh) bir gün talebeleriyle sohbet ediyordu Bir ara talebeler; "Efendim! Allahü teâlânın ihsânı ile kabirdeki ölülerin azabda veya nîmet içinde oldukları bilinebilir mi? Duâ ederek azabda olanın azâbı kaldırılır mı?" diye sordular İbrâhim Gülşenî de: "Allahü teâlânın sevdiklerinden biri bir kabre uğradığında, kabirdekinin azab içinde olduğunu gördü Aradan bir müddet geçtikten sonra, tekrar o kabrin yanına uğradı Kabre teveccüh ettiğinde, azâbın kaldırılmış olduğunu gördü Hayret ederek düşünceye daldı O sırada kendisine bir hitâb geldi Deniyordu ki: "Bu kabirde yatan kimsenin küçük bir çocuğu vardı Annesi o çocuğu ilim öğrenmeye gönderdi Çocuk Besmeleyi öğrenince, Besmelenin hürmetine babasının azâbı kaldırıldı "
Yine bunun gibi şâhid olduğum bir hâdise de şöyledir: Kâdı Îsâ´nın hocası Fahreddîn vefât etmişti Kâdı Îsâ, teveccüh edince, hocasının azabda olduğunu anladı ve gelip bana durumu söyledi Kâdı Îsâ´ya dedim ki: "Hocanın sende hakkı var Hocan için sadaka ver, Kur´ân-ı kerîm okut ve rûhuna hediye eyle " Kâdı Îsâ denilenleri yaptı Fukarâya yemek yedirdi Sevâbını hocasının rûhuna hediye etti O gece Kâdı Îsâ rüyâsında hocasını gördü Azap melekleri tekrar azab için gelmişlerdi Tam o anda onu bir nûr kapladı Bunu gören melekler, hemen oradan ayrıldılar Ertesi günü rüyâsını bize tâbir ettirmek için geldi Biz de; "Okuduğun Kur´ân-ı kerîm ve yaptığın hayır hasenât ona nûr oldu ve azabdan kurtuldu Çünkü Kur´ân-ı kerîm nûrdur " dedik
Yemen´in büyük velîlerinden ve Şâfiî mezhebi fıkıh âlimlerinden Seyyid Ebû Bekr eş-Şelî (rahmetullahi teâlâ aleyh) Hatm-i tehlîlin fazîletiyle ilgili olarak buyurdular ki: "Âlimler, tasavvuf büyükleri bu hatm-i tehlîl okunmasına çok ehemmiyet verirlerdi Bu güzel ve mühim âdeti devâm ettirmeleri ve ihmâl etmemeleri için de dostlarına, tanıdıklarına tavsiyelerde bulunurlardı Âlimlerimiz, bir mevtânın rûhuna hatm-i tehlîl sevâbı hediye edilince, o mevtâ îmân ile vefât etmiş ise, Allahü teâlânın o mevtânın günahlarını affedip, Cehennem´den âzâd edeceğini bildirmişlerdir Bu hususta İmâm-ı Râfi´î´nin bildirdiği bir hâdise şöyledir: "Keşf sâhibi bir genç vardı Bir gün bu gencin annesi vefât etti O genç ağlayıp sızlamaya, büyük üzüntü ile gözyaşları dökmeye başladı Bu hâlin sebebini soranlara da; "Annemi Cehennem´e götürdüler Elemim bunun içindir " dedi Gencin orada bulunan dostlarından birisi ellerini açarak dedi ki: "Yâ Rabbî! Ben yetmiş bin kelime-i tevhîd okumuştum Sen şâhid ol ki, o hatm-i tehlîlin sevâbını (bu gencin annesi olan o mevtâya hediye ettim " Genç keşf yoluyla annesinin durumunu murâkabe edip anladı ve sevinçle; "Bu hediye hürmetine annemi Cehennem´den çıkardılar ve Cennet´e koydular " dedi Bâzı büyük âlimler, bu hâdisenin ve gencin keşfinin doğru olduğunu haber vermişlerdir "
Ebû Bekr eş-Şelî´nin bu teşvik ve nasihatlarını dinleyen Terîm ahâlisi, fecr ve tan yerinin ağarması ile güneşin doğması arasında, hatm-i tehlîl yâni yetmiş bin kelime-i tevhîd okuyup, sevâbını ölmüş kimselerin ruhlarına hediye ederlerdi Terîm ahâlisi bu kadar tesbih ve hatm-i tehlîli bu kadar kısa zamanda nasıl okuduklarına hayret ederlerdi Bunu, Ebû Bekr eş-Şelî hazretlerinin kerâmeti bilirlerdi
Hindistan´da yetişen en büyük velî, âlim müceddid ve müctehid İmâm-ı Rabbânî (rahmetullahi teâlâ aleyh) buyurdular ki: Kelime-i tevhîd; putlara ibâdeti bırakıp, Hak teâlâya ibâdet etmek demektir
Evliyânın büyüklerinden Abdullah bin Muhammed Mürteiş (rah- metullahi teâlâ aleyh) hazretleri buyurdular ki: "Allahü teâlâyı Rab olarak tanı O´nu bir olarak ikrâr et ve O´na hiç bir şeyi ortak koşma Tevhîdin esâsı bu üç şeydir "
|