Prof. Dr. Sinsi
|
Melekler Nasıl Varlıklardır &Amp; Melekler Hakında Bilgiler
En Büyük Melekler Nelerdir?
En büyük melekler 4 tanedir Bunlar da Cebrâil, Mîkâil, İsrâfil ve Azrâil Aleyhimüsselâm'dır Bunların vazifelerinin ne olduğunu yukarıda zikrettik
Meleklere İmanın İnsan Hayatına Verdiği Faydalar Nelerdir?
Meleklere îmanın insan psikolojisi üzerinde müsbet te'sirleri vardır Bunlardan birkaçını şu şekilde sıralayabiliriz: 1 Her insan, kıymetli bir sözünün veya işinin veya bir kabiliyetinin unutulup gitmesini önlemek, takdir edilmesini sağlamak için, şiir yazarak, kitab hazırlayarak, yahut başka san'at dallarına kendini vererek o söz, fiil ve kabiliyetini ebedîleştirmeye çalışır Bu duygu, insanda fıtrî olarak vardır Bu fıtratta bulunan bir insanın, yaptığı bütün iş ve fiillerini, bütün söz ve meyillerini "Kirâmen Kâtibîn" adlı meleklerin yazdığını, ebedî âlemde kendine ve başkalarına göstermek üzere kaydettiğini îmanla bilmesi; ona ne derece sevinç ve huzur vereceği, ruhunu genişletip kalbini ferahlatacağı açık bir hakikattır 2 İnsanın en kıymetli varlığı ruhudur Ölüm esnasında bu kıymetli varlığın mahvolup yok olması, hiçliğe gitmesi, hiç şüphesiz insan için azabların en büyüğü, acıların en dehşetlisidir İşte insan, bu büyük acıdan ve dehşetli endişeden meleklere îman şuûru ile kurtulabilir Çünkü îman, ona, vefatı esnasında en kıymetli varlığı olan ruhunun Azrâil (as) gibi vazifeli bir memurun eline emanet edildiğini, asla kaybolup yok olmadığını bildirir 3 Herkesin istisnasız gireceği kabir ve mezardaki yalnızlık, karanlık, darlık, soğukluk, hapislik vahşetinden ve ümidsizliğinden insanı Münker - Nekir meleklerinin arkadaşlığı kurtarır Onlarla sohbet eder Kalb ve kabir, bu sayede genişler, ısınır, nurlanır, ruhlar âlemine pencereler açılır 4 İnsan, zaman zaman gurbetlere düşer, sevdiklerinden, tanıdıklarından ayrı, kimsesiz, yapayalnız kalır Bu gurbet, maddî olabileceği gibi mânevî de olabilir Kişinin inanç ve fikirlerini kendinden başka paylaşacağı hiç kimse bulamaması, herkesin kendisine zıd ve düşman olduğu bir muhitte yaşaması mânevî bir gurbet hâlidir Bu sıkıntı ve yalnızlıklar içinde dünya o kişinin başına yıkılacak gibi olur Bu durumda da yine meleklere îman şuûru imdada yetişir Kâinatı ve o şahsın karanlık dünyasını aydınlatır, şenlendirir, melekler ve ruhanîlerle doldurur ålemini sevinçlerle güldürür Onu yalnızlık ve vahşetten, kimsesizlik ve dehşetten, cemiyette kimse tarafından dinlenilmemek ıstırabından kurtarır "Cemiyette kimse senin müsbet fikir ve inançlarını dinlemez ve kabul etmezse sen sakın üzülme! Melekler dinler, ruhanîler kulak verir Sana yine sevab meyvelerini kazandırır" der, teselli eder
Cin ve Şeytanlar
Cin ve şeytanlar , saf ateşten, yani, dumansız ateş alevinden yaratılmış ruhanî varlıklardır Cinler de melekler gibi görünmeyen gizli varlıklar olup çeşitli suret ve şekle girmeye ve zor işler başarmaya muktedir, fakat cins ve mahiyet bakımından meleklerden ayrı yaratıklardır Cinler arasında da insanlar gibi evlenme vardır Onlar da Allah'a îman ve ibâdetle mükelleftirler Bâzıları isyankâr olup kâfir, bâzıları da itâatli mü'mindirler Ancak şeytanların hepsi isyankâr ve kâfirdirler Sırf şer işleyen, insanları yoldan çıkarmakla meşgul olan varlıklardır Şeytanların mü'mini ve itâatlisi yoktur Cinler, Allah'ın izni ve hükmü olmadan hiç kimseye ne iyilik, ne de kötülük yapabilirler Cinler gaybı bilmez, Allah'ın Peygamberlerine bildirdiği İlâhî vahye muttali olamazlar Cinler insandan evvel yeryüzünün idare ve tedbirini görmekle vazifelendirilmişlerdir, ancak yeryüzünde çok kötülük yaptıkları, fesad çıkardıkları için, sonunda bu görevden azledilmişlerdir Yerlerine, insanoğlu tayin edilmiş, yeryüzünün sâhipliği makamına getirilmiştir Peygamberimiz, insanlara olduğu gibi cinlere de elçi olarak gönderilmiş, tebliğ vazifesini cinler arasında da yerine getirmiştir Kur'ân-ı Kerîm'de Cin sûresinde bu husus, açık bir şekilde beyan buyurulmuştur
Meleklerin ve Şeytanların İnsan Davranışlarına Te'sirleri Var mıdır?
İnsan, yaratılış bakımından, madde ve ruhtan teşekkül eder Maddî cephesini, fizikî görünüşü olan bedeni ve onun tabiî ihtiyaçları; mânevî cephesini de, mâhiyeti bilinmeyen ruhu ve aklı teşkil eder Bu yaratılışının neticesi olarak, yüce Allah, insana iki türlü duygu vermiştir
CİBRÎL HADÎSİ
Hz Ömer (ra) anlatıyor: "Bir gün biz, Hazret-i Peygamber'in (asm) yanında bulunurken huzur-u Nebevîye, üzerinde yolculuk eseri görünmeyen, hiçbirimizin tanımadığı bir adam geliverdi, Peygamberimizin ta yanına oturdu Diz kapaklarını O'nun diz kapaklarına dayadı Ellerini dizlerine koydu ve: - Ey Muhammed, bana İslâm'dan haber ver? dedi Allah'ın Resûlü buyurdu ki: - İslâm, Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in (asm) Allah'ın Resûlü olduğuna şehadet etmen (Kelime-i Şehadet), namaz kılman, zekât vermen, Ramazan ayında oruç tutman, (yol bakımından gücün yeterse) hac etmenden ibarettir - Doğru söylüyorsun, dedi [Ömer diyor ki: "Biz buna hayret ettik Hem soruyor, hem de Peygamberi tasdik ediyordu "] Adam devam ederek: -Bana îmandan haber ver, dedi Allah'ın Resûlü buyurdu ki: -İman, Allah'a, meleklerine, kitablarına, peygamberlerine, âhiret gününe ve bir de hayır ile şer (her şey)'in Allah'ın takdîri ile olduğuna inanmandan ibarettir Adam: - Doğru söylüyorsun, dedi ve devam ederek ilâve etti: - Bana ihsandan haber ver? Allah'ın Resûlü bu suâle de: - İhsan, Allah'a, görür gibi ibâdet etmendir Her ne kadar sen onu görmesen de O seni görür, buyurdu
MELEKLER KİŞİNİN İYİLİK VE KÖTÜLÜĞÜNÜ NASIL YAZARLAR?
Hz Süfyan bin Uyeyne'ye: "Bir insan, bir işi yapmaya niyet eder, sonra yapmazsa, o kimse o ameli işlemediği halde, Kirâmen Kâtibîn melekleri nasıl yazarlar?" diye sordular Cevaben buyurdu ki: "İnsanın iyiliğini ve kötülüğünü yazan melekler gaybı bilmezler Lâkin güzel ve hayırlı bir amel yapmayı kalbinden geçirince, kişiden misk gibi güzel kokular yayılır Melekler bu kokuyu aldıkları zaman o kimsenin iyilik yapmaya niyet ettiğini anlarlar Kötülük yapmağa niyet ettiğinde de, kişiden rahatsız edici bir koku yayılır Bu kötü kokudan melekler o kimsenin kötülük yapmaya niyet ettiğini anlarlar Güzel amel işlemeğe niyet edince, kul yapmasa da melekler o niyeti yazarlar Kötülüğe niyet edince ise, o kötülüğü yapmadıkça yazmazlar Bu, Allah Teâlâ'nın kuluna fazl ve ihsanındandır
Melekleri Neden Göremiyoruz?
Melekler nurdan yaratılmış lâtif cevherler, ruhanî varlıklar oldukları için, aslî hüviyetleri ve gerçek mâhiyetleri ile insan gözüne gözükmezler Görme kabiliyetimiz, melekleri görebilecek şekilde yaratılmamıştır Ancak Cenâb-ı Hak Peygamberlerine, melekleri görme kabiliyetini verdiğinden, onlar melekleri hakikî şekilleri ile görebilmişlerdir Melekleri hakikî mâhiyetleri ile göremememiz ve 5 duyumuzla hissedemeyişimiz, onların yok oldukları iddiasını gerektirmez Duyu organlarımızın maddî âlemde kendi dahi hissedemedikleri pek çok şey vardır Kulağımız çok tiz ve çok pes sesleri işitmez Bugün varlığı âletlerle tesbit edilen ışık dalgalarının hepsini, hele röntgen ve ültraviyole ışınlarını gözle görebilseydik, dünyayı şimdikinden çok başka şekilde tanıyacaktık Biz daha kendi âlemimizdeki tezahürlerin hakikatına vâkıf değilken, Cenâb-ı Hakk'ın yarattığı nâmütenâhî âlemlerdeki nâmütenâhî hâdiselerin varlığını nasıl inkâr edebiliriz? Demek ki bir şey'i gözle görememek, o şey'in yok olduğuna delil olmaz Gözle göremediğimiz pek çok şey var ki, o şey'in vücudunu aklımızla, ilim ve tecrübe ile, deneylerle kabûl ediyoruz İşte, melekler de gözle göremediğimiz halde, varlığını kabûl ettiğimiz nesnelerdendir
Meleklerin Vâr Olduğuna Neye İstinâden İnanıyoruz?
Meleklerin varlığını, başta İslâm, bütün semavî dinler haber vermiş, Peygamberler onları hakikî hüviyetleriyle görüp kendilerinden vahiy almışlardır Kur'an ve diğer mukaddes kitablar da meleklerin varlığından bahsetmişlerdir Bütün bunlar, meleklerin varlığına, gözle görmek gibi kesin bir delil teşkil ederler Bütün Hak dinlerin ve Peygamberlerin varlığında ittifak ettiği; Peygamberimizin ve Kur'an'ın varlığını haber verdiği meleklere "gözümle göremiyorum" diye inanmamak, büyük bir cehalet ve inkârdır Allah'a inanan bir kimse için, Meleklere inanmamak söz konusu olamaz
Meleklere İmanın, İman Esasları İçindeki Yeri Nedir?
Meleklere îman, îman esasları içinde mühim bir yer işgal eder Çünkü melekler, Allah'tan aldıkları İlâhî vahyi peygamberlere ulaştıran birer elçi durumundadırlar Bu bakımdan vahye ve peygamberlere inanmak, önce onlara vahyi ve peygamberliği getiren meleklerin varlığına inanmayı gerektirmektedir Meleklere inanmamak, peygamberlere de inanmamayı netice verecektir Meleklere îmanın Allah'a îmandan hemen sonra zikredilmesinin sebebi de budur
Melekler Kaç Gruba Ayrılır, Vazifeleri Nelerdir?
Melekler başlıca 3 grupta toplanabilir:
1 İlliyyûn - Mukarrebûn melekleri,
2 Müdebbirât melekleri,
3 İnsanla alâkalı melekler  
İlliyyûn - Mukarrebûn Melekleri:
Bunlar her an Cenâb-ı Hakk'ı zikirle, O'nu noksan sıfatlardan tenzihle ve her türlü kemâl vasıflarıyla takdîsle meşguldürler Allah'ın mârifeti ve muhabbeti içinde kendilerinden geçmiş haldedirler
Müdebbirât Melekleri:
Bunlar kâinatı idare eden, düzenini, nizam ve intizamını te'min eden İlâhî Kanunları tatbik ile vazifeli meleklerdir ålemde, Allah'ın irâde ve kudretinin tecellilerine nezaretçi ve seyirci durumundadırlar
İnsanla İlgili Melekler:
Bu meleklerin başında Cebrâil (as) gelir Vazifesi, İlâhî vahyi peygamberlere ulaştırmaktır Bu sebeble, ona Vahiy meleği de denir İnsanla alâkalı meleklerin diğer bir görevi de, Allah'ın Peygamberlerine ve salih kullarına kuvvet vermek, sıkıntılı ve üzüntülü zamanlarında onları teselli etmek, mâneviyatlarını yükseltmek, gerekirse fiilen yardım yapmaktır Asr-ı Saâdette cereyan eden Bedir, Uhud ve Huneyn harblerinde meleklerin mü'minlere fiilen yardım ettiklerini Kur'an bize haber vermektedir İnsanla alâkalı meleklerin bir başka görevi de, insanlara iyi ve hayırlı şeyleri telkin etmek, böylece onların doğru yola girmelerini, ruhen yükselmelerini sağlamaktır Bu kısma giren meleklerden bâzılarının özel vazifeleri vardır:
Hafaza Melekleri:
Her insanda hafaza adlı iki melek vardır Bunlar insanların iyi-kötü her türlü hareketlerini, söz ve davranışlarını yazarlar Kur'an'da bu meleklere Kirâmen Kâtibîn ismi verilir
Münker - Nekir Melekleri:
Öldükten sonra insanı kabirde sorguya çeken, "Rabbin kim, dînin ne, peygamberin kim?" gibi sualleri soran meleklerdir
Azrâil (as):
İnsanların ruhlarını kabzetmek, bedenlerden çekip almak ile vazifelidir Melekü'l-Mevt, yani, ölüm meleği adı da verilir
Mîkâil (as):
Rızıkları sahiplerine ulaştırmak ve yağmur, rüzgâr gibi tabiat hâdiselerini Allah'ın irâdesine göre düzenlemekle meşgul melektir
İsrâfil (as):
Sûr adı verilen boruyu öttürüp kıyâmetin kopuş zamanını ilân ile vazifeli melektir İsrâfil (as) kıyâmetin kopup kâinatın yıkılmasından ve bütün canlıların ölümünden sonra, Sûr'a ikinci bir defa daha üfleyecek, bu üfleyişle insanlar dirilerek kabirlerinden kalkacak, Mahşer meydanında toplanacaklardır
En Büyük Melekler Nelerdir?
En büyük melekler 4 tanedir Bunlar da Cebrâil, Mîkâil, İsrâfil ve Azrâil Aleyhimüsselâm'dır Bunların vazifelerinin ne olduğunu yukarıda zikrettik
Meleklere İmanın İnsan Hayatına Verdiği Faydalar Nelerdir?
Meleklere îmanın insan psikolojisi üzerinde müsbet te'sirleri vardır Bunlardan birkaçını şu şekilde sıralayabiliriz: 1 Her insan, kıymetli bir sözünün veya işinin veya bir kabiliyetinin unutulup gitmesini önlemek, takdir edilmesini sağlamak için, şiir yazarak, kitab hazırlayarak, yahut başka san'at dallarına kendini vererek o söz, fiil ve kabiliyetini ebedîleştirmeye çalışır Bu duygu, insanda fıtrî olarak vardır Bu fıtratta bulunan bir insanın, yaptığı bütün iş ve fiillerini, bütün söz ve meyillerini "Kirâmen Kâtibîn" adlı meleklerin yazdığını, ebedî âlemde kendine ve başkalarına göstermek üzere kaydettiğini îmanla bilmesi; ona ne derece sevinç ve huzur vereceği, ruhunu genişletip kalbini ferahlatacağı açık bir hakikattır 2 İnsanın en kıymetli varlığı ruhudur Ölüm esnasında bu kıymetli varlığın mahvolup yok olması, hiçliğe gitmesi, hiç şüphesiz insan için azabların en büyüğü, acıların en dehşetlisidir İşte insan, bu büyük acıdan ve dehşetli endişeden meleklere îman şuûru ile kurtulabilir Çünkü îman, ona, vefatı esnasında en kıymetli varlığı olan ruhunun Azrâil (as) gibi vazifeli bir memurun eline emanet edildiğini, asla kaybolup yok olmadığını bildirir 3 Herkesin istisnasız gireceği kabir ve mezardaki yalnızlık, karanlık, darlık, soğukluk, hapislik vahşetinden ve ümidsizliğinden insanı Münker - Nekir meleklerinin arkadaşlığı kurtarır Onlarla sohbet eder Kalb ve kabir, bu sayede genişler, ısınır, nurlanır, ruhlar âlemine pencereler açılır 4 İnsan, zaman zaman gurbetlere düşer, sevdiklerinden, tanıdıklarından ayrı, kimsesiz, yapayalnız kalır Bu gurbet, maddî olabileceği gibi mânevî de olabilir Kişinin inanç ve fikirlerini kendinden başka paylaşacağı hiç kimse bulamaması, herkesin kendisine zıd ve düşman olduğu bir muhitte yaşaması mânevî bir gurbet hâlidir Bu sıkıntı ve yalnızlıklar içinde dünya o kişinin başına yıkılacak gibi olur Bu durumda da yine meleklere îman şuûru imdada yetişir Kâinatı ve o şahsın karanlık dünyasını aydınlatır, şenlendirir, melekler ve ruhanîlerle doldurur ålemini sevinçlerle güldürür Onu yalnızlık ve vahşetten, kimsesizlik ve dehşetten, cemiyette kimse tarafından dinlenilmemek ıstırabından kurtarır "Cemiyette kimse senin müsbet fikir ve inançlarını dinlemez ve kabul etmezse sen sakın üzülme! Melekler dinler, ruhanîler kulak verir Sana yine sevab meyvelerini kazandırır" der, teselli eder
|