08-14-2012
|
#1
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Edirne Hanları Ve Kervansarayları
Edirne Hanları ve Kervansarayları
Kentin tarihi dokusunda Hanlar ve Kervansaraylar önemli bir yer tutar Osmanlı Döneminde geçiş yolları üzerinde zengin bir ticari merkez olması, barınma ihtiyacının da İmparatorluğun en kaliteli barınma mekanlarının inşa edilerek giderilmesi sonucunu ortaya çıkarmıştır Zamanın Hilton Otelleri diyebileceğimiz bu mekanlar; Edirne'nin geçmişteki canlılığının da önemli bir kanıtıdır
Rüstempaşa Kervansarayı
Kent merkezinde Eski Cami'nin hemen arkasındadır Kanuni Sultan Süleyman'ın Sadrazamı Rüstem Paşa tarafından,1561'de Mimar Sinan'a yaptırılmıştır Avlulu bir handır Dikdörtgen avlunun çevresinde iki kat halinde 102 oda yer alır Katların avluya bakan yüzleri revaklıdır Uzun kenarında karşılıklı olarak yukarı çıkan merdivenleri vardır Üst kat pencere ve kapı kemerlerindeki tuğla ve süsleme ilginçtir Sivri kemerli pencerelerin sonradan dört köşe hale getirilmesi, doldurulması ya da yeni pencere açılması yapının görünümünü bozmuştur Ön cephelerde 21 adet dükkan bulunur Bu dükkanlar Kervansaray'a gelir getirmek amacıyla yapılmıştır
Kervansaray ortasındaki alanda yine bir zamanlar Mimar Sinan tarafından yapılan Şadırvan ve Mescit bulunmaktaydı 1877-78 Osmanlı - Rus Savaşı sırasında Edirne'yi işgal eden Ruslar bu mescidi yıkmışlardır
Yakın geçmişte Edirne ve çevresinde üretilen ipekböceği kozaları burada pazarlanmaktaydı
1972 yılında Otel haline getirilmiştir Bu restorasyonda gösterilen başarı nedeniyle de Ağa Han Mimarlık Ödülü kazanılmıştır
Rüstem Paşa Hakkında
Kanuni Sultan Süleyman'ın damadı olan Rüstem Paşa'nın Sadrazamlığa Hürrem Sultan'ın çabalarıyla getirildiği ve döneminde ünlü Hürrem Sultan entrikalarına girdiği bilinir Bu görevde iki kez ve toplam 15 yıl kalmıştır
Adı bir cinayete karışınca, Yeniçerilerin eyleme geçmesi üzerine azledilmiş, ancak benzeri yollarla yine Sadrazam olmuştur 12 Temmuz 1561'de vefat eden Damat Vezir-i Azam Rüstem Paşa'nın yerine, Ali Paşa Çarşısını yaptıran Semiz Ali Paşa geçmiştir
Kanuni Sultan Süleyman Hakkında
Yavuz Sultan Selim'in oğludur bizim Kanuni ve Cihan Hakanı, Avrupalıların Muhteşem Süleyman adını verdikleri Padişah 1494 yılında doğmuştur Zamanın hiç bir hükümdarı onun kadar iyi bir eğitim görmemiştir Doğu dilleri dışında Sırpça biliyor, Muhibbi mahlasıyla şiirler yazıyordu Aynı zamanda değerli taşlar uzmanıydı 1566 yılında Zigetvar Seferi sırasında vefat etmiştir Saltanatı yaklaşık 47 yıl sürmüştür Sadece Kanun yaptığı için değil, aynı zamanda bunları adaletli ve dikkatli uyguladığı için de Kanuni ünvanını almıştır Süleymaniye Medresesini kurarak İstanbul'un eğitim ve bilim merkezi kimliğini en üst noktaya taşımıştır
Padişahlığı döneminde imparatorluğun sınırları iki mislinden fazla genişlemiştir Bu dönem devletin de en iyi yönetildiği dönem olarak bilinir 13 kez sefere çıkarak bu rekoru elinde tutan tek padişahtır Padişahlığı döneminde Edirne'ye yapılan eserler şunlardır: İki Kapılı Han(Şimdi yerinde Anıt Park vardır ), Şeyh Bedreddin Camisi, Tayakadın Camisi, Hünkar Sofrası, Zehr-i Mar Mescidi, Kanuni Köprüsü, Yıldırım Sebili, Ali Paşa Çarşısı, Süle Çelebi Camisi, Rüstem Paşa Kervansarayı, Adalet Kasrı, Haseki Suyolu
Kanuni Sultan Süleyman Edirne ile ilişkileri en yoğun padişahlardandır 1542,1544,1546 ve 1549 kışlarını Hürrem Sultan'la Edirne'de geçirmiş, elçileri Edirne Saray'ında kabul etmiştir Ayrıca Avrupa yönüne yaptığı tüm seferlerde Edirne ilk durak noktasıdır
Ekmekçioğlu Ahmet Paşa Kervansarayı(Ayşe Kadın Hanı)
Ayşe Kadın semtinde bulunduğundan Ayşe Kadın Hanı diye de anılır Sultan I Ahmet'in buyruğuyla, Defterdar Ahmet paşa tarafından 1609 yılında yaptırılmıştır Mimarı Sedefkar Mehmet Ağa ile Edirne'li Hacı Şaban'dır Duvarları kesme ve yontma taştandır Taçkapının sivri kemer içinde yazıtı vardır Anıtsal bir yapı olan Kervansarayın arka yüzündeki mermer süslemeli pencereler ilginçtir Tek katlı olan kervansarayda odalar yerine salonlar bulunmaktadır Bu bölümlerin avlu ile bağlantısı yoktur
Deveci Han
Deveci Han, Defterhane olarak, resmi defterlerin ve arşivlerin korunması amacıyla yaptırılmıştır Yapılış tarihine ilişkin netlik yoksa da kaynaklar bunu 15 yüzyıl olarak işaret eder
1847 yılında Rüstem Paşa tarafından hapishaneye dönüştürülmüş, 1953 yılında terkedilmiştir Uzun süre kullanılamaz durumda kalan bina 1993 yılında Kültür Bakanlığı tarafından restorasyon projeleri kapsamına alınmış, 25 Kasım 2000 tarihinde de restorasyonu tamamlanarak hizmete açılmıştır Bina, Kültür Müdürlüğü'nün idari hizmetleri yanında, el sanatları kursları ve çeşitli kültürel etkinlikler için kullanılmaktadır
Havlucular (Solaklar-Astarlar) Hanı
Yediyol Ağzı denilen alanda kalıntıları giderek azalan bir tarihi han bulunmaktadır Havlucular Hanı denilen bu tarihi bina 17 yüzyılın başlarında, dönemin Defterdarı Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır
Bu handa bir zamanlar solaklar oturmakta olduğu için Solaklar Hanı olarak anılmış; sonraları burada astarlık ve pamuklu kumaşlar dokunmaya başlanmış ve bu defa adı Astarcılar Hanı olmuştur Son olarak ise havlu dokunan bir yer durumuna dönüşünce Havlucular Hanı olarak anılmaya başlamıştır
|
|
|
|