Prof. Dr. Sinsi
|
Bursa'nın Doğal Güzellikleri - Bursa'nın Tarihi Yerleri
Çukur Mahalle Mescidi (Yıldırım)
Yıldırım'da, Çukur Mahalle Okul Sokak’ta bulunan Çukur Mahalle Mescidini XV yüzyılın ikinci yarısında Ahmet Bey yaptırmıştır Mescit zaman zaman yapılan onarımlarla ve bir ara dokuma fabrikası olarak kullanıldığından ötürü orijinalliğinden oldukça uzaklaşmıştır
İbadet mekanı 7 60x7 57 m ölçüsünde kareye yakın dikdörtgen planlı olup, moloz taştan duvarları 0 80 m kalınlığındadır Üzeri çatı ile örtülü olan ibadet mekanı altı pencere ile aydınlatılmıştır Ancak binaya bitişik olan bir yapı nedeni ile bu pencerelerden biri kapanmıştır Caminin içerisinden herhangi bir bezeme günümüze gelememiştir Son cemaat yerindeki ahşap sütun ve sütun başlıkları orijinaldir
Darphane Mescidi (Nilüfer Hatun Mescidi) (Osmangazi)
Bursa Hisar Mahallesi’nde bulunan Darphane Mescidini Orhan Gazi’nin eşi Nilüfer Hatun tarafından yaptırdığı sanılmaktadır XIV yüzyıla ait olduğu sanılan bu yapı orijinalliğinden büyük ölçüde uzaklaşmıştır
İbadet mekanı kuzey-güney doğrultusunda uzanan dikdörtgen planında olup, üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür Kuzey yönündeki son cemaat yerinin yanları ve önü kapatılmıştır Son yıllarda ana mekan ile son cemaat yeri arasındaki duvar kaldırılarak her ikisi birleştirilmiştir
Davut Paşa Mescidi (Osmangazi)
Davut paşa Mescidi, Bit Pazarı’nda (Bat Pazarı) bulunan küçük bir mescittir Bu mescidi Sultan II Beyazıt’ın veziri, Fatih Sultan Mehmet döneminde Anadolu Beylerbeyliği yapan Davut Paşa yaptırmıştır Davut Paşa’nın İstanbul başta olmak üzere çeşitli yerlerde eserleri bulunmaktadır
Davut Paşa Mescidi harap bir halde iken 1760 yılında Şiblizade kendi malından bu yapıyı onarmıştır Basit bir yapı olup, 6 40x9 00 m ölçüsünde dikdörtgen bir yapıdır Duvar kalınlığı 0 80 m olup, üzeri çatı ile örtülüdür Yakınındaki çeşmeyi de 1759 tarihinde Şiblizade yaptırmıştır
Daya Hatun Camisi (Daya Kadın Camisi) (Osmangazi)
Bursa Daya Hatun Mahallesi’nde bulunan bu camiyi Çelebi Mehmet’in süt annesi Daya Hatun 1426 yılından önceki bir tarihte yaptırmıştır Cami 1651 ve 1971 yıllarında da onarılmıştır
Cami enine dikdörtgen bir plana sahip olup, 10 45x14 75 m ölçüsündedir Üzeri düz, ahşap bir çatı ile örtülüdür Son cemaat yeri de ahşap çatılı, dikdörtgen planlıdır Caminin giriş kapısı üzerinde, ahşap üzerine yağlı boya ile talik yazılı 0 25x1 18 m ölçüsünde dört beyitlik şair Nisari’nin kitabesi bulunmaktadır:
Hakikat Seyyid (İsma’il) in ey dil
Cihan nik nâmı oldu şâyi
Dâye Hatun yaptı tecdid olupEcrû sevab mertebe (tabe) seraha
Güzel cây-i ibadet itdi bünyad
Olup cânu gönülden hayrâ tamam
Dididm tarihin ânın ey Nisâri
Ola âlâ makam ve hub camii 1062
Bu kitabeden öğrenildiğine göre de cami 1651 yılında büyük onarım geçirmiştir Caminin dış duvarları tuğla örgülü, moloz taştan yapılmıştır Kuzeydoğusundaki minare yıkılmış ve yerine yeni bir minare yapılmıştır
Timurtaş Paşa Camisi (Demirtaş Paşa) (Osmangazi)
Demirtaş Mahallesi’nde, Gemlik Caddesi’nin doğusunda bulunan bu camiyi, Timurtaş Paşa’nın oğlu Ali Bey 1389-1390 yılında yaptırmıştır Bazı kaynaklara göre de Yıldırım Beyazıt’ın emiri kara Timurtaş Paşa tarafından yapılmıştır
Bu Cami ters T, tabhaneli (zaviyeli) camiler grubundandır Caminin ortasında merkezi bir kubbe bunun yanlarında da üzerleri tonoz örtülü doğu batı eyvanları, güney yönünde de yine tonoz örtülü bir mekanla genişletilmiştir Caminin son cemaat yeri kesme taştan olup, yığma dört ayağı birbirine bağlayan sivri kemerlerin oluşturduğu beş bölüm halindedir Bunlardan orta bölüm diğerlerine göre daha geniş ve daha geniştir Buradaki orta bölümün üzeri Türk üçgenlerinin yarımıyla büyük bir kubbe ile örtülmüştür Bunun sağ ve solundaki bölüm küçük kubbeli, doğu ve batı yönündeki bölmeler de çapraz tonozludur Yanları kapalı olan son cemaat yerinin ön yüzünde tuğla örgülü motifler işlenmiştir İbadet mekanına mukarnaslı bir kapı ile girilmektedir İbadet mekanını örten kubbe, kemerler ve duvarlar üzerine oturmuştur Sekizgen kaide üzerindeki bu kubbenin kenarlarına üçgen dilimler yerleştirilmiştir Kubbenin ortasına da altı kenarlı ve her kenarında birer penceresi olan aydınlık feneri yapılmıştır Mihrabın bulunduğu güney eyvanı tonozla örtülüdür Mihrabın iki yan köşeliklerinde silindir gövdeli iki sütuncuk, beş sıra mukarnas dizisi bulunmaktadır Ayrıca bunlar silmeli yapraklarla çerçeveler içerisine alınmıştır
Cami, tuğla dizili kesme taştan yapılmıştır Üç sıra tuğla ve bir sıra taş dizisi devam etmektedir
Timurtaş Paşa Camisinin en ilginç yönlerinden birisini mimaresi oluşturmaktadır Minare yapıdan ayrı olarak caminin kuzeyinde birbirlerine kemerlerle bağlı altı adet tuğla ayak üzerine oturtulmuştur Minare kaidesini oluşturan bu ayakların ortasında da bir şadırvan bulunmaktadır Osmanlı mimarisinde bir benzerine daha rastlanmayan bu minareyi Bursa Eski Eserleri sevenler Derneği 1966 yılında onarmıştır Bu kaide üzerinde kesme taş örgülü altıgen bir kısımdan sonra zencirek motifleri ile bezeli, tuğla gövdeli minare yükselmektedir Minarenin şerefe altı dört sıra kirpi saçakla hareketlendirilmiştir Minarenin gövdesinde bulunan tuğla örgüler petek kısmında da devam etmiştir
Caminin batısında yapılmış olan imaretten hiçbir kalıntı günümüze gelememiştir Bahçe içerisinde Timurtaş Paşa’nın mezarı bulunmaktadır
Bali Bey Camisi (Yenişehir)
Yenişehir’de Bali Bey Yapı topluluğundan günümüze cami ve çarşı içerisindeki bir kemer gelebilmiştir Vakıf kayıtlarında ismi geçen imareti bugün bulunmamaktadır Cami’nin kitabesi olmadığından ne zaman yapıldığı kesinlik kazanamamakla beraber XVI yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır
Cami kare planlı olup üzeri, pandantifli merkezi bir kubbe ile örtülmüştür Doğu ve batı yönlerinde birbirine eşit yan kanatlar kuzeyinde de dikdörtgen planlı bir son cemaat yeri bulunmaktadır Son cemaat yerinin üzeri ahşap bir tavanla örtülüdür Caminin güney duvarında beş cepheli mihrabı bulunmaktadır Minaresi sekizgen kasnaklı olup gövde çokgen ve tek şerefelidir
Caminin doğu, batı, güney cepheleri dükkanlarla günümüzde kapatılmıştır Kuzey cephe l969 yılında yapılan onarımlarla orijinalliğinden uzaklaşmıştır
Sinan Paşa Yapı Topluluğu (Yenişehir)
Sinan Paşa yapı topluluğu cami, medrese, imaret ve arastadan meydana gelmiştir Yapı kitabesi bulunmadığından ne zaman yapıldığı konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır
Osmanlı sadrazamı ve Yemen fatihi olarak bilinen Sinan Paşa 1596 yılında ölmüştür Buna göre yapı topluluğunun XVI yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı sanılmaktadır Bu konuda araştırma yapan Tülay Reyhanlı,vakıf kayıtlarına dayanarak imaretin 1572-1573 yıllarında başlanıp l582’de tamamlandığını tespit etmiştir
Sinan Paşa Yapı topluluğundan günümüze cami ,medrese, imaret ve doğudaki imarete bitişik yapılar ile yapı topluluğunun kuzeydoğudaki ana girişi gelmiştir
Cami yapı topluluğunun güneyindedir Cami kareye yakın dikdörtgen planlı olup önünde üç bölümlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır Son cemaat yeri baklava baslıklı dört sütunun sivri kemerlerle birbirlerine bağlanmasıyla meydana gelmiş olup bölümlerin üzerleri ayna tonozlarla örtülüdür Bunlardan giriş kemeri diğerlerinden daha alçak tutulmuştur İbadet mekanına yuvarlak kemeli bir kapıdan girilmektedir İbadet mekanının doğu cephesinde altta dikdörtgen, sivri kemerli ve alınlıklı, üstte küçük boyutlu sivri kemerli ikişer pencere bulunmaktadır Batı ve güney cephelerinde de aynı şekilde pencereler vardır İbadet mekanının güney duvarında yedi cepheli mihrap nişinin üzeri mukarnaslar ile bezenmiştir Ayrıca mihrabın tümü dikdörtgen çerçeve içerisine alınmıştır Mihrabın batısında da ahşap minber yer alır
Caminin içerisi çini ve kalem işleriyle bezenmiştir Mihrabın kenarlarında, güney, doğu ve batı duvarlarındaki pencerelerin çerçeve ve alınlıklarında, giriş kapısı üzerinde XVI yüzyılın ikinci yarısına ait İznik çinileri bulunmaktadır Bu çinilerde bahar çiçekleri, hatayiler, nar çiçekleri, çiçekli dallar, ve hançer yaprakları görülmektedir Bu bezeme lacivert zemin üzerine kırmızı, yeşil, beyaz ve firuze renklerdedir Pencerelerin alınlıklarına da lacivert zeminli beyaz yazılı kitabeler yerleştirilmiştir İbadet mekanının doğu,batı,güney duvarları firuze altıgenler arasında kırmızı üçgen çinilerle süslenmiştir
Yanının orijinal kalem işlerinden yalnızca kuzey duvardaki pencere alınlıklarında kalmıştır Bu kalem işlerinde de XVI yüzyıl çini örneklerinden alınma motifler bulunmaktadır
Caminin kare planlı minare kaidesi son cemaat yeri ile ibadet duvarı bitişiğindedir Minare kaidesi bir sıra kesme taş üç sıra tuğla ile örülmüştür Gövde kısmı ise kesme taştandır
Barçın Köyü Camisi (Yenişehir)
Yenişehir Barçın Köyü Camisi’nin kitabesi bulunmadığında ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı belli değildir Moloz taştan yapılmış caminin üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür Cami mimari yönden bir özellik taşımamaktadır
Eski tarihlerde yapılmış bir cami üzerine yapıldığını gösteren yegane belge minaresidir Batısındaki minarenin kaidesi caminin çatısına kadar yükselmektedir Buradan pahlı papuçluk kısmı ile silindirik gövdeye geçilmektedir Şerefe altında beş sıra mukarnas ve üç sıra testere dişi bezeme bulunmaktadır
Orhan Gazi Camisi (Yenişehir)
Yenişehir, Yarhisar Köyü’ndeki Orhan Gazi Camisini vakıf kayıtlarına göre Orhan Gazi eşi Nilüfer Hatun adına yaptırmıştır Cami XIV yüzyılın ilk yarısına tarihlendirilmiştir
Caminin ibadet mekanı dikdörtgen planlıdır Kuzey duvarından ibadet mekanına açılan bir kapı ile içeriye girilen ibadet mekanı doğu ve batı duvarlarında açılmış altlı üstlü ikişer pencere ile aydınlatılmıştır Cami meyilli bir arazi üzerinde yapıldığından kuzeyine bir yüksek bölüm eklenmiş ve bu yüzden de iki taraflı merdivenlerle çıkılmaktadır Mihrap orijinal durumu ile günümüze gelememiştir Orijinal mihrabın beş köşeli olduğu eski kaynaklardan anlaşılmaktadır Bugünkü mihrap yuvarlak ve bezemesizdir Son cemaat yerindeki ahşap destekler üzerindeki geometrik bezemeler belirgindir
Minare caminin kuzeybatı köşesinde olup girişin doğusunda yer almaktadır Kare kaideli yuvarlak tuğla gövdelidir
Ebu İshak Mescidi (Osmangazi)
Bursa Cumhuriyet Caddesi’nde bulunan bu mescidi Yıldırım Beyazıt Ebu İshak adına yaptırmıştır Vakıf kayıtlarından öğrenildiğine göre bu mescidin çevresinde sıbyan mektebi, imareti ve bir de halvethanesi bulunuyordu Ancak bunlardan yalnızca mescit günümüze kadar gelebilmiştir Fatih Sultan Mehmet devrinde ve 1969 yılında da Bursa Eski eserleri Sevenler derneğince onarılmıştır
Ebu İshak mescidi de ortada merkezi bir kubbe, doğu ve batı yönlerindeki yan mekanları ile ters T veya tabhaneli (zaviyeli) camiler grubundandır Kuzey yönünde yer alan son cemaat yeri kesme taştan dört ayağı birbirine bağlayan sivri kemerlerin oluşturduğu beş bölümden ibarettir Bunlardan orta bölüm diğerlerinden daha geniş ve yüksektir Orta bölümün üzeri kubbe, diğerleri de tekne tonoz örtülüdür Son cemaat yerinin doğu ve batı yönü üç sıra tuğla, bir sıra kesme taştan meydana gelen ve aralarına dikey tuğlaların yerleştirildiği yan duvarlarla kapalıdır Ana mekana girilen giriş kapısının üzerine 0 55x1 50 m ölçüsünde sülüs yazı ile üç satırlı Arapça bir kitabe yerleştirilmiştir Bu kitabenin Türkçesi:
“Bu şerefli büyük yeri bahtiyar Beyazıt Han yaptırdı Allah Onu cennetlerinin bahçelerine yerleştirsin Sonra büyük şeyh Karzunlu Ebu ishak’ın eshabına vakfetti Sonradan yenilenmesini karaların sultanı ve denizlerin hakanı Murad oğlu Sultan Mehmet emretti Allah mülkünü ve saltanatını daim etsin İşin yapılmasında bü
yük şeyhin eshabı ve yakınlarından ve mürşidin yardımcısı fakir kul çalışmıştır Sene h 884 (1479)”
Caminin ibadet mekanındaki orta kubbe oldukça yüksek ve dört pencereli bir kasnak üzerine oturmuştur Bu kasnağın içerisinde de üçgenlerden oluşan bir kuşak bulunmaktadır Caminin doğu ve batı kanatlarına yuvarlak kemerli bir kapıdan geçilmektedir Bu yan kanatların üzeri tonoz örtülü olup, batı kanadında bir de ocak yeri ile bacası bulunmaktadır Caminin mihrabı yarım yuvarlak olup, sade bir niş görünümündedir Bugün içerisi tamamen badana edildiğinden bezemesi konusunda bir bilgi edinilememektedir Son cemaat yerinin doğu duvarına bitişik, kare kaideli, silindirik gövdeli taş bir minaresi bulunmaktadır
Enbiya Mescidi (Osmangazi)
Bursa Mantıcı ve Reyhan Caddelerinin kavşağında bulunan bu mescidi Kazzazoğlu Söle Mehmed XV yüzyılda yaptırmıştır
Fatih Sultan Mehmet zamanında yapılan bu mescit dikdörtgen planlıdır İbadet yerinin beden duvarları moloz taş ile örülmüştür Ancak, doğu ve batı duvarları orijinal olup, diğer cepheler yenilenmiştir Üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür Caminin orijinal son cemaat yerinin nasıl olduğu bilinmemekte, bugünkü son cemaat yeri yeni yapılmıştır İlk yapıldığı devirde kubbeli olduğu sanılan mescit 1854 Bursa depreminde büyük hasar görmüş, 1890 yılında yapılan onarımda da üzeri ahşap çatı ile örtülmüştür Duvarlarında tuğla hatıllar kullanılmamıştır Mescidin minaresi son cemaat yerinin yanındadır
Ertuğrul Camisi (Osmangazi)
Bursa Sipahiler Çarşısında bulunan bu cami Yıldırım Beyazıt’ın oğlu Ertuğrul Çelebi adına yaptırılmıştır
XIV yüzyıl eseri olan cami 9 97x10 40 m ölçüsünde kareye yakın dikdörtgen planlıdır Üzeri ahşap çatı ile örtülmüştür Caminin kuzey cephesinde yer alan son cemaat yeri 5 00x10 00 m ölçüsündedir Sonradan yapılan eklerle değişikliğe uğramış ve iki yanı duvarlarla kapatılmıştır Bugün son cemaat yerinin önü camekanla kapatılmıştır Buradan camiye yedi mukarnas sıralı bir kapıdan girilmektedir İçerisi 18 pencere ile aydınlatılmıştır Mihrap yanında birer, iki yan duvarda ikişer ve son cemaat yerine bakan iki penceresi bulunmaktadır Bunların üzerindeki üst sıra pencereler sivri kemerli ve alçı şebekelidir Mihrap üç köşeli bir niş halinde olup, içerisi son yıllarda yağlı boya ile perde motifi ile bezenmiştir
Cami moloz taş ve tuğladan örülmüştür ve 1 m kalınlığındadır Caminin batı duvarına bitişik olan minaresine son cemaat yerinden çıkılmaktadır Kare planlı kaidesi olan minare iki sıra tuğla ve moloz taştan yapılmıştır Minare gövdesi silindirik olup, üzeri sıvanmıştır Bu minare 1557 depreminde yıkılmış ve yenilenmiştir
XIV yüzyılın sonlarında şehit olan Ertuğrul Çelebi’nin mezarı da caminin bahçesindedir
Fazlullah Paşa Mescidi (Osmangazi)
Bursa Fazlullah Paşa Mahallesi’nde, Cami Sokak’ta bulunan Fazlullah Paşa Mescidi XV yüzyılda II Murad’ın vezirlerinden Fazlullah Paşa tarafından yaptırılmıştır
Mescit 7 00x7 00 m ölçüsünde kare planlı, ahşap çatılı olup, üzerini örten çatı son cemaat yerini de kapsamaktadır Son cemaat yerinden sivri kemerli bir kapı ile ibadet mekanına geçilmektedir Buradaki ahşap kapı kanatları orijinal olup, yakın tarihlerde üzeri yağlı boya ile boyanmıştır İbadet mekanı sivri kemer alınlıkları olan tek sıra pencerelerle aydınlatılmıştır Mihrap nişi yuvarlak olup, dışarı taşkın değildir Uzun süre harap ve boş kalan bu yapı yapılan ilavelere rağmen özelliğini yitirmemiştir
Fışkırık (Duhter-i Şeref) Camisi (Osmangazi)
Fışkırık Caddesi ile Ahmet ve Hazım sokaklarının kesiştiği yerde bulunan bu camiyi, Fatih Sultan Mehmet devrinde Molla Şeraffüddin Kırımi’nin kız kardeşi Şahi Hatun yaptırmıştır
XV yüzyıl eseri olan bu yapı 7 67x7 91 m ölçüsünde dikdörtgen planlıdır Ayrıca kuzey yönünde de 3 48 m derinliğinde bir son cemaat yeri bulunmaktadır Son cemaat yeri iki yığma ayak ve iki yan duvarın birbirine sivri kemerlerle bağlanması ile üç bölüme ayrılmıştır Bu bölmelerin üzerleri tonoz örtülü olup, cephesi tuğla bezemelidir Son cemaat yerinden XV yüzyıl özelliklerini taşıyan ahşap kanatlı kapılarla ibadet mekanına geçilmektedir İbadet mekanı içeriden baklavalı bir kuşağın, dışarıdan da sekizgen kasnağın taşıdığı bir kubbe ile örtülüdür Mihrap dokuz sıra mukarnaslı olup, buradaki orijinal rûmi ve geometrik bezeme yağlı boya ile kapatılmıştır Minberi ahşap ve son derece sadedir
Caminin kuzeybatı köşesindeki minaresi sekizgen kaideli olup, silindirik gövdelidir Bu cami de Bursa Eski Eserlerini Sevenler Derneğince 1974 yılında onarılmıştır
Güngörmez Mescidi (Osmangazi)
Bursa Atatürk Caddesi’nde bulunan Güngörmez Mescidinin, Abdullah Efendi tarafından 1562 tarihinde yaptırıldığı, cami avlusundaki mezar taşından öğrenilmektedir
Caminin ibadet mekanı kare planlı olup, üzeri tek bir kubbe ile örtülüdür Kuzey yönünde iki katlı ahşap, camekanlı son cemaat yeri yapının mimari özelliğini gölgelemektedir Bu bölüm yakın tarihlerde yapılmıştır Giriş kubbe eteğine kadar yükselen bir kapıdan olup, bu kapının bu kadar yüksek olması sonradan yapıldığı izlenimini vermektedir İbadet mekanı batıda üç, kuzey duvarında da iki pencere ile aydınlanmaktadır Caminin içerisi de onarımlar nedeniyle özelliğini kaybetmiştir Dıştan sekiz kasnaklı olan kubbenin geçişi içeriden Türk üçgenleri yardımı iledir Mihrap sivri kemerli bir niş halinde olup, özelliği bulunmamaktadır Caminin minaresi yoktur
Hacı Sevinç Mescidi (Osmangazi)
Bursa, Tahtakale’de Veziri Caddesi’nde bulunan Hacı Sevinç Mescidini, Fatih döneminde Hacı Sevinç isimli bir kişi yaptırmıştır
XV yüzyıl eseri olan bu cami kare planlı olup, 6 60x6 65 m ölçüsünde bir ibadet mekanına sahiptir Caminin kuzeyine 2 90x6 60 m lik bir son cemaat yeri eklenmiştir Son cemaat yeri iki sütun ve yan duvarları birbirlerine bağlayan üç kemerden oluşmaktadır Tuğla örgülü olan bu bölüm günümüzde ahşap tavanla örtülmüştür Ancak, duvarlardaki izlerden ilk yapılışında burasının üç kubbeli olduğu sanılmaktadır Yuvarlak kemerli kapıdan caminin ibadet mekanına girilmekte olup, burası sağ ve soldaki iki pencere ile aydınlanmaktadır İbadet mekanının üzeri beden duvarlarına oturan sekizgen kasnaklı basık bir kubbe ile örtülmüştür
Mihrap 16 dilimli dört köşeli bir niş halindedir Yapının malzemesi kaba taş ve tuğladan oluşmaktadır Duvarların üst kısımlarında bazen tek sıra halinde, bazen de çift sıra halinde tuğla ve moloz dizileri kullanılmıştır
Yapılışında bir süre dergâh olan mescidin minaresi bulunmamaktadır Ayrıca bahçesinde Hacı Sevinç’in mezarı bulunmaktadır
Hatice Sultan Camisi (Osmangazi)
Bursa At Pazarı semtinde bulunan bu camiyi, Çelebi Sultan Mehmet’in kızı Selçuk Hatun ile İsfendiyaroğlu İbrahim Bey’in kızı Hatice Sultan yaptırmıştır
XV yüzyılın ilk yarısına tarihlendirilen bu cami Fatih döneminde yaptırılan tek kubbeli camilerden bir örnektir İbadet mekanı 8 95x8 95 m ölçüsünde kare planlıdır Üzeri merkezi bir kubbe ile örtülüdür Kuzey yönünde 3 55x9 30 m ölçüsünde son cemaat yeri bulunmaktadır Son cemaat yerinin doğu ve batısındaki duvarlar ayakta kalmış, diğer bölümleri yıkılmıştır Buradaki kemer izlerine göre, son cemaat yerinin ortada dar, yanlarda geniş üç bölüm halinde olduğu anlaşılmaktadır Bunu belirten sivri kemerlerin izleri belirgin biçimde görülmektedir
İbadet mekanının giriş kapısı sonradan örülerek kapatılmış, bunun iki yanındaki pencereler kapıya dönüştürülmüştür Bunun da nedeni bu cami, özel bir kişinin mülkiyetinde odun deposu olarak kullanılmış, 1977 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğünce kamulaştırılarak onarılmış ve cami konumuna getirilmiştir
İbadet mekanı pandandifler üzerine oturan, dışarıdan sekizgen kasnaklı, tuğla örgülü bir kubbe ile örtülüdür Kubbe kasnağının doğu, batı ve güney yönlerinde sivri kemerli üç pencere açılmıştır Buradaki pencerelerden biri de yine aynı nedenlerle örülerek kapatılmıştır Kasnak pencerelerinin aralarında bitkisel motifli kalem işleri görülmektedir
Mihrap iki yan sütuncuklarla sınırlandırılmış, mukarnaslı olup 0 57 m derinliğinde bir niş şeklindedir Yapıda moloz taş ve tuğla kullanılmış, iri ve küçük taşlardan meydana gelen taş sıraları iki sıra tuğla ile alternatifli olarak devam etmiştir Caminin kuzeybatı köşesinde bulunan minareye ibadet mekanından çıkılmakta olup, iki sıra tuğla ve moloz taştan yapılan minare kaidesinin üzerinde, silindirik gövdelidir Ancak bu minare de yakın tarihlerde yıkılmıştır
Hıdırlık Camisi (Osmangazi)
Bursa, Hıdırlık Mahallesi, Pınarbaşı Mevkiinde, Nilüfer Sokağı’nda bulunan Hıdırlık Camisini, Sultan I Murat’ın kızı Nilüfer Hatun yaptırmıştır
Hıdırlık Camisi’nin ibadet mekanı 5 85x5 90 m ölçüsünde kareye yakın bir plan şeması göstermekte olup, bunun doğu yönüne 2 05x5 90 m ölçüsünde bir son cemaat yeri eklenmiştir Bu son cemaat yeri caminin uzantısı olan yan duvarları birbirine büyük sivri bir kemerle bağlayan bir eyvan görünümündedir İbadet mekanını örten kubbe dıştan sekizgen kasnaklı olup, kiremit örtülüdür İbadet mekanı yapının doğu ve kuzey duvarındaki iki pencere ve kubbe kasnağındaki üç pencere ile aydınlatılmaktadır
Girişin ekseninde dört köşeli bir niş halinde mihrap bulunmaktadır Caminin duvarları bir sıra moloz taş, bir sıra da tuğla ile örülmüştür Minaresi yoktur
Hoca Taşkın Mescidi (Osmangazi)
Bursa Yeşil semtinde, Emir Sultan’a giden yolun üzerindeki Hoca Taşkın Sokağı’nda bulunan bu mescidi Molla Hüsrev’den ders almış olan Taşkın Sûfi yaptırmıştır
XV yüzyıl eseri olan bu yapı, 9 95x10 00 m ölçüsünde kare planlı olup, üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür Son cemaat yeri 3 60x10 00 m ölçüsünde olup, yakın tarihlerde burası yenilenmiş ve bir dernek tarafından kullanılmaktadır
Caminin ibadet mekanına basık kemerli bir kapıdan girilmektedir Yapının duvarlarındaki pandantif izleri ilk yapılışında kubbeli olduğunu göstermektedir Mihrap yedi sıra mukarnaslı bir dizi halinde olup, beş köşelidir İki yanında da yarım sütuncuklar bulunmaktadır Yapının batı yönünde ibadet mekanına bitişik olan minare sekizgen kaideli olup, iki sıra tuğla ve moloz taştan yapılmıştır
Hamza Bey Camisi (Osmangazi)
Bursa, Muradiye Mahallesi’nde, Hamza Bey Caddesi üzerindeki cami, İzmir fatihi Hamzaa Bey tarafından 1477’de yaptırılmıştır
Cami, Sultan II Murat Camisinin plan bakımından küçük bir modelidir Son cemaat yeri kalın altı sütun üzerine kubbe ve tonoz örtülüdür İbadet mekanı ters T plan düzeninde olup, üzeri oldukça yüksek kasnaklara oturan iki büyük kubbe ve bunların yanında daha basık ikişer kubbe ile örtülüdür Tek şerefeli minaresi caminin solundadır
Cami 1855 depreminde zarar görmüş, 1873’te onarılmıştır Ayrıca yanı başında Hamza Bey’in eşi ve kızlarının, damadı Kara Mustafa Paşa’nın türbeleri bulunmaktadır
İbni Bezzaz Camisi (Osmangazi)
Bursa İncirli Caddesi üzerinde bulunan İbni Bezzaz Camisi, Çelebi Sultan Mehmet döneminde İni Bezzaz ismi ile tanınan Hafizüddin Efendi tarafından yaptırılmıştır
XV yüzyılın başlarında yapılan bu cami, dikdörtgen planlı olup, 7 89x7 94 m ölçüsündedir Caminin kuzey tarafına 3 40x7 89 m ölçüsünde bir son cemaat yeri eklenmiştir Son cemaat yerinin ortasındaki mermer söveli basık kemerli bir girişten ibadet mekanına girilmektedir Bu kapının üzerinde sülüs yazı ile “ innessâlâte kânet aley mü’mimine kitabe mevkuten” ayeti yazılıdır Bu ayet ile gerçekten namaz müminlere vakitli olarak farz kılınmıştır denilmektedir Bu ayetin üzeri de kabarmalı küçük kabaralarla bezenmiştir Son cemaat yeri ortada iki paye ve duvar uzantıları ile üç bölümlüdür Caminin ana duvarları gibi burası da iki sıra tuğla, aralarında da dikey tuğlalar bulunan bir sıra kesme taştan yapılmıştır İÇ kapı kemerinin üzerinde de yan köşelere sülüs ile Ayeti Kerimeler yazılmıştır
İbadet mekanı, duvarlara oturan pandantifli merkezi bir kubbe ile örtülmüştür İçerisi yan kenarlarda ve mihrabın iki yanındaki iki sıra halinde pencerelerle aydınlatılmıştır Caminin onarımları sırasında mihrap orijinalliğini yitirmiştir İç mekanın batı yönünden çıkılan minare onikigen kaideli, silindirik gövdelidir Bu kaide iki sıra tuğla ve bir sıra kesme taş örgülüdür
Bursa depremi sırasında birkaç kez yıkılan cami ve minaresi yenilenmiştir Bu arada üzeri ahşap çatı ile örtülmüştür Bugün Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Bursa Eski Eserleri Sevenler Derneğince onarılmış ve kısmen eski konumuna getirilmiştir
İsa Bey İmaret Mescidi (Osmangazi)
Bursa Kalesi içerisinde Devlet Hastanesi’nin önünde bulunan İsa Bey İmaret Mescidini, Çelebi Mehmet’in veziri Beyazıt Paşa’nın oğlu İsa Bey, XV yüzyılın başlarında yaptırmıştır
Mescit 6 40x6 40 m ölçüsünde küçük bir yapıdır Üzeri kurşun kaplı bir kubbe ile örtülüdür Duvarlardan Türk üçgenleri ile kubbeye geçiş sağlanmıştır İç mekanda baklavalı bir motif kubbe eteğini çepeçevre kuşatmaktadır Sekizgen kasnakta üç penceresi bulunmaktadır Caminin son cemaat yeri önünden geçen yol nedeni ile kesilmiştir Buraya kalan yan duvardan yararlanılarak ahşap bir oda yapılmıştır
Mescit iki sıra tuğla, bir sıra moloz taş ile örülmüştür Mihrabı dört sıra mukarnaslıdır Halk arasında yaygın bir inanışa göre de bu mihrap, Bursa camileri içerisinde Kıbleye en doğru ölçüde olanıdır
Caminin kuzeybatı köşesindeki minareye son cemaat yerinden çıkılmaktadır Sekizgen kaide üzerinde silindirik gövdeli minaresi bulunmaktadır
Fenari İsa Bey Camisi (Güdük Minare) (Osmangazi)
Bursa Alaaddin Caddesi’nde yer alan Fenari İsa Bey Camisini XV yüzyılın sonlarında, Molla Fenari’nin torunu İsa Bey yaptırmıştır İsa Bey aynı zamanda bu caminin karşısına bir medrese yaptırmışsa da bugün bu medreseden hiçbir iz kalmamıştır Ayrıca Bursa’da Basmacılar Çarşısı’nda ve Edirne’de iki han yaptırmıştır
Cami, 8 13x8 13 m ölçüsünde kare planlı bir yapı olup, üzeri kubbe ile örtülüdür Son cemaat yerinin doğu-batı yönündeki yan duvarları ile iki taş kaidesi günümüze ulaşabilmiştir Orijinalinde sivri kemerlerle birbirine bağlanan üç bölümlü son cemaat yerinin sütunları, kemerleri ve üst örtüsü yıkılmış ve sonraki yıllarda buraya basit bir çatı yapılmıştır Son cemaat yerinden ibadet mekanına girilen 1 10 m genişliğindeki kapı silmelerle çevrilidir İbadet mekanı altlı üstlü sekizer pencere ile aydınlatılmıştır Giriş eksenindeki mihrap dikdörtgen bir niş şeklinde olup, orijinalindeki mukarnaslar yıkılmış ve özelliğini kaybetmiştir
Yapının kuzeydoğu köşesinde ve camiden ayrı olan minaresi kısa gövdeli olduğundan Güdük Minare ismi ile de anılmıştır Bu isim aynı zamanda camiyi de kapsamaktadır
İshak Şah Camisi (Müftü Önü Camisi) (Yıldırım)
Bursa Setbaşı, Kabakçı Sokak’ta bulunan bu cami, kitabesinden öğrenildiğine göre Çelebi Sultan Mehmet döneminde İshak Şah tarafından 1421’de yaptırılmıştır Giriş kapısı üzerinde kitabesi bulunmaktadır:
Emere bi imâret-i hâzel fakir-ül muhtacü ilâllâhi a’ni İshak Şah bin İvaz Şah üs-Sultan Mûsa h 824 (1421)
Cami, 6 80x6 80 m ölçüsünde kare planlıdır Bunun kuzey yönüne 4 00x6 80 m ölçüsünde bir son cemaat yeri eklenmiştir Yol genişletmesi sırasında son cemaat yerinin revakları yıkılmış ve buraya ahşap tavanlı olarak yeniden yapılmıştır İbadet mekanının üzeri duvarlara oturan bir kubbe ile örtülüdür İçerisi altı adet alt sıra, sekiz adet de üst sıra pencere ile aydınlatılmıştır Giriş aksındaki minber mukarnaslı olup, orijinalliğini kaybetmiştir
Caminin kuzeybatı köşesindeki minaresi sekizgen kaide üzerine, üç sıra tuğla ve moloz taştan yapılmıştır Bunun üzerinde üçgenler üzerine oturan yuvarlak gövdesi bulunmaktadır
Bu cami, değişik dönemlerde yapılan onarımlardan ötürü orijinalliğini kaybetmiştir
İzzüddin Camisi (Pınarbaşı Camisi) (Osmangazi)
Bursa, Pınarbaşı semtinde bulunan bu cami, Sultan I Murad’ın kızı Nilüfer Hatun’a ait bir arsa üzerine İzzüddin Bey tarafından XV yüzyılın başında yaptırılmıştır İzzüddin Bey, Sultan I Murad’ın kızı Nilüfer Hatun’un emirlerinden Togan Bey’in kardeşidir
Cami, moloz taştan yapılmış, üzeri çatı ile örtülüdür Değişik dönemlerde yapılan onarımlar sonucunda mimari özelliğini tamamen yitirmiştir Ahşap olan minaresinin yerine 1960 yılında tuğladan bir minare yapılmıştır Bu minare Hüdavendigâr Camisi minaresi ile çok yakın benzerlik göstermektedir
Kademeli Camisi (Çukur Cami) (Osmangazi)
Bursa Pınarbaşı semtinde, Uzun Sokak’ta bulunan bu camiyi, Sultan II Murat zamanında Kademeli ismi ile tanınan Ahi Kadem yaptırmıştır Kitabesi bulunmadığından yapım tarihi bilinmemekte olup, yapı üslubundan XV yüzyılın ilk yarısına tarihlendirilmektedir
Cami, 7 15x7 25 m ölçüsünde kare planlı olup, üzeri sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür Caminin kuzeyinde ahşap bir son cemaat yeri bulunmaktadır Orijinal durumdaki bu bölümün sütunları ve üst örtüsü günümüze gelememiştir Cami duvarları ve kubbenin sekizgen kasnağı tuğla hatıllı ve taş örgülüdür Burada bir sıra tuğla, bir sıra taş alternatif olarak devam etmiş, taşların aralarına da dikey tuğlalar yerleştirilmiştir
İbadet mekanı altlı üstlü ikişer pencere ile aydınlatılmıştır Ancak bunlardan alt sıradakilerin bazıları kapatılarak dolap haline getirilmiştir Son cemaat yerinden çıkılan minarenin kaidesi kesme taş ve dikey tuğla örgülü olup, silindirik gövdelidir Minare gövdesi üzerinde yer yer altıgen çinilere rastlanmaktadır
Kayan (Kaygan) Camisi (Osmangazi)
Bursa Kaygan Çarşısı yakınında Keresteciler Caddesi’nde bulunan bu camiyi, XV yüzyılın başlarında Kazzazoğlu Söle Mehmet Paşa’nın maddi yardımı ile Kaygan Musa oğlu Mehmet Bey yaptırmıştır
Bugünkü cami ile orijinal cami arasında plan ve yapı tarzı yönünden büyük farklılıklar vardır Kaynaklara göre, cami sekiz kubbeli olup, ortadaki kubbenin altında minber, iki yanında da iki mihrabı bulunuyordu Minaresi biri kurşunluk hizasında diğeri de iki şerefeli idi Binayı yaptıran kaygan Musa Efendi’nin parası yetmeyince, Kazzazoğlu Söle Mehmet Paşa’dan yardım istemiş, Mehmet Paşa da minareler istediği şekilde olursa yardım yapacağını söylemiştir
Bu cami çeşitli deprem ve yangınlardan harap olmuş ve yerine emekli Kolağası Halil Efendi 1873 yılında bugünkü şekli ile yeniden yaptırmıştır Bugünkü caminin kuzey yönüne 3 15x17 10 m ölçüsünde bir son cemaat yeri eklenmiştir Ana mekana giriş kapısının iki yanında yarım yuvarlak mihrap nişleri ve birer pencere bulunmaktadır Caminin ibadet mekanının, kuzey, doğu ve batı yönde üç ayrı girişi bulunmaktadır İbadet mekanı 17 10x17 35 m ölçüsünde kareye yakın dikdörtgen planlıdır İbadet mekanının ortasında dört payenin taşıdığı 7 73x7 73 m lik alan kubbe ile örtülüdür Buradaki ayaklar birbirlerine kemerlerle bağlanmıştır Kubbeli mekanın dışında kalan bölümler tonozlarla örtülüdür Mihrap yarım daire kesitli olup, 1873 tarihinde yapılmıştır Beş sıra silme ile hareketlendirilmiştir
Kefen Süzen Mescidi (Osmangazi)
Bursa Daya Kadın Mahallesi’nde bulunan bu mescidi, Kefen Süzen ismi ile tanınan Hoca Mehmet XV yüzyılın ilk yarısında yaptırmıştır
Çeşitli onarımlarla günümüze gelebilen bu mescidin kuzey yönünde ahşap bir son cemaat yeri vardır İbadet mekanı 7 50x8 10 m ölçüsünde dikdörtgen planlı olup, üzeri yüksek bir kasnağa oturmuş kubbe ile örtülüdür Bu kubbe 1953 yılında yeniden yapılmıştır İbadet mekanı doğu, batı ve kuzey duvarlarında yer alan ikişer, iki sıra halinde altta dikdörtgen, üstte de sivri kemerli pencerelerle aydınlatılmıştır
Mihrap sade ve sivri kemerli bir niş şeklindedir Yer yer yeni olup, eski mihrabın da izleri görülmektedir Moloz taş ve tuğladan yapılan mescidin doğu duvarına bitişik sekizgen kaideli minaresi yuvarlak gövdeli olup, 1956 yılında yenilenmiştir
Kiremitçi Sinan Bey Camisi (Osmangazi)
Bursa Kiremitçi Mahallesi’nde bulunan bu camiyi, XVI yüzyılın ortalarında Pir Mehmet’in oğlu Sinan Bey yaptırmıştır Caminin 1977 yılında yapılan onarımı sırasında kitabesi kaybolmuştur Tamir kitabesinden öğrenildiğine göre de 1803 yılında kâgir ve ahşap çatılı olarak onarılmış, 1970’li yıllarda temellerinden sökülerek yeniden yapılmıştır Bu bakımdan orijinalliğini yitirmiştir
Koca Naip Camisi (Osmangazi)
Bursa Muradiye semtinde, Esen Sokak’ta bulunan bu caminin de kitabesi günümüze ulaşamamıştır XVI yüzyılın ilk yarısında Koca Naip Mahmut Efendi tarafından yaptırılmıştır
Caminin ibadet mekanı 6 15x6 15 m ölçüsünde kare planlı olup, beden duvarlarından Türk üçgenleri yardımıyla merkezi kubbeye geçiş sağlanmıştır İbadet mekanının önündeki son cemaat yeri 6 20x3 80 m ölçüsünde olup, ortada iki paye ve iki yan duvarları birleştiren üç sivri kemerle üç bölüme ayrılmıştır Üzerleri tonozla örtülü olan bu bölümlerden ortadaki daha dar, yanlardaki daha geniştir Beden duvarları iki sıra tuğla hatıllı moloz taştan yapılmıştır Bunların arasına da yer yer iki sıra tuğla konulmuştur
Son cemaat yerinden çıkılan minaresinin sekizgen kaidesi bir sıra taş, iki sıra tuğla hatıllı olarak örülmüştür Üst kısımlarda çeşitli tuğla işçiliği ile bezeli, sivri kemerli kitabelikler bulunmaktadır Minarenin gövdesi silindirik olup, üst kısmında çini bir bilezik vardır Şerefe altı üç sıra stalaktitlidir
Şeyh Konevi Camisi (Osmangazi)
Bursa Pınarbaşı Mezarlığının doğusunda, Tezveren Sokak’ta bulunan bu camiyi kimin yaptırdığı bilinmemektedir Ancak kapısı üzerindeki kitabede 1550 yılında yapıldığı yazılıdır
Caminin ibadet mekanı 7x7 m ölçüsünde kare planlıdır İlk yapılışında kubbeli olan bu cami sonradan ahşap tavanla örtülmüştür 1854 Bursa depreminden sonra cami hasara uğramış ve yenilenmiştir Kuzey cephesinde 3 40x7 60 m ölçüsünde bir son cemaat yeri bulunmakta olup, burasının önü örülmüş, ev şekline sokulmuş, üzeri de çatı ile örtülmüştür Giriş eksenindeki mihrap beş sıra mukarnaslı olup, yağlı boya ile özelliği kaybolmuştur İbadet mekanı duvarlardaki iki sıra halinde ikişer sıra pencere ile aydınlatılmıştır
İbadet mekanının doğusundaki minaresi taş ve tuğladan sekizgen kaideli olup, üzerinde silindirik tuğladandır
Lâmi Çelebi Mescidi (Osmangazi)
Bursa, Çekirge, Yeni Kaplıca Çarşısındaki bu mescidi, Yeşil Türbe’nin nakışlarını yapan Nakkaş Ali’nin torunu Lâmii Çelebi yaptırmıştır Lâmii Çelebi XVI Yüzyılın divan şairlerindendir
XVI yüzyıl eseri olan bu yapının ibadet mekanı 7 48x9 60 m ölçüsünde olup, önünde 3 95x7 48 m ölçüsünde bir son cemaat yeri bulunmaktadır Dikdörtgen planlı caminin üzeri ahşap tavanlıdır İbadet mekanındaki bazı pencereler bitişik yapılanmadan ötürü kapatılmış olup, yalnızca kuzey, güney ve doğu yönündeki ikişer pencere ile aydınlatılmıştır Beş mukarnas sıralı mihrap nişi boyanmış ve özelliğini kaybetmiştir
Mescidin kuzeydoğu köşesinde yer alan minaresi son cemaat yerinin üzerindedir XVI yüzyıldan kaldığı sanılan sekizgen kaidesi tuğla ve taş örülüdür Bunun üzerinde üçgenlerin yardımı ile silindirik gövdeye geçilmiştir
Meydancık Camisi (Osmangazi)
Bursa Alancık Sokak’ta bulunan bu camiyi XV yüzyılda Kazzazoğlu Söle Mehmet Paşa yaptırmıştır
İbadet mekanı 7x7 m ölçüsünde kare planlı olup, önünde 3 65x7 00 m ölçüsünde üç bölümlü son cemaat yeri bulunmaktadır Bunlardan ortadaki bölüm diğerlerine göre daha dar ve yüksek, yanlardakiler de daha geniştir Üzerleri beşik tonoz ile örtülüdür Caminin 1968 yılında yapılan onarımı sırasında öne doğru bir saçak eklenmiş ve böylece caminin görünümü zedelenmiştir Üç sıra tuğla, bir sıra kesme taştan yapılan duvar örgüleri arasına dikey tek tuğlalar yerleştirilmiştir Sivri kemerli bir kapıdan girilen ibadet mekanı içeriden Türk üçgenleri, dışarıdan da sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülüdür Yapının kubbe kasnağında üç, alt sırasında da dört sivri kemerli pencere ibadet mekanını aydınlatmaktadır Dikdörtgen çerçeveler içerisindeki mihrabının bir özelliği bulunmamaktadır
Caminin kuzeybatı köşesinde yer alan minare 1913 yılında yenilenmiştir Cami, yapılışından sonra 1583, 1631, 1680, 1763, 1849, 1913 yıllarında onarıldığından özelliğini büyük ölçüde yitirmiştir
Bursa Cami ve Mescitleri 3
Molla Arap Camisi (Balaban Bey Camisi) (Osmangazi)
Bursa Molla Arap semtinde, Balabancık Caddesi’nde bulunan bu camiyi, Molla Arap ismi ile tanınan Mevlâna Mehmet bin Ömer bin Hazma yaptırmıştır Molla Arap’ın 1531’de öldüğü dikkate alınacak olursa cami de bu tarihten önce yapılmıştır
1855 Bursa depreminde cami kısmen yıkılmış, yalnızca mihrap eksenindeki peş peşe iki kubbesi ve bu kubbeleri taşıyan ayakları sağlam kalmıştır Bundan sonra cami ampir üslubunda yenilenmiş ve ibadet mekanının önüne de iki kubbeli, çatılı bir son cemaat yeri eklenmiştir İbadet mekanının iki kubbelidir Bu kubbeler ortadaki iki büyük kalın ayak ve kemerlere oturmaktadır Mihrap beşgen biçiminde olup, yağlı boya ile orijinalliğinden uzaklaşmıştır
Caminin kuzeybatı köşesindeki minaresi, camiden ayrı durmaktadır Sekizgen kaidesinden üçgenler aracılığı ile silindirik tuğla gövdeye geçilmektedir
Molla Fenari Camisi
Bursa’nın güneyinde Molla Fenari semtinde geniş bir avlu içerisindeki bu camiyi Yıldırım Beyazıt ile Çelebi Sultan Mehmet dönemi bilgin ve kadılarından Molla Şemsüddin Mehmet Fenari XV yüzyılın başlarında yaptırmıştır
Cami 1855 Bursa depreminde büyük hasar görmüş, 1969 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Bursa Eski Eserleri sevenler Derneğince onarılmıştır Caminin orijinalinden yalnızca minaresinin bir bölümü ile duvarlarının bir bölümü günümüze gelebilmiştir Son onarımda eski duvarların kalıntılarından yararlanılarak moloz taştan 13 80x5 40 boyunda dikdörtgen planlı olarak yeniden yapılmıştır Dikdörtgen şeklindeki ibadet mekanını Bursa üslubundaki bir kemer ikiye ayırmaktadır Güneyde kalan bölüm yuvarlak, kuzeyde kalan bölüm de ayna tonoz ile örtülüdür Duvarlardaki on pencere ile iç mekan aydınlatılmıştır
Eskiden ahşap olan son cemaat yerinin içerisinde bulunan mezarlar onarım sırasında bahçeye taşınmış ve burası genişletilmiştir Mihrap çinili olup, sivri alınlıklı bir niş şeklindedir İbadet yerinden yuvarlak kemerli bir kapı ile çıkılan minare sekizgen kaideli olup, taş ve tuğla örülüdür Buradan Türk üçgenleri ile gövdeye geçilen minare silindiriktir
Musa Baba Camisi (Yıldırım)
Bursa, Pir Emir semtinde bulunan Musa Baba Camisini Şeyhülislam Abdülkadir Efendi, l584 yılında ölen Musa Baba adına yaptırmıştır Caminin kitabesi olmadığından ne zaman yapıldığı bilinmemektedir Musa Baba’nın ölüm tarihi dikkate alındığında XVİ yüzyılın ikinci yarısının sonlarında yapıldığı anlaşılmaktadır Belirlenemeyen bir tarihte yıkılan cami l978 yılında Musa Baba Camisi Yaptırma ve Yaşatma Derneğince temel kazısı sırasında çıkan kalıntılara göre yeniden yapılmıştır
Cami dikdörtgen planlı olup 8 30 x 8 30 m ölçüsünde dikdörtgen planlı olup önünde 3 05 m derinliğinde, kemerlerle birbirine bağlı üç bölümlü, dört yığma ayaklı bir son cemaat yeri yapılmıştır Son cemaat yeri ortada dar,doğu ve batı yanlarında diğerinden daha geniş üç bölüm halindedir
Cami bir sıra kesme taş, üç sıra tuğla dizisi ile örülmüş bir duvar yapısı vardır Caminin kuzeybatı yönünde minaresi bulunmaktadır Kaide sekizgen kaideli olup silindirik gövdelidir
Caminin güneyinde Musa Baba’nın türbesi bulunmaktadır
Nalbantoğlu Camisi (Osmangazi)
Bursa Nalbantoğlu Mahallesi’nde bulunan Nalbantoğlu Camisi’ni, Sultan II Murad döneminde Nalbant Başı tarafından mescit olarak yaptırılmıştır Banisinin ismi bilinmediğinden halk arasında Nalbantoğlu Camisi olarak tanınmaktadır XV Yüzyılda yapılmış olan mescide l777 yılında minber eklenmiş ve böylece camiye dönüştürülmüştür
Cami 7 50 x 7 50 m çapında kare planlı olup üzeri merkezi bir kubbe ile örtülmüştür Kuzey bölümüne de 3 50 x 12 00 m ölçüsünde üç bölümlü bir son cemaat yeri eklenmiştir Son cemaat yeri ortadaki dar,doğu ve batı yanları kapalı duvarların ve iki ayağın taşıdığı, kemerlerle birbirine bağlı üç bölüm halindedir Bunlardan orta bölüm yarım daire tonoz, iki yanlardakiler aynalı tonoz ile örtülüdür Ortadaki bölmede yer alan mermer söveli kapının üzerinde “İnnes salate” ayeti yazılıdır Caminin beden duvarları üç sıra tuğla,iki sıra moloz taş ile örtülüdür
Caminin ibadet mekanının üzeri duvarlara dayanan Türk üçgenleri ile merkezi bir kubbe ile örtülüdür Kubbe dıştan sekizgen kasnaklı olup içeriden baklava motifli bir kuşakla çevrilmiştir Mihrap beşgen biçiminde, stalaktıtlidir Kündekârı, minberi l777 yılında buraya konulmuştur
Caminin doğu yönündeki minareye ibadet mekanından çıkılmaktadır Taş ve tuğla dizili kaide çokgen olup bunun üzerinde silindirik minare gövdesi yükselmektedir Şerefe altı beş sıra stalaktit olup Bursa’nın en dikkat çeken eserleri arasındadır
Bu camide Bursa Eski Eserleri Sevenler Derneğince l957 yılında onarılmıştır
Namazgah Yanı Camisi (Osmangazi)
Bursa’da Işıklar Caddesi’nde bulunan Namazgah Yanı Camisi’nin banisi Sofu Mehmet isimli bir kişidir Caminin kitabesi günümüze gelememiştir Bununla beraber orijinal minaresine dayanılarak caminin XVI yüzyıl da yapıldığı sanılmaktadır Harap durumdaki yapı l969 yılında yıktırılarak eski temellerine dayanılarak yerel bir dernek tarafından yeniden yaptırılmıştır
Bugünkü orijinal olmayan cami dikdörtgen planlı olup moloz taş ve kerpiçten yapılmıştır Son cemaat yeri ile birlikte üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür Caminin kuzey batı duvarına bitişik ve dışa çıkıntılı yedi kenarlı minaresi kaidesi bir sıra moloz taş, üç sıra tuğla örgülüdür Bunun üzerinde silindirik minare bulunmaktadır, şerefe altı beş sıra tuğla stalaktit kaplıdır
Caminin mimari ve sanat tarihi yönünden bir önemi bulunmamaktadır
Reyhan Mescidi (Acemler Mescidi) (Osmangazi)
Bursa Daya Kadın Mahallesi, Koşgör Sokak’ta bulunan Reyhan Mescidi Sultan II Murad dönemi vezirlerinden Reyhan Paşa tarafından yaptırılmıştır Kitabesi günümüze ulaşamayan cami XV yüzyıl eseridir
Mescit 6 35 x 9 90 m ölçüsünde dikdörtgen planlı ahşap çatılıdır Son cemaat yeri 4 35 m derinliğindedir Duvarları 0 85 m kalınlığındadır Caminin kuzey doğu köşesine silindirik gövdeli bir minare yapılmıştır,
Camiyi yaptıran Reyhan Paşa Yenişehir’de gömülüdür Cami yapılan onarımlarla özelliğini büyük ölçüde yitirmiştir
Satı Fakiyh (Sadi Fakiyh) Mesciti (Osmangazi)
Bursa Kalesi içerisinde, Oruç Bey Caddesi’nde bulunan bu mescidini Fatih Sultan Mehmet döneminde Satı Fakiyh yaptırmıştır Kitabesi bulunmamakla beraber XV yüzyıla ait olan mescit dikdörtgen planlı, moloz taş duvarlıdır ve üzeri ahşap bir çatı ile kaplanmıştır Yapı değişik dönemlerde onarıldığından mimari özelliğini yitirmiştir
Cami haziresinde Satı Fakiyh’ın mezarı bulunmaktadır
Selimiye Camisi (Osmangazi)
Bursa Selimiye Mahallesi, Sili Sokak’ta bulunan Selimiye Camisini 1892 yılında Tırnavalı Abdullah oğlu Hacı Ahmet yaptırmıştır Bunu belirten 0 50x0 90 m ölçüsündeki nesih kitabesi kapı üzerinde bulunmaktadır:
Esasen Tırnavalı Hacı Ahmad ibni Abdullah mevali himmet
Bin üçyüz onda bu beyti Hudayı eyledi inşa
Zamim-i hüsnü hayrat olmak üzere mekteb-i irfan
Dahi te’sis edüp ma’i lezize eyledi ihya
Cami dikdörtgen planlı olup üzeri ahşap bir tavanla örtülüdür Yakın tarihlerde buraya yapılan bir ekle caminin içerisi genişletilmiştir Mimari yönden bir özelliği bulunmayan caminin minaresi yapıldığı döneme aittir Caminin kuzey batı köşesinde bulunan minare sekizgen kaideli silindirik gövdelidir
Selimzade Camisi (Osmangazi)
Bursa Selimoğlu Caddesi, Eski Sokak’ta bulunan Selimzade Camisini, XVII yüzyılın başlarında Selimzade Mehmet Efendi yaptırmıştır Cami 1634 ve 1860 yıllarında onarılmıştır Son onarımının kapı üzerindeki kitabesinden de l906’da onarıldığı öğrenilmektedir ,
Cami doğu batı ekseninde, 8 10 x 13 60 m ölçüsünde dikdörtgen planlıdır Ahşap tavanlı cami sekiz pencere ile aydınlatılmıştır Mukarnaslı mihrabı ve kuzeybatı köşesindeki minaresi dışında cami bütünü ile değiştirilmiş ve orijinalliğini yitirmiştir Minareye son cemaat yerindeki bir kapıdan girilmektedir Taş, tuğla örgülü kaideden üçgenler yardımıyla tuğla gövdeli silindirik minareye çıkılmaktadır
Setbaşı (Karaçelebi) Camisi (Osmangazi)
Bursa Setbaşı Köprüsü karşısında, Atatürk Caddesi'nde bulunan Setbaşı Camisi Karaçelebizade Hüsameddin Efendi tarafından yaptırılmıştır
XVI yüzyıl eseri olan cami 8 80x14 15 m ölçüsünde dikdörtgen planlı bir yapı olup, kuzeyine 3 30 m derinliğinde bir son cemaat yeri yapılmıştır Caminin ve son cemaat yerinin üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür Caminin ibadet mekanı 8 pencere ile aydınlatılmıştır Mihrap beş köseli olup üzeri kademeli biçimde daralmaktadır
Caminin minaresi kuzey doğu köşesindedir Kare kaideli minare tuğladan silindirik gövdelidir Yapılışından bu yana değişik zamanlarda yapılan onarımlarla özelliğinden büyük ölçüde uzaklaşmıştır
Sevindik Mescidi (Osmangazi)
Bursa’nın kuzeyinde Sevindik Sokak’ta bulunan bu camiyi, Fatih Sultan Mehmet döneminde Başçı Hoca Sevindik isimli bir kişi yaptırmıştır Hacı Sevindik Tahtakale’de Hacı Sevindik Mescidini de yaptırmıştır
Cami 6 50 x6 50 m ölçüsünde kare planlı bir yapı olup üzeri kubbe ile örtülüdür Doğu yönünden içerisine girilen mescidin beş sıralı mukarnaslı mihrabı orijinal olup, bunun dışında kalan bölümleri değişik zamanlarda yapılan eklerle, onarımlarla özelliğini yitirmiştir Caminin minare ve minberi bulunmamaktadır Ancak kaynaklardan öğrenildiğine göre ilk yapılışında minaresi bulunuyordu
Sivasiler Mescidi (Tahtalı Mesçit) (Osmangazi)
Bursa Sivasiler Mahallesi’nde yer alan Sivasiler Mescidinin kimin tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmemektedir Bu konuyu belirten bir kitabe veya belgeye arşiv kayıtlarında rastlanmamıştır Ancak yapının mimari üslubundan XV yüzyıl eseri olduğu anlaşılmaktadır
Mescit dikdörtgen palanlı olup üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür Değişik zamanlarda yapılan onarımlarla özelliğini yitirmiştir Ancak mescidin son cemaat yerindeki ahşap tavanı, ahşap pencere korkulukları ve kadınlar mahfili ahşap işçiliği yönünden önemlidir
Minaresi orijinal olmayıp geç dönemlerde ahşaptan yapılmıştır
Somuncu Baba Camisi (Şeyh Hamid Camisi) (Osmangazi)
Bursa, Pınarbaşı Caddesi’nde bulunan bu camiyi Yıldırım Beyazıt döneminde Aksaray’lı Şeyh Hamidüddın-ı Aksarayi adına, Başçı Hacı Sevindik 1407’de yaptırmıştır
Aksaray’lı Şeyh Hamidüddin geçimini ekmek satarak sağlayan bir derviştir Halk onun küfesindeki ekmeklerin bereket getireceğine inanırmış ve bu yüzden de onun ekmeklerini kapışırlarmış Bursa Ulu Camisinin açılışında ilk namazı kıldırmış,ardından da ilk vaazı vermiştir
Cami 5 70x5 70m ölçüsünde kare planlı bir yapıdır Kuzey yönüne 3 00x5 70 m ölçüsünde bir son cemaat yeri eklenmiştir Son cemaat yeri iki sıra tuğla ve moloz taş ile bunların aralarına dikey olarak yerleştirilmiş tuğlalardan meydana gelmiştir Taş ve tuğladan iki kalın ayan birbirleri ve yan duvarlarla yuvarlak kemerlerle birleştirilmiştir Böylece son cemaat yeri üç bölümlü olmuştur Buradan sivri kemerli alınlığı olan Bursa kemeri üslubundaki bir kapıdan ibadet mekanına girilmektedir İbadet mekanı dışarıdan sekizgen kasnaklı, içeriden pandantifler üzerine oturtulmuş bir kubbe ile örtülüdür Caminin doğu, batı ve kuzey duvarları sivri kemerli ikişer sıra halinde pencerelerle aydınlatılmıştır Mihrap dikdörtgen çerçeve içerisine alınmış olup beş dilimlidir
Minare sekizgen kaide üzerine,tuğla ve taş karışımı olarak yapılmış olup silindirik gövdelidir
Caminin batısında bulunan, taş tuğla örgülü kalıntıların Caminin banisi Somuncu Baba’nın çilehanesi ve fırını olduğu söylenmektedir Buradaki çilehane denilen yer 4 00x6 00m ölçüsünde olup asıl çile çekilen yere bir insanın zor sığabileceği bir mekandır Fırın ise çile haneye bitişiktir Basit bir yapı olup, tuğla örgülü fırının ağzı l 20 m yüksekliğindedir
|