Prof. Dr. Sinsi
|
Sanlıurfa Hakkında Genel Bilgiler
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
I) DÖRT HALiFE DÖNEMi (639-661)
Urfa'nın Müslümanların Eline Geçmesi
Halife Hz Ömer tarafından şam ordusu komutanlığına getirilen iyâd b /anem, 639 yılı içinde Elcezire üzerine gönderilir iyâd, Ağustos ayında yanındaki ordusuyla Rakka üzerine yürür Rakka ahalisi vergi vermeyi kabul ederek kurtulur şam ordusunun öncü kolu Harran önüne gelir Harran halkı, şam ordusuna önce Urfa üzerine gitmelerini; Urfa halkı ne gibi şartlarla barış yapmayı kabul ederlerse kendileri de o şartları kabul edebileceklerini söylerler Bunun üzerine iyâd, Urfa önüne gelerek kentin teslim edilmesini ister Urfa halkından birkaç kişi müslümanlara saldırmayı denerler, ancak baş edemeyeceklerini anlayarak tekrar kente kaçarlar Kısa bir süre sonra barış ve aman isteğinde bulunurlar iyâd, onlara bir mektup yazarak vergi vermek şartıyle anlaşma yapar İyâd, daha sonra Harran kenti ile de aynı şekilde bir anlaşma yapar Bölgenin diğer kentleri de islâm ordusu tarafından ele geçirilir
Araplar, Yukarı Mezopotamya’yı burada oturan kabilelere göre; Diyâr-ı Mudar, Diyâr-ı Rabia ve Diyâr-ı Bekr olmak üzere üç kısma ayırdılar Bunlardan Elcezire de denilen Diyâr-ı Mudar’ın merkezi Harran, diğer kentleri ise Urfa, Rakka ve Suruç idi Diyâr-ı Bekr’in merkezi Meyyafârikin (Silvan), diğer kentleri ise Amid (Diyârbakır), Mardin ve Erzen idi Diyâr-ı Rabia’nın merkezi Nusaybin, diğer kentleri ise Sincar, Râ’s el-Ayn (Ceylanpınar), Beled, Dârâ, Habur, Cizre idi
Halife Hz Osman, Humus ve Kınnesrin’i de Elcezire ile birlikte Muaviye’nin idaresine vererek onu şam ve Elcezire valisi yapar Dördüncü Halife Hz Ali ‘nin 661 yılında bir Harici tarafından öldürülmesi üzerine, Muaviye’nin liderliğinde Emevi Devleti kurulur ve Elcezire de Emeviler'in hâkimiyetine geçer
II) EMEVİLER DÖNEMi (661-750)
Çeşitli Olaylar
667 yılının Kasım ayında bir gece yarısı gece yarısı, kentte yine büyük bir su baskını meydana gelir Urfa tarihinde beşinci kez görülen bu afette yine surlar yıkılır ve binlerce insan suda boğularak ölür
3 Nisan 679’da bölgede büyük bir deprem olur Urfa’da birçok insan ölürken, Suruç da bütünüyle temelinden yıkılır Bu depremde kentteki Hıristiyanların Eski Kilisesi de tahrip olur
718 yılında bir kez daha tekrarlanan depremde, Eski Kilise tamamen yıkılır ve birçok yüksek binada çatlaklar oluşur
Emevi Halifesi II Mervân, (saltanatı 744-750) hilâfet merkezini şam’dan alıp Harran’a getirir Bu antik kentte 10 milyon dirhem altın sarfederek bir hükümet sarayı yaptırır Bugün kalıntıları ayakta olan Ulu Camii (Cami`ül Firdevs) yeniletir
II Mervân, bundan başka bölgede kanallar açtırarak tarım ve ticareti geliştirir Elcezire bölgesi onun devrinde altın çağını yaşar Bu dönemde Urfa bölgesi ve özellikle Harran, devlete en çok vergi ödeyen yerler olur
Doğuda meydana gelen Abbâsi ihtilali, devletin sarsılmasına sebep olur Abbâsiler’in, iran ve Mezopotamya’nın büyük bir kısmını ele geçirmeleri üzerine harekete geçen II Mervân, ordusuyla onları Büyük Zap irmağı kıyısında karşılar 750 yılında yapılan bu büyük savaşta II Mervân yenilir, Elcezire’nin tümü Abbâsiler’in eline geçer
III) ABBÂSİLER DÖNEMİ (750- 990)
Çeşitli Olaylar
Harran’ı ele geçiren ordu komutanı Abdulah b Ali, Elcezire bölgesine Musa b Ka`b’ı vali tayin eder
Abbâsiler, Emeviler’e büyük zulümler ve katliamlar yaparlar, hatta mezardaki ölüleri bile bu yapılanlardan nasiplerini alır Sonunda, o zamana kadar olaylara seyirci kalmak suretiyle kendi devletlerinin yıkılmasına yardım etmiş olan Suriye ve Elcezire Arapları isyân ederler Bunlara Kays ve Kelb aşiretleri de katılır Bu isyân 751 Temmuz’unda Kınnesrin yakınında Abdullah b Ali tarafından şiddetli bir şekilde bastırılır
Bu sırada, Elcezire, Doğu Anadolu ve Azerbaycan valisi, Halife Ebu’l Abbas el-Seffah’ın kardeşi Ebu Cafer el-Mansur idi
812 yılında, Amr ve Nasr b şebes adlı kişiler tarafından başlatılan Elcezire isyânlarında Urfa, Harran ve Suruç yağma ve tahrib edilir Bağdat’ta kritik bir durumda bulunan hilâfet, bunlarla uğraşamadığından, isyânlar 13 yıl sürer Mart 825 yılında Abdullah adlı komutanın dört yıl süren faaliyeti sonucunda yakalanan Nasr b şebes, Bağdat’a götürülerek idam edilir
835 yılında Urfa’da yedinci büyük su baskını meydana gelir Batıdaki suru zorlayarak kente giren sular, caddelere ve avlulara dolar, evlerinde oturan 3 bin kadar insan boğularak can verir Daha sonra doğudaki surları parçalayan sular güneye doğru akar
Kutsal Mendilin Bizanslıların Eline Geçmesi
Bizans’ın Doğu Orduları Komutanı General ioannes Kurkuas, 943 yılında Urfa önüne gelerek, o sırada kentte saklanan Hz isa’nın portresi gözüken kutsal mendili ele geçirmek amacıyla kenti kuşatır Kısa bir süre sonra 200 müslüman esirin serbest bırakılması ve gelecekte kente saldırılmaması karşılığında yapılan anlaşma ile mendil Bizanslılar’a teslim edilir ve bu kutsal emanet Bizans'a (İstanbul) götürülür Ancak 949 yılında Hamdânîler’in Halep kolu lideri olan Seyfüddevle Ali’nin Urfa halkıyla birlikte Bizans topraklarına saldırması üzerine bu anlaşma çiğnenmiş olur Bizanslılar, 959 yılında Leon komutasındaki bir orduyu, Elcezire ve Urfa üzerine gönderirler Bu ordu Urfa’ya saldırarak pekçok insan öldürür ve Müslümanlardan bazılarını da esir alır
IV) NÛMEYROĞULLARi VE MERVÂNÎLER DÖNEMi (991-1031)
Harran'da Nûmeyri Emirliği
937 yılından itibaren Musul Hamdânîleri’nin elinde bulunan Harran’da, hâkimiyet savaşları meydana gelmiş ve sonunda Harran’daki Hamdânî hâkimiyeti sona ermiş ve kent Halep sahibi Sa`düddevle’nin eline geçmişti Diyâr-ı Mudar ve Halep sahibi Sa`düddevle’nin 991 yılında ölmesi üzerine Hamdânîler’e bağlı valiler istiklallerini ilan ederler Bu sırada Harran valiliği yapan Vessab b Sabık el-Nûmeyri de Harran hâkimi olarak istiklalini ilan eder
Vessab b Sabık, 1019 yılında ölünce yerine oğlu şebib geçer Bu sırada Urfa, Nûmeyroğulları’na bağlı Utayr adlı birisinin hâkimiyetinde idi Onun kentteki naibi ise Ahmed b Muhammed idi Utayr, Ahmed’i kıskanarak öldürür; bunun üzerine Urfalılar Diyarbakır Mervâni hükümdârı Nasrüddevle Ahmed’e mektup yazarak kenti teslim almak üzere gelmesini isterler Nasrüddevle de, Zengî adındaki bir Türk komutanı, Urfa’yı teslim almak üzere gönderir Utayr ise daha sonra Nasrüddevle’nin huzuruna çıkarak Urfa’nın yarısının idaresini ele geçirmeye muvaffak olur Ancak Zengî, Ahmed b Muhammed’in oğlunu teşvik edip Utayr’ı öldürtür Bu olaydan sonra şubat 1027'de Nûmeyroğulları ile yapılan savaşta Zengî de öldürülür Böylece Urfa tamamen Nasrüddevle Ahmed’in hâkimiyeti altına girer
Urfa'da Mervâniler Hakimiyeti
Nasrüddevle, kısa bir süre sonra kenti ibn Utayr (Utayr'ın oğlu) ile Nûmeyroğulları’ndan şiblüddevle’nin oğlu arasında paylaştırır Ancak kent yine de huzur bulamaz, ibn Utayr şiblüddevle’nin oğlunu öldürür Daha sonra ibn Utayr'ın da öldürülmesi üzerine Nasrüddevle, Selman adında bir Türk’ü vali olarak atar Selman, Utayr’ın dul eşi tarafından o kadar baskı altında tutulur ki, o bu sıkıntıdan kurtulmak için Samsat’ta oturan Bizanslı komutan Georgios Maniakes’e kenti teslim etmek için haber gönderr Urfa’nın teslimi karşılığında uygun bir tazminat ve “Bizans imparatorundan bir ülke ve bir eyâlet“ isteyen Selman’ın isteklerinin kabul edilmesi üzerine Urfa, Bizanslı komutana teslim edilir (1031) Böylece Urfa, çok basit ve kansız bir şekilde Bizans’ın eline geçmiş olur
V) BİZANS İMPARATORLUĞU’NUN III HÂKİMİYET DÖNEMİ (1031-1087)
Urfa Bölgesinde Selçuklu Akınları
Bu dönemde göze çarpan olaylar arasında Büyük Selçuklu komutanlarının Urfa bölgesine yaptıkları akınlar sayılabilir Nitekim 1065-1066 yılında askerleriyle Urfa bölgesine giren Sâlâr-ı Horasan, Siverek’e saldırarak Urfa civarını yağma eder Aynı yıl içinde ikinci kez Urfa civarına saldırarak Kısas’ta karargâh kurar Yapılan savaşta Bizans ordusu büyük kayıplarla geri çekilir Selçuklu komutanı üçüncü kez bölgede görünerek yine yağma yapar, ganimet ve esirlerle geri döner
Yine Selçuklu komutanlarından olan Hacib Gümüştekin, 1066-1067 yılında yanında askerlerle Urfa civarına gelerek Siverek’e yakın Nasibin kalesini kuşatır, ancak alamaz Daha sonra ele geçirdiği Bizanslı komutan Aruandanos’u Urfa önüne getirerek 20 000 dinar karşılığında serbest bırakır
Sultan Alp Arslan Urfa Önünde
Büyük Selçuklu Sultanı Alp Arslan (saltanatı 1063-1072), Mısır’dan aldığı bir davet üzerine bu ülkeye sahip olmak amacıyla harekete geçer ve Urfa civarındaki bazı kaleleri ele geçirir
Sultan 10 Mart 1071’de Urfa’yı kuşatır 50 gün süren sonuçsuz kuşatmayı kaldırarak Birecik’e gider ve orada konaklar Suriye’ye doğru giderken, Bizans ordusunun Anadolu’da ilerlediğini duyunca süratle geri dönerek Urfa’dan geçer ve 26 Ağustos 1071’de Malazgirt Savaşı’nı kazanarak imparatoru esir alır
Sultan Alp Arslan’ın oğlu Melikşah, (saltanatı 1054-1092) 1087 yılında Halep’e giderken Harran’a uğrar Emir Bozan adlı bir komutanını Urfa’ya gönderir Bozan üç aylık sıkı bir kuşatmadan sonra kenti ele geçirir (Mart-Nisan 1087) 1093 yılında Harran da kendisine verilir
VI) BÜYÜK SELÇUKLULAR VE SURİYE-FİLİSTİN SELÇUKLULARİ DÖNEMİ (1087-1095)
Çeşitli Olaylar
Urfa bölgesinin Türk hâkimiyetine geçmesi üzerine bütün civar asayiş ve huzura kavuşur Emir Bozan, kentin yönetimini Sâlâr Hulukh adlı bir komutana verir
Sultan Melikşah 19 Kasım 1092’de öldüğünde, Emir Bozan bu sırada iznik’i kuşatan orduda savaşıyordu Sultanın ölümünü duyunca kuşatmayı bırakarak Urfa’ya çekilir
Bundan sonra Büyük Selçuklu Devleti’nde taht mücâdelesi başlar Bu mücâdele esnasında önce Melik Tutuş'u destekleyen Emir Bozan ve Halep Emiri Aksungur, daha sonra Melikşah’ın oğlu Berkyaruk tarafına geçer Suriye-Filistin Selçuklu Sultanı olan Melik Tutuş bu ihâneti unutmaz, yapılan savaşta onları yener, önce Aksungur’u, sonra da Emir Bozan’ı ele geçirerek öldürttür (1094)
Suriye-Filistin Selçukluları Urfa Bölgesinde
Melik Tutuş daha sonra Bozan’ın esir aldığı iki askerini idaresindeki Harran ve Urfa’ya göndererek bu kentlerin teslimini ister Emir Bozan’ın vekilleri ve kentteki askeri birlik, efendilerinin ölmüş olduğuna inanmayarak kenti teslim etmek istemezler Ancak Melik Tutuş, bir mızrak ucuna taktırdığı Bozan’ın kesik başını kente gönderir Bozan’ın kesik başını gören vekilleri Urfa ve Harran’ı Tutuş’a teslim ederler
Melik Tutuş, idarede kolaylık sağlamak amacıyla Urfa’yı Ermeni asıllı Thoros adında birisine verir Kalede sürekli olarak bir Türk garnizonu bulundurulur
Thoros, 1095 yılında Melik Tutuş’un ölümünü fırsat bilerek kentin tümüne hakim olur
VII) ERMENi THOROS DÖNEMi (1095-1098)
Türklerin Urfa Kuşatması
Ermeni Thoros’un 1095 yılında kente hakim olması üzerine, bu arada içkalede bulunan Sipehsalar ünvanlı Türk komutanı civardaki Türk emirlerine mektuplar yazarak Thoros’un Urfa’ya tamamiyle hakim olduğunu bildirir Türk komutanının çağrısı üzerine kısa sürede emirler harekete geçerler Önce Artukoğlu Sökmen ve Samsat Emiri Balduk askerleriyle beraber Urfa’ya yürüyerek kenti kuşatırlar Kuşatma 65 gün sürer, ancak bir sonuç elde edilemez
Haçlılar Urfa'da
Avrupa’dan toplanan ve Haçlı reisleri komutasındaki birleşik Haçlı ordusu 1097 yılı Nisan sonunda Anadolu’ya girer 17 Ekim 1097’de Antakya üzerine hareket ederken, ordu komutanlarından Godefroi de Bouillon’un küçük kardeşi olan Baudouin de Boulogne, Maraş’da 700 kişilik bir kuvvetle ordudan ayrılır ve Fırat bölgesine yönelir Baudouin, Fırat’ın batısında birkaç kaleyi ele geçirir ve bunları Ermeni asıllı reislere verir Haçlılar, Antakya ve Trablus’da birer kontluk kurarlar Asıl ordu Kudüs’e ulaşır ve burada krallık kurularak, Baudouin’in ağabeyisi Godefroi de Bouillon kral ilan edilir
Baudouin, ele geçirmiş olduğu Tell-Beşir’de bulunduğu bir sırada, Thoros tarafından gönderilen Urfa papazı ile kentin eşrafından 12 kişilik bir elçi heyeti Baudouin’e gelerek Türkler’e karşı yardım için kentlerine davet ederler (Ocak 1098) Baudouin 6 şubat 1098’de 200 kişilik bir kuvvetle Urfa’ya gelir ve halk tarafından büyük bir sevinçle karşılanır Bu arada Baudouin’in Thoros ile anlaşarak Samsat üzerine başarısız bir sefer yaptığı görülür Baudouin, bu savaşta 6 şövalyesini kaybeder
Urfa Hakimi Thoros'un Öldürülmesi
Samsat hezimetinden sonra halktan bazı kimseler Thoros’u öldürmek üzere anlaşırlar Bu adamlar daha sonra geceleyin Baudouin’in yanına giderek planlarını açıklarlar ve daha sonra kenti kendisine vermeyi vadederler
İsyancılar, 8 Mart 1098 Pazartesi günü Tho-ros’un içinde bulunduğu kent surunu kuşatırlar Kuşatmacılar Thoros’a birşey yapmayacaklarına dair büyük yeminler edince, Thoros kalenin kapısını açar, isyâncılar hemen kaleye girerler
9 Mart Salı günü halk kılıç ve sopalarla Thoros’un üzerine saldırırlar ve onu surların üzerinden galeyana gelmiş olan halkın içine atarlar Thoros bunlar tarafından parçalanarak can verir Yeminlerine ihânet eden bu adamlar, Thoros’un ölüsünün ayaklarına bir ip bağlayarak onu kentin sokaklarında sürüklerler Başını da bir mızrağın ucuna geçirip küfrederler ve daha sonra Halaskâr Kilisesi’nin önüne atarlar
Bu olaylardan hemen sonra Urfa, Frank asıllı Baudouin’e verilir O da 10 Mart 1098’de isyâncıların da desteğiyle Urfa’da kontluk kurar
|