Prof. Dr. Sinsi
|
Sanlıurfa Hakkında Genel Bilgiler
Fransız Hakimi Siyasisine;
Kanunusaninin 24 Ocak Cumartesi günü saat alaturka 9 kararlarında Sarayönü Çarşısı'nda kain Vezir Hamamı'nda çıplak olarak yıkanmakta bulunan kadınların bulundukları sırada Fransız Kıta-yı askeriyesinden iki neferin sarhoş olarak mezkur hamama duhul ettiği polis idaresinde tanzim edilen ve bir sureti leffen irsal olunan zabıtnameyle tezahur etmiştir
Kadınlara mahsus olan bir hamama erkeklerin girebilmesi hiçbir din ve mezhebin kabul edemeyeceği ef'alden olmak cihetle kat'iyyen gayr-ı caiz olmakla beraber beyne'l-halal bir hadise-i müessifeyi mucip olabilmesi mütehammil olduğundan eşkal ve kıyafetleri mezkur zabıtnamede musarih olan mezur Fransız neferleri hakkında icap eden muamele-i enbitahiyenin tasrihi icrasiyle beraber adem tekerrürü esbabının istikmalini ehemmiyetle temenni olunur efendim "
Mutasarrıf Ali Rıza
25 Ocak'ta Mustafa Kemal'in kolordulara genelgesi yayınlandı Buna göre Fransızlar aleyhine Kuvayı Milliye'nin harekete geçmesinin daha fazla ertelenmesinde mahzurlar vardı Peyderpey başlatılacak ayaklanmanın birinci dönemi Urfa'dan başlayacaktı Üstüste gelen olaylar halkın zaten sabrını taşırmıştı Mutasarrıf Ali Rıza Bey, 13 Kolordu'ya çektiği telgrafta "Urfa'da kıyamın hissedilmekte olduğunu" bildiriyordu Nitekim Ali Saip Bey’in beyannamesini alan aşiretler Suruç'da işe başlamışlardı bile Aneze aşireti reisi Haçım Bey ile Berazi aşireti reisi Mustafa Bey, tren hattının bazı bölümlerini tahirip etmişler ve Fransızlara 24 saat içinde çekilmeleri için ültimatom vermişlerdi Milli aşireti reisi Mahmûd Bey, kolordudan kendilerine sahip çıkılmasını istemiş, artık protestolarla reisleri yatıştıramadığını, Fransızların bölgedeki Ermenileri silahlandırarak ve onları kendi askerleri arasına sokarak katliam yaparcasına hareketler yapmaya devam ederlerse, kıyamın yalnız Urfa'da değil, her tarafta yapılacağını bildiriyor, Fransız kumandanı ise, Urfa Mutasarrıfına gönderdiği yazıda Ermenilere asker elbisesi giydirdikleri iddialarının doğru olmadığını bildiriyordu
Siverek'te aşiretlerle görüşüp Siverek halkının ve Müdafa-yı Hukuk Cemiyeti'nin tam desteğini alan Ali Saip Bey, 6 şubat'ta aşiret kuvvetleriyle beraber Urfa'ya doğru hareket etti Ertesi gün Karaköprü'de diğer aşiretlerle buluşacak olan Ali Saip Bey, “Kuvayı Milliye Kumandanı Namık” imzasıyla Fransızların 24 saat içinde Urfa'yı boşaltmaları için bir ültimatom gönderdiyse de Fransız kumandanından gelen cevapta, Urfa'nın boşaltılmasına General Gouraud'un karar verebileceği belirtildi Toplanan kuvvetlerle 9 şubat'ta Urfa'ya girildi Bir tutanak yapılarak cephâne, ağalar arasında paylaşıldı Hapishânenin boşaltılması sırasında tahliyeden habersiz nöbetçinin firar var zannıyla bir el uyarı ateşi atması, siperlerde bekleyen Fransızların şehre şiddetli bir ateş açması sonucunu doğurdu Bundan sonraki günler, artık karşılıklı ateşle geçecekti Artık Fransızlar, müstahkem binalarda kuşatma altındaydılar
17 şubat tarihinde, şehirde teşkil edilen milis bölükleri komutanlarından Yedek Subay Akif (Sözeri) kumandanlığında bir kuvvet Fransızların işgalindeki Külaflı Tepesi'ni zaptederek Fransızların çekilmelerini sağladı 20 şubat'ta Ermenilerle Fransızların haberleşme noktası olan Bediüzzaman Karakolu, izollu aşiret reisi Bozan Bey komutasına verilen kuvvetlerle zaptedildi
Kış bütün gücüyle bastırmış, kar fırtınası başlamıştı Ali Saip Bey, iki günde bir Fransız kumandanına şehri boşaltmaları için haber gönderiyor, ama Fransızlardan ilk günkü cevabı alıyordu Fransızların müstahkem binalardan nasıl çıkarılacakları tartışılırken, binalara giden suyun yolu değiştiriliyor, Fransızların erzak sıkıntılarına bir de su sıkıntısı ekleniyordu Ancak isviçreli Dr Fischer, Fransızların bulundukları binalardaki gizli kuyuları göstererek Fransızları susuzluktan kurtarıyordu
28 şubat tarihinde düşman karargâhına ikiyüz metredeki Karalök'ün Bağı'na bir hücum planlandı Yedek Subay Ahmet Mestçi'nin de bulunduğu kuvvetler, bağa hücum ettiklerinde Fransızlar şiddetli hücuma dayanamayıp teslim olacaklarını bildirdiklerinde, muharebe dışı kalması kararlaştırılan Ermeni Yetimhânesi'nden açılan yan ateşi mücâhitleri avladı Kemancızâde Fuat Efendi ve Ahmet Mestçi yaralandılar Rastgeldizâde Hacı Ahmet Efendi, Teyfur, Mamiki ve Muhacir Arif şehid oldular Ali Saip Bey, Ermeni Yetimhânesi Müdiresi Miss Holmes'e ve Dr Fischer'e yazarak protesto ettiyse de Yetimhâne'den ateş açıldığı inkâr edildi
Mart başlarında Mülazım Kemal kumandasında 2 top Siverek'ten Urfa'ya getirildi Aşiret kuvvetleri ve çetelerle birlikte genel bir taarruz kararlaştırıldı Buna göre, Fransızların işgali altındaki Kürkçüzâde Osman Efendi, Kürkçüzâde Mahmûd Nedim Efendi ve şişko'nun evine hücum edilecekti 4 Mart günü gelen topların desteğinde mücâdelenin en etkili taarruzu başlatıldı Birkaç kez Fransız mevzilerine girildiği halde, kuvvetlerimiz püskürtüldü Çon kanlı ve şiddetli geçen taarruzda Urfalılar çok kayıp verdiler Yalnız tanınanların sayısı 82 idi Buna köylülerden ve sahibi tarafından götürülen şehidler dahil değildi Hastane dolmuştu Bir Fransız subayının "Türkler yarın da aynı şiddetle hücuma devam ederlerse dayanamayız Geceyi dehşetli bir korku içersinde geçirdik" dediği saldırıda, topların irca yayı kırıldığı için müstahkem binalar yeterince dövülememiş, muharebe disiplinsizliği yüzünden büyük kayıplar verilmişti Mustafa Kemal de, Urfa ve civarındaki aşiret ve Müdafaa-yı Hukuk cemiyetlerinin kendilerine top, cephâne vs için müracaatlarına karşılık, 13 Kolordu Kumandanlığı'yla 5 Tümen Kumandanlıklarına çektiği telgrafta "Urfa'da yalnız birkaç binada düşman bulunmasına nazaran telaş etmeye mahal olmadığını" belirtiyor ve "Anlaşıldığına göre, Urfa'daki işler harpten ve askerlikten anlamayan adamlar tarafından idare olunuyor Oradakilere baş olacak münasip bir zatın kolorduca gönderilmesinin münasib olduğu fikrindeyiz" diyordu
Bu arada Ali Saip Bey'e, verilen büyük kayıplardan dolayı tepkiler başlamıştı 13 Kolordu'ya bağlı 2 Tümen kumandanı Yarbay Akif Bey, Siverek'e gelip Kolordu'ya verdiği raporda "Aşayir ve ahaliyi kumanda, muhal denecek kadar güç birşey olduğu müsellem olduğundan Urfa Kuvayı Milliye Kumandanı'na bir hoşnutsuzluk vardır" diyordu
Bir taraftan kayıplar, bir taraftan Fransızlara imdat geleceği haberleri halkın moralini bozuyordu Urfa ahalisi, 19 Mart'ta Karaköprü'den Heyet-i Temsiliye Başkanlığı'na çektiği telgrafta, 13 Kolordu Komutanlığı'na muntazam kuvvetlerin gönderilmesi için yaptıkları başvuruya cevap alamadıklarını, 2 saat içinde muntazam gönderileceğine dair cevap alınamazsa, Urfa'ya dönüp Urfalılara başlarının çaresine bakmalarına mecbur olduklarını tebliğ edeceğiz; diyorlardı Mustafa Kemal bunun üzerine, 13 Kolordu Kumandanlığı'na bir miktar muntazam kuvvetin milli kuvvetler görünümünde Urfa'ya gönderilmesini istiyor, 13 Kolordu Kumandanlığı muntazam kuvvetlerin işe karıştırılmasının Fransa'ya harp ilanı anlamına geleceği gerekçesiyle bundan kaçınıyordu
Bu arada yakalanan bir Fransız casusunun üzerinde çıkan pusulada, Fransızların erzak bakımından son derece sıkıntılı oldukları öğreniliyordu 30 Mart'a şişko'nun Bağındaki ağılda (bugünkü müzenin yeri) bulunan Fransız askerlerine baskın yapmayı plalayan ve Nino Hacı Bekir'in Hanı’ndan (bugünkü Topçu Hanı) hareket eden Yedeksubaylardan Murad'ın oğlu Hacı Osman (Keskinkılıç) kumandasındaki Badıllı aşiret kuvvetleri, Fransızların uyanık bulunmaları nedeniyle şiddetli ateşle karşılaştılar ve 7 şehit, 3 yaralı verdiler Ertesi gün, erzak elde etmek için şehre karşı hücum düzenleyen Fransızlar, çetelerin ateşiyle karşılaştı ve geri çekildi
Nisan ayı başlarında, bekledikleri yardımdan ümitlerini kesen Fransızların erzakları bitmiş, Urfa'yı boşaltmayı düşünür olmuşlardı Ancak öyle bir formül bulunmalıydı ki, Urfa'yı "Fransa'nın şerefine uygun" bir şekilde boşaltmalıydılar Bulunan formül de şuydu: Urfa'daki Ermeniler, Fransızlara açlığa düştükleri gerekçesiyle başvuracaklar, Fransızlar da onların hatırı için Urfa'yı boşaltacaklardı Urfa'daki Ermeni cemaati, Fransızların bu formülüne itiraz ettiler Eğer böyle birşey olursa Urfalılar, "Fransızlar Ermeniler için geldiler, yine onların hatırı için Urfa'yı terkediyorlar" diye düşüneceklerdi ve bu da Ermeniler için çok kötü olacaktı Sajous, teklif yaptığı Ermeni cemaati liderlerinden Dr Beşliyan'a "Doktor, bundan böyle bu Ermeni kalbidir" diyerek kalbini göstermesine rağmen, Ermenileri ikna edemedi Dr Beşliyan diyordu ki, "Velhasıl anladık ki, Fransızlar bizi kurbanlık koyun gibi Hacı Mustafa'ya bırakıp kendileri şerefle sıvışmak peşinde Yani kasap yağ derdinde, keçi can derdinde "
Ermenilerin bu çözümü reddetmeleri üzerine isviçreli Dr Fischer, bu görevi üstlenip Ermenilerin açlığını ileri sürerek Fransızların Urfa'yı tahliye için görüşebileceklerini şartlarla beraber mutasarrıflığa bildirdi Sonradan Ali Saip Köprüsü adı verilen Millet Köprüsü üzerinde 9 Nisan günü Mutasarrıf Ali Rıza Bey, Ali Saip Bey, Belediye Reisi Hacı Mustafa, Fransız Kumandanı Hauger, Yüzbaşı Sajous ve Dr Beşliyan buluştular şartlar görüşüldü, anlaşmaya varıldı Fransızların tahliye şartları şunlardı:
1 Ermenilerin hayatlarının korunması
2 Amerikalıların hayatlarının ve mallarının korunması
3 Urfa'da ölen Fransızların mezarına saygı gösterilmesi
4 Carablus'a kadar ağırlıkların taşınması için 60 deve ve 25 yük arabasının verilmesi
5 17 şubat'ta esir edilen Fransız askerlerinin geri verilmesi
6 Urfa eşrafından 10 kişinin Carablus'a kadar kendilerine eşlik etmesi
7 Dr Fischer hastanesinde bulunup taşınması mümkün olmayan yaralıların hayatlarının korunması
8 Fransız kuvvetlerinin gidecekleri yere kadar güvenliklerinin korunması
9 Savaşmaya derhal son verilmesi
10 Düzenlenecek andlaşma hükümlerinin bir taraftan işgal kumandanı, diğer taraftan mutasarrıf, belediye reisi ve Kuvayı Milliye kumandanınca imza edilip onaylanması
Diğer şartlar kabul edilmekle birlikte, 6 maddedeki "eşraftan 10 kişi" yerine Teğmen Ömer izzet Efendi (Durakbaşı) komutasında 10 jandarma eri refakatçi olarak verildi
10 Nisan'ı 11 Nisan'a bağlayan yarı gece Fransız kuvvetleri, Hastane ve Hızmalı Köprü yolunu izleyerek iki koldan Suruç yönüne doğru yola çıktı Sabah saatlerinde silah sesleri gelmeye başladığında Fransız kuvvetlerini arkadan izleyen Teğmen Halil Münir Efendi'den Ali Saip Bey'e şu rapor geldi:
"Düşman öncüsü, bilhassa öncüde bulunan Ermenilerin yolda rastladıkları aşiretlere ve bilhassa yol üzerindeki köylülere ateş etmeleri üzerine şebeke Boğazı'nda şiddetli bir çatışma başladı Kumandan, Fransız kuvvetlerine savaş düzeni aldırdı Bize karşı da ateş etmeye başladılar Urfa yolunu koruma altında bulunduruyorum, durumumuz tehlikelidir, acele etmenizi bekliyorum " Bu sırada halk ve aşiretler akın akın olay yerine gidiyordu Olay yerine hareket eden Ali Saip Bey, yarı yolda Ömer izzet Efendi ile karşılaştı Ömer izzet Efendi'den durumu öğrenen Ali Saip, olay yerine vardığında Sajous ve subaylar öldürülmüş yerde yatıyorlardı Muharebe sonucunda kalan 100 Fransız askeri de esir edilerek Urfa'ya getirilmişti
|