Konu
:
Sivas'ın Tarihi Ve Tarihsel Gelişimi Hakkında Bilgi
Yalnız Mesajı Göster
Sivas'ın Tarihi Ve Tarihsel Gelişimi Hakkında Bilgi
08-13-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Sivas'ın Tarihi Ve Tarihsel Gelişimi Hakkında Bilgi
Sivas'ın Tarihi Ve Tarihsel Gelişimi Tarihçesi - Sivas Hakkında Bilgi - Sivas İlimizin TArihçesi - Sivasın tarihsel gelişim Süreci
Sivas'ın bugünkü sınırları içerisinde yer alan Hafik Gölü Pılır Höyüğü Zara Tödürge Gölü kıyısındaki Tepecik Höyüğü ile Kangal ilçesi Çukur Tarla ve Kavak nahiyesi Höyük değirmeninde Prehistorik buluntular elde edilmiştir
Yıldızeli Argaz Höyük ve çevresinde Kalkolitik çağ (maden taş devri M
Ö
5000-3500) ile Tunç Devri (M
Ö
3000-1500) buluntuları elde edilmiştir
Sivas'ın yazılı tarihi M
Ö
2000 yılı başlarında Hititlerle başlamakta olup merkez Tatlıcak Köyü ile Uzuntepe Köyündeki Höyükler Divriği Maltepe Köyünde bulunan höyük ve Gürün Şuğul vadisindeki Hititçe yazılar başlıca Hitit yerleşim alanlarıdır
Balkanlar üzerinden Anadolu'ya gelen Friglerin Hititleri ortadan kaldırmaları sonucu Sivas'ta Frig egemenliğine girmiştir
Frig yerleşimi Hitit yerleşim alanlarının üst katlarında görülmektedir
Lidyalılar zamanındaki meşhur Kral Yolu da Sivas'tan geçmektedir
Anadolu'daki Pers egemenliğinden sonra kurulan şehir devletlerinin zamanla Roma İmparatorluğuna bağlanması sonucu önemli yol kavşağı üzerinde bulunan şimdiki şehir merkezinin iskan edildiği ve Sebasteia adını aldığı görülmekte veya ilin isminin Hitit Kavmi olan sibasip adından geldiği gibi Roma İmparatoru Aguste tarafından şehre yunancada şehir manasına gelen "Sebasteia" adının verildiği ve yine Selçuklular zamanında üç değirmen anlamına gelen "Sebast" kelimesinden geldiği rivayet edilmektedir
Bu yörede Roma hakimiyeti tam olarak yerleştikten sonra şehre "Diyapolis" yani Mebud şehri adı verilmiştir
Roma İmparatorluğu hakimiyetine giren şehir 395'te Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğuna ayrılan topraklar içerisinde kaldı
1509'da Anadolu'ya giren Türkmen güçleri ve 1604'te Alparslan'ın önünden kaçan Selçuklu şehzadesi Elbasan Sivas yöresinde kısa süre hakimiyet sağlamışsa da bölgenin Türk egemenliğine girmesi ancak 1071 Malazgirt Zaferinden sonra gerçekleşti
Kısa bir süre Selçuklu hakimiyetinde kalan Sivas'ta 1075'te Danişmend Beyliği kuruldu
Danişmend Beyliğinin taht kavgaları ile zayıf düşmesinden sonra Anadolu Selçuklularını yeniden birleştiren I
Mesud 1152de Sivas'ı eline geçirdi
Bizanslılarında karıştığı taht ve egemenlik kavgaları sırasında Anadolu Selçukluları ile Danişmendliler arasında sürekli el değiştiren Sivas 1175'te II
Kılıçarslan tarafından kesin olarak Selçuklulara bağlandı
Daha sonra İzzetdin Keykavus Sivas'ı başkent yapmış uzun müddet Sivas'ta kalarak günden güne genişleyen Sivas Şehri mamur edilmiş ve 1217 yılında Şifaiye Medresesini yaptırmıştır
İlim adamlarını Sivas'ta toplayarak şehri büyük bir ilim merkezi haline getirmiştir İzzetdin Keykavus Türbesi" yaptırdığı medrese içinde bulunmaktadır
1220 yılında İzzettin Keykavus ölünce yerine I
Aladdin Keykubat hükümdar oldu
Bu dönem Anadolu Selçuklularının en parlak dönemi oldu
Moğol istilasını dikkatle izleyen ve önlemler almaya çalışan Sultan 1224'te Sivas'ı surlarla çevirerek korunaklı duruma getirdi
Yerine geçen II
Gıyasettin Keyhüsrev'in kötü yönetimi sırasında sıkıntı çeken halk1240 yıllarında ayaklanarak Sivas'ı yağmaladı
Selçuklu askerlerinin sivilleri sindirmek için seferber olduğunu gören Moğollar Anadolu'yu ele geçirmek üzere harekete geçtiler
Gıyasettin Keyhüsrev'i 1243'te Kösedağı Savaşı'nda yenilgiye uğratan Moğol güçleri 'Sivas'ı işgal ettiler
Moğollarca bağımlı duruma gelen Selçuklular Moğollar tarafından kurulan İlhanlı Devleti ile idareye hakim olunmuş
Sivas ili bu dönemlerde büyük bir gelişme göstererek önemli bir ticaret ve bilim kenti olmuştur
Anadolu'da yarım asır kadar devam eden İlhanlılar devrinde Vali Demirtaş Sivas'a yerleşmiş ve istiklalini ilan ederek Sivas'ta uzun yıllar saltanatını sürdürmüştür
Demirtaş'tan sonraki Sivas Valileri sırayla Alaattin Ertana oğlu Gıyaseddin Mehmet Alaattin Ali ve oğlu Mehmet Bey Sivas'ta saltanatı sürdürmüşlerdir
Ali Bey'in ölümünden sonra yerine geçen yedi yaşındaki Mehmet Bey'i Kadı Burhaneddin saltanatından uzaklaştırarak Sivas'ta kendi devletini kurmuştur
Bu arada Kadı Burhaneddin Sivas'ı onarmak için birçok çaba göstermiştir
Surların etrafında hendekler kazdırılmış kaleleri tamir ettirmiş ama Akkoyunlu aşireti reisi Kara Osman'la yaptığı muharebe sonunda katledilmiş yerine oğlu Alaattin geçmiştir
Bu sırada Timurlenk Anadolu'ya akınlar yapmıştır
Yıldırım Beyazıt Amasya'yı almış Sivas'a yaklaşmış güneyde Karamanlıların baskısına dayanamayan Alaattin şehri Osmanlılara teslim etmiştir
Bir davetle Sivas'ı teslim alan Beyazıt şehri en büyük şehzadesi Emir Süleyman'a vermiştir
SivasOsmanlıların eline geçtikten bir yıl sonra 1400 yılında Timur'un istilasına uğramış bir süre sonra tekrar Osmanlı hakimiyetine geçmiştir
Sivas Osmanlı İmparatorluğunda eyalet merkezi haline getirilerek Amasya Çorum Tokat kısmi olarak Malatya ve Kayseri illeri Sivas'a bağlı birer sancak olmuştur
Evliya Çelebi Seyahatnamesinde belirtildiği gibi Sivas zamanının en önemli eyaletlerinden biridir (40 ilkokul 1000 dükkan 18 han 40 kadar çeşmesi olduğundan bahsedilir
Sivas'a birçok vali atanmış bunlar içinde belki de ismi hiç unutulmayacak olan Halil Rıfat Paşanın yaptırdığı birçok yollar köprüler hanlar ve konaklar halen halkımızın hizmetindedir
Tarihin kaydedildiği zamandan beri önemli bir yerleşim merkezi olan Sivas asırlar boyunca önemini korumuş ve özellikle Milli Mücadele yıllarında milli mücadeleye başlangıç olması ona tarihin en kıymetli değerini vermiştir
Milli Mücadelede Sivas
Sivas Kongresi Niçin Toplandı
Kasım 1914'de girdiğimiz Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıktık
Savaş sona erdiğinde milyonlarca kilometrekare toprağı ve yüzbinlerce insanımızı kaybetmiş olarak Anadolu topraklarına çekildik
Türkleri Anadolu'dan da atma projesi devreye sokuldu
Mondros Ateşkesinin uygulamaya konulması sonucu Musul İstanbul Boğazlar Doğu Trakya İskenderun Maraş Urfa Antep Batum Adana Antalya Kuşadası vd
Anlaşma( İtilaf) devletleri'nin işgaline uğradı
Anadolu içlerine ve kıyılarına askerî birlikler çıkardılar
Ermeni ve Rum azınlık işgal ordularını çoşku ile karşıladıkları gibi ülkenin çeşitli yörelerinde taşkınlıklarını katliamlarını sürdürdü
Paris Barış Konferansı kararı gereğince Yunanlıların İzmir'i işgali bardağı taşıran son damla oldu
Henüz Balkan ve Birinci Dünya Savaşı yaralarını sarmadan Anadolu topraklarının da işgale uğraması Türk halkını karamsarlığa düşürdü
İşgaller ve azınlıkların tutumu karşısında ülke yöneticileri siyaset yoluyla sorunu aşacaklarını düşünürken aydınlar arasında Amerikan İngiliz Fransız manda' eğilimleri baş gösterdi
Manda Düşüncesini Savunanlara Göre
Alman desteği altında Anlaşma devletlerine yenilen Osmanlı Devleti bu güçlü devletlere karşı tek başına bir mücadele yürütemezdi Mevcut durum karşısında ulusa olan güven duygusunu yitirenler işgallere karşı direniş yeni işgallere yol açar diye düşünüyorlardı Ulusal tepki ve direnişler İstanbul basınında eleştirilmekte İstanbul Hükümeti tarafından ise şiddetle uyarılmaktaydı
Atatürk Bu Durum Karşısında Türk Ulusuna Duyduğu Güvenle
Memleketi bu müthiş badireden kurtarmak için yalnız bir kuvvetin temini lazımdır: milletin birliği diyerek bağımsızlık yolunda ilk yöntemi açıklıyordu Birliği sağlamanın yolu ise ulusal bir kongreden geçiyordu
Ulusun temsilcileri bir araya gelecek ve ülkenin içinde bulunduğu duruma bir çözüm getirecekti
Bu çözümün kararları Sivas Kongresi'nde (4-11 Eylül 1919) alınacaktır
Sivas Kongresi Nerede Kararlaştırıldı
9
Ordu Müfettişi olarak asayişi düzeltmek göreviyle Samsun'a çıkan Mustafa Kemal Paşa Ali Fuat (Cebesoy) Rauf (Orbay) ve Refet (Bele) ile Amasya'da buluştu
Amasya Genelgesi için Kazım Karabekir Paşa ve diğer ilgililerin onayı alındı
21 / 22 Haziran 1919'da yayımlanan genelge illerin askerî ve mülkî yöneticilerine telgrafla İstanbul'daki bazı devlet adamları ve komutanlara ise özel mektup ekinde ulaştırıldı
Amasya Genelgesi Vatanın Bütünlüğü Milletin Bağımsızlığı Tehlikededir uyarısı ile başlıyor ve Milletin Bağımsızlığını Yine Milletin Azim ve Kararı Kurtaracaktır çözüm önerisi ile sürüyordu
Sivas Kongresi Kararı Genelgede Şöyle Belirtiliyordu
Milletin istiklâlini kurtarmak için her türlü tesir ve baskıdan uzak bir millî heyetin kurulması gerekmektedir
Bunun için yazışmalar sonunda Anadolu'nun en güvenilir yeri Sivas'ta Millî Kongre'nin toplanması kararlaştırılmıştır
Fırka (parti) anlaşmazlıkları gözetilmeden her sancaktan halkın güvenini kazanmış üç murahhasın (delegenin ) mümkün olan çabuklukla yola çıkarılması gerekir
Her ihtimale karşı bunun bir millî sır' olarak tutulması ve gereken yerlerde yolculuğun değişik adla ve kılıkla yapılması lâzımdır
Müdafaai Hukukı Millîye Cemiyetleri ve Belediye Başkanlıklarınca murahhasların seçilmesi ve yola çıkarılması hakkında vatanseverlikle yardımcı olmanızı; ve onların adlarıyla yolculuk tarihlerinin telgrafla bildirilmesini istirham eylerim
?
Mustafa Kemal Paşa Sivas'ta ( 27 Haziran 1919)
Erzurum Kongresi'ne katılmak üzere Erzurum'a gitmekte olan Mustafa Kemal Paşa 27 Haziran 1919 günü Sivas'a geldi
Israrla İstanbul'a çağırıldığı emirlerinin dinlenilmemesi için genelgeler yayımlandığı tutuklama söylentilerinin dolaştığı bir sırada geldiği Sivas'ta halk ve askerler tarafından çoşkuyla karşılandı
O anı kendisi Nutuk'ta şöyle anlatır:
Sivas şehrine girerken caddenin iki tarafı büyük bir kalabalıkla dolmuş askeri birlikler tören düzenini almış bulunuyordu
Otomobillerden indik
Yürüyerek askeri ve halkı selamladım
Bu manzara Sivas'ın saygıdeğer halkının ve Sivas'ta bulunan kahraman subay ve askerlerimizin bana ne kadar bağlı ve sevgi ile dolu olduğunu gösteren canlı bir tanık idi
27 Haziran günü Sivas Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti yöneticilerine şu direktifleri verdi: Halkın çoğunluğunu özellikle okumuş ve genç unsurları amaç etrafında toplayınız
fiili direnişe hazırlanın
Olumsuz propaganda ve akımlara karşı önlemler alın
Kolordu Komutanı ve Kurmay Başkanı ile çok sıkı ve sürekli ilişki içinde bulununuz onların şifresi ile önemli konular ve durumlar hakkında bilgi alış verişi yapın Vali ile de iyi ilişkileri geliştirerek iki merkezin vilayete yapacağı duyurulardan bilgi sahibi olunuz
Sivas merkezinden Erzurum Kongresi için iki delege seçerek derhal yola çıkarınız
Bu direktifler Sivaslı vatanseverler üzerinde kıvılcım etkisi yaptı
Ulusal mücadele yolundaki çabalarını artırdılar
M
Kemal 28 Haziran sabahı Ramazan Bayramının birinci günü erkenden Erzurum'a doğru yola çıktı
Sivaslılar Mustafa Kemal Paşayı Karşılıyor ( 2 Eylül 1919)
Ermeni tehdidine karşı Doğu illerinin birliğini sağlamak amacıyla toplanan Erzurum Kongresi amacına ulaşmış Kongreye başkanlık eden ve yönlendiren Mustafa Kemal Paşa beraberindeki arkadaşları ve üç Temsil Kurulu üyesiyle birlikte Sivas yolundadır
2 Eylül günü Sivas tarihinin en mutlu günlerinden birine uyanır
Sivas halkı Erzincan yönüne doğru erken saatlerde akın etmeye başlar
Atlı yaya yola çıkanlar Kılavuz tepesinde toplanır
Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarını getiren otomobillerin Seyfebeli'nden görülmesi ile Sivaslıları büyük bir sevinç dalgası kaplar
Halkın büyük sevgi gösterisinden sonra güneş batarken hep birlikte şehre girilir
Karşılamaya çıkamayanlar caddenin iki yanını doldurmuş alkış tufanı arasında Mustafa Kemal Paşayı selamlar
Sivaslılar misafirleri için Mekteb-i Sultanî'yi (Kongre Binası-Lise) hazırlamışlardı
Akşam onurlarına yemek verilir
Dinlenmeye çekilirler
Sivas Kongresi'nde Sivas Delegesi Var mıydı
Sivas Vilayeti Altı Doğu İlinden biri olması nedeniyle Erzurum Kongresi'nde temsil edildi
Erzurum Kongresi'ne katılan 13 delegeden ikisi Sivas Merkez Sancağı'nı temsilen Erzuruma gitti
Erzurum Kongresi sonunda dokuz kişilik Temsil Kurulu belirlendi
Sivas (merkez) delegeleri Mustafa Kemal Paşanın bütün ısrarlarına rağmen Temsil Kurulu'nda görev almadı
Bunun üzerine Sivas Vilayeti adına Temsil Kurulu'na Bekir Sami (Kunduk) ve Rauf (Orbay) Beyler seçildi
Erzurum Kongresi'ne katılan yaklaşık 56 delege Sivas Kongresi'ne katılmak için memleketlerinden yetki almamışlardı
Ayrıca bu delegeleri Sivas Kongresi'ne getirmek pratik olarak da mümkün değildi
Bu durum karşısında Temsil Kurulu üyelerinin Doğu illerini ve Trabzon vilayetini temsilen Sivas Kongresi'ne katılması kararlaştırıldı Bu nedenle Sivas Kongresi'nde Temsil Kurulu üyeleri dışında Doğu illerinden ve Trabzon'dan delege yer almamıştır
Böylece Bekir Sami (Kunduk) ve Rauf (Orbay) Bey Sivas Vilayeti kontenjanından seçildikleri Temsil Kurulu Üyeliği ile hem doğu illerinin hem de dolayısıyla Sivas'ın temsilcisi olarak Sivas Kongresi'nde yer almışlardır
Sivas Kongresi Delegeleri
Delegenin Adı Temsil Ettiği Yer Mesleği
Aşağıdaki isimler ise Sivas Kongresi'ne delege olarak seçilmişler ancak kongre çalışmaları sona erdikten sonraki günlerde Sivas'a gelebilmişlerdir
Nuh Naci (Yazgan)
Kayseri
Tüccar
Ahmet Hilmi (Kalaç)
Kayseri
Kaymakam
Ömer Mümtaz (İmamzade)
Kayseri
Tüccar
İhsan Hamit (Tigrel)
Diyarbakır
Eğitimci
Bursa delegeleri gösterilen askerlikten istifa etmiş Necati (Kurtuluş) ve hukukçu Asaf (Doras)'a kongre tutanaklarında rastlanmadığı halde bazı eserlerde isimleri geçmektedir
Sivaslılar Kongre İçin Neler Yaptı
Sivaslı Rasim (Başara) Bey Müftü Abdürrauf Efendi Emir (Marşan) Paşa ile 3
Kolordu Komutanı Selahattin(Çolak) ve M
Kemal Paşanın özel temsilcisi Ask
Dr
İbrahim (Tali) Bey ise' binasının Kongre için düzenlenmesiyle ve diğer hazırlıklarla ilgilendiler
Hayri (Sığırcı)Bey ve Şekercizade İsmail Efendi evlerinden getirdikleri eşyalar ile Mustafa Kemal Paşa'nın kalacağı odayı ve Kongre salonunu döşediler
Mustafa Kemal Paşa Erzurum'dan gönderdiği haberle gelen delegelerin otellerde kalmasını yasaklayınca Şekercizade İsmail Efendi çok sayıda delegeyi evinde uzun süre misafir etti
Rasim Bey ve Sivas Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin diğer yöneticileri Hürriyet ve İtilaf Partisi Sivas örgütünün olumsuz propagandalarını boşa çıkararak halkı millî mücadeleye ısındırdılar
Sivas Kongresi delegelerinin yemekleri ilk günlerde Sivas Belediyesi tarafından karşılandı
Belediye Başkanı Abdulhak Bey sadece yemekle değil bütün sorunlarla yakından ilgilendi
Daha sonra masrafları kısmak amacıyla yemekler Kongre binasının alt katındaki mutfakta çıkarıldı
Yemek giderleri belli ölçüde Sivas'ın varlıklı aileleri tarafından karşılandı
Şehrin ileri gelenleri ve yöneticileri sık sık kongre binasına giderek Mustafa Kemal Paşa ve beraberindekileri ziyaret ettiler gece sohbetlerine katıldılar
Böbreklerinden rahatsız olan Mustafa Kemal Paşaya sık sık kepenek suyu getirilerek iyileşmesine yardımcı olundu
Fransızların Güneyden İngilizlerin Kuzeyden şehri işgal edeceği tehdit ve söylentilerine Elazığ Valisi Ali Galip'in Kongreyi basarak dağıtma girişimlerine İstanbul Hükümeti'nin baskılarına rağmen vatansever Sivas halkı Sivas Kongresine Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarına tam bir ev sahipliği yapmıştır
12 Eylül 1919 günü Kongre salonunda halka açık bir toplantı yapıldı
Davetli Sivaslılar tam kadro bu toplantıya katıldığı gibi aynı gün Ulu Cami'de yapılan toplantıya Sivas halkı büyük bir ilgi ile katılarak heyecanlı konuşmaları can kulağı ile dinlemişlerdir
Mustafa Kemal Paşa arkadaşları ve Temsil Kurulu üyeleri 108 gün kaldıkları Sivas'ta huzur içinde çalışmalarını yürütmüşlerdir
Kongre sonrası Sivaslı vatansever kadınların yaptıkları çalışmalar her türlü övgünün üstündedir
Sivas Kongresi'nin Açılışı ve Başkanlık tartışması
4 Eylül 1919 Perşembe günü Sivas tam bir bayram sevinci içindeydi
Sivas halkı saatler öncesinden Mekteb-i Sultanî'nin önünde toplanmış binaya giden yolları doldurmuştu
Açılış saati olan 14
00'e beş kala Mustafa Kemal Paşa odasından çıkıp toplantı salonuna girdi
Doğruca Başkanlık kürsüsüne çıktı
Çünkü bu toplantının düzenleyicisi ve davetçisiydi
Açış konuşmasına şu cümlelerle başladı:
Muhterem Efendiler
Vatan ve milletin kurtuluşunu amaçlayan zorlayıcı sebepler sizleri bunca sıkıntı ve engeller karşısında Sivas'ta topladı
Yiğitçe azminizi kutlar sizlere hoş geldiniz demekle mutlu olduğumu arz ederim
Kongrenin açılışından bir gün önce Bekir Sami (Kunduk) un evinde yapılan toplantıda Mustafa Kemal Paşanın Kongre Başkanlığına getirilmemesi kararlaştırıldı
Açılış günü kongre salonuna girilirken Mustafa Kemal Paşanın Kimi Başkan yapalım sorusuna Rauf Bey Sen Başkan olmamalısın cevabını verdi
Kongre açıldıktan sonra söz alan İsmail Fazıl Paşa işin içine kişisellik karışmaması eşitlik ilkesine uyulmasının dışarıya karşı olumlu etki yapacağı gerekçesiyle başkanlığın birer gün veya birer hafta devam etmek üzere sırayla yapılmasını ve üyelerin temsil ettikleri il veya sancağın adlarının baş harfleri esas alınarak alfabe sırasına göre yapılmasını teklif etti
Teklif Kongre tarafından kabul edilmedi
Gizli oyla yapılan seçim sonucunda üç olumsuz oya rağmen Mustafa Kemal Paşa Kongre Başkanlığına getirildi
Mustafa Kemal Paşanın Kongre Başkanlığına itirazlarının sebebi kongreden önce hazırladıkları manda isteklerini içeren raporlarını kolaylıkla kongreye kabul ettirmekti
Erzurum Kongresi Kararlarında Yapılan Değişiklikler
5 Eylül günü bayram kutlama mesajları gönderildi
6 Eylül Kurban Bayramının ilk günü olduğu için kongre toplanmadı
Bayram günü Sivas Belediyesi'nden bir kurul Kongre binasına gelerek kutlamada bulunduğundan 7 Eylül günkü toplantıda ziyaretin iadesi için karar alındı
7 Eylül günü kutlama telgrafları okundu verilecek cevaplar belirlendi
Sonra gündemin önemli maddelerinden olan Erzurum Kongresi Tüzük ve Bildiri değişikliği ile ilgili görüşmelere geçildi
Mustafa Kemal Paşanın önceden hazırladığı değişiklik paketi Kongre Genel Kurulu tarafından kabul edildi
Cemiyetin (derneğin) adı Şarkî Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti iken Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti oldu
Heyet-i Temsiliye (Temsil Kurulu) bütün Doğu Anadolu'yu temsil eder yerine Heyet-i Temsiliye bütün vatanı temsil eder denildi
Her türlü işgal ve müdahaleyi Rumluk ve Ermenilik kurma gayesine bağlı sayacağımızdan topyekûn (hep birlikte) savunma ve direnme ilkesi kabul edilmiştir cümlesi Her türlü işgal ve müdahalenin özellikle Rumluk ve Ermenilik kurma gayesine yönelmiş faaliyetin reddi konularında topyekûn savunma ve direnme ilkesi kabul edilmiştir şeklinde değiştirilmiştir
Bu iki cümle arasında anlam bakımından büyük fark vardır
Birincisinde Anlaşma devletlerine karşı düşmanca tavır alma ve direnmeden söz edilmiyor ikincisinde bu konu açıklık kazanıyordu
Tüzüğün dördüncü maddesinde geçen Osmanlı Hükümeti'nin yabancı devletlerin baskısı karşısında buraları (Doğu illerini) bırakmak ve ilgilenmemek zorunda kaldığı anlaşılırsa alınacak idarî siyasî askerî önlemlerin belirlenmesi geçici bir yönetim kurmaile ilgili olarak Sivas Kongresi buraları yerine yurdumuzun herhangi bir parçasını bırakmak ve ilgilenmemek ifadesini kabul etmiştir
Bu değişikliklerle yerel bir kongre olan Erzurum Kongresi tüzük ve bildirisi Ulusal bir kongre olan Sivas Kongresi tarafından genelleştirilerek vatanın tümünü kapsar bir hale getirilmiş oldu
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin kurulması ile bütün yerel cemiyetler bir çatı altında toplanarak bu cemiyetin şubeleri konumuna getirilmiş oldular
Böylece Millî mücadele merkezi bir örgütlenmeye gidiyor; ulusal birlik ve ortak mücadele sağlanmış dağınıklık giderilmiş oluyordu
Erzurum Kongresi kararıyla kurulmuş olan Şarkî Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve Temsil Kurulu yerini 11 Eylül 1919 günü Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve Temsil Kuruluna bırakmış oluyordu
Sivas Kongresi'nde Manda Tartışmaları
Paris Barış Konferansı'nda Anlaşma Devletleri temsilcileri dünyayı paylaşmaya kalktılar
Ancak çatışık istekler ortaya çıktı
Bazı milletleri tümden esaret altına alamayacaklarını düşünerek işgal politikalarını örtmeye yarayan yeni bir sömürü yöntemi geliştirdiler ve adına Manda Yönetimi' dediler
Paylaştırılacak yeni topraklar doğrudan devletlerin eline verilmeyecek uygun görülecek büyük bir devlet Milletler Cemiyeti adına bir yörede vekaleten yönetimle görevlendirilecekti
Bu vekaleti alan devlet sömüreceği ulusun bağımsızlığı hak etme süresini belirleyecekti
Türkiye dışında Osmanlı toprakları üzerinde kurulmuş bütün devletler galip devletlerin mandası altına girdi ve uzun süre sömürüldü
Atatürk'ün önderliği altında girişilen ulusal Kurtuluş Savaşı başarıya ulaştığı için Tam Bağımsız' Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur
Manda altına girmekten başka çare düşünemeyen Osmanlı aydınları tarihi ilişkileri dikkate alarak Amerikan mandası üzerine yoğunlaştılar
Amerika'ya mektuplar yazdılar
Mustafa Kemal Paşaya gönderdikleri mektup ve telgraflarla onu da etkilemeye çalıştılar
Erzurum'da bulunduğu sırada Halide Edip (Adıvar) tarafından gönderilen ve Amerikan mandasının ekonomik ve medeni destekten ibaret olduğu sözleri ile dolu mektubu okuduğunda sinirlenen Mustafa Kemal Paşa yanındakilere şöyle seslenir:
Hayır paşalar hayır hayır beyefendiler hayır hayır hanımefendiler hayır manda yok Ya istiklal ya ölüm var
Amerikan mandası diye çırpınanlar düşman işgali altında bulunan sinirleri ve zaafları ile bu millete ve bize inanmayanlardır
Bizim hayal ve macera peşinde koştuğumuzu sananlardır
Eğer bunlar Anadolu'nun ve Türk milletinin gerçek duygularını bilseler bizim çalışmalarımızın hedefini kavrayabilseler Erzurum Kongresi kararlarının nasıl bir millî vicdan ürünü olduğunu takdir edebilseler bu sakim (hastalıklı) fikirlerinden dolayı utanç duyarlar
Bunlar ümitsizlik ve bozgunluk içinde realitelerden uzak olarak yaşayan ve ne yapacaklarını ne yapılmakta olduğunu bilmeyen insanlardır
Kongre hissiyatını açıklıkla belirtmiştir
Heyet-i Temsiliye (Temsil Kurulu) kararını vermiştir
Millî irade şuur ve istikametini bulmuştur
Davamız yürümektedir ve yürüyecektir
Başarılı olmamak için hiçbir sebep yoktur
Hiçbir olumsuz kararı tanımayacağız
Tek ve değişmez parola şudur Tek tepe tek kurşun kalıncaya kadar mücadele yahut da: Ya İstiklal Ya Ölüm!
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul