Prof. Dr. Sinsi
|
Konya Hakkında Bilgi
Konya Krater ve Obruk Gölleri
Akşehir Gölü (Akşehir)
kuzeyindedir Gölün bulunduğu alan Sultan Dağları’nın kuzey eteği ile Emirdağ kitlesi arasında uzanan bir çöküntü alanıdır Akşehir Gölü deniz seviyesinden 958 m yüksekliğinde olup, 105 km2’lik yüzölçümüne sahiptir Gölün en derin yeri 3 ile 5 m arasında değişir
Akşehir Gölü’nün bulunduğu çukurluk MÖ 2,5 milyon yıl önce IV dönemin başlarında daha geniş bir göl olduğu sanılmaktadır Burada yapılan jeomorfolojik araştırmalar göl çevresindeki düz ovanın eski bir gölün tabanı olduğunu da ortaya koymuştur Nitekim göl çevresindeki ovalarda yapılan yüzey araştırmaları bazı kabuklu hayvan kalıntılarını ortaya çıkarmıştır Bunun yanı sıra ölü falez alanları bu iddiaları doğrulamaktadır
Yazları kuraklıktan etkilenen gölün çevresi küçülür ve derinliği azalır Gölün kıyıları sazlık ve kamışlıklarla çevrilidir Akşehir Gölü dışarıya akıntısı olmayan kapalı bir havza görünümünde olup, suları çok az tuzludur Gölü besleyen tatlısu kaynakları göl suyunun tuzunu azaltmıştır Afyonkarahisar yöresinden gelen Akarçayın döküldüğü Eber Gölü’nün ayağı ile Sultan Dağları’ndan inen küçük dereler Akşehir Gölü’nü beslemektedir Çevresi çok fazla yağış almakla beraber gölün yeterli olarak beslendiği de söylenemez
Akşehir Gölü balık yönünden çok fazla çeşit içermemekle beraber yine de balıkçılık göl çevresinde gelişmiştir Göl kenarındaki kamışlık ve sazlık alanlarda kuşların korunması ve üremesi için elverişli bir ortam sağlamıştır
Beyşehir Gölü Milli Parkı (Beyşehir)
Türkiye’nin en büyük tatlı su, Van ve Tuz Gölü’nden sonra üçüncü büyük gölüdür Deniz seviyesinden yüksekliği 1 120 m , uzunluğu 45 km , genişliği kuzeyde en dar yerinde 15 km , güneyde en geniş yerinde de 25 km dir Derinliği konusunda uzmanlar çelişkili bilgiler vermektedir Eski kaynaklarda en derin yerinin 70 m olduğu yazılmışsa da yakın tarihteki ilgili kaynaklarda derinliğinin 3-8 m arasında değiştiği belirtilmektedir Bazı kaynaklara göre de en derin yeri 14 m dir Yüzölçümü 656 km2’dir
Gölü yerüstü ve yeraltı su kaynakları beslemektedir Bunlardan Adaköy’ün güneyinden çıkan Pınarbaşı menbaı gölü besleyen en önemli kaynaktır Bunun yanı sıra Yenişarbademli’nin güneybatısında bulunan Dedegöl Dağı’nın kuzey eteklerindeki Pınargözü Mağarası’ndan çıkan yeraltı deresi de gölü besleyen önemli bir kaynaktır Doğu kıyıları hafif ondüleli, kumlu, killi neojen araziden oluşur Batı kıyılarında küçük koyların önünde irili ufaklı 22 ada bulunmaktadır Bunların belli başlıları gölün kuzeybatı kıyıları yakınındaki Mada Adası’dır Onun biraz güneyinde İğdeli Ada, Ortada, Aygır Adası, Keçi Adası, Eşek Adası, Kız Kalesi, Hacı Akif Adası, Küladası, Akburun Adası, Gülbent Adası ve Yılan Adası’dır
Beyşehir Gölü’nden çıkan bir göl ayağı Seydişehir’in doğusundan geçerek Suğla Gölü’ne akar Mavi Boğazı geçtikten sonra Apa Boğazına su verir ve Konya Ovası’na Çarşamba Çayı olarak girer Gölün doğu ve kuzey kıyılarında göle karışan küçük dereler varsa da onların beslemesi çok fazla önemli değildir Gölde buharlaşma yoğundur ve düdenlerle de çok fazla su kaçırmaktadır
Bu nedenle de bölge kuşların balıkçıl türlerinin ve ördeklerin kışlama ve kuluçka alanlarıdır Bu nedenle de göl doğal yaşamın devamlılığını sağlayan önemli bir ekolojik ortamdır Gölün sularında sazan, alabalık, çiçek balığı, sarı balık ve tatlısu levreği ile su kaplumbağaları ile yılanlar yaşamaktadır
Göl çevresi Milli Parklar kapsamında olup, burada karaçam, göknar, sedir, ardıç ve meşe türü ağaçlar bulunmaktadır Bu ekolojik sistem aynı zamanda göle doğal bir güzellik kazandırmaktadır
Göl çevresinde Anadolu Selçuklu Devleti kurulmuş ve burası önemli bir merkez konumuna gelmiştir Kız Kalesi adacığı üzerinde kurulan Kubadabat Sarayı, Beyşehir’deki Selçuklu eserleri bunun en önemli kanıtlarıdır
Meke Gölü (Karapınar)
uzaklıkta, Karapınar-Ereğli karayolundan 2 km içeride bulunan Meke Gölü iki zamanlı volkanik bir krater gölüdür Göl I zamanda 4 km çapında, yuvarlak bir çöküntü alanı içerisinde oluşmuş, ikinci bir püskürtme ile göl içerisinden sekonder denilen yükselmeler meydana gelmiştir Bu oluşumdan sonra da gölün ortasında, 1 500 m genişliğinde, göl düzeyine göre 140 m yüksekliğinde proklastik oluşumlu volkanik Meke Tepesi bulunmaktadır Bu jeolojik oluşumlar bununla da tamamlanmamış, sonraki evrelerde çeşitli patlamalar meydana gelmiş ve burada Parazit Koni denilen yedi küçük tepe (meke) daha meydana gelmiştir Jeomorfolojide bu tip oluşumlara Kaldera ismi verilmekte olup, iç içe gelişmiş volkan bacası anlamına gelmektedir Tepenin ortası içeriye doğru obruk şeklinde çöküktür Günümüzde bu tepe volkan küllerinin sönmesinden ötürü bakır rengini almıştır Göl çevresinde ve tepenin üzerinde yanık volkan küllerinin renkleri, külleri açıkça görülmektedir
Meke Gölü’nün derinliği 12 m yi geçmemektedir Deniz seviyesinden yüksekliği de 985 m yi bulmaktadır Gölün yüzölçümü 0 5 km2’dir Gölün magnezyum ve sodyum sülfattan oluşmuş su kaynakları yeraltından kaynaklanmaktadır
Tarih boyunca Meke Gölü ve çevresi Karamanoğulları’nın, Osmanlı Devleti’nin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin tuz ihtiyacını karşılamıştır O dönemlerde bu amaçla kullanılmış eski yapılara ait kalıntılar göl çevresinde görülmektedir Yolun batısında Tekel işletmesinin eski tuz depoları, müştemilat yapıları bulunmaktadır Gölün doğusunda 10-15 m uzaklıkta tatlı su kuyusu bulunmaktadır Gölün batı yakası ise oldukça dik ve keskin kayalıklarla kaplıdır
Göl çevresinde angut kuşları ile nesli tükenmekte olan beyaz kuş türleri yaşamaktadır
Ak Göl (Ereğli)
Konya Ereğli ilçesinin 20 km güneyinde bulunan Torosların uzantılarından sonra ovanın çukur yerindeki 6 787 hektarlık alandaki Ak Göl, deniz seviyesinden 957 m yüksekliktedir Akgöl ve çevresi alüvyal bir alandır Çevresindeki alüvyal ovadan birkaç metrelik seki eşikleri ile ayrılır Bu göl İvriz Deresi’nden gelen sularla beslenen eski bir göl tabanıdır Çevresi sazlık ve kamışlık alanları içermekte olup, içerisinde kum ve çamur adacıkları bulunmaktadır
Günümüzde Tabiatı Koruma Alanı kapsamı içerisindedir Suları oldukça sığ olup, çevresindeki sazlıklarda 200’ün üzerinde kuş türü yaşamaktadır Ormitolojik yönden son derece zengin olan, Ereğli Sazlığı başta olmak üzere yörede kuluçkaya yatan kuş türleri bulunmaktadır Bunlar, flamingo türü batağan, kızıl boyunlu batağan, kara boyunlu batağan, karabatak, küçük karabatak, tepeli kutan, küçük balaban, gece balıkçılı, alacabalıkçıl, küçük akbalıkçıl, büyük akbalıkçıl, erguvan balıkçıl, kuğu, kaşıkçı, çeltikçi, angut, suna, Macar ördeği, yaz ördeği, Mısır akbabası, yılan kartalı, turna, dikkuyruk, uzun bacak, saz delicesi, kılıçgaga, batak kırlangıcı, puhu kuşu, boz dalağan, kıl ördek ve sakarmeke’dir
Çavuşçu Gölü (Ilgın)
Konya Ilgın ilçesinde bulunan Çavuşçu Gölü tektonik bir oluşum sonucunda meydana gelmiştir Gölün yüzölçümü 1 200 m2 olup, deniz seviyesinden yüksekliği 1026 m dir Gölün bir ayağı Atlantı Ovası’nı sulamaktadır Suyu tatlı olup, su ürünleri yönünden önemli bir göldür Göl çevresinde bıyıklı sumru, Macar ördeği, su kuşu türleri yaşamaktadır
Obruk Gölleri
Obruk Gölleri’nin varlığı yakın tarihlerde dikkati çekmiştir Bu bakımdan da uzun süre yeterli ilgiyi görmemiştir Bu göller Konya ili çevresinde görülmektedir Obruk Gölleri yeraltı sularının bir bakıma penceresi niteliğindedir Bu tür göllerin oluşumunda kalker içerisindeki çatlaklar, yarıklar ve boşluklardan dışarıya çıkan yeraltı sularının oluşturduğu göllerdir Bu göllerde sular bir taraftan girer, öbür taraftan da yine yeraltında akarlar Hareket halindeki sular aşağıdan yukarıya doğru erozyon ile yüzeylerde erime, aşağıya doğru seyreden aşınma ile birleşince topraktaki son tabaka çöker ve bunun sonucu olarak da yuvarlak veya elips şeklinde obruk gölleri meydana gelir
Konya ilinin Karapınar ilçesinde, Konya’nın güneyinde, güneydoğusunda obruk göllerine rastlanmaktadır Bu göller genelde 100-200 m uzunluğundadır
Kızören Obruğu (Karatay)
Konya’nın 70 km kuzeydoğusunda Obruk bucağının 4 km kuzeyinde Kızören Obruğu bulunmaktadır Bu obruk gölünün en uzun yeri 180, en kısa yeri de 150 m dir Derinliği 145 m olup, suyun düzeyi yüzeyden 20 m aşağıdadır Yeraltı deresinin akışı kuzeydoğu-kuzeybatı olup, suyu tatlıdır
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü bu gölün sulamada kullanılıp kullanılamayacağı konusunda araştırmalar yapmış, buraya pompalama istasyonu kurmuştur
Çıralı Obruk Gölü (Karapınar)
Yaklaşık 250 m çapında olan kalker tabakası içerisindeki bu gölün kenarları 80 m yüksekliğinde dik bir çanak şeklindedir Gölün derinliği 35 m dir Gölün çevresinde dik falezler üzerinde küçük mağara ve kovuklar bulunmaktadır
Göl çevresinde Roma döneminde bir yerleşim olmuştur Bunu gösteren Roma dönemine ait yerleşim kalıntıları ile kaya mezarları bulunmaktadır
Gökhöyük Obruk Gölü (Timraş)
Konya-Karaman-Silifke yolunun 48 km sinde bulunan Gökhöyük Obruk Gölü, elips biçiminde bir göl olup, en uzun yeri 325, en kısa yeri de 250 m dir Ovanın düzeyinden 20 m aşağıdaki su yüzeyinde bu genişlik 260-200 m yi bulmaktadır Gölün derinliği 35 m olup, suyu tatlı ve içilebilecek niteliktedir
Apa-Saraycık Obruk Gölü
Konya Çarşamba Suyu vadisinde, Gökhöyük Obruk Gölü’ne 20 km uzaklıkta bulunan bu göl 225x150 m çapında elips biçiminde bir çöküntü alanıdır Gölün derinliği 45 m dir Gölün suyu içilebilir nitelikte olup, içerisinde tatlı su balıkları yaşamaktadır
Konya yöresinde bu önemli obruk göllerinin yanı sıra Kangallı Obruk, Potur Obruğu, Akobruk, Kızılobruk, Karain Obruğu, Çifte Obruk, Dikmen Obruğu ve Meyil Yaylası’nda Meyil Obruğu bulunmaktadır
|