Yalnız Mesajı Göster

Eskişehir Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eskişehir Hakkında Bilgi



Eskişehir Gezgin Gözüyle

uzaklıkta Han ilçesine bağlı olan Yazılıkaya Köyü bitişiğinde yer almaktadır Vadide Frig Krallığı, Lidya Krallığı ve Pers İmparatorluk döneminde üç ayrı yerleşme evresinin bulunduğuna ilişkin birçok temel ve yapı kalıntısına rastlanmıştır Diğer yandan, Midas Anıtı'nın çevresinde akropol üzerinde bir kentin varlığına ilişkiler bulgular saptanmıştır Kayalık bir platform üzerine kurulmuş ve Erken Tunç Çağlarında yerleşim görmüş olan Midas (Yazılıkaya) Friglerin dini merkezi olmuştur Antik şehirde Hitit kültürüne ait kendi stilleri ile yaptıkları kaya kabartmalarına rastlanmıştır Hititlerden sonra Frig kenti olarak gelişen Yazılıkaya'da Frig kültürüne ait kale duvarları, yerleşim yerleri, kaya kabartmaları, kaya anıtları, su sarnıçları, sunak yerleri, karlıklar, kaya mezarları, basamaklı anıtlar, nişler, antik yollar olmak üzere 33 adet eser bulunmaktadır Bunlar doğa koşullarından dolayı yıpranmış olsalar da günümüze ulaşabilmişlerdir Roma ve Bizans çağlarında Frig yapıtlarının çoğu dini amaçlarla tahrip edilmiş, yerlerine kaya barınakları ve kaya mezarları yapılmıştır Kaya yüzeyine bir tapınağın cephesi biçiminde işlenen Frig kaya anıtları, sembolü, kutsal hayvanı aslan olan Frig dini, tek tanrısı ana tanrıça Kybele'ye adanmıştır Vadinin ormanlık kısmında, Çukurca Köyü'nden Kümbet Köyü'ne kadar uzanan bölgede 25'e varan anıt, kült anıtları, açık hava ve doğa tapınakları, kale, mezar ve diğer eserler bulunmaktadır
Tapınak kenti olarak bilinen Pessinus Romalılar döneminde de kutsallığını ve önemini korumuştur Bugün kente ait stadyum, tiyatro, tapınak, su kanalı ve nekropola ait kalıntılar bulunmaktadır Antik kentte 1967 yılından beri arkeolojik kazılar yapılmaktadır Kazıdan çıkan eserler Ballıhisar'daki müzede sergilenmektedir
Doryleaum: Helenistik, Roma ve Bizans Çağlarını yaşamış Höyük kentin kuzey bitişiğinde ve Muttalip Köyü'nün doğusunda yer almaktadır Höyüğe ve eteklerinde yer alan temel hafriyat sırasında çıkarılan Helenistik, Roma ve Bizans Çağlarına ait eserler Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir
uzaklıkta, Karacaşehir Köyü'nün güneybatısında yer almaktadır Günümüzde, kentin müdafaa surları tamamen yıkılmış, yalnızca doğu ve batı girişindeki kulelerden küçük parçalar kalmıştır Kalenin içerisinde karargah binaları, sarnıç ve sokaklar, ev harabeleri görülmektedir Midas Anıtı: Yazılıkaya platformunun kuzeydoğu yamacında doğuya bakan cephede yer alan anıt bazılarınca Yazılıkaya, bazılarınca da Midas Anıtı olarak adlandırılmıştır Antik kent adını bu anıttan almıştır Kentin en önemli yapıtı olan anıt, Frig kaya anıtlarının en görkemlisi, bölgenin ve dünyanın en önemli eşsiz yapıtlarındandır Nasrettin Hoca'nın Evi: Dünya mizah edebiyatında önemli bir yer tutan fıkralara sahip Nasrettin Hoca 1208 yılında, Sivrihisar'ın Hortu Köyü'nde doğmuştur Eskişehir' in Sivrihisar İlçesi ve Hortu Köyü'nde her yıl Nasrettin Hoca'yı anma şenlikleri ve adına halk edebiyatı seminerleri düzenlenmektedir
Kurşunlu Cami:
Odunpazarı semtinde, Paşa Mahallesi’ ndedir Merdivenli kapıdan girildiğinde ortada şadırvan, sağ tarafta menzilhane, sol tarafta aşhane, karşıda cami görülür Bu cami, Veziri-sanî Mustafa Paşa tarafından 1525 yılında yaptırılmıştır Cami 1961-1962 yıllarında yenilenmiştir Caminin arkasındaki büyük kubbeli semahane, medrese odaları ve ön taraftaki sütunlu açık mekân, buranın bir Mevlevi tekkesi olduğunu kanıtlamaktadır

Seyyit Battal Gazi Külliyesi:
Bu külliye Seyyit Battal Gazi’ ye ithafen yaptırılmıştır (1207 - 1209)

Anadolu’nun Bizans İmparatorluğu egemenliği altında bulunduğu MS 700 yıllarında, İslamiyet henüz Anadolu içlerine yayılmamıştı İslamiyeti kabul etmiş olan Emeviler doğudan sık sık Bizans’a karşı Anadolu’ nun içlerine akın yaparak Anadolu’ yu ele geçirmek ve İslamiyeti yaymak istemişlerdir 720-740 yıllarında sıklaşan bu akınlardan birinde Seyyit Battal Gazi lakabı ile anılan bu efsaneleşmiş halk kahramanı, bugünkü Seyitgazi ilçesinin bulunduğu (antik adı Nakolea) Mesih Kalesi olarak bilinen bölgede 740 yılında şehit düşmüştür Bizans’a karşı yapılan savaşlarda büyük Alaattin Keykubat’ ın annesi Ümmühan Hatun tarafından türbe ve cami yaptırılmıştır Daha sonra Ümmühan Hatun için de burda iki katlı eyvan biçiminde bir türbe eklenmiştir Osmanlı Devleti’nin kuruluş ve gelişme dönemlerinde; onarım, yeniden yapım eklemelerle yapılan topluluk külliye halini almıştır Osmanlı Devleti döneminde vakıflaştırılmış Cumhuriyet Dönemi’ ne kadar dini eğitim, tören ve toplantıların yapıldığı medrese ve tekke olarak kullanılmıştır

Bugün mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait olan ve 1954 yılına kadar harap bir durumda bulunan külliye, bu tarihte yapılan geniş bir restorasyon çalışması ve çevre düzenlemesi ile bugünkü durumuna getirilmiştir Yapılan ışıklandırma sistemi ile geceleri aydınlatılmakta, etkileyici görünümü, turistik ve dini amaçlı ziyaretçileri ile Seyitgazi ilçesine canlılık kazandırmaktadır


Şeyh Edebali Türbesi:
Şeyh Edebali, Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Beyin kayınpederidir Şeyh Edebali’ nin türbesi şehrin Odunpazarı semtindeki Odunpazarı mezarlığı’ nın içindedir Türbe, II Abdülhamit tarafından restore edilmiştir

Şeyh Şahabattin Türbesi:
İçinde iki sanduka bulunan ve yeni bir dikdörtgen yapı olan türbe, Kurşunlu Camiisi’ nin batısında yer almaktadır

Yunusemre Külliyesi ve Türbesi:
Eskişehir Mihalıcçık ilçesi Yunusemre beldesinde (Sarıköy) dir Eskişehir-Ankara demiryolu yakınından geçmektedir Yunusemre bu dünyada yaşayan insanları sevgiye, birlik ve beraberliğe çağıran bir hak aşığıdır Mezartaşının ön cephesinde yazılı olan "Gelin Tanış Olalım, İşi Kolay Kılalım, Sevelim Sevilelim, Bu Dünya Kimseye Kalmaz" sözlerinde Yunus Emre’nin yaşam felsefesi özetlenmektedir

Nasrettin Hoca’nın Evi:
Ünlü mizah ustası Nasrettin Hoca, 605 (1208-1209) yılında Sivrihisar’ın Hortu köyünde doğmuştur İlk bilgilerini köy imamı olan babasının yanında öğrenmiştir Daha sonra Akşehir’ e giderek Seyyid Mahmud Hayrani ve Seyyid Hacı İbrahim gibi devrin tanınmış alim ve ariflerinden bilgi öğrenmiş, nasip almıştır

Hocanın ayrıca Konya Medresesi’ nde okuduğu, Akşehir’ de, Sivrihisar’ da ders okutup imamlık ve hatiplik yaptığı sanılmaktadır Bundan başka hocaya ait olduğu ileri sürülen eski bir mezar taşı üzerindeki vefatı 683 (1284) dür Mezarı Konya ili Akşehir ilçesindedir

Nasrettin Hoca adı, zekası ve fıkralarıyla dünyaca tanınmış bir halk filozofudur Hoca’ nın hayat, tabiat ve cemiyet içindeki insanı, keskin görüşler ve zeki söyleyişlerle karikatürize eden nükteleri yalnız bir milleti değil, bütün insanlığı tatmin edecek değerde olduğundan bu Türk zekası başka milletler arasında da tanınmış ve sevilmiştir Türk halk zekası ise, bu nüktelerde kendi mizah dehasını bularak onları sevmiş, yaymış, bütünlemiş ve çoğalmıştır Nasrettin Hoca Fıkraları batı dillerine de çevrilmiştir Nasrettin Hoca İran, Mısır, Irak gibi ülkelerde, Kafkaslarda, Balkan ülkelerinde ve Avrupa ülkelerinde de tanınan ünlü bir mizah ustasıdır

Doğanlı Kale:
Bu kale, Seyitgazi ilçesinin Çukurca Köyü yakınındadır Kalenin üst kısmındaki kaya "doğan" a benzediğinden bu ismi almıştır Bir Frig eseri olan Doğanlı Kale’nin iç kısmına, Bizans ve Roma çağlarında, yeraltı geçitleri ve mezar ilave edilmiştirYapı, içindeki merdivenler ve odalarla delik deşik bir görünüm sergilemektedir

Gerdek Kaya Anıtı:
Çukurca Köyü’nün 500 m güneybatısında bulunan bir ’mezar anıtıdır Dor stili bir tapınak cephesi taklit edilerek oyulmuş bu mezar anıtında, içerlek iki kapı ile iki ölü odasına girilmektedir Cephesi doğuya bakan bu anıt, Yunan-Roma Çağı’nı anlatmaktadır Alınlığın üstündeki kaya çıkıntısı üzerinde, başsız bir aslan figürü de görülmektedir

Yazılıkaya (Midas Kenti):
Çiftelere 39 km uzaklıkta bulunan Yazılıkaya, binlerce yıl önce kayalık bir platform üzerine kurulmuştur 1315 metre yükseklikte, dikdörtgen şeklindeki, Frigya yaylası üzerinde bulunmaktadır Roma devrindeki yazarlar, bu bölgenin havasının sağlıklı ve toprağının bereketli olduğundan söz etmişlerdir Bardakçı Suyu da bu bölgeden geçmektedir Midas Anıtı, Frigya sanatının tipik bir örneğidir Bu anıt, bir mezar anıtı olmayıp, Frigya’da pek çok kaya anıtı örneğinde görüldüğü gibi, bir Kybele (Ana Tanrıça) heykeli koymak üzere yapılmıştır Anıtın üzerinde Frig yazıları olduğundan "YAZILIKAYA", yazılarda ise "MİDAS" adı geçtiğinden "MİDAS AMİTİ" denmiştir Kült anıttır Midas Anıtı’nın M Ö 550 yıllarında yapıldığı sanılmaktadır Kaya üzerinde, bir tapınağın cephesi biçiminde işlenmiştir Cephesi doğuya bakmaktadır Anıtın en ilginç yönü, üzerinde henüz çözülememiş olan ve ilk kez 1839 yılında Ch Texiker tarafından yayınlanan, üç yazıtın bulunmasıdır

Birinci Yazıt:
Alınlığın üzerindeki kaya çıkıntısı üzerinde bulunan 11 m uzunluğunda ve 45 cm büyüklüğündeki harflerin yazılı olduğu bir yazıttır Frig dili ile ilintili "ATEŞ" ve "MİDAİ" sözcükleri belirgin olarak okunmaktadır Ateş, Frigliler’in bir tanrısıdır Midai, efsanelere göre Kral Midas’ın annesi ve ürünlerin koruyucusudurAynı zamanda, demirin keşfi de bu tanrıçayla ilgilidir Bu yüzden, bu anıt ile demir endüstrisi kökeni arasında bir bağlantı vardır

İkinci Yazıt:
Midas Anıtı’ nın iki ucunda dikdörtgen şeklindeki bir girintinin, dip duvar ve yan duvarı üzerinde, 45 cmlik harflerle işlenmiş bir yazıttır

Üçüncü Yazıt:
Kuzey taraftaki dikdörtgen dikmenin üzerinde, yukarıdan aşağı 25 cm büyüklüğündeki harflerle yazılmıştır Yazıtın başındaki "BABA" sözcüğü belirgin olarak okunmaktadır

Küçük Yazılıkaya:
Midas Anıtı’nın, 210 metre güneybatısında yukarıdan aşağıya işlenmeye, oyulmaya başlanmış; ancak alt kısmı işlenilmeden kalmış bir anıttır Midas Anıtı ile benzer yönleri vardır Üstte süslü bir alınlık, iki yanda geometrik motifler yine üstte yatay bir motifle birleşir Anıtın işlenmiş kısmı, 180 metredir Bu anıtın da Midas Anıtı gibi, dinsel törenlerde kullanılmak için yapılmaya başlanmış olduğu sanılmaktadır

Kümbet Asar Kalesi:
Kümbet Vadisi’ndeki bu kale, Frig Çağı’nın özelliklerini taşır Kayaya oyulmuş merdivenler, yeraltı geçitleri, kaya yüzlerine işlenmiş geometrik süslemeler, tipik Frig Kaya Kalesi’nin en güzel örneklerini oluşturmaktadır

Yapıldak Asar Kale:
Kümbet Vadisi’nin güneyinde, Yapıldak Köyü’nün kuzeybatısındadır

Ballık Kale:
Kümbet’in doğusun-dadır Tipik bir Frig yerleşim yeri ve gözetleme kalesi örneğidir

Keskaya:
Karacaalan Köyü’nün batısındadır 1953 yılında, taş blokları buradan Eskişehir’e taşınarak, Merkez Bankası’nın inşasında kullanılmıştır

Arezastis Anıt:
Midas Kenti’nin 1500 m kuzeyindeki bir kayanın içi oyularak yapılmış bir anıttır Bu anıtın alınlığının sağ üstündeki yazıtta, "Arezastis" sözcüğü okunabildiği için bu isim verilmiştir Anıt 7 m yükseklikteki dik bir yüzeyin üstündedir Bu anıtın, en ilginç yönü de Frig yazıtlarını çok iyi taşımasıdır Bu anıtın 674 yılından önce yapıldığı ve dinsel törenler için kullanıldığı sanılmaktadır

Bahşayiş Anıt:
Bahşayiş Köyü yakınındadır (Kümbet’in 7 km güneyinde) Motiflerle süslenmiştir Bu anıtın da diğerleri gibi dinî törenler için kullanıldığı varsayılmaktadır Anıtın arkasında, kayaya oyulmuş bir mezar odası bulunmaktadır

Salon Mezar:
Yazılıkaya kabartmasının batısında, kayaya oyulmuş bir Frig eserdir Kapısının üzerinde, karşılıklı iki aslan kabartması görülmektedir

Alemşah Kümbeti:
Sivrihisar’da bulunan bu kümbet, Selçuklular tarafından, 1321 yılında Melik Şah’ın kardeşi Sultan Şah adına yapılmıştır Çatısı, piramit tarzındadır Tarihî bir yapı olan bu kümbet, biri mescit, diğeri mezar olmak üzere iki katlıdır

Ulucami (Emineddin-i Mikail Camii):
Sivrihisar İlçesi’nde bulunan ve kervansaray olarak kullanılan bu eser, 1257 yılında E Mikail tarafından camiye çevrilmiştir En ilginç yönü, düz çatısını 67 adet ağaç sütunun taşımasıdır

Pessinus Şehri:
Sivrihisar ilçesinin 16 km güneyindeki Ballıhisar köyünde, "Tanrıça Kybele" adına, Frigyalı’lar tarafından kurulmuştur Helenizm Çağı’nda, bu bölgeye akın eden Galatlar’ın bir kabilesi olan Tolistoboglar, bu yöreye yerleşmişler ve Pessinus, başkentleri olmuştur Pessinus, Bergama Krallığı döneminde en parlak dönemini yaşamıştır Bergama Krallığı, eski Pessinus Tapınağı’nın yerine Grek stilinde bir mermer tapınak yaptırmış ve süslemiştir Bu tapınak, her yıl dini bayramlar sırasında kurulan panayıra, büyük bir canlılık getirmiştir Grek hakimiyetinde iken şehrin planlan yeniden düzeltilmiş, meclis binası, yolları, kanalı, çarşı ve tiyatrosu kurulmuştur

Alıntı Yaparak Cevapla