08-13-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Direksiyonda Kimse Yok !
Bu olay Kayseri’nin Bünyan ilçesi’nde yaşandı Ayniyle vaki!
Aynı zamanda olay tüyler ürpertici Diyelim ki, gece bindiğiniz otomobilde direksiyonda kimse yok 
Ne yapardınız?
Adını vermeyelim 
Bir isadamı, 22 şubat 2001 tarihinde Bünyan sınırında bir benzin istasyonuna girer
Lokantaya oturur ve orada kalabalık toplulukla birlikte 'azıcık alkol' alır
Yürüyüs mesafesindeki Bünyan’a gitmek için, lokantadan çıkar
Ancak dışarıda hem zifirî karanlık hava hem de korkunç kar fırtınası vardır 
Benzin istasyonuna yaklaşık 300 metre mesafedeki, Bünyan’a dönüş yolu kenarına varır
Çünkü, oradan geçen bir arabaya binip, Bünyan’a ulaşma derdindedir
Fırtına daha da şiddetlenir
Adam birkaç adım ötesini bile görememektedir
Gelip geçen bir araba da yoktur Nihayet karanlıklar içerisinde, hayalet gibi yavaş yavaş yaklaşan bir arabanın iki farını fark eder
Arabanın tam önünde, yavaşlamasıyla birlikte hemen arka kapıyı açar ve arabaya biner Kapıyı kapatır, araba yeniden hareket eder
İçeridekilere 'merhaba' demek ister Ama o da ne? Araba da kimse olmadığı gibi, direksiyonda da kimse yoktur
Birden paniğe kapılır
Korkuyla, hemen arabadan atlayıp, oradan koşarak uzaklaşmak ister ama korku ile dizleri bağlanmış, hareket edemez hale gelmiştir Araba keskin bir viraja doğru yaklaşır
Adam dua etmeye başlar Tüm günahlari için tövbe eder
Arabanın durması için Allah’a yalvarır Tam bu esnada, pencereden bir el uzanır ve direksiyonu kıvırarak, sert virajdan arabanın doğru yola dönmesini sağlar
Her tehlikeli dönemece yaklaştıkça, Allah’a yalvarış ve yakarışı artar ve her seferinde de bir el dışarıdan uzanıp, direksiyonu çevirir
Sonunda kendisini biraz toparlar, ayaklarını kımıldatır
'Ya Allah koru beni  ' deyip, kapıyı açmasıyla birlikte, kendisini dışarı fırlatır Bir kaç takla attıktan sonra, şarampolde kendisine gelir
Defalarca sadece bildiği 'ihlas' sûresini okuyarak, sonunda Bünyan’a yürüyerek ulaşır
Artık derin nefes alır, kurtulduğunu düşünür Bir kahvehaneye girer, üstübaşı ıslak ve şok haldedir
Kendisini tanıyanlar hemence sobanın başına alırlar Eline bir çay verirler
Bir müddet sonra kendisine gelip, sesi titreyerek, başına gelen tüyler ürperten olayı anlatır
Olayı dinleyenler inanmak istemeseler de, anlatan kişinin aklı başında ve toplumda saygınlğı ile bilinen bir kişi olduğundan itiraz etmezler
Yaklaşik yarım saat sonra, aynı kahvehaneye Koyunabdal Köyü’nden iki kişi girer
Bir masaya oturur ve iki bardak çay söylerler Bu arada, gelenlerden birisi, diğerine şunlari söyler :
'Ahmet baksana, şu sobanin başinda oturan aptal, bizim araba yolda kalinca, biz arabayı iterken, arabaya binip inen kişi değil mi?'
|
|
|