08-13-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Babanin Oğluna Doğum Günü Hediyesi
Yarın, yedi buçuk yaşındaki oğlunun doğum günüydü
Baba, dünya tatlısı minik oğlu için ne yapması gerektiğini uzun uzun düşündü
Önce, özene bezene bir mektup yazmaya karar verdi
Sonra, “Ne özenmesi? Süslü cümleler aramaya ne gerek var? İçinden geleni yaz” dedi kendi kendine 
Günlük iş koşuşturması hafiflediğinde, işyerindeki çalışma masasının üstüne bembeyaz kağıdı koyup, kalemi eline aldı
El yazısı ile mektup yazmayalı ne kadar çok zaman geçmiş diye düşündü
“Canım gözbebeğim,
Kardeşin duymasın ama ilk kez bu özel gün için sana torpil yapacağım minik aslanım:
Seni daha çok özlüyorum!
Hani, o küçük kollarını ardına kadar açıp ‘Baba, seni işte bu kadar seviyorum’ demen gibi, ben de kollarımla dünyayı kucaklayacak kadar açmak isterim, ben de seni bu kadar seviyorum demek için 
Yaptığımız bilek güreşlerini özledim evlat 
Yo yo, inan ki sen daha güçlü olduğun için kazandın hep  Ben mahsustan sana yenilmedim!
Benim doğum günümde yaptığın fedakârlığı hatırlıyor musun yavrum?
Hani dedenin sana aldığı ve senin çok sevdiğin badem şekerini yememiş, ‘Babam gelince ona vereceğim’ deyip, uyuya kalmıştın
Bu hareketinle bana bir iyilik yapmak yerine içimi acıttığını nereden bilecektin?
Ne çok planımız vardı birlikte  Maça gidecektik, memleketimize gidecektik, Hindistan’a gidecektik Bir türlü olmadı
 
Şimdi, senin doğum gününde hatırladığım şeye bakar mısın oğlum; bir gün, ‘Yine geç mi geleceksin baba?’ diye sorup, sonra o tatlı yüzüne yerleşen hüzünle, ‘Olsun, uyumayacağım, bekleyeceğim seni’ deyişin canlanıyor gözümün önünde 
Uyu bebeğim, uyu meleğim, sen uyu 
Çünkü yanına ne zaman geleceğimi ben de bilmiyorum
Baban ”
Ertesi gün mektubu götürüp, birkaç damla gözyaşıyla toprağını ıslattığı sevgili oğlunun mezarına gömdü  
|
|
|