08-13-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İğrenç İnanışlar....
Melanezya’da teyze çocukları arasındaki ilişki ensest kabul edilirken, halayla ilişki doğal görülürdü
Kamchdal’da evlendiği kız bakire çıkan erkek, “kızının yetişmesinde ihmalkar davrandığı” için kayınvalidesine sitem ederdi
Tibet’te evden ayrılan misafir, dil çıkarılarak uğurlanırdı
Zulular düşmanın alnının ortasını ve kaşını, Çinliler ise idam edilen ünlü haydutların safrasını yerlerdi
Japonya’da İmparator Buşido devrinde Samuray denilen savaşçı kastın üyeleri arasında eşcinsellik bir kuraldı
Eski Roma’da 24 Nisan kadın fahişelerin, 25 Nisan da erkek fahişelerin günü olarak kutlanıyordu
Avustralyalı Kamilaroiler cesur bir insanın kalbini ve ciğerlerini, Filipinlerde yaşayan Efugaolar ise öldürdükleri düşmanın beynini emerlerdi
Yeni Gine yerlileri, misafirlerini uğurlarken inlemelerle birlikte bütün bedenlerini çamura buluyorlardı
Tibet’te ise misafir evden ayrılırken ona dil çıkararak uğurlamak adetti
Eskimolar ve Hintlilerde misafirin yediği yemek dolayısıyla ev sahibine teşekkür etmesi, geğirmesiyle anlaşılıyordu
KİRLİLİK ADETİ VE LAZIMLIK KULLANAN AVRUPA
Kirliliğin temel kural olduğu Ortaçağ döneminde de ilginç uygulamalar yaşandı Bunlardan bazıları şöyle:
Ortaçağda Avrupa’daki rahibelerin yüz ve ellerinden başka yerlerini yıkamaları kesin olarak yasaklanmıştı
Kastilya Kraliçesi İsabella bile 50 yıldan fazla süren hayatı boyunca iki kez banyo yapmıştı
Kirlilik adeti Amerika’ya da bulaşmış Pennsylvania ve Virginia eyaletlerinde “banyo yapmayı yasaklayan” ya da belirli kısıtlamalar getiren kanunlar çıkarılmıştı
Philadelphia’da ise kanunla bir ay içinde birden fazla banyo yapan insanlar cezaevine gönderiliyordu
T
uvaletle henüz tanışmayan Avrupa’da lazımlıkları sokaklara boşaltma adeti 17 yüzyıla kadar sürdü
Fransa krallarından 14 Louis, gününün belli bir zamanını lazımlığında oturarak geçirir, devlet işlerini de buradan yürütürdü
1600’lerde İstanbul’a gelen İngiliz büyükelçiler, lazımlık kullanma ve bunu da pencereden boşaltma adetleri yüzünden şehirden uzak olan Tarabya’yaki bir konağa gönderilmişti 19 yüzyıla gelindiğinde, kesin olarak tuvalet kullanma sözü vermeleri üzerine Taksim’e taşınmalarına izin verilmişti
GÖMÜLMEK İSTEMEYEN YAŞLILAR
Bazı toplumlarda günümüzün aksine “yaşlılık” iyi karşılanmıyor ve yaşlıların kendilerini öldürmeleri bekleniyordu
Eskimoların yaşlıları, iyice güçten düşünce intihar yoluna başvururken, Fijili yaşlı erkekler, ölme isteğini yakınlarına söylerlerdi Kararlaştırılan gün geldiğinde de yaşlı erkek, canlı olarak toprağa gömülürdü
Yeni Hebridlerde de yaşlılar diri diri toprağa gömülürken, gömülmeyi istemeyen yaşlılara ise “ailenin yüz karası” olarak bakılırdı
İsveç’de akrabaları yaşlılığın acılarından kurtarmaya yarayan “aile topuzları” adlı dikenli topuzlar, son zamanlara kadar bulunuyordu
ÇOCUK KURBAN ETME ADETLERİ
Çocuk kurban etmek de bir çok toplumda görülen “tüyler ürpertici” adetlerden biriydi
Kartacalılar, site devletlerinin koruyucusu Tanrı Moloch’a kendi öz çocuklarını yakarak kurban ederlerken
Fenikeliler, salgın hastalıklar, kuraklık, savaş kaybetme gibi büyük felaketlerin yaşandığı günlerde “en sevdikleri çocuklarından birini” tanrıları Baal’e kurban verirlerdi
New South Wales’da bazı kabilelerde, her kadının ilk doğan çocuğu, bir dinsel törenin parçası olarak kabile tarafından yenirdi
Eski Isparta’da da çocuklar doğduklarında topluluğun yaşlılarına götürülür, yaşayıp yaşamayacaklarına onlar karar verirdi Sağlıklı olanlar ana babalarına verilirken, sakat ve hastalıklı olanlar öldürülürdü
İstenmeyen çocukların öldürülüp derelere atıldığı Ortaçağ’da her adımda bir çocuk ölüsüyle karşılaşmak olağandı
|
|
|