Konu
:
Ölümü İzlerken
Yalnız Mesajı Göster
Ölümü İzlerken
08-13-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Ölümü İzlerken
Gözlerinden akan yaşlara hâkim olamıyordu
Akıbetini bildiği bir hayat için neden çalışmamıştı? Ömrünün er geç son bulacağını bile bile geleceğini neden karartmıştı? Cennetin yolunu kendi kendine kapatmış
cehennemin yolunu da alabildiğine açmıştı yaşantısı ile
Hiç bu ana geleceğini düşünememişti
Genç adam gözlerini güçlükle araladı
Zifiri karanlıkta hiçbir şey göremiyor; sadece bunaltıcı küçük bir yerde olduğunu hissediyordu
Ayaklarını
ellerini kımıldatmak istediyse de başaramadı
Başını sağa sola çevirmek istedi; bir türlü vücuduna hükmedemediğini anladı
Neler olup bittiğini
en son neler yaptığını hatırlamaya başladığında ise
çaresiz bir şekilde gerçeği kabullendi
"Burası mezar olmalıydı
O da ölmüştü
" Buna inanamıyordu; ama ne olursa olsun
ne yaparsa yapsın
bunu geri çevirme gibi bir imkânının olmadığının da farkındaydı
Bu olmamalıydı
Ağzında arkadaşlarıyla beraber kendinden geçene kadar içtiği içki kokusu
elinde ise
yine arkadaşlarıyla oynadığı kumar kâğıtlarının kiri vardı
En azından bunlar olmadan ölseydi
Ellerinden o pis kiri
nefesinden keskin alkol kokusunu yok edebilseydi
Üzerindeki ağırlık gittikçe daha da artıyor
hem vücudu hem de yüreği müthiş bir sızı hissediyordu
Evet
en azından şimdi olmamalıydı
Karısı ve çocukları
eve dönmediğini görünce ne yapacaklardı? "Üzülürler mi acaba?" diye geçirdi içinden
Çocuklarını hırpalayan
annelerini döven
aldığı alkolün etkisiyle önüne çıkana sataşan
çocukların rızkını ve nafakasını kumar ve içki ile tüketen bir baba eve gelmediğinde üzüntü duyarlar mıydı acaba?
Ya annesi? En son ne zaman görmüştü annesini? Bir hafta önce idi; kumar parası bulamamış
borç para almak için gitmişti annesine
Para vermeyen annesini hırpalayıp bileziklerini alarak uzaklaşmıştı oradan
Annesinin onun ardından;
"Oğlum
pişman olacağın şeyleri yapma! Sana beddua etmek istemiyorum
Kendine gel yavrum
yalvarırım kendine gel
" diye haykırışları arasında hızla uzaklaşmıştı oradan
Ya arkadaşları
komşuları
akrabaları? Her biri ile problem yaşamıştı
Onun yaşantısını hoş görmedikleri için ne onun evine geliyor
ne de onu evlerine davet ediyorlardı
Tüm ilişkilerini koparmışlardı onunla
Ardından iyilikle konuşacak
bir Fatiha okuyacak
ölümüne gerçekten üzülecek hiç kimsesi yoktu
"Keşke tekrar dünyaya dönebilsem
yaptığım tüm hatalarımı telafi edip
içkiyi kumarı bırakıp insanlarla iç içe dostane bir hayat sürebilsem
Allah'ım
tekrar dünyaya dönebilsem
"
Bunun bir yolu var mıydı acaba? Geriye dönüp yapılan tüm hataları telafi etmek mümkün mü idi?
Cehennem kenarına kadar gelip sonra cenneti hak etmek için dünyaya geri dönmek mümkün mü? Elbette mümkün olmadığı bir gerçek
Bu gerçek
genç adamı daha da telaşlandırdı
"Annem kendine gel
dediğinde keşke onu dinleseydim
Allah'ım
yalvarırım bana bir fırsat daha ver
ne olur!"
Tüm bunları söylerken gözlerinden akan yaşlara hâkim olamıyordu
Akıbetini bildiği bir hayat için neden çalışmamıştı? Ömrünün er geç son bulacağını bile bile geleceğini neden karartmıştı? Cennetin yolunu kendi kendine kapatmış
cehennemin yolunu da alabildiğine açmıştı yaşantısı ile
Hiç bu ana geleceğini düşünmemişti
Daha gençti
Ölüm yaşlılar içindi aslında
onun daha çok zamanı vardı
Belki yaşasaydı doğru yolu bulurdu? Neden genç yaşta ölmüştü ki?
"Kimi kandırıyorum ben
Yüz yaşıma da gelsem
aynı hayatı sürdürürdüm mutlaka
"
Bunları düşünürken
vücudundaki ağırlık gittikçe onu rahatsız etmeye başlamıştı
Bir kurtulabilseydi bundan
Derin bir sessizlik hâkimdi
İnsanın içini ürperten
yüreğini sızlatan korkunç bir sessizlik
Ve aniden çıldırtan sessizlik bozuldu
"Allahu Ekber Allahu Ekber
Ezan sesiydi bu! Evet
ezan sesi! Daha önce hiç dikkatini çekmemişti bu ses
Ve çok güzel
insanı rahatlatan bu çağrı
onu hiç etkilememişti böylesine
Ezanın bitiminden sonra içeriye hafif bir ışık yansıdı
Gün ağarmaya başlayınca
olup biteni anlamıştı
Evindeydi
Sarhoş bir vaziyette gelmiş
Evin içerisinde bilinçsizce gezinirken masaya tutunmuştu
Ayakta bile zor duran bedeni yığıldı yere
Masayı da düşerken üzerine devirmişti
Yaşıyordu
Masayı itti üzerinden
Uyuşmuş ayaklarını
ellerini hareket ettirdi usulca
Hiç bu kadar sevinmemişti
Hayatı boyunca hiç bu kadar mutlu olmamıştı
Oturduğu yerden düşüncelere daldı
Şimdi ne yapacaktı peki? Eski yaşantısına geri mi dönecekti? Yoksa ölümü bu kadar yakın hissettikten sonra cennetin yolunu açacak ameller mi yapacaktı? Kararlı bir şekilde doğrulup abdest aldı
Ve bu yaşına kadar yönelmediği Rabbine yöneldi gönül rahatlığıyla
O henüz namaza durmuştu ki
karısı kapıyı açtı
Gördüğü manzaraya inanamadı
Çocuklarının babası
hayat arkadaşı
o namaz kılarken dalga geçtiği eşi Rabbinin huzurundaydı
Elleri semada gözleri yaşlı binlerce kere şükretti Rabbine
Dudaklarından şu ilâhî kelam döküldü:
"Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur
"
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul