Konu
:
Düş Manzaralı Çay, Yakamoz İçinde Mavi
Yalnız Mesajı Göster
Düş Manzaralı Çay, Yakamoz İçinde Mavi
08-13-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Düş Manzaralı Çay, Yakamoz İçinde Mavi
Çayınızı nasıl alırsınız?
- Çay mı?
- Hayır
Bardağın içindeki
- Ama ben size çayı nasıl alacağınızı sordum
- Bir bardak çay getirterek sizi basitleştirmemi mi yoksa bardağın içine bir düş sığdırarak yüceltmemi mi istersiniz?
Bu sözün üstüne gölgeme basmadan uzaklaştı garson masadan
Artık tek başımaydım
Bir bardak dolusu demlenmiş düş gelmeyecekti ama kafası karışmış bir garsonun bardakta düş arayışı masama çaylaşarak gelecekti
Derken çayım geldi
İnce belli bir İstanbul gecesine doldurmuştu
Belinden zarifçe kavrayıp dudaklarımın şiirin tan vaktindeki şahvetine bıraktım sıcak bardağı
- Beğendiniz mi efendim
- İnce beli mi?
- Hayır efendim çayı
- İnce bir belden içilen zehir olsa beğenilir
Yine gözlerimin içine kendisine tuhaflaşarak baktı garson
Pencereyi açtım
Kent henüz açılmamıştı
İstanbul''un kepenkleri kapalıydı Anlaşılan işi çıkmıştı dükkan sahibinin Pencereyi açık bırakp kepenklre baktım bir süre
Hayli eskimişti
Dükkanın kapısının önünde günlük yağmurlar,sisler ve gün doğumları bırakılmştı
Kim bilir ne kadar tazedir şuan o yağmayı bekleyen yağmur
Garsona doğru döndüm sonra:
- Pardon müziğin sesini kısabilir misiniz biraz?
- Efendim
çalmıyor ki şuan
- Dün gece çaldığınz
hâlâ yankılanıyor demek O zaman dünün sesini kısabilir misiniz?
- Efendim dünün olması da mümkün değil Biz dünleri sabah erkenden paketleyip bayiye bırakıyoruz
- O zaman yarın çalacağınız
beni şimdiden rahatsiz etti
Lütfen yarın kısın sesini
Sonra kapı açıldı
İçeri sapsarı saçlı ve gözlerinde bir peygambere inmesi beklenen vahiyin kutsanmışlığıyla bir bayan girdi
Acaba hangi mitolojik Tanrı''nın ellerinden dökülen bir şiirdi bu bayan? Etekleri denizdendi
Masmaviydi
Teniyse kristallerden yansıyan renklerdendi
Hemen karşı masama oturdu
Kahvesini istedi
Ama fincanda değil
Yakamozun içine doldurmalarını istedi
Konuşmalıydım bu bayanla
Ve başımı ona doğru çevirip;
-Deniziniz çok güzelmiş hanımefendi
- Kendim diktim
Teşekkür ederim
- Terzi misiniz acaba?
- Hayır
Ben maviyim
- Memnun oldum
Ben de sessizlik
- Bir sessizliğe göre fazla konuşkansınız
- Susmaya değecek birşeyler elbet bulur insan
Ama konuşmaya değecek güzellik her zaman bulunmuyor
Gülümsediğini gördüm
Mavi gülümsüyordu
Bu gerçekten çok güzeldi
Pencereden yeniden baktım
İstanbul henüz açılmamıştı
Patron hayli gecikmişti
Sonra Mavi hanımın sesini duydum
Masama oturmak istiyormuş
Ve karşıma oturdu
- Dükkanın açılmasını mı bekliyorsunuz?
- Evet
Ya siz?
- Ben de
Ama geç kaldı
Hiç böyle yapmazdı
- Gerçekten de öyle
Kaç asırdır buradayım ilk defa böyle yapıyor
- Hayli uzun bir yoldan gelmeme rağmen erken geldim
Ama patron yok hâlâ
- Nerden geliyorsunuz?
- Masmavi bir gözden
Ya siz?
- Şuan bu öyküyü okuyan bir bayanın yüreğinden
- Yolunuz gerçekten uzakmış
- Evet çok uzak
Derken garson geldi
- Kahvenizi nasıl alırsınız beyefendi?
- Bol aşklı olsun lütfen
- Kahveniz mi?
- Hayır mavi''m
- Ama kahve mavi olmaz ki
- O zaman aşk mavi olsun
Garson sözcüklerime basmadan masadan ayrıldı
Kimbilir aklından neler geçiyordu
Mavi hanımın sesi kıyılarıma vurdu birden:
- Anlaşılan bugün açılmayacak İstanbul
- Sanırım evet
- İsterseniz bugün istanbul gürültülü ve mavisiz olsun
- Ben olmayınca İstanbul gürültülü mü olur sanıyorsunuz?
- Olmaz mı?
- Geldiğim yüreğin aşk
sından ben sessizliğimi bile duymuyorum
Aslında ben sessizlik değilim
O yüreğin sesindeki aşkım
İstanbul ne zaman sussa
Anlayın ki aşk dile geldi
- Sustunuz?
-
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul