08-13-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Şahin’E Gensoru
Şahin'e gensoru
CHP'nin üç Meclis Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Hakkı Süha Okay ve Kemal Kılıçdaroğlu dün TBMM Başkanlığı'na bir gensoru önergesi vererek Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in TBMM'nin güvenine layık olmadığının karara bağlanmasını istemişler
Bizdeki siyaset anlayışını bilenler bundan bir şey çıkmaz derler
Biz de aksini söyleyecek değiliz O nedenle gensoru önergesi üzerindeki "zorunlu" görüşmeler tamamlandıktan sonraki oylamada "önergenin reddedildiği" karara bağlanınca kimse hayret etmesin
Bu sonuç káğıt üstünde, "Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin Meclis'in güvenine layık bir siyasetçidir"anl    gelse bile, Şahin'in gerçekten o güvene layık olduğunu ifade etmez
Örneğin önergede, hepimizin telefonlarının 24 Nisan 2008 tarihinden itibaren üç ay süreyle Türkiye'de izlenebildiği gerçeği anımsatılıyor
Biliyorsunuz, Türkiye'de böyle bir olanağa Emniyet Genel Müdürlüğü, Milli İstihbarat Teşkilatı, Jandarma Genel Komutanlığı (onun yetkisi sonra kısıtlandı) sahip Yanılmıyorsak Genelkurmay İstihbarat birimlerinin de böyle bir olanağı var İşte bu kurumların yetkilileri hepimizin en özel konuşmalarını bile kaydetmiş olabilirler Bu üstelik herkesin bildiği vahim bir "insan hakkı ihlali" idi Ama Adalet Bakanı Şahin bu ihlale, bile bile itiraz etmedi O da gösteriyor ki, "hukukumuzu" Sayın Şahin'e emanet edemeyiz Bu da bir Adalet Bakanı'nın o görevde bir dakika daha kalmasına izin vermeyecek kadar ağır bir durumdur
Kaldı ki Şahin'in kırdığı ceviz bundan ibaret değildir
Biliyorsunuz bir insanın telefonunun dinlenmesinin çok ciddi koşulları var Bir tekini söyleyelim: Yasada sayılmış bir suçla ilgili bir soruşturmanın aydınlığa çıkması için "dinleme kararı alınmasından başka çare yoksa" bu yetki kullanılır Üstelik o kararı ancak "yetkili mahkeme" verebilir
Cemil Çiçek zamanında değiştirilen yönetmelik bakanlığın Teftiş Kurulu'na, yargıç ve savcıların telefonlarını dinleme amacıyla istemde bulunma yetkisinivermişti Şahin bunun fiilen kullanılmasını sağladı
Bir yandan "yargımız bağımsızdır" diyen, savcıların yargıçların hiçbir baskı altında kalmadan görev yapmaları gerektiğini -haklı olarak- savunan bir Adalet Bakanı, öte yandan kendisine bağlı Teftiş Kurulu'nun, yargıçları ve savcıları bu yolla baskı altına kapı açarsa, bunda dürüstlük olabilir mi?
Üstelik bu yetkinin yasal bir dayanağı da yoktur
Önergede, meşhur Ergenekon soruşturması hakkında da çarpıcı tespitler var Örneğin sanık avukatlarına bile verilmeyen bilgi ve iddiaların radyolarla, televizyonlarla ve yandaş gazetelerle kamuoyuna duyurulmasına göz yumulmasından Bakan Mehmet Ali Şahin sorumlu tutuluyor
Bir yılı aşkın süredir hepimiz her gün görüyoruz Bu tespit yanlıştır diyebilir miyiz?
Hani soruşturma gizli idi? Hani yayın dahil şu veya bu yolla yargıyı etkilemek suç idi?
Görülüyor ki, Sayın Şahin'in bu ülke adaletine en büyük hizmeti, istifasıyla olacaktır Ama üzülmesin, Tayyip Erdoğan Başbakan işi inada bindirir O nedenle Şahin'e karada ölüm yoktur
|
|
|