Prof. Dr. Sinsi
|
A'dan - Z'ye Rahatsızlıklar (Halk Ve Tıp Dilindeki Tabirleriyle)
Kalınbağırsak iltihabı :
Daha ziyade bağırsakları zayıf olanlarda görülen bir hastalıktır Bazen iltihapla birlikte ülser de görülür Buna tıp dilinde ülserli kolit denir Hastalık aniden başlayıp, hiç beklenmedik bir anda kaybolabilir
Hastada aniden veya yavaş yavaş gelen ishal görülür Dışkısı kanlıdır Hasta, karın ağrılarından şikayet eder, ateşi de yüksektir Doktora başvurmak şarttır Bu arada istirahat etmek ve bol vitaminli gıdalar almak gerekir Alkol, fazla miktarda meşrubat ve süt içilmez Çekirdek gibi kabuklu şeyler yenmez
Kan çıbanı :
Kılların dibinde başlayıp süratle büyüyen bir iltihaptır Özellikle sırt, ense ve yüzde meydana gelir Nedeni stafilokok cinsi mikroptur Tıp dilinde füronkül denir
Kan çıbanı küçük kırmızı ve sert bir şişliktir Büyüdükçe ağrısı ve gerginliği artar En sonunda baş verir Bir süre sonra da orta kısmı yumuşar, sarılaşır ve içindeki cerahat boşalır Kabuk döküldükten sonra da yerinde ufak bir iz kalır
Kan çıbanlarını, kesinlikle sıkmamak ve hatta dokunmamak gerekir
Kan işemek :
Tıp dilinde hematüri adı verilen bu durum, önemli bir hastalığın işareti olabilir Bu nedenle vakit kaybetmeden bir doktora başvurmak gerekir
İdrarda kan görülmesi; idraryolu iltihabı, prostat iltihabı, mesane taşı, böbrek kanaması, böbrekte taş veya kum, kan hastalıkları veya bir başka hastalığın belirtisi olabilir Ayrıca bazı ilaçlar ve gıdalar da idrarda kan görülmesine neden olabilir Örneğin çilek, domates, ıspanak veya ağrı kesici ilaçlar kan işemeye neden olabilir
Kan tükürmek :
Tıp dilinde hemoptizi denilen kan tükürmek, önemli bir hastalığın habercisidir Akciğer kanseri, verem, bronşit, mitral darlığı veya zatürreeden şüphelenilir Ancak dişeti kanaması gibi pek önemli olmayan bir durumda olabilir Bu nedenle, hastanın sırtına bir yastık konup, oturtulur Vakit kaybetmeden doktor çağrılır
Kanda kolestrol yüksekliği :
Kolestrol, kanda, sinirlerde, beyinde, karaciğerde, dalakta, böbrek üstü bezlerinde ve safrada bulunan, yağ yapısında, kristal gibi beyaz görünümde bir maddedir
Görevi dokulardaki su dengesini sağlamak, alyuvarları zehirlere karşı korumak, sinir dokularının dayanıklığını sağlamak ve deri altında, dışarıdan gelecek mikroplara karşı koruyuculuk yapmaktır
100 gram kanda; 180-230 miligram kolestrol bulunur Bu miktar normaldir 230 miligram kolestrol miktarı, kanda kolestrolün yükselmiş olduğuna işarettir Tedavi edilmezse; damarsertliği, beyin ve kalpteki ince damarların tıkanmasına neden olur
Meydana Gelişi : Böbrek üstü bezleri, husyeler, yumurtalıklar bünyenin ihtiyacı olan kolestrolü imal ederler Ayrıca hayvansal yağlar, süt, yumurta ve bitkisel hormonlarla da kolestrol alınır
Kanda, kolestrolün yükseldiğini anlamak için bir seri test yapmak gerekir Ayrıca, hastanın cildinde oluşan sarı lekeler, göz altlarında beliren siyah halkalar, göz akında görülen sarı lekecikler, genel yorgunluk, iştahsızlık, hazımsızlık, baş dönmesi, baş ağrısı, görme zayıflığı, ağız acılığı, nefes ve ter kokusu kolestrolün yükselmiş olduğuna işaret olabilir
Kanser :
Kanser; anormal vücut hücrelerinin başıboş kontrolsüz bir şekide üremeleri ile meydana gelen bir çeşit hastalıktır Başka bir deyişle vücutta meydana gelen kötü tümörlere kanser denir
Kanser hücreleri, ya etraftaki dokuları istila ederek ya da ak veya kırmızı kan damarları ile vücudun diğer taraflarına yayılır Buna metastaz (yavrulama) denir
Kanserin esas nedenini bilinmemekle beraber, hava kirliliği, ve sigaranın kansere zemin hazırlayıcı oldukları ileri sürülmektedir Kanserden korkmayınız, geç kalmaktan korkunuz! Bu nedenle aşağıdaki belirtilerin biri görüldüğü zaman doktora başvurunuz
- Makat veya rahimden gelen anormal kanama veya akıntılar
- Göğüslerde veya vücudun herhangi bir yerinde görülen ve ele gelen şişlik veya sertlikler
- İyileşmeyen yaralar
- Ses kısıklığı veya belirli bir sebebi olmayan öksürük
- Yutma güçlüğü ve hazım bozuklukları
- Ben ve siğillerde görülen değişmeler
Bu işaretlerin herhangi biri iki haftadan fazla devam ederse mutlaka doktora başvurmak gerekir
Kanserin görüldüğü yerler aşağıda gösterildiği şekilde tespit edilmiştir
- Beyin ve omurilikte %1
- Ciltte %10
- Tenasül yollarında, erkeklerde %10, kadınlarda % 6
- Memelerde %14
- Sindirim sisteminde %25
- Solunum yollarında, erkeklerde %2, kadınlarda %3
- Karaciğer ve safra kesesinde %3
- Diğer organlarda %8
Bu bilgilerin ışığı altında, akciğer, deri, dil, dudak, gırtlak, mide, incebağırsak, kalınbağırsak, mesane, meme, ve prostat daha fazla görüldüğü söylenebilir
Kanser tedavisinde uygulanan makro biyotik gıda rejiminin çok etkili olduğu, bu rejimi uygulayan hastaların iyileştikleri ve sağlıklı kimselerin de kanser olmadıkları ileri sürülmektedir
Makro-biyotik Gıda Rejimi:
Bir günlük gıdanın, %60'ı buğday, arpa, mısır, darı, esmer pirinç veya çavdar unundan yapılmış gıdalardan seçilir
%23-25'i hayvan gübresiyle gübrelenmiş bahçelerden toplanmış taze ve olgun meyvelerden, patates, patlıcan, ıspanak, veya domatesten seçilir
%5-10'u tahıl veya sebze çorbalarından seçilir
%10-15'I deniz ürünleri arasından veya soya fasulyesi, taze fasulye, kırmızı pancar veya şalgamdan seçilir
Haftada bir kere beyaz etli balık yenebilir Ancak her hafta pişirme şeklini değiştirmek gerekir
Haftada iki kere de fazla şekeri olmayan meyveler yenebilir Çay içilebilir
Aşağıdaki yiyecek ve içecekler de yasaktır
Beyaz unla yapılmış ekmek, pasta gibi şeyler, beyaz pirinç, tavuk, peynir, yumurta, konserveler, dondurulmuş yiyecekler, şeker, üzüm, şekerli meyve suları, olgunlaşmış meyve ve sebzeler, kuru fasulye, ve kuru bezelye, mercimek, mantar, pekmez, bulama, çikolata, kakao, gazoz dahil bütün meşrubatlar, ve alkollü içecekler, turşu, sirke, hardal, sofra tuzu, bayat yiyecekler, sığır eti
Yukarıda anlatılan gıda rejimi hiç aksatılmadan uygulanmalıdır
Kansızlık :
Tıp dilinde anemi denilen kansızlık, kandaki kırmızı hücrelerin veya hemoglobin denilen kırmızı maddelerin ya da her ikisinin de azalmasıdır
En önemli nedeni yeteri kadar beslenememektir Ayrıca, müzmin basur kanamaları, aybaşı kanamalarının haddinden fazla olması, doğuştan olan bazı hastalıklar, romatizma, lösemi ve kanserde de görülür
Kansızlığın tipik belirtileri şöyle özetlenebilir Yüzde solgunluk, nefes darlığı, çarpıntı, halsizlik, ve ayak bileklerinde şişkinlik görülür Hastanın burnu sık sık kanar, dilinde acılık vardır İştahsızlık ishal ve bazen de kusma görülür
Tedavinin ilk şartı, istirahat, temiz hava ve kan yapıcı gıdalar yemektir
Karaciğer hastalıkları :
Karaciğer, diyaframın hemen altında, sağ tarafta, yaklaşık olarak 2 kilogram ağırlığında koyu kırmızı renkte yumuşak bir organdır Yaşamak için gerekli olan bir çok kimyasal olay burada meydana gelir
Karaciğerin görevi :
- Günde yaklaşık olarak 4 su bardağı (1 litre) safra salgılar
- Yağ, protein ve şeker metabolizmasını düzenler
- Vücudun ısısını ayarlar
- Vücudun ihtiyacı olan su ve vitaminleri yapar
- Yağ, protein, şeker ve kan yapımı için gerekli olan maddeleri depolar Kan miktarını ayarlar
- Hormonların görevleri üzerinde etkili olur
Karaciğer yukarıda belirtilen görevlerinden herhangi birini yapamaz hale gelecek olursa, çeşitli hastalıklar ortaya çıkar Bunların en önemlileri, karaciğer yetersizliği, karaciğer iltihaplanması, karaciğer sirozu, safra kesesi iltihabı ve safra kesesi taşıdır
Karaciğer Hastalıklarının Ortak Belirtileri :
Hasta, sağ böğründe ağrı hisseder Bağırsaklarında fazla miktarda gaz vardır Karnı şişer, anüsten çıkan gaz pis kokar Cilt rengi ve bazen de göz akı sararır Yüzünde ve ellerinde çil gibi lekeler görülür Hazımsızlıktan şikayet eder Sabahları dilinde pas ve ağzında acılık hisseder Nefesi de kokar Sabah saatlerinde ensede ağrı hisseder Çarpıntı, iştahsızlık vardır İdrarın rengi sabahları sarı ve koyu, daha sonraki saatlerde ise, duru ve açıktır Sık sık idrara gider Baldır kasları ağrır El ve ayaklarında şişlik görülür Geceleri uyumak istemez Görme ve işitme duyguları da zayıflar
Karaciğer şişmesi :
Herhangi bir karaciğer hastalığı sırasında, karaciğer hücrelerinin şişip, safra yollarını tıkanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıkktır Tıp dilinde hepatit sarılık denir
Hastanın bütün dokuları, hatta gözlerinin akı bile sarıya boyanır İdrarı esmerleşir Deride kaşıntılar görülür
Karaciğer yetersizliği :
Karaciğerin görevini yeterince yapmaması sonucu görülen bir hastalıktır
Belirtileri bağırsaklarda gaz, karın şişliği, sağ böğürde ağrı, burun kızarması, solgun renk, yüz ve elde çil gibi lekeler, paslı dil, ağızda acılık, mide bulantısı, kabızlık, çarpıntı, el ve ayak şişleri, görme ve işitmede azalma görülür İdrar rengi, sabahları koyu, gündüz ise açık ve durudur İdrara çok çıkılır
Hastanın çukulata, baharatlı yiyecekler, turşu, kızartmalar, ve yağlı şeyler yememesi gerekir
Karın ağrısı :
Karın boşluğunda bulunan mide, bağırsaklar, karaciğer, safra kesesi, pankreas, dalak, böbrekler, idrar torbası ve kadınlarda yumurtalık veya rahimde görülen herhangi bir rahatsızlık, karnın çeşitli yerlerinde ağrılara yol açar Bu nedenle karın ağrılarının nedenleri pek çoktur
Karın ağrıları, hastalığın yerine ve özelliğine göre ya aniden ya da yavaş yavaş başlar Ağrı ile birlikte bulantı, kusma, ishal, ve ateş de görülebilir
Kısa sürede geçmeyen karın ağrılarında, mutlaka bir doktora başvurmak gerekir Doktora danışmadan ilaç, müshil almak çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir
Kaşıntı :
Vücudun herhangi bir yerinde hissedilen ve böcek dolaşıyormuş hissi, hafif yanma ve batma gibi rahatsızlıklarla ortaya çıkan kaşıntıya, tıp dilinde pruritus veya kaşeski denir
Kaşıntıyı doğuran nedenler çok çeşitlidir Bunlar şöyle sıralanabilir:
- Sabun, çamaşır tozları ve bazı boyaların neden olduğu kaşıntılar
- Yün veya naylon iyeceklerin neden olduğu kaşıntılar
- Bazı kimyasal maddelerin neden olduğu kaşıntılar
- İstiridye, yumurta, süt, çilek, soğan gibi bazı besinlerin neden olduğu kaşıntılar
- Bazı ilaçların neden olduğu kaşıntılar
- Şeker, karaciğer, böbrek hastalıkları veya löseminin neden olduğu kaşıntılar
- Kurdeşen, egzama, su çiçeği, kızamık, kızıl, kızamıkçık veya deri iltihabının neden olduğu kaşıntılar
- Mantarın neden olduğu kaşıntılar
- Kıl kurdunun neden olduğu kaşıntılar
- İshal veya kabızlığın neden olduğu kaşıntılar
- Sinirlilik ve ruhi sıkıntıların neden olduğu kaşıntılar
Tedavinin ilk şartı, kaşıntıyı doğuran sebebi bulmaktır Bu arada mümkün olduğu kadar kaşımamaya gayret edilir
Katarakt :
Göz merceğinin bulutlanıp, görmenin bozulmasına halk arasında aksu, akbasma veya göze perde inmesi adı verilir Çoğunlukla 50 yaşından sonra görülür
Nedeni göz yaralanması, şeker hastalığı, gözün uzun süre ışığa maruz kalması, damar sertliği veya beze hastalığıdır Bazen doğuştan da olabilir En çok rastlananı yaşlılığın neden olduğu katarakttır
Kekemelik :
Daha ziyade erkeklerde görülen bir çeşit konuşma bozukluğudur Nedeni, ya sinir gerginliği ya da gırtlak çevresindeki kasların ahenkli bir şekilde çalışmamasıdır
Üzülecek bir durum yoktur Konuşma bozukluklarını tedavi eden bir uzmanla görüştükten sonra tavsiyelere sabırla uymak ve sonucu beklemek gerekir
Kellik :
Saçlı deride, deriden 2-3 santimetre kadar yüksekte kabuklar şeklinde ortaya çıkan ve bir çeşit mantarın neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır Hastalığın ortaya çıktığı yerdeki saçlar ya tamamen dökülmüş ya da bir iki kıl kalmıştır
Tedavinin ilk şartı, temizliğe çok dikkat etmektir
Kemik iltihabı :
Kemiğin ve iliğin iltihaplanması sonucu ortaya çıkar Tıp dilinde osteomyelit denir
Nedeni, cerahat yapan mikropların kana karışması veya derideki herhangi bir yaradan dağılan mikroplardır Hastalanan kemik, dokunulmayacak kadar hassastır Hastada, terleme ve titreme görülür Ağrılar aniden başlar Vakit geçirmeden tedavi ettirmek gerekir
Kemik veremi :
Uzun kemiklerin son kısmındaki, kemik yapıcı kıkırdakların verem olmasına, kemik veremi denir Kalça, diz kapağı oynakları ve bazen de omurlarda görülür
Nedeni veremin ikinci devresinde, verem basillerinin kan damarları aracılığıyla bütün vücuda yayılmış olmasıdır Hastada baş ve eklem ağrıları görülür Kemiklerinde yaralar ve delikler açılır Ateşi de, inip çıkar Vakit geçirmeden tedavi edilmesi gerekir
Doktorun tavsiyelerine uyulur, verdiği ilaçlar kullanılır
Kemik yumuşaması :
Kemiklerin zamanla yumuşayıp, kırılabilir hale gelmesiyle ortaya çıkan bu hastalığa tıp dilinde osteomalasi denir Nedeni, kalsiyum veya D vitamini eksikliğidir
Kırıklar :
Çarpma, vurma, düşme veya bunlara benzer bir kaza sonucu meydana gelen kırıklar, kapalı ve açık kırıklar olmak üzere ikiye ayrılır
Kemikler ya bir yerinden basit bir şekilde ya da birkaç yerinden kırılıp, parçalanırlar Kemik kırılan yerde, şiddetli ve şişkinlik meydana gelir
Kırılan yer, elle yoklandığı zaman birtakım tıkırtılar duyulur Bazen de, kırılan kemikler, kasları, etleri ve deriyi delerek dışarı fırlayabilir
Kemik kırıklarında yapılacak ilk iş, kemik uçlarını karşı karşıya getirerek, kıpırdamayacak şekilde sıkıca sarmaktır
Kısırlık :
Erkek veya kadının döl vermemesi haline, halk arasında kısırlık, tıp dilinde ise sterilite denir Nedenlerini, erkek ve kadında ayrı ayrı incelemek gerekir
- Erkeklerde KısırlıkNormal cinsel ilişkide bulunmayan veya menisi olmayan erkeklere kısır denir Psikolojik etkenler, iktidarsızlık, erkek uzvunda görülen şekil bozukluğu, gereği gibi tedavi edilmemiş belsoğukluğu, yumurtaların yerlerine inmemiş olması, kabakulak hastalığı sırasında husyelerin iltihaplanmış olması kısırlığı doğuran en başta gelen nedenlerdendir
- Kadınlarda Kısırlık
Cinsi münasebetlerin, hamile kalma ihtimalinin çok az olduğu zamanlarda yapılması, fallop borularının tıkalı olması, döl yatağında görülen hastalıklar, hormon salgılarının yetersiz olması, rahim veya dış üretim organlarında görülen şekil bozuklukları, şeker hastalığı veya tiroid bozuklukları, beden yorgunluğu, sinir bozukluğu en başta gelen nedenlerdendir
Çocuk sahibi olmayan eşlerin, tepeden tırnağa kadar muayene olup, gerçek nedenleri, tespit ettirmeleri gerekir
Kızamık :
Daha ziyade 3-10 yaşları arasında görülen bulaşıcı bir hastalıktır Tıp dilinde morbilli denilen bu hastalığın nedeni, bir çeşit virüstür Kızamıklı hastanın tükürük damlacıkları aracılığı ile sağlamlara da bulaşır Bu nedenle, kızamık lekeleri kaybolduktan sonraki 10 gün içinde de hastayı, sağlıklı kimselerle görüştürmemek gerekir
Hastalık mikrop alındıktan sonra 10 gün içinde orataya çıkar Hastanın gözleri kızarır, burnu akar, hapşırır, öksürür Ateş yükselir Baş ağrılarından şikayet eder Kuvvetli ışıktan rahatsız olur Bu belirtilerden aşağı yukarı 4 gün sonra küçük kırmızı ufak lekeler görülmeye başlar Bunlar grup halindedir Bu dönemde dudaklarda kuruluk ve dilde paslanma dikkati çeker Bir süre sonra da kızamık lekeleri yüzün her tarafına, boyuna, göğse, kollara, karına, ve bacaklara yayılır Bu dönem 3-4 gün devam eder Sonra ateş yavaş yavaş ya da birdenbire düşerek belirtiler kaybolur
Hastanın odası güneş görmeli ve çok temiz olmalıdır Oda ısısı 18-20 derece arasında tutulmalı, günde en az iki kere havalandırılmalı ve hastanın üşütmemesi için azami dikkat gösterilmelidir Ayrıca, hastanın ağız, burun ve beden temizliğine özen gösterilmelidir
Bunlara dikkat edilmediği takdirde hastalık, zatürree, bronkopnömoni, zatülcenp, ortakulak iltihabı veya ensafalit gibi tehlikeli hastalıklara neden olabilir
Kızamık geçirenler, bağışıklık kazanıp bir daha kızamık olmazlar Ayrıca çocuklara 2 yaşında yaptırılacak kızamık aşısı da bağışıklık sağlar
|