08-11-2012
|
#3
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sahâbe
Allah her an Peygamber Efendimiz (S A V)’in bütün vücuduna tecelli etmekteydi Elbette tecelli elini de kaplıyordu ve Allah’ın tecellisi elbette el şeklindeydi Öyleyse bütün sahâbe 14 basamağa ulaşıp Fetih Suresinin 10 âyet-i kerimesi gereğince tâbiiyetlerini gerçekleştirdiler Her konuya itiraz eden sevgili dîn alimlerimiz, buna itiraz edemiyorlar Çünkü tâbiiyet gerçekleşmiş ama diyorlar ki: “O peygamberdi O’na tâbî olundu Bu son tâbiiyetti Ondan sonra bir defa daha tâbî olunmaz ”
İblis, insanları Allah’ın hedeflerinden saptırabilmek için hep vasıta olarak insanları kullanır, gene kullanmaktadır Sözlerimize dikkat edin Biz: “Allah’a ulaşmayı dileyin!” diyoruz, farzları sıralıyoruz “Allah’a ruhunuzu ulaştırın!” diyoruz, farzları sıralıyoruz Yetmez, şimdi sahâbe söz konusu Kur’ân-ı Kerim’de sahâbenin hepsinin, Kur’ân’ın temel hükümlerinin hepsini eda ettiğini, yerine getirdiğini, İslâm’ın 7 safhasını da yaşadıklarını ve irşada ulaştıklarını görüyoruz
Bütün sahâbe 2 safhayı da yaşamışlar, tâbiiyetlerini gerçekleştirmişlerdir Sonra, sahâbenin ruhlarını da Allah’a ulaştırdıklarını görüyoruz Allahû Tealâ bu konuda şöyle buyurmaktadır:
-39/ZUMER-18: Ellezîne yestemiûnel kavle fe yettebiûne ahseneh(ahsenehu), ulâikellezîne hedâhumullâhu ve ulâike hum ulûl elbâb(elbâbi)
Onlar, sözü işitirler, böylece onun ahsen olanına tâbî olurlar İşte onlar, Allah’ın hidayete erdirdikleridir Ve işte onlar; onlar ulûl’elbabtır (daimî zikrin sahipleri)
“Onlar sözü dinlerler ve sözün ahsen olanına tâbî olurlar ”
Hem Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (S A V)’in söylediklerine tâbî olurlar Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (S A V)’in söyledikleri, sözün ahsen olanıdır Kur’ân-ı Kerim âyetleri de sözün ahsen olanıdır Hem de O’na tâbî olurlar Ve bütün sahâbe hidayete ermişlerdir
Allahû Tealâ hidayet konusunda şöyle buyurmaktadır:
-3/ÂLİ İMRÂN-73: Ve lâ tu’minû illâ li men tebia dînekum, kul innel hudâ hudallâhi en yu’tâ ehadun misle mâ ûtîtum ev yuhâccûkum inde rabbikum, kul innel fadla bi yedillâh(yedillâhi), yu’tîhi men yeşâ’(yeşâu), vallâhu vâsiun alîm(alîmun)
Ve sizin dîninize tâbî olandan başka kimseye inanmayın (Habibim) de ki: “Hiç şüphesiz HİDAYET, Allah’ın (Kendisine) ulaştırmasıdır (İnsan ruhunun ölümden evvel Allah’a ulaşmasıdır ) Size verilenin bir benzerinin başka birine verilmesi (sebebiyle mi) veya Rabbinizin katında (sizlerle) tartışacakları için mi (böyle söylüyorsunuz)?” De ki: “Hiç şüphesiz fazl, Allah’ın elindedir Onu dilediğine verir ” Ve Allah, Vâsi’un Alîm’dir (Allah herşeyi kuşatan ve herşeyi bilendir )
“Muhakkak ki hidayet, Allah’a ulaşmaktır ”
-2/BAKARA-120: Ve len terdâ ankel yahûdu ve len nasârâ hattâ tettebia milletehum kul inne hudâllâhi huvel hudâ ve leinitteba’te ehvâehum ba’dellezî câeke minel ilmi, mâ leke minallâhi min veliyyin ve lâ nasîr(nasîrin)
Sen onların dînine tâbî olmadıkça (uymadıkça) ne yahudiler ve ne de hristiyanlar senden (asla) razı olmazlar De ki: “Muhakkak ki Allah’a ulaşmak (var ya) işte o, hidayettir ” Sana gelen bunca ilimden sonra eğer onların hevalarına uyarsan andolsun ki; Allah’tan sana ne bir dost ve ne de bir yardımcı olur
“Muhakkak ki,Allah’a ulaşmak işte o hidayettir ”
Bütün sahâbe hidayete ermişlerdir Zumer-18 bunu kesinleştirmektedir Yeter mi? Hayır Aynı hidayeti Kur’ân-ı Kerim’de bir başka âyet-i kerimede de görüyoruz Çünkü bütün sahâbe 21 basamakta ruhlarını Allah’a ulaştırmışlar ve 22 basamakta ruhları Allah’a teslim olmuş, hepsi hidayete ermişlerdir Sonra bütün sahâbe fizik vücutlarını da Allah’a teslim etmişlerdir
Bütün sahâbe Allah’a ulaşmayı dilemişler, tâbiiyetlerini gerçekleştirmişler Bunlar İslâm’ın 1 ve 2 safhalarıdır Ruhlarını Allah’a ulaştırmışlar, hidayete ermişlerdir; bu nokta İslâm’ın 3 safhasıdır Fizik vücutlarını da Allah’a teslim etmişlerdir; bu nokta İslâm’ın 4 safhasıdır Allahû Tealâ buyuruyor ki:
-3/ÂLİ İMRÂN-20: Fe in hâccûke fe kul eslemtu vechiye lillâhi ve menittebean(menittebeani), ve kul lillezîne ûtûl kitâbe vel ummiyyîne e eslemtum, fe in eslemû fe kadihtedev, ve in tevellev fe innemâ aleykel belâg(belâgu), vallâhu basîrun bil ibâd(ibâdi)
Eğer seninle tartışmaya kalkarlarsa, o zaman de ki: “Ben ve bana tâbî olanlar vechimizi (fizik vücudumuzu) Allah’a teslim ettik ” O kitap verilenlere ve ÜMMÎ’lere de ki: “Siz de (fizik vücudunuzu Allah’a) teslim ettiniz mi?” Eğer teslim ettilerse o zaman (onlar) andolsun ki; hidayete ermişlerdir Eğer yüz çevirirlerse, o zaman sana düşen (görev) ancak tebliğdir Allah kullarını BASÎR’dir (görendir)
Kimdir sahâbe? Peygamber Efendimiz (S A V)’e tâbî olanlardır Allahû Tealâ bu âyette buyuruyor ki: “Ben (Peygamber Efendimiz (S A V) ve Bana tâbî olanlar, biz hepimiz, vechimizi, fizik vücudumuzu Allah’a teslim ettik Sor bakalım o ümmîlere ve kitap sahiplerine, Onların arasında da Allah’a teslim olanlar var mı? Varsa onlar mutlaka daha evvel hidayete ermişlerdir ”
Sahâbe bu âyete göre fizik vücudunu Allah’a teslim etmiştir Ali İmran Suresinin 20 âyet-i kerimesi, sahâbenin ruhlarını daha evvel Allah’a ulaştırıp Allah’a teslim ettiklerini de bir kere daha ispat ifade etmektedir
İslâm’ın 4 safhası, 25 basamakta yaşanır 26 basamakta nefs teslimi gerçekleşir Bu daimî zikre ulaşmakla gerçekleşir Daimî zikre ulaşmadıkça hiç kimse nefsini Allah’a teslim edemez ve hikmet sahibi olamaz Bütün sahâbe hikmet sahibi olmuş ve nefsini Allah’a teslim etmiştir Hepsi daimî zikre ulaşmışlardır Allahû Tealâ buyuruyor ki:
|
|
|