Prof. Dr. Sinsi
|
Mersinde Bulunan Tarihi Yerler
Belenkeşlik Kalesi
Mersin’in yaklaşık 20 km kuzeyindeki Soğucak yaylasındadır Kale, iki katlı ve dikdörtgen planlıdır Dış duvarları kesme blok taşlarla örülen kale, üzerine yapıldığı kayalık arazi ile bütünleşmiştir Kapı açıklığı zeminden yukarıda olduğu için kaldırılabilir - yaklaştırılabilir, ahşap bir düzenek kullanıldığı tahmin edilmektedir Giriş üç bölümlü kenar pervazıyla donatılmıştır Üst katta gözetleme delikleri bulunmaktadır Alt katta enine iki kemerle desteklenmiş odanın kuzeybatı köşesinde büyük ve üstü açık bir kapı vardır Bu kapıdan ikinci kata çıkılmaktadır İkinci katın duvarlarındaki konsolumsu taş çıkıntılar, belki de ağaç hatıllardan yapılmış bir üçüncü katın olabileceğini göstermektedir Sağlam durumdaki kale, Orta Çağ dönemine tarihlenmektedir
Başnalar Kalesi
Mersin’in 15 km kuzeybatısındaki İnsu Köyü’nden stabilize bir yolla 300 m yakınına gidildikten sonra geri kalan yol yürüyerek, kaleye ulaşılmaktadır Kuzucubelen’in kuzeydoğusundadır Üç tarafı vadiyle çevrili olup, doğusu ormanlık ve dağlıktır Kesintisiz duvarlarıyla yedigen bir plana sahip olan kalenin üç kulesi bulunmaktadır Duvar örgü sisteminden Bizans döneminde yapıldığı anlaşılmaktadır
Asar (HİSar) Kale
Kale, Gözne’den Arslanköye giden yol güzergâhında, Güzelyayla Yaylasına varmadan yolun solunda yer almaktadır
Kalenin dışı kalker kesme blok taşlarla örülmüştür Batı tarafındaki, vadinin yanında bugün çok az taşları kalan Arslanköy kalesi görülmektedir Buranın tarihi kaynaklarda rastlanan bir adı bulunmamaktadır
Dış yüzündeki taşların yüzeyi pürüzlü olarak işlenmiştir Kuzey kulesinin haricinde iç kısım duvar taşları düzgün yüzeylidir Kuzeybatıdaki kuzey kulesi parçalanmış duvarlarla bir kalıntı halindedir Kuzey kulesi aslında iki katlı bir binadır Üstteki kat çökmüş olmasına rağmen yapısı bellidir Kuzeyde, şimdiki yıkık olan, ince bir apsidal yapı mevcuttur Bu alan belki bir depo , belki bir kilisedir
Güneydeki kule odasının girişi yıkılmıştır Odanın iç duvarlarının yapısı düzgün kesme kalker kaplama taş arası moloz dolgudur Duvar, rengi ve deseni birbirinden farklı pek çok kalker taşla yapılmıştır Bu nedenle süslü ve çok değişik bir taş yapısı kullanılmıştır
Güney kulesinden başlayan duvar, kuzey kulesinde son bulmaktadır Çöküş nedeniyle mazgallar ve kuzey kulesinin tepesi zeminle birleşmiştir Doğunun sonunda küçük alandan su çıkmaktadır Kuzeybatıdaki köşede toprağın içinde borular vardır Bunlar yağmur suyunu toplamak veya başka bir yere kanalize etmek için yapılmıştır Kuzeybatı köşesindeki odaların girişi de çökmüştür
Kaleye ait bazı ufak depolar anayoldadır Planından ve taş işçiliğinden Ortaçağ dönemine ait bir yapı olduğu anlaşılmaktadır Burada dönemin kralı Het’um II ‘ye ait madeni paralar bulunmuştur
Gediği Kalesi Ve Manastır
Mersin’in yaklaşık 45 km kuzeyinde yer alan Yavca Köyü’nün 10 km güneyindedir Gediği Dağı’nın güney tarafındaki yol Akdeniz’e uzanmaktadır Kale, Hisar, Arslanköy, Fındıkpınar ve Evciler ile karşılıklı birbirlerini görmektedir Güneybatısına doğru üstü taraçalı, mağaraların bulunduğu ikinci bir tepe vardır Bu doğal kireştaşı oyuklarının herbiri duvarlarla örülmüştür Doğu zirvesinde yer alan bu kalıntıların, manastır kompleksi olduğu sanılmaktadır
2 210 m yükseklikteki kaleye ulaşmak son derece zordur Tırmanış yolu olarak ancak kuzeyde bir geçit bulunmaktadır Buradaki duvar aslında yokuş aşağı uzanan, altlı üstlü kayalardan oluşan harici bir istihkam alanıdır Geçişleri kontrol etmek amacıyla yapılmış olmalıdır Duvar işçiliğinden 6 ve 7 yy lara tarihlenmektedir Bu duvarda bulunan delik, zamanında kapı olarak kullanılmıştır Arazinin zorluğu bu duvarın zirvedeki kale ile ilişkisini anlamayı olanaksızlaştırmaktadır Burada bulunan patika yol mağaralarla ilişkilidir Bu patikanın sonu güneybatı yönünden, zirvenin kuzeydoğu ucuna doğru dönmektedir Kuzeydoğu ucunda bulunan noktalar geçit olabilecek özelliktedir
Çok yoğun bitki örtüsü nedeniyle kalıntılar çok zor görülebilmektedir Duvar taşlarının çoğu uçuruma yuvarlanmıştır Kalenin güneybatısındaki arazi eğimi yeterli korumayı sağladığından buradaki duvarlar savunma amaçlı kullanılmamış olmalıdır Bu yönde hiçbir sarnıç kalıntısıda bulunmamaktadır
Bu komplekse ulaşımın zor olmasından, elverişli bir yerleşim yeri olamamıştır Kalenin kompleks girişi, kuleleri ve diğer bölümleri olmadığı için istihkam gibi inşa edilmediği de açıktır Belkide manastıra ait bir sığınaktır Askeri bir değeri İse ancak gözetleme ve haberleşme yeri olarak vardır
Evciler Kalesi
Mersin’in 40 km kadar kuzeyinde yer alan Çandır kalesinin (Arslanköy’e giden yol güzergahında ) 20 km kadar batısındaki Evciler Köyü mevkiindedir Ortaçağ’daki adı ve tarihçesi bilinmeyen küçük bir garnizon kalesidir
Basit simetrik bir iç avlusu ve iç kulesi vardır İç kale tepenin doruğundadır ve iç avlunun duvarları güneye doğru alçalmaktadır Olasılıkla Bizans döneminde yapılmış olan iç avlunun güneybatı köşesinde yuvarlak bir kule bulunmaktadır
Fındıkpınar Kalesi
Mersin’in yaklaşık 50 km kuzeybatısındaki asfalt yol ile ulaşılan Fındıkpınar yaylasındadır Yaylanın bitişiğinde, duvarları ana kaya üzerine uydurularak yapılan kalede, aynı adı taşımaktadır
Taş ve tuğla ile örülmüş duvarlar, kayaların üzerinde yükselmektedir Doğu taraftaki dairevi yerin ortasındaki taştan yapılmış kule ve kuzeyde daha küçük olan yuvarlak burcu vardır Etrafı odalarla çevrili, doğu ve güney kulelerine benzemeyen kuzeydeki kulenin ortası, ana kaya görünümündedir Bu kulenin tam kuzeyinde ana kayadan oluşan düşey bir duvar vardır Bu belki de burada kontrolün yapıldığı avlunun giriş kapısıdır
Karmaşık planlı, yuvarlak kuleli bu garnizon kalesi, Ortaçağ Dönemine tarihlenmektedir
Kaleburnu Köyü Kalesi
Mersin’in yaklaşık 30 km batısında( Fındıkpınarı yolu üzerinde) bulunan Kaleburnu köyünün girişinde, yolun sağındaki yüksek bir tepe üzerinde kurulmuştur Eteklerinde yapılan yüzey araştırmasında Bizans, Selçuklu, Osmanlı dönemlerine ait seramik parçalarına rastlanmıştır İç sur ve dış sur bulunmaktadır Surların ve burçların bir kısmı ayakta kalmıştır
Kuzucubelen Kalesi Ve Örenyeri
Mersin’in 34 km kuzeybatısında, Mersin-Fındıkpınarı karayolu üzerinde, 450 rakımlı bu küçük gözetleme kalesi, uçurum dibindeki yüksek platoya dayanmaktadır Köylüler tarafından Taş Kale olarak adlandırılmaktadır
Kale iki katlı ve dikdörtgen planlıdır Batıdaki bir gedik dışında duvarlar orijinal yüksekliklerine dayanmaktadır İki kemeri çökmüştür Ortaçağ mimarisinin tipik örneğidir İç tarafındaki blokların kenarları çok miktarda harç ve küçük kaya parçaları ile doldurulmuştur Kapı girişinde, kaldırılabilir ahşap bir seyyar merdiven kullanılmış olmalıdır Yüksek seviyedeki diğer açıklıklar doğu ve güney duvarlarındaki dar deliklerdir Gözetleme delikleri kapılara göre küçüktür Daha üst seviyedeki tek giriş kuzeybatıdadır
Bizans ve Roma dönemlerinde de iskan gördüğü anlaşılan kalede, kilise, sarnıç ve belki de manastır olabilecek yapı kalıntıları bulunmaktadır
Tarsus
Çavuşlu Köyü Gözetleme Kulesi
Tarsus-Pozantı karayolunun 25 Km sinden sağa dönülerek 7 km stablize yoldan sonra Çavuşlu Köyü mevkiindeki gözetleme kulesine ulaşılır Vadiye hakim bir tepe üzerinde bulunan ve ortaçağda inşa edilen gözetleme kulesi dörtgen planlı, duvarları kesme taştan yapılmıştır İki katlı olan yapının orta kat ahşap kiriş yerleri görülmektedir
Gülek Kalesi
Tarsus İlçesine bağlı Gülek Beldesinin kuzeydoğusunda yüksek kayalık dağ üzerindedir Gülek Boğazına hakim olan kale, oldukça düzgün taşlardan özenle yapılmıştır Kalenin surları savunmaya zayıf noktalardan köşeli ve yuvarlak kulelerle takviye edilmiştir Kaleye giriş, kemerli abidevi bir kapıdandır Kale oldukça tahrip olmuş durumdadır
Kleopatra Kapısı (Deniz Kapısı)
Kleopatra Kapısı, Tarsus'un girişindedir Bizans Döneminde inşa edilen kent surlarının Dağ Kapısı, Adana Kapısı ve Deniz Kapısı bulunuyordu Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Tarsus'u anlatırken bu kapı için iskele kapısı ismini takmıştır Kapının yapımında Horasan harcı kullanılmıştır Kapının kenarı at nalı şeklinde ve yerden yüksekliği 6 17 m, derinliği İse 6 18 m dir Tarsus'un 18 Yüzyıl sonlarına kadar oldukça sağlam üç kapılı surları, 1835 yılında Mısırlı İbrahim Paşa tarafından yıktırılmış ve sadece iki ayak üzerinde tek kemerli deniz kapısı kalmıştır Mısır'ın ünül kraliçesi Kleopatra'nın sevgilisi Romalı General Antonius ile Tarsus'da buluşmak üzere geldiklerinde, o zamanın limanı olan Gözlü Kule'de büyük bir törenle karşılanmışlar ve Deniz Kapısından şehre geldiği söylenir Bu nedenle Deniz Kapısına Kleopatra Kapısı da denir
Çamlıyayla
Lampron (Namrun) Kalesi
Orta Çağ dönemine tarihlenen kale ilçe merkezindedir Hitit ve Asur dönemlerinde Illibru olarak bilinmektedir Yüksek bir tepe üzerinde inşa edilen savunma kalesine, yıkılmış bir merdivenle çıkılmaktadır Kuzeyde kesme taşlardan yapılmış iki burcu sağlam olarak kalırken müştemilatının tümü yıkılmıştır
Sinap Kalesi
Namrun kalesi’nin 6 km kuzeydoğusunda, tahkim edilmiş küçük bir Ermeni kalesidir Tipik dikdörtgen planlı ve 4 kulelidir Bu özelliğiyle Çandır yakınındaki Sinap Kalesi’ne benzemektedir Namrun’a yakın olması, iki stratejik yolun kavşağında ki konumu, bu tahkim edilmiş kalenin güneydeki Het'umid Kalesi için bir garnizon (kontrol veya erken uyarı amaçlı) noktası olduğunu da göstermektedir Çandır yakınındaki Sinap’tan farklı olarak bu kale üç katlıdır Ancak muhtemelen çatısız olan 3 kata kadar hasarlıdır Bu yüzden incelenememektedir Kaleye en yakın su kaynağı 25 m kadar güneydoğusundaki bir kuyudur Kale hakkında tarihsel başvuru kaynağı yoktur Güney cephede yer alan giriş kapısı üzerinde boş bir yazıt yeri bulunmaktadır
Sinap adı bazı yayınlarda ve haritalarda Kalecik olarak geçmektedir
Erdemli
Korykos (Kara Kalesi)
Mersin-Erdemli-Silifke karayolunun 60 km sinde Kızkalesi beldesindedir Roma ve Bizans dönemlerinde yoğun olmak üzere, İslami devirlerde de iskân görmüştür Nekropol alanından çıkarılan eserlerden burada ilk yerleşimin MÖ 4 yüzyıla ait olduğu anlaşılmıştır MÖ 1 yüzyılda kendi adına sikke darp ettirmiştir Herodot bu kenti Gorges adında Kıbrıslı bir prensin kurduğunu yazar Korykos, Kilikya bölgesinin bir liman kenti olduğundan çok el değiştirmiştir MÖ 4 yüzyılın sonunda Seleukhos Nikador Silifke kentini kurduğunda, Korykos'u yönetimi altına almıştır Kent, MS 72 yılında Roma egemenliğine girmiş ve 450 yıl Roma yönetimine bağlı kalmış, bu dönemde tarım alanında büyük bir gelişme göstererek zeytinyağı ihraç merkezi olmuştur Bizanslılar zamanında Arap istilalarına karşı etrafı kuvvetli surlarla çevrilmiştir 13 yüzyılda Kilikya Ermeni Krallıkları döneminde önemli bir ticaret limanı olmuş, Ceneviz ve Venedik gemilerinin uğrak limanı durumuna gelmiştir Korykos 1448 yılında Karamanoğlu İbrahim Bey tarafından ele geçirilerek, yeniden imar edilmiştir Örenyerinde iç ve dış kale kiliseler, sarnıçlar, su kemerleri, kaya mezarları, lahitler ve taş döşemeli Roma yolları kısmen ayaktadır Adını, adadaki kaleden almaktadır Kare planlı kale, iç içe iki sıra surdan oluşmaktadır Etrafı hendekle çevrilmiştir Kaleye giriş bugün mevcut olmayan hareketli bir köprüyle sağlanmakta idi Bugünkü haliyle kale, tipik Orta Çağ mimari özelliklerini yansıtmaktadır
Kızkalesi (Deniz Kalesi)
Korykos sahil kalesinin 200 m açığındaki küçük adacık üzerindeki kaleye "Kızkalesi" denir Büyük bölümü ayakta olan Kızkalesi'nin kuzey ve güney uçları sekiz kuleyle korunmuştur Kalenin dış çevre uzunluğu 192 m dir Kızkalesi ile sahildeki kale denizden bir yolla bağlanmış, denizden gelecek saldırılara karşı önlem alınmıştı Karamanoğlu İbrahim Bey tarafından 1448 yılında onarılan Kızkalesi bugün İçel turizminin sembolü haline gelmiştir Kızkalesi Efsanesi Korykos'ta yaşayan Krallardan biri, bir kız çocuğu olsun diye gece gündüz Tanrıya yakarmaktadır Sonunda dileği yerine gelir ve kız büyüdükçe güzelliği ve yardımseverliği ile herkesin sevgisini kazanır Günlerden bir gün kente bir falcı gelir Kral onu saraya çağırtır, kızının geleceğini öğrenmek ister Falcı prensesin eline bakınca irkilir ama bir şey söylemez Kral zorlayınca "Kralım" der, Kızınızı bir yılan sokacak Bu yazgıyı hiçbir şey bozamayacak der ve siz dahi engel olamayacaksınız deyip oradan ayrılır Kral, kıza bir şey söylemez ama düşüncelere dalar Sonunda kıyıya yakın küçük bir adacık üzerinde, ak taşlardan bir kale yaptırmaya karar vererek kaleyi yaptırır ve kızını buraya kapatır Olan biteni bilmediğinden kızı üzülmekte, günden güne eriyip gitmektedir Günün birinde saraydan kaleye gönderilen bir üzüm sepetinin içinden çıkan bir yılan kızı sokar ve öldürür
Tırtar (Akkale)
Akkale, Mersin-Silifke karayolu üzerinde Mersin'e 49 km uzaklıktadır Geç Roam döneminde kurulmuştur Denize hakim bir noktada bulunan Akkale'de 2-3 katlı bir ana yapı ve bunun doğusunda haç planlı, iki katlı küçük bir bina; güneyinde iki uzun dehliz halinde bir alt ana yapı; bir su sarnıcı, hamam yıkıntısı ve deniz kıyısında küçük bir sarnıç ve limanı bulunmaktadır Büyük bir zeytinyağı ihraç merkezi olan Akkale'de 15 000 ton zeytinyağı alabilecek kapasitedeki sarnıç halen ayaktadır
Hisarkale
Erdemli’ye 14 km uzaklıktaki Kumkuyu Beldesi’ne bağlı antik bir yerleşim olan Hisarkale, Kanlıdivane’nin de batısındadır ve Kabaçam örenyeri ile arasında bulunan bir vadi ile ayrılmaktadır Sahile en yakın noktaya kurulmuştur Önemli bir stratejik noktada yer almaktadır Garnizon kalesidir Güney-Kuzey doğrultusundaki vadinin dördüncü kilometresinde yer almaktadır
Kale surlarla çok iyi tahkim edilmiştir Batıdaki sur, çok sarp ve çıkılması imkânsızdır Poligonal teknikte, çift sıra taş ile inşa edilmiştir Sur bedeninin iç kısmı payelerle desteklenmiştir Kuzey sınırdaki surun hemen arkası İse düzleştirilerek, yan yana küçük odacıklara ayrılmış, olasılıkla işlik ve barınak haline getirilmiştir
Hisarkale yerleşiminde, surun dışında kalan, poligonal teknikte inşa edilmiş birkaç odalı yapı ile mezarlarda bulunmaktadır Bir de çok odalı yapı vardır Sur duvarı üzerinde bulunan ve Hellenistik dönemde Olba bölgesinin sembollerinden biri olan Herakles labutu, bu yapının giriş kapısının lentosunda da bulunmaktadır
Sur duvarının kuzeydoğusunda 3 adet anıt mezar yer almaktadır Bu anıt mezarlardan bir tanesinin duvarları poligonal teknikle yapılmıştır Yine poligonal teknikle yapılmış sur duvarının güneyinde yer alan derin vadinin yamacındaki kaya mezarlarının bir tanesinin üzerinde kabartma kline sahnesi yer almaktadır
Veyselli Kale
Ayaş beldesinin 18 km kuzeyinde bulunan Veyselli Köyü’nde konik bir tepe üzerinde yer almaktadır Kalede Roma dönemine ait beş adet kaya kabartması bulunmaktadır Bu kabartmalar kubbemsi tepenin tamamını kaplamaktadır Erken Roma dönemine tarihlenen bir sarnıç, hayvan barınağı olarak kullanılmaktadır
Yeniyurt Kalesi Ve Örenyeri
Ayaş beldesinin 20 km kuzeyinde, Veyselli köyünün 2 km kuzeydoğusunda Yeniyurt köyündedir Eteklerinden Lamas deresi geçmektedir
Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde iskân görmüştür Üç yuvarlak kulesi olan kalenin eteklerinde asker kabartması bulunmaktadır Kale duvarlarında kullanılan teknik ve malzeme farklılığı değişik dönemlerde onarım gördüğüne işaret etmektedir Etrafındaki mimari kalıntıların da çok azı ayakta kalmıştır Örenyeri içerisinde nekropol alanı, bazilikal planlı kilise, lahit mezarlar ve evler yer almaktadır Kalenin eteklerinde bir de anıt mezar dikkat çekmektedir
|