Prof. Dr. Sinsi
|
Trabzon - Rize Yöresi Yerel Terimler Sözlüğü.
G
Gabak felisi : Kabak dilimi
Gaban :Yamaç, toprak birikimi
Gabiz: Haraç
Gada : Kardeş, dost, kardeşim
Gadan almak : Feda etmek
Gaful : Dikenli ve küçük ağaçlardan müteşekkil meşçere
Gaga : Eğlencelik, çerez, fındık [Y, kokkali ; Lazca kokali ;Gürcüce kakali]
Gagart : Zincir kancası
Gagoş: Kötü [Y, kakos]
Galafika : Arka sepeti
Galege : Küçük dana
Galovriya: Sakin, uyuşuk, hımbıl [Y, kalmaro, sakin]
Gambo: Lahanaya dadanan böcek [Y, hampia; R, hampia, tırtıl]
Gamboki : Gerdani iri adam
Gancolis : Yarı pişmiş
Gancoz : Hasis, tamahkar
Ganker : Boğa
Ganzi, Kanzi: Fındık içi, sarmısak dişi
Gara sakiz : zift
Gargalak: Dere kenarındaki dal, ağaç parçaları
Gargaris Yaygara, gürültü
Gaskam: Sert toprak
Gaybana : Menfur şey [A]
Gayuk suyadur : Kayık denizdedir
Gaviya : Odun yığını
Gayde : Şarkı türkü
Gazel : Kuru yaprak
Gecekuşi: Yarasa
Gelin elması: Elma türü
Gelurum kopa kopa : Gelirim koşarak
Gezi : Bir kumaş ismi
Geçme : Kılıf, yastık kılıfı
Gevo : Tabak
Gıdı gıdı: Keçileri çağırmak için söylenir
Gili gili: Buzakları çağırma yöntemi
Gırnap : Sicim
Gırziya : Tarlayı iki üç karış derinliğinde kazmak
Gıvitça: Sürmene’de sepet
Gıvrişuk: Kıvırcık saç
Gilli: Sabun
Giran: Tümsek
Go aşa : Aşağı indir, yere koy
Godesbana: Hamarat kadın
Godila: Düzlük
Goncoz : Hasis ( Rize'dede)
Gorabi : Köylülerin değnek makamında ellerinde taşıdıkları ve değnekleri fidanları kestikleri küçük, hafif, tepesi ağzına doğru biraz kıvrık balta
Gorena : Kadınlar hakkında müstehziyane tabir
Gidali : Meyve toplamak iin ucuna torba takılmış uzun saplı sırık
Ginişanap : Bir armut türü
Godila : Ense
Gofrak: İçi çürümüş yaşlı ağaçlara denir
Gofraklamak: Yaşlanmak
Goginap: Kırmızı armut [R]
Goginoforode: Soğuktan kızarmak [R]
Gogiya: Mısır yemeği [Y, kokkos, hububat]
Gogiza : Boğmaca hastalığı [Y, hohitizo]
Gogo: Cin, yaratık, çocuklar gogo geliyor diye korkutulurdu
Gogorina: Su tavuğu [Y, haharinos]
Gugo: Guguk, öten kuş, horoz
Goğor : Bok
Gohlis: Trabzonda salyangoz, Sürmene’de gohle, Rizede kohlid [Y, koholi]
Gokir: Becerikli, verimli [Y]
Goloşka : Kuluçka
Golot: Tekerlek biçimli peynir
Golot, Kolot, Kolotu: Yumurtalı ekmek k
Gordil : Düğüm
Gor : Mezar
Gomsilemek: Dedikodu yapmak
Gondes : Çukur
Gondel : Ufak , kısa
Gongoş: Ağacçta gövdeden dalların ayrıldığı bölge
Gongoş: Dananın çarık yapılan bacak derisi
Gongoş lastiği :Ayağa giyilen lastik ayakkabı
Gorbagor : Kadınlar için - uğursuz, mezera gir
Gorzit: İskemle
Gosi : Kuluçka dönemindeki tavuk
Gosva : Bir kuş cinsi, karatavuk
Govoksila: Kamış, sazlık, içi boş bitki [R, kifoksilo]
Goyvermek: Bırakmak [T]
Gudalis: Arabulucu, çöpçatan, ikitarafı idare eden[Y, kudal]
Gudiba, Kutavi, Godik: Çocuk, köpek yavrusu
Gudime : Çocuk dilinde inek
Gudi gudi: Köpek çağırma
Guduk : Uç, gaga, memenin ucu
Guduktera: Maçka’da ağaçkakan
Gugar, Kukar, Kukara: Meyva toplamak için kullanılan çengelli ucuyla dalları eğmeye yarayan eğri dal [R]
Gugula : Şapka, fes
Gugulli : Tepeli
Gugus, Kukus, Kukuç: Tomurcuk, olgunlaşmamış meyva
Guguvaga: Baykuş
Guguvak : Yaylalarda kuytu yerlerde kendi yetişen yenilebilir mantar
Gulincak: Sürmene’de dokuma tezgahının ayak pedalı
Guliya : Bir tür karalahana yemeği
Gulum gulum ağlamak : Hıçkırarak ağlamak
Guman : Zan, şüphe
Gunzi: Mısır sapının içi
Gunzi gunzi: Parça parça
Guraci : Asker toplayan memur
Gurgut: Un çorbası içindeki topaklar
Gusgustera: Yazları yaylada yağan yağmuru durdurmak için edilen güneş duası geleneği
Güvercina: Bir inek adı
Ğ
Ğardel : Çocuk
Ğazep : Bela, çile
Gidak : Keçi yavrusu
Ğoli : Deniz yosunu
Ğoliva : Suda haşlanmış mısır
Ğovit : Kaya balığı
Ğuduş : Mısırı saran koçan
Ğulya, Ğoliya: Karalahanadan yapılan yöresel yemek
Ğuz: Yabancı, Oğuz, Türkmen
H
Habişkol : Bir çeş yemek
Haboyle: Bu şekilde
Habu: İşte bu
Haçabur, Haçanbur: Sürmene’de soya fasülyesinden yapılan ekmek, Rize’de hasabır
Haçan : Mademki, öyleyse
Hahala: Pejmürde, pasaklı [Y, hahaleo]
Hahot : Eski , kullanılamz hale gelmiş
Halaput, Halapot : Gürültü, patırtı, şamata
Halas, Halaz, Halaç: Dolu tanesi [Y, halazi]
Halaslamak : Bir işi baştan savarak yapmak
Halastar: Bir nevi bakır veya porselen su kabı
Halt: Trabzon’luların Bayburt, Gümüşhanelilere verdiği isim
Hamofta : Çilek [R, amofta]
Hampa : Zengin
Hamsi kuşi, Hamsi puli : Hamsi, mısır unu ve yumurtadan yapılan yemek
Hamsi göz: Açık mavi renkli göz
Haral : Büyük kıl çuval
Harci : Siyah ekmek
Halaz : Dolu
Hamayıl, Hamayli, Hemayil : Muska
Hamofta: Çilek
Hamurkera : Çilek
Handoşera : Kirpi
Hanseps: Tütsülemek, yakmak [R]
Harep : Keçi boynuzu
Harçi : Fasulye çalısı
Hark : Değirmenin su konulan bölümü [A]
Harkali : Ceviz ve fındığı kabuğu ile kavurmak
Harkoma, Hartama, Hartoma: Damların üstüne konan kiremit yerini tutan ç ağalarından elde edilen ince tahta
Has : İyi [A]
Haşofila: Kurumuş yaprak
Haşura: Maçka’da yağmurdan sonraki güneşli hava
Hatal : Eski
Hatel : Tatha parçaları
Hatya : Rize'de Gübre ile karışık toprak
Hayat :Evin içindeki bir bölüm
Havzal : Ufalmış kömür parçaları
Hedik : Kışın kar üstünde yürümeye mahsus içi sicimle örülmüş ağaçtan yapılmış bir nevi ayakkabı
Hececulap : Bir armut türü
Helal: Yorgun
Hemençe : İki tarafından bağı olan boyun ve koldan geçirilerek asılan köylü çantası
Hırhındık : Perişan , miskin adam
Hırziya: Kazmak, toğrağı alt üst etmek
Hışır : Eski, yıpranmış kullanılamaz hale gelmiş
Hızan : Yoksul kimsesiz, geçinmekten aciz aile
Hillal : Kur'an okunurken satırın altından takip için sürülen kağıt
Hinkaka : Birdenbire meydana çıkmak , yakalamak
Herek : Sırık
Hezep : Bela
Hlio : Sincap
Hoda : Sağdıç ( Rize'de de)
Hohoçi : Umacı, çocukları korkutmak için kullanılan hayali yaratık
Hohol : Toz , göze kaçan küçük böcek
Hohor : Baykuş
Hoholi : Kağıt kırpıntısı
Hoholli pide: Pazı veya ıspanaklı pide
Holbor: İneklere yal yaoılan bir ot
Hopal: Eti yenen bir kuş türü
Horom: Kesilmiş mısır saplarının birbirine dayanarak kümelendirilmesi
Horon: Karadeniz halk dansı’nın adı [Y, hora]
Hopeçi : Kurutulmuş su kabağının kapağı kutu gibi kullanılır
Hopi : Mısır koçanı mahfazası ( Rize'de de)
Horbol : Yemeği yapılan bir ot cinsi
Hortik : Zayıf, kambur adam
Hosrofi : Bir çiçek
Hoşmeri :Yazın yaylalarda kaymak ve mısır unundan yapılan yemek
Hozan : Köylerde ekilmemiş arazi
Hristiyanlar: Aralık ayı
Humbes : Karın, batın
Hutuş : Mısırı kaplayan ince, yeşil kabuk
Hora : Tarla
Huhuris etmek, hohoro: Türkü söylenirken yada horon oynanırken coşkudan anlamsız seslerle bağırmak
Humi, hurhur : Çıngırak
Humi: Mıaçka’da mısır koçanının yaprağı
Humurgan : Sürmene pazarının eski adı
Hutuş : Mısır koçanı üzerindeki yaprak
Hüsriyenas : Aralık ayı
İ
İcran : Yaralardan çıkan irin, cerehat
İfadi : Bez dokunurken kullanılan tel
İftar : Kürek
İfteri : Eğrelti otu
İgles : Hasta ve zayıf insan
İrgat : İşçi, amele
İkogir, İkokiris: Becerikli
İlahso : Afkur, havla
İmanli: Yağı alınmış süt
İmro: Kütük çekmekte kullanılan halkalı çivi [Y, yiros]
İnce Maraz : Verem
İsdikan : Bardak
İskala : Merdiven
İsponkar: Değirmende kullanılan bez [Y]
İsporit: Toprak tohumlanırken kazmayla çizilen hat [R, sporit]
İstavrik : Büyük gügüm
İstavrit : Eylül ayı, küçük bir balık adı
İstavrap Ekim ayında olan armut türü
İsteriç : Ak gürgen ağacı
İstikan : Çay kadehi
İstoliz: Güvey traşı [Y, stolizo]
İştol : Masa
İşkebir: Yaban arısı
İşkilo : Büyük köpek
İşmar : İşaret etmek
İzim ayı: Eylül ayı, üzüm ayı
izgalit : tohumluk ve yemeklik mısırların asıldığı yer
İzmilanka : Yabani kuşkonmaz, kaygana yapılır
İzmira: Testere [R]
K - L
Kaban : Sarp, dik arazi
Kabaleşka: Haşlanıp süzüldükten sonra, tuzla ve soğan ekmekel tekrar haşlanan fasülye
Kabis : Değirmenlerde hububata mahsus bir ölçek
Kabot : Palto (Gabot)
Kada : Kedi
Kadabarlos: İnsanı uykuda yakalayan cin, karabasan [R]
Kadak : Manda yavrusu
Kadan alsun : Feda olsun
Kadarahti Evin içinden alttaki ahıra açılan merdiven kapağı
Kafega, Gafega: Küçük gügüm
Kafgal, Kafkal: Fındık kozalağı [R, kaukal; Y, koukoli]
Kaful, Gaful: Fındık Ocağı, çalılık
Kafulluk: Dağınık, çalıların sardığı yer
Kahleya: Öksüren kişi [R]
Kakavuş : Lastik ayakkabı
Kakane : Zayıf adam
Kakoş : Aptal
Kalafika : Sepet
Kalak : İri yarı kaba adam
Kalamit : Başaklamak
Kalandar, Galandar: Ocak ayı, Yılbaşı, Yılbaşında ev ev dolaşarak çocukların söylediği tekerlemeler
Kalama, Kalanuma : Yavaş, ağır, bazende küfür olarak kullanılır
Kale kale : İneği çağırmak için kullanılan tabir
Kalaş : Kible, Kible rüzgarı
Kalora, Kalovriya, Kaluk: Evde kalmış, kocaya gidememiş yaşı geçkin kız [Yunanca kaloyria, rahibe kelimesinden]
Kama: Hançer [E, kama, çivi]
Kamak: Maçka’da Fırından ateş, mısır çekmeye yarayan ucu eğri kürek
Kamisela: Yağmurluk
Kambokiraz : Çilek
Kamesela : Buluz
Kamaşi : Kestane kabuğunun dikenli kısmı
Kanayaklı Zavallı
Kaneta: Sürahi biçimli bakır kap [Y, kanata]
Kandilis : Çekirdeğe benzer bir küçük balık
Kandri : Pulluğu öküze bağlamak için kullanılan organ
Kangel : Eğri
Kankoşi : İnek derisinin dizden aşağı olan aşağı kısmı
Kanzelis, Kanzilis etmek: Fındıklar devşirildikten sonra dallarda tek tük kalanları devşirmek, Arsin’de zalis, Sürmene’de caleps [R, hantzin; Gürcüce Kanci, Lazca kandzi]
Kapara: Ayakkabı
Kapoçi : Deşilmemiş yara
Kapoli, Kopel : Piç
Karak: Kapı mandalı
Karakoncolos: Kışın insanlara musallat olan yaratık
Karamus: Uçurum
Karanbuk : Fındık ve mısırlara arız olan hastalık, mahsülü simsiyah yapar
Karda : Kardeş
Kardeş payi Fındığın içinden iki tane iç çıkma durumu
Karmakudal : Karmakarışık
Karsanba : Tehlike, fırtına gürültü
Kaşanmak : Hayvanların işemesi
Karnal, Karkan: Kola takılan sepet
Karnes : Çayırlık
Kartol, Kartof : Patates [Rusça, kartofyel]
Kasa: Siğil
Kasa: Tırpan
Kaşıkçı : Kuyruklu kurbağa yavrusu
Katsi: Geniz
Katolik: Oruç tutmayan müslüman
Katotori : Kapı eşiği
Katma : Sicim
Kavara : Yellenmek [R, gavara; E, govor, gübreden türetilmiş]
Kavlak Ahmak, battal, işe yaramaz adam
Kavran : Arı kovanı, yağ ve peynir kaplarına da denilir
Katofir : Eşik
Kaybana : Tembel adam, meş'um şey
Kaygana : Mısır unundan yapılan hamsili ekmek
Kavrangoz: Karışıki dağınık, kavga
Kayna : Kayığın kenarları
Kayde: Ezgi
Kaydelemek: Ağıt yakmak, şarkı söylemek
Kaygana: Tavada yumurta ve sebzeyle yapılan yemekler
Koytak : Alçak yer, dere içleri gibi
Kebat : Ağaç kavunu
Kede, Kata: Kedi [R, gada]
Kelberi : Fındık
Kelepçe : İplik sarmağa mahsus tahta parçası
Kelif : Ağaçlardan örülerek yapılmış küçük kulübe
Keltenek : Döküntü, süfli adam
Kelif : Dağ evi [R ;Y, kalivi ]
Kemre : Sığır gübresi
Kemçuk : Biçimsiz iri ağızlı insan
Keme : Büyük fare
Kemençe: Üç telli, yayla çalınan perdesiz müzik alei [F]
Kenef : Tuvalet
Kerenti : Tırpan
Keres: Ekmek kabuğu
Kertel : İneğin yal kabı [Y,kertel]
Keşan, Çeşan, Keşen: Peştemal türü
Ketan: Keten [A]
Keyvane : İhtiyar ve iş ehli kadın
Kezme : Ayakyolu
Kıdı Kıdı: Kedi çağırmak için söylenir
Kıraça : İstavrit balığının incesi
Kıreni: Oluk, tahtadan su oluğu
Kırgan : Ölüm ( Rize'de de)
Kırtil: Yaylalarda yetişen dikenli bir ot
Kırvanto : Kirli pasaklı adam
Kıylı : Kenarları yüksek tepsi
Kızana gelmek: Hayvanların çiftleşme arzusu duyduklarını belli etmeleri
Kızan ayi: Hayvanların kızana geldiği ay
Kızobo: Kızım
Kilar: Otlaklar
Kilos: Bakır eşyaların çarpmayla zedelenmesi
Kilse kuşi: Parlak renkli bir kuş
Kinsi: Elma, armut çöpü
Kiren : Kızılcık
Kirezayı : Haziran
Kirez karayemişi: Öteki karayemişlerden daha erken olgunlaşan, rengi daha kırmızı karayemiş türü
Kip : Toplu, kuvvetli gergin
Kise: Saksağan
Kobal : Büyük kalın değnek
Kobat: Beceriksiz
Kocakari: Yaşlı kadın
Koç ayi: Ekim ve kasım ayları
Koçinbela : Erik
Koçozina : Siyah benekli bir küçük balık
Kod, God : Bir ölçü birimi
Kodespa: İyi arkadaş
Kodespena: Becerikli ev kadını
Kodi, Godi: Lahananın sapı
Kodoş: Mısır sapı
Kofe, Kofi, Kofos, Kofuz, Kofu: Sağır
Kofte: Kendir bıçağı
Kofi : Meyvelerin çekirdekleri ihtiva eden yenilmeyen kısmı
Koftra : Rize'de Su yolunu kesmek için kullanılan tahta
Kofin : Yaprak sepeti
Kohraka: Mutsuz kadın
Kokir : Çalışkan, becerikli
Kokize : Boğmaca hastalığı
Kokozlanmak: Horozlanmak
Kolebessa: Sığır gübresinde yaşıyan kurt
Kolidi : Kendir
Koliva : Haşlanmış mısır
Kolot : İçinde bütün yumurta olan buğday veya mısır ekmeği
Komat, komadi : Parça
Kombos: Tomurcuk
Komri: Tahtadan yapılmış küçük ve alçak iskemle
Komsilamak : Birini diğerine geçmek
Komohti: Lazca konuşanlara Trabzon’da takılan ad, Rize’de mohti denir
Koncolos : Tuhaflık eden gülünç şekillere giren insan
Konop: Sivrisinek
Konzi : Bir şeyi çok ezmek, dağıtmak, fişeğin sapı
Kopat : Kaba, biçimsiz, büyük
Kopça: Düğme
Kordobo: Ahır kapısı
Kokneça : Fındık yada çay toplanırken kullanılan torba
Kolişevra : Kertenkele
Kom : Dağ evi
Kopçe : Düğme
Kopeli : Piç ( Rize'de de)
Korada : Zayıf, cılız
Korda : Tahta kurusu
Korepi : Ucu sivri küçük ve iğri bir nevi balta, diğer bir ismi dahara
Korç, Gorç: Tabure
Korona: Zavallı
Korsil: İskemle
Kozalak : Selvi ve ç gibi ağaçların meyvası
Kosi : Kuluçkaya oturan tavuk
Koska : Böğürtlen
Koskodor : Kibirli
Koskon : Hayvanların bel kemiğinin nihayet noktası
Kosnok : Açıkgöz, kurnaz çocuk
Kospodar: Ağalık taslıyan kişi
Kostel : Mısır yapraklarının yapraksız ve meyvesiz tarlada biçilmiş kalan yukardaki kısmı
Kosu: Kuluçka, Sürmene’de kosı
Koşat : Teke olmamış keçi
Kot : Altı okka mısırı tesbit eden ölçü birimi
Koti : Lahananın sapı
Kot kafa Aptal
Kotan : Pulluk
Kotoni : Taneleri çıkarılmış mısır koçanı
Kototori Kapı eşiği
Koviçe : Saplı küçük sepet ( Rize'de de)
Koyizme : Feryat
Koza : Elde çıkan sivilve
Kozefter : Bir işe yaramayan yahut kesmeyen kör bıçak
Kölük : Merkep, eşek
Köze : Pınar, menba
Kotarmak : Servis yapmak
Kotol : Küt
Köstere-Kösre : Bilem taşı, orak bilenen taş
Kremul : Zincir
Kuba: Yüzüstü
Kubalez : Karakabak
Kubani Kurban olduğum
Kuçiris etmek: Çömelmek
Kudal: Karıştırma amaçlı kullanılan değnek
Kudap: Bir armut türü
Kufa: Ahşap su kabı
Kufika, Gafika: El sepeti
Kuka: İplik yumağı
Kukarina : Karabatak
Kukasamboli : Saklanbaç
Kukus: Ç kozalağı
Kukuvaak :Çömeler oturmak, bir yayla çiçeği
Kula: Duru ile beyaz arasında koyu al rengi
Kuliya: Boynuzsus keçi
Kulur : Bezelye tanesi
Kumakuduz : Hiç bir yere bakmadan çabucak gitmek
Kumar: Orman gülü
Kumbaz : Tertip
Kumbuz : Yumruk
Kumsi: Lifleri alınmış kendir
Kumul: Ot yığını
Kumuş : Dikenli kestane kozası
Kundul : Sakat , el sepetinden büyük sepet türü
Kunkuş : Kurumuş
Kupli : Kilit
Kurdi: Kadınların yük taşırken bellerine doladıkları bez yada ipten örtü
Kurut, Gurut: Süzülmüş yoğurtla yapılmış bir çeş peynir, haya, testis
Kusi : Kuluçka tavuk
Kuşlastiği : Sapan
Kutun, kutur : Mısır koçanı
Kuvar : Yumak
Kuyis : Çığlık
Kuymak : Mısır unundan yapılan bulamaç
Kuza: Siğil
Kuzika: Kızım
Kuzine : İçinde yemek pişirilen soba
Küçük ayı : Şubat
Küçük katun Serçe parmak
Külür: Bezelye
Kümes, gümeş: Arı peteği
Kütük Çapula yapılan tezgah
L
Labaza: Kuzukulağı benzeri bir bitki
Lago Aptal
Lahana: Karalahana, mavrolahana [Y, lahana, sebze]
Lahmi : Mısır ile karışık lahana yemeği
Laka: Lokma
Lakot : Bitkilere zara veren bir böcek, yer köpeği de denilir
Laksin : Bir mantar ismi
Lakşiya : Bulaşık, ıslak
Lambaza : Bir çocuk oyunu
Lamesli pide: Sürmene’de pazı veya ıspanak katılarak yapılan pide
Lankona : Sarı yılan
Lanuz : Nesil
Lapçin : Tabanları kırık ayakkabı
Larestera yapmak: Ayaklarını sarmak
Laşka: Boşvermiş
Latir: Hayvan temi olarak kullanılan bir bitki
Lazut, Lazot: Mısır, Sürmene’de Lauz
Leşko : Şişman adam
Levin levin: Telaşlı
Libade : Hırka
Lifer, Lifor: Yabani bir yemiş türü
Ligorisa Bir kabuklu yemiş türü
Likarbe : Ormanda yetişen nohut büyüklüğünde siyah mayhoş bir meyve
Likans Bir ot türü
Likit : Kirli su birikintisi
Likseya Bir ot türü
Liver, Löver, Luber : Tabanca, Parabellum adlı tabancanın Luber modeli
Livera : Mezarlıkta yetişen bitki
Lobia Fasülye
Lobut : Büyük değmnek, mecazi olarak kaba adam
Lenger : Meşale
Log : Taş silindit
Lom: Taş sökmek, yer kazmak için kullanılan demir kazık
Lonca : Gizli iş kurmak
Longos : Deniz kenarlarındaki kayaların diplerindeki derin yerlere denir
Longovit: Kaba saba adam
Longoz: Dere ile denizin birleştiği yerde oluşan girdap
Lök : Kapılarda su sızan yerleri kapamaya çalışan bir nevi macun
Lulus: Kel
Lutriya: Kelepir
|