08-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Araç Köklüyurt Köyü
ARAÇ KÖKLÜYURT KÖYÜNDE PİYONO SESLERİ
Kastamonu merkeze 63, Araç merkeze 18 kilometre uzaklıkta bir köy var
Cebrail Keleş - Kastamonu Postası
Eski adıyla Vakıfgürne, 1960 yılından değiştirilen ve bugün kullanılan adıyla Köklüyurt
Eskilerin anlattığına göre buralar vakıf arazisi ve köyü olarak yapılanmış
Köyün nüfusunun büyük bir kısmı gurbetçi, İstanbul’da yaşıyorlar Zanaatları de genelde pasta, börek, yufka üzerine
Köyün ileri gelenleri, başta Mehmet Büyükçolpan olmak üzere, gençlerin köyünü tanıması, geleneklerini öğrenmesi, kaynaşmayı sağlaması adına son 3 yıldır şenlik düzenliyor
Şenliğin bu yılki sanatçılarının Karabük’ten gelecek Piyanist Onur Bal ve gitarist Samet Sevinç olacağını duyar duymaz hazırlığa başladım Köy şenliğinde piyano olduğunu duyar da durabilir miyim, hemen atladım Pathfinderıma (Kâşifime), düştüm Araç yollarına
Köye ulaşınca ilk iş olarak yeni yapılan köy konağının önünde durdum
Aziz Bölükbaşı ve birkaç köy sakinini bankta oturur bulunca,
“Uzak yoldan geliyorum, çorbamı isterim; karnım aç” dedim
Bizi yukarı davet ettiler Çorbalarımızı içerken, Muhtar Ahmet Kâhya, “Sabah 7 30’dan başlayıp öğle 12 00’ye kadar burada kazan kaynar, isteyen herkese çorba ikramımız vardır” diye olaya açıklık getirdi
Çorbayı, çayı içince şenlik alanına doğru yola çıktık Yol yayla yolu, tozlu ve taşlı bir de kalabalık olunca inenler çıkanlarla birlikte trafik karıştı
Şenlik alanı köyün yukarısında, ormanlar arasında bulunan bir açıklıkta kurulmuş Alanın hemen yanında bir yangın havuzu var
Kâşifi bağlayacak (park edecek) gölge bir yer arıyorum Bulamayınca ilk bulduğum ağacın altına bırakıyorum
Burnuma gelen kokuları izleyip gözlemeci teyzelerimin yanında soluğu alıyorum Mantarlı, peynirli ve diğer çeşitlerin tadına bakarken bu girişimci hemşerimle bir yandan konuşuyor, bir yandan atıştırıyorum
“Gel” diyor, “Sana bir şey tattırayım Buralarda pek bulamazsın ”
Kavanozların arasından birini çekip, “Bak” diyor, “Bu çam pekmezidir ”
Şaşırıyor, “Çamdan pekmez olur mu” gibilerden bir şeyler söylüyorum
Kavanozun kapağını açıp bir kaşık tattırıyor Bu pekmez filan değil, bildiğin çamın kokusuyla, reçinesiyle çam ormanı
İnanılmaz bir lezzet
Bir iki kaşık derken kavanozun yarısını bulunca, “Biraz da yumurtaları çek” diyor, “Yayla şenlikleri esnasında yumurta tokuşturmak isteyen olursa diye bir tencere kaynattık işte burada  ”
Karabük TV’den meslektaşlar gelmiş, roportaj yapıyorlar
Kameralar bir ağaç altında oturan Aziz Mat amcama uzanıyor
“Amcam, dediler ki senin çok güzel bir sesin varmış, bize bir gazel okur musun?”
Aziz Amcam hiç nazlanmıyor Elini atıyor kulağına başlıyor gazele Çevreden “Allah, Allah” nidaları yükseliyor
Köyün tarihçesini soruyorlar anlatıyor
“Burası vakıfmış, civardaki en eski yerleşim yerlerinden biri olan köyümüzün adı bu özelliğine uygun olarak Kök-lü yurt olarak değişti Çünkü en eski, en köklü yurt burasıdır ”
Aziz amcam daha söyleyecek ama hocamız sandalyenin üzerine çıkıp ezana başladığını görünce sonra diyor
Yayla çayırlıklarında sandalye üstünde müthiş bir akustik eşliğinde çifte ezan okundu Yaylaya 10 km uzaktan ormanlardan gelen suyun aktığı çeşme başında kollar sıvanıp abdestler alınmaya başladı
Çayırlığın güney ucunda cemaat huşuyla namazını eda ederken yemek için son hazırlıklar bitmek üzereydi
Namaz bitince yemek sırasına girildi Karnımızı pilav tatlı ayranla doyurduktan sonra sıra geldi ruhumuzu doyurmaya
Müziğin ilk tınıları duyulduğu zaman ağaç altlarında gölgelere saklanan öncelikle gençler sonra diğer Köklüyurtlular birer birer ortaya çıkmaya başladılar
Piyanist programına önce “slov” parçalarla başladı, sonrasında istek parçaları, en sonunda oyun havalarıyla devam etti
Görüntü bir festival, filmi tadındaydı
Tahta parçalarıyla emaneten tutturulmuş bir yapı, üstünde bir kilim, altta modern bir piyanoyla birlikte, teknik alt yapı ve önde oynayan gençler
Daha ne olsun
Araç dağlarında Köklüyurt köyündeki yayla düzünde piyano dinledim
Ruhum dinlendi!
13 07 2011 05:17:12
|
|
|