Prof. Dr. Sinsi
|
Gümüşhane Hakkında Bilgi
Gümüşhane Gezgin Gözüyle
güneybatısında bulunan ilk yerleşim yeridir Zaha/Zanka daha sonra Argyropolis, Canca, Eskişehir adlarıyla bilinen yerleşimin ilk kuruluşuna ilişkin bilgiler kesin değildir Yörede yaklaşık 35 kale kalıntısı bilinmektedir Bunların Roma ya da Bizans dönemlerinde yapıldığı sanılmaktadır Santa Harabeleri: Yağmurdere bucağı sınırları içerisinde olup, merkez ilçeye 90 km uzaklıkta bulunmaktadır Yerleşimin 17 yüzyılda kurulduğu sanılmaktadır Santa yerleşimi 9 mahalleden ve 300’ü aşkın yapıdan oluşmaktadır Satala Antik Kenti: (Sadak Köyü) Kelkit ilçesinin 17 km güneydoğusunda Sadak köyündedir Yörede XV Legio Apollinaris armalı tuğla parçaları bulunmasıyla, buranın antik Satala kenti olduğu kesinleşmiştir Bizans tarihçisi Prokopius, kentin tepelerle çevrili bir ovada kurulduğunu, İmparator Iustinianus’un surları onarttığını bildirmektedir Satala kenti, Roma Lejyon Kampı çevresinde kurulup, gelişmiş ve imparatorluk döneminde Latin kültür merkezi olmuştur Satala Kalesi su kemerleri, tiyatro, agora ve diğer yapı kalıntıları kent ve çevresinde görülebilir durumdadırlar Satala Kalesi’nin, Bizans İmparatoru Iustinianus tarafından onartıldığı bilinmektedir Canca Kalesi: Bu kaleye Vank köyünden ve Kale Deresi denilen vadiden gidilmektedir Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde bu kaleden bahsetmektedir Kale, doğu-batı istikametinde arka arkaya üç bölümden oluşmaktadır Ayrıca yüksek duvarlar ile takviye edilmiştir
Kov Kalesi: Merkez ilçe sınırları içerisindedir Gümüşhane-Erzincan karayolunun 21 km’sinde eski ismi Kov olan Esenyurt köyünün sınırları içindedir Kaleye karayolundan ayrılan stabilize bir yolla ulaşılır Akçakale Gümüşhane’nin Bağlarbaşı semtindedir Kale olarak anılmakla beraber, küçük bir istihkam yeridir Kale, bir kaya kütlesinden faydalanılmak suretiyle inşa edilmiştir Daha sonra yapının üst kısmı tamamen yıkılmıştır
Keçi Kalesi: Merkez ilçe sınırları içerisindedir ve Kale bucağından geçen transit yol üzerinde bulunmaktadır Bu kaleye halk arasında Kokanes veya Koans da denir Kale, çok sarp bir kayalık üzerinde yer almaktadır İhtişamlı bir görünüşe sahip olan bu kalenin iki yolu vardır Kaleye giriş doğudandır Kale, doğu ve batı tarafından yüksek kalelerle takviye edilmiştir Kale içerisinde bulunan iki yapı dikkati çekmektedir Toprak seviyesinden biraz yüksekte olan yuvarlak kemerler dikdörtgen şeklindeki mekânlara aittir Arka arkaya bulunan bu iki yapının aydınlığı sağlayacak hiçbir penceresi mevcut olmadığından, bunların zindan olarak kullanıldığı tahmin edilmektedir Kalede ayrıca vadiye inen gizli su yolları da mevcuttur
Torul Kalesi: Torul ilçesinde bulunan kalenin hangi devirde yapıldığı bilinmemekle birlikte, Cenevizliler döneminde yapıldığı sanılmaktadır Uzun Hasan’ın ölümünden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından alındığı bilinen kalenin sur duvarlarından bir bölümü ayaktadır
Gümüşkaya Kalesi: Dibekli köyünün kuzeyinde dağlar arasındadır İki dağ arasına açılmış Kalenin yakınındaki kayalarda gözcü kuleleri, kale içinde düzgün tabanlı, duvarlarında nişler bulunan küçük bölmeler vardır Yapının çevresinde taş basamaklar yuvarlak bir yapı kalıntısı ve su deposu bulunmaktadır Burada çeşitli dönemlerden çanak, çömlek, çini parçaları, cam gereçler, gözyaşı şişeleri, ikonlar ve takılar bulunmuştur
Gümüştuğ (Avliyana) Kalesi: Torul ilçesine 30 km uzaklıkta Gümüştuğ köyündedir Irmağın her iki yakasındaki kalıntılarda Bizans döneminden silahlar, “Konstantinata” basımlı sikkeler bulunmuştur Sol kıyıda bulunan kalede, 1,5 m yükseklikte, biçimlendirilmiş beş sütunun, bir tapınağın kalıntıları olduğu bilinmektedir
Camiler-Kiliseler:
Süleymaniye Camisi: Eski Gümüşhane yerleşim yerinde, Süleymaniye Mahallesi’ndedir Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı cami, onarımlar yüzünden özgünlüğünü yitirmiştir Selçuklu geleneğini sürdüren dikdörtgen planlı yapı, mihrap önüne dikey uzanan üç neften oluşmaktadır Kalın, silindirik gövdeli minare sağlamdır Geçmişte 6 ahşap direğin taşıdığı düz toprak dam değiştirilmiş, çatıyla örtülmüştür Camiye bitişik medrese günümüze ulaşamamıştır
Küçük Cami: Eski Gümüşhane yerleşim yerinde Süleymaniye Camii’nin arkasında bahçeler içindedir Yapımıyla ilgili bilgiler kesin değildir 12 yüzyıl başlarında Danişmendlilerin yöreye gelişlerinden sonra yapıldığı sanılmaktadır Kare planlı, tek kubbelidir Yaklaşık 10 m yüksekliğindeki kubbe küçük taşlarla örülmüştür Kapı ve pencereler yuvarlak kemerlidir Sivri kemerli mihrap, gri renkte taştan yapılmıştır
Hagios Georgios Manastır Kilisesi: Hutura köyüne giden yolun sağında, tepe üstünde manastır kalıntısı ve kilise vardır 14 yüzyılın ilk yarısında Trabzon Prensi Aleksios Komnenos yaptırmıştır Kilise 1509'da keşiş Ananias, 1624'te Georgios Stratilatis tarafından onartılmıştır Ayrıca Sultan II Abdülhamit döneminde onarıldığını gösteren yazıtı da vardır Haç planında, kubbeyle örtülü bir yapıdır Apsis önüne yerleştirilen birer payeyle doğu-batı yönüne genişleme göstermiştir Haç kolları beşik tonoz örtülüdür Ana ve yan yüzler yarım sütunçelerle üç bölüme ayrılmış, bu bölümlere yuvarlak kemerli pencereler açılmıştır Batı yönünde, ortada üstü kapalı sütunlu ana giriş vardır Yapı, bitki (üzüm, kıvrık dal, palmiye), halat, ejder motifleri ile bezelidir Pencere üstlerinde İsa'nın monogramları ve Aziz Georgios'un simgeleri işlenmiştir
Ayvalos Kilisesi: Kilise, merkez ilçe sınırları içerisinde olup, Mescitli köyünden Arnavutlu Yaylası’na giderken yolun sağında yer almaktadır Küçük, dikdörtgen planlıdır Kapısı düz olup, üzerinde beşik tonozlu alınlığı vardır İç duvarlardaki freskler halen belli olmakla birlikte, genelde tahrip olmuştur
Çakırkaya (Kalur): Kaya Kilisesi Şiran ilçesinin Çakırkaya köyündedir Kaya kütlesinin düzgün ve özenli bir işçilikle oyulmasıyla oluşturulmuştur Doğu-batı yönünde üç nefli bazilika planındadır Öbür yan duvarlarda yalancı kemerlerle devinim sağlanmıştır Kilise önünde odalar, bitişiğinde bir kaya şapeli vardır Ancak planı ve mimari öğelerinin Trabzon kiliseleriyle benzerliği göz önüne alınarak 14 yüzyıla tarihlendirilmektedir Ortadaki sütunlar yıkılmış durumdadır Kaya kilisesi olması açısından ilginç bir örnektir
Yüksek duvarlarla çevrili avlu ve kilise kalıntısı görülebilir Khaldea Metropolitliği’ne bağlı 7 kiliseden biridir Kiliseyi ilk kez 890-900 tarihleri arasında üç keşişin kurduğu bilinmektedir Daha sonra Trabzon Komnenosları döneminde ve 19 yüzyılda onarılmıştır Haç planlı yapının daire biçiminde üç apsisi vardır Ana mekânı örten kubbe, Trabzon Ayasofya Kilisesi’ndekine benzemektedir
Olucak (İmera) Manastır Kilisesi: İl merkezine 15 km uzaklıktaki Olucak köyündedir Olucak (İmera) köyü eski yerleşimdir Manastır, yerleşim yerinde günümüze en sağlam gelen yapılardan biridir köye hâkim geniş bir alana yapılmıştır Bahçe duvarının kuzey bölümünde şapel ve bir kaç odacık bulunmaktadır Yazıtında 1350 tarihinde yaptırıldığı belirtilmekle birlikte 19 yüzyıl içinde onarım gördüğü sanılmaktadır
Sanata Çakallı Kilisesi: Çakallı (Yaylaköy) yerleşim yerinin merkezinde yer almaktadır Kilise üç nefli ve bazilika planlıdır Kilisenin ana taşıyıcı duvarları genelde sağlamdır Örtüsü tamamen yıkılmıştır İki girişten biri batıda diğeri ise kuzeydedir Işıklandırma dengeli bir biçimde yan duvarlar ve apsislere yerleştirilmiş pencerelerle sağlanmıştır Köşelerde yontu taşı kullanılmıştır Kilise 19 yüzyıl mimari özelliklerini taşımaktadır
Pavrezi Şapeli: Merkez ilçe sınırları içerisinde bulunan şapel, Mescitli (Beşkilise) köyü yakınında Pavrezi'dedir Küçük boyutlarda, dikdörtgen planlı, tek nefli bir yapıdır Apsisin beşik tonozunda 1405'de yapıldığını gösteren yazıtı vardır Yapı, iç duvarlarını süsleyen freskleri ile ünlüdür Bu duvar resimlerinde, İncil’den alınan sahneler ve kilise büyükleri canlandırılmıştır Bunlar son dönem Bizans resminin başarılı örnekleridir
Tohumoğlu Köprüsü: Gümüşhane-Erzurum yolunda Tohumoğlu kesimindedir Selçuklu dönemine ait olduğu sanılmaktadır Küçük taşlardan yapılan ve iki gözlü hafif sivri kemerli bir köprüdür
Gümüşkaya (Kodil Bahçe) Köprüsü: Gümüşkaya yolu üzerindedir Tek gözlü ve kesme taştan yapılmıştır Hafif sivri kemerlidir ve günümüzde hala kullanılmaktadır
Meryem Ana Köprüsü: Büyük Çit Vadisi’nde ve Çit Deresi üzerinde aynı adı taşıyan iki köprü vardır Her iki köprünün de Meryem Ana Kilisesi’ne ulaşımı sağlamak amacıyla yapıldığı sanılmaktadır Hafif sivri kemerli, küçük taşların dizilmesi ile yapılan köprü tek ve geniş gözlüdür Günümüzde de kullanılmaktadır
Gümüşhane Köprüsü: Gümüşhane’nin merkezinde Harşit Çayı üzerinde Köprübaşı denilen yerde iki caddeyi birbirine bağlayan köprü, biri büyük diğeri küçük iki gözden oluşmaktadır Yontma taşlarla inşa edilen köprünün iki gözünün ortasında yapılış kitabesi vardır Mermer üzerine sülüsle yazılan kitabeye göre, 1575’te Ferruh Zad oğlu Halifi tarafından yaptırılmıştır Bu tarih III Sultan Murat’ın saltanat günlerine tesadüf etmektedir
Kamberli Köprüsü: Gümüşhane’nin Canca Mahallesi’ndedir Harşit Çayı üzerinde yer alan köprü, tek gözlüdür ve yontma taşlarla inşa edilmiştir Kısmi bir onarımdan geçirilen bu köprünün kitabesi yoktur
Dere yatağı içinde bulunan iki ayak ve kenarlardaki ayaklar üzerinde yükseltilmiştir Ayaklar arasında yuvarlak kemerler bulunmaktadır Köprü korkulukları da kesme taştan yapılmıştır
Gümüşhane evleri: Ana yapı malzemeleri taş, kerpiç, ahşaptır Evlerin plan olarak arz ettikleri şema ortada bir avlu ve iki yana dizilmiş mekanlardan meydana gelmiştir Evlerin alt katları ailelerin günlük ihtiyaçlarını karşıladıkları mutfak, banyo, wc, kiler ve günlük yaşamın diğer mekanlarından oluşur Üst katlar ve çatı katı ise yatak odası ve misafir odaları şeklinde düzenlenmiştir Evlerin dış görünümü doğal peyzaja olağanüstü uyum sağlamaktadır Günümüz mimarisine örnek olacak tip ve güzelliktedir
Odalar Hacı Ömer Ağa tarafından yaptırılmıştır Köye gelen misafirlerin ağırlanması için yaptırılan odalar 200 yıllık tarihe sahiptir Odalar ahşap işlemeleri , renga renk boyamaları ile ilk günün tazeliği ve zerafeti ile halk sanatının gücünü yansıtmaktadır Çekici işleme motifler,ahşap işlemeler birbirine çivisiz bir teknikle monte edilmiş ,perde motifleri hatırlatan parçalı rokoko tarzında stilize yapraklardan ibaret bir ahşap süsleme kullanılmıştır Yapıtlar rokoko ve Ampir üsluplar yanında yer alan klasik üsluplarda kullanılmış, Türk mimarisinin erken örneklerindendir
|