Prof. Dr. Sinsi
|
Antik Çağda Dogu Karadeniz!!
KOLKHA KRALLIĞI (Sf 17-21)
Arkeolojik bulgular, Yunanlı tüccarların, yerli halkla alışveriş yapmak için oluşturdukları geçici küçük Pazar yerleri dışında, bölgede gerçek anlamda kalıcı ticaret kolonileri kurmalarının, çok daha geç dönemlerde gerçekleştiğini göstermektedir Geç bronz çağından sonraki zamanlarda da uzunca bir süre, coğrafi izolasyon nedeniyle, nispeten diğer kültürlerde kopuk bir tarih süreci yaşayan Kolkha kültürü, oldukça geç sayılabilecek dönemlerde dışa açılmaya başlamıştır
Pers imparatoru Kyrus II’nin MS 546 yılında gerçekleştirdiği Lidya seferinden bahseden ve o çağlarda yaşayan kralların sahip sahip oldukları zenginliklere değinen Plinius, bu zengin krallar arasında Kolkha ülkesinin Saulak isimli kralına da yer vermiştir;
“Aiete’nin soyundan gelen Kolkhis kralı Saulak, Suani bölgesinde ve diğer bölgelerde sahip olduğu el değmemiş geniş arazilerde, büyük miktarlarda altın ve gümüş madeni elde etmişti Onun krallığı ayrıca ‘Altın Post’ nedeniyle de meşhurdu ” (Naturalis Historia XXXIII xv) [Rackham, E (1952)]
Plinus’un aktardığı bu bilgi, Saulak isimli kralın muhtemelen Kyrus döneminde ya da önceki çağlarda Kolkha ülkesinde hüküm sürdüğü izlenimini vermektedir Kolkha sikkeleri konusunda önemli bir uzman olan G F Dundua, Karadeniz’in kuzey sahillerinde elde edilen Kolkha menşeli sikkeler arasında, üzerinde kısmen okunabilen “Kral Sau  ” şeklinde bir ibare yer alan sikkenin, kral Saulak dönemine ait olabileceğini ifade etmektedir [ Golenko, K V (1972); Braund, D (1994)]
Arkeolojik bulgular da, Kolkha ülkesinde merkezi bir devlet örgütlenmesinin, bu yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkmış olabileceğini göstermektedir Muhtemelen, bu yıllarda güçlü bir krallık çatısı altında birleşen Kolkha derebeylikleri doğu komşuları olan güçlü İran Akhamenid İmparatorluğu’nun sınırları dşında bağımsız bir devlet olarak varlıklarını devam ettiremişler, ama aynı zamanda İranlılarla yakın ittifak ilişkileri içinde olmuşlardır [Tsetskhladze, G R (1993)] Aynı döneme tarihlenen eski bir Kolkha sikkesinde, yerde uzanmış ve ağzı açık bir şekilde başını arkaya dönmüş olan bir arslan tasvir edilmiştir [Head, B V (1911)] Pers egemenliği dönemindeki Milet sikkeleri ile benzerlik gösteren bu örnekler, kolkha ülkesinin o yıllardaki ekonomik ve siyasi etkinliğiyle birlikte, karşılıklı kültürel etkileşimlerini de yansıtmaktadır [Tsetskhladze, G R (1994)]
Doğu Karadeniz sahillerinde ilk Yunan ticaret kolonlerinin kurulması da yine aynı döneme rastlamaktadır Bölgedeki en önemli iki ticaret kolonisi, Trapezus ve Dioskuria, farklı yazılı kaynaklarda geçmişi daha eski dayandırılırsa da , gerçekte bu yüzyılda kurulmuşlardır Dioskuria kenti civarında, bugünkü Krasny Mayak yakınlarında yapılan kazılarda elde edilen, Yunan yerleşimine dair en eski arkeolojik bulgular, bu yüzyılın ortalarına aittir [Lang, D D (1955)]
Mö 500’lü yılların sonuna doğru yazıldığı tahmin edilen [Wiesner,A (1994)] Hekateus’un “Periegeseis” isimli coğrafya eserinde de, Kolkha ülklesinden ve Kolkhalılardan bahsedildiği bilinmektedir Ancak, bu eserin günümüze ulaşabilen parçalarında, Doğu Karadeniz sahillerinde, o yıllarda var olduğu bilinen Trapezus kolonisi dışında, daha doğuda herhangi bir Yunan koloni yerleşiminden bahsedilmemktedir [Koshelenko, G A ve Kuznetsov, V D (1996)]
M Ö 481 yılında Yunanistan seferine çıkan Pers kralı Kserkes’in mütefiklerini sıralayan Heredot, bu sefere katılan bir Kolkha birliğinden de söz eder Ona göre Kolkhalılar da, ağaçtan yapılmış miğferler, ham deriden yapılmış küçük kalkanları, kısa mızrakları ve eğri kılıçları ile bu sefere katılan kavimler arasında yer almışlardır [Ökmen,M (1991)]
MÖ 440’lı yıllarda yazıldığı tahmin edilen, ünlü ve bir o kadar da tartışmalı eserinde Heredot, verdiği önemli bilgilerin yanında, çelişkili yorumları ve hatalı bilgileri ile tarihçilerin işini oldukça zorlaştırmıştır [Age; Marincola, J 1994] Bizzat görmediği halde, Kolkha ülkesi ve Kolkhalıların kökeni ile ilgili yorumlar da yapan Heredot, kitabının bazı bölümlerinde, muhtemelen isim benzerliği nedeniyle, onları Afrikalı bazı kabilelerle karıştırmıştır [Aithiopia (<>Aietia?) Benzer isim karışıklıklarına sonraki çağlarda da rastlanmaktadır (Afrika kaynaklı “Libyan Kolkhian” ve “Aethiopia” terimleri de bu terminolojik karışıklıkla ilişkili gibi görünmektedirler)]
Heredot’un Kolkha ülkesi ile ilgili aktardığı rivayetlerden sadece bir kısmı, doğrulanabilir niteliktedir Kolkha ülkesindeki keten dokumacılığından söz eden Herodot, Pers imparatorluğu sınırları dışında olmalarına rağmen, onların da beş yılda bir, imparatora armağan olarak 100 genç kız ve 100 genç erkek gönderdiklerini bildirmektedir [Okmen, M (1991), Rawlinson, G (1862)
|