Prof. Dr. Sinsi
|
Kastamonu Hakkında Bilgi
Kastamonu Cami ve Mescitleri
Atabey (Kırk Direkli Cami) Camisi (Merkez)
Kastamonu Atabey Mahallesi’nde, şehrin merkezinde ve kalenin yanında bulunan Atabey Camisi’ni kitabesinden öğrenildiğine göre, Çobanoğulları zamanında Atabey Muzafferüddin Yavlak Aslan 1273 yılında yaptırmıştır Kastamonu’nun en eski camisi olan bu yapı 1800 ve 1871 yıllarında onarılmıştır
Cami kesme ve moloz taştan yapılmış, ibadet mekanını kırk ahşap direğin taşıdığı bir tahta tavan ile örtülmüştür Bundan ötürü de halk arasında Kırk Direkli Cami olarak tanınmıştır Giriş kapısı taştan yapılmıştır Cami yanındaki minaresi kesme taştan olup tek şerefelidir
Caminin yanında Kastamonu Atabeyi Muzafferüddin’in türbesi bulunmaktadır
İbn-i Neccar Camisi (Merkez)
Kastamonu İbn-i Neccar Mahallesi’nde Kastamonu Kalesi’nin hemen altında bulunan bu camiyi Candaroğlu Adil Bey 1353 yılında yaptırmıştır Girişin sol tarafında bulunan üç satırlık Selçuklu nesihi ile yazılmış kitabesinde ismi geçen, caminin banisi İbn Neccar Hacı Nusret Bin Murat’ın kim olduğu konusunda bir bilgi bulunmamaktadır
İbn-i Neccar Camisi Beylikler Dönemi ile Erken Osmanlı dönemi mimarisini birleştiren bir mimari yapıya sahip olup, sade bir görünümdedir Kesme taştan yapılmış olan dış duvarları son derece itinalı bir işçilik göstermektedir İbadet mekanı 9 50x9 50 m ölçüsünde kare planlı, üzeri 9 50 m yüksekliğinde, 5 50 m çapında sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülüdür Kubbeye geçiş basit tromplarla sağlanmıştır Mihrabı alçıdan, minberi de ahşaptan yapılmıştır İç mekanda bezeme olarak pencere kenarlarında ve kubbe eteğinde kalem işleri bulunmaktadır
Caminin en önemli noktası 2 10x0 70 m ölçüsünde ahşap kapı kanatlarıdır Ağaç işçiliğinin en güzel örneklerinden biri olan bu kapılar Rûmi motifli bordürlerle panolara ayrılmıştır Ortalarına da şemse motifleri yerleştirilmiştir Ayrıca kapıların üzerinde Cin Suresinin 18 Ayeti oyma sureti ile işlenmiştir Bu kapı kanatlarının Ankaralı Nakkaş Mahmut oğlu Abdullah tarafından yapıldığı ve caminin bitiminden dört yıl sonra, 1357’de buraya yerleştirilmiştir
Caminin 1943 depreminde son cemaat yeri ile minaresi yıkılmış, 1968 yılında yenilenmiştir Minaresi kare kaideli olup, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir
Musa Fakih Camisi (Merkez)
Kastamonu’da bulunan Musa Fakih Camisi, Kastamonu’da yaşayan Musa Fakih isimli bir kişi tarafından 1748 yılında yapılmıştır
Cami Kastamonu camilerinde olduğu gibi yerel malzemeler kullanılmış ve bunlar uyumlu biçimde bir araya getirilmiştir Kareye yakın dikdörtgen planlı olan caminin üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür Caminin planı basit olmasına rağmen yapımında ahşap yerinde ve uygun biçimde kullanılmıştır Özellikle sütun başlıklarında, döşeme kirişlerinde, korkuluk parmaklıklarında XVIII yüzyılın bezemesi açıkça görülmektedir Caminin en çok dikkat çeken yanı tavanı olup, ortasında bir göbek, bunun çevresinde de devrin nakışlarını gösteren kalem işleri bulunmaktadır Bu kalem işlerinin usta bir sanatkar tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır
Caminin minberi son derece ölçülü, detaylı ve bezemelidir Bütünüyle ahşaptan yapılmış olan minberin kapısı üzerindeki oymalar itinalı bir kompozisyon ortaya koymuştur Caminin yanında bulunan minaresi kare kaide üzerine yivli, yuvarlak gövdeli olup, tek şerefesinin üzeri uzun bir külahla örtülmüş ve şerefeyi balkon konumuna getirmiştir
Mahmut Bey Camisi (Merkez)
kuzeybatısında Kasaba Köyü’ndeki Mahmut Bey Camisi, giriş kapısı üzerindeki kitabesinden 1366 yılında Candaroğlu Adil Bey’in oğlu Mahmut Bey tarafından yaptırılmıştır
Cami plan ve kütlesel yapı olarak küçük, sade ancak, süsleme sanatı yönünden son derece zengin bir mimariye sahiptir Beylikler döneminin ahşap direkli camileri arasında en ilgi çekici örneklerinden birisidir
Selçuklu ve Beylikler dönemi mimarisinin ahşap camiler grubundan bir örnek olup, günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir Cami dışa açık bir son cemaat yeri ile dikdörtgen ibadet mekanından meydana gelmiştir İbadet mekanı 9 00x12 00 m ölçüsündedir Caminin içerisindeki dört ağaç sütun iç mekanı üç sahna ayırmıştır Bu sütunların taşıdığı tavan, üst üste bindirme tekniği ile ahşap hatıllardan oluşturulmuştur Caminin üstü ahşap çatılı ve kiremit örtülüdür Duvarları harç ve taşla örülmüştür İbadet mekanı altta beş, üstte de yedi olmak üzere toplam on yedi pencere ile aydınlatılmıştır
Bunlar ahşap sanatının son derece değerli örneklerindendir Mermer söveli giriş kapısının içerisindeki ahşap kapı kanatları üzerinde kûfi yazılı motifler ve bitkisel bezemeler dikkati çekmektedir Bu kapının İbn-i Neccar Camisi kapısı ile benzerliği dikkate alınacak olursa her ikisinin de aynı sanatçı tarafından yapıldığı sanılmaktadır Bu caminin yapımında üç nakkaşın ayrı ayrı çalıştığı düşünülmektedir Değişik bezeme örnekleri de bunu açıkça göstermektedir Bezemelerde çivit mavisi, gök mavisi ve sarının tonları ile siyah, beyaz ve kırmızı renkler kullanılmıştır Bunların arasında da rûmi ve geometrik motifler başta olmak üzere bitkisel motiflere geniş yer verilmiştir
Nakkaş mahmud oğlu Abdullah caminin kapısını yapan sanatçıdır Bu ahşap ustası Ankaralı olup, devrinin en tanınmış ustalarındandır Günümüze çok az parçası gelen minberin de aynı sanatçının elinden çıktığı sanılmaktadır Caminin bitkisel motifleri Arkeolog Mahmut Akok tarafından yeni baştan düzenlenmiş ve onun çizimlerine göre de bu bölümler restore edilmiştir
Mihrap sekizgen niş şeklinde olup, üzeri mukarnas bir süsleme ile sonuçlanmaktadır Aynı zamanda mihrabın üzeri yarım bir kubbe ile örtülüdür
Caminin ilk yapımında ahşap olan minaresi sonraki dönemde yıkılmış ve yerine yontma taştan tek şerefeli bir minare yapılmıştır Caminin son cemaat yeri ve yanındaki mezarlık günümüze gelememiştir
Sinan Bey Camisi (Merkez)
Kastamonu Çelebi Mahallesi’nde bulunan bu camiyi, Osmanlı döneminde, 1571’de Sinan Bey yaptırmıştır
Cami kesme taştan, kare planlıdır İbadet mekanının üzerini tromplu, sekizgen kasnak üzerine oturmuş bir kubbe örtmektedir Minber ve kumtaşından alçı sıvalı mihrabı oldukça basit olmasına rağmen cami, ahşap kapıları üzerindeki kabartma ve oymalarla dikkati çekmektedir
Topçuoğlu Camisi (Merkez)
Kastamonu Topçuoğlu Mahallesi, Topçuoğlu Sokağı’nda bulunan bu caminin kitabesi bulunmadığından yapım tarihi bilinmemektedir Mimari yapısından XV yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı anlaşılmaktadır Şer’iyye Sicilleri’nde de 1845-1846 yıllarında onarıldığı yazılıdır
Kesme ve moloz taştan yapılmış olan cami kare planlı, 9 75x9 75 m ölçüsündedir İbadet mekanının üzeri merkezi bir kubbe ile örtülmüştür İbadet mekanının önünde üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır Caminin duvarları kubbe ve minare kaidesi XV yüzyıl, mihrap ve pencereleri ise XIX yüzyıl üslubunda yapılmıştır
Nasrullah Camisi (Merkez)
Kayseri Hepkebirler Mahallesi’nde bulunan bu cami Ulu Cami plan tipinde bir yapıdır Kitabesinden öğrenildiğine göre; Nasrullah el-kadı bin Yakub tarafından 1506-1507 yılında yaptırılmıştır
Kitabe:
”Emere bi binai haze’l mescid il-mübareki fi eyyami devlet is-sultan il-âzam ve’l hakan il-muazzam es sultan ibn
İs sultan Bayezid bin Muhammed han hallede’llahü mülkeh iftihar ül-kudati ve’l hükkâm iş şerîiri mübin ve’l ahkâm el kadı Nasrullah
Bin Yakub ahsene’llâhü avakıbeha âmin çünki tarih oldu işbu câmi’a (hayr-i münib) sahibine iki âlem hayrını ver ya mücib 912”
Cami ilk yapılışında altı kubbeli olup, 1746 yılında Kastamonulu Reis’ül Küttab Hacı Mustafa Efendi tarafından onarılmış ve mihrap yönünde üç kubbeli bir bölüm, batısına da aynalı tonozlu bölümlerden oluşan bir son cemaat yeri eklenmiştir Bunun ardından Kastamonu Valisi Naşit Paşa da 1875 yılında camiyi onarmış ve bunu belirten iki kitabe camiye eklenmiştir
Bugünkü planına göre, yedi bölümlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır Son cemaat yerinin orta bölümü diğerlerinden daha yüksekçe olup, kubbe ile örtülüdür Diğer bölümler tonozludur Caminin ibadet mekanı altı paye ile üç sahına ayrılmıştır Bu bölümlerin üzeri kubbelidir Ayrıca girişin sağında tonozlu üç küçük bölüm bulunmaktadır
Yakup Ağa Camisi (Merkez)
Kastamonu Hepkebirler Mahallesi, Kefeli Sokak’ta bulunan Yakup Ağa Camisi, Vakfiyesinden öğrenildiğine göre 1557-1558 yıllarında Yavuz Sultan Selim’in hocası olan Halim Çelebi tarafından yaptırılmıştır
Cami 11 50x11 50 m ölçüsünde kare planlı olup, üzeri pandantiflerin taşıdığı merkezi bir kubbe ile örtülmüştür Caminin önünde 14 54x4 80 m ölçüsünde, üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır Mihrap dışarıya taşkın üçgen bir niş şeklindedir Kuzeybatı köşesindeki minaresi 1952 yılından sonra yenilenmiştir
Şucaüddin (Şaban Veli) Camisi (Merkez)
Kastamonu Hisarardı Mahallesi, Gümüşlüce Caddesi üzerinde bulunan bu cami, Şaban-ı Veli tarafından 1580-1581 yılında yaptırılmıştır Bu caminin bulunduğu yerde 1459-1460 yılında öldüğü söylenen Şeyh Sünneti Efendi’nin küçük bir mescidi bulunuyordu
Cami dikdörtgen planlı olup, basit bir yapıdır Yapılan onarımlarla özelliğini yitirmiştir
Kubbeli Mescit (Merkez)
Kastamonu Atabey Gazi Mahallesi, İbn-i Neccar Caddesi üzerinde bulunan bu caminin kitabesi bulunmadığından yapım tarihi bilinmemektedir Mimari yapısından XVI yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır Mescit 1704-1705 tarihlerinde onarılmıştır
Kareye yakın kâgir bir yapı olan mescidin üzeri tromplu bir kubbe ile örtülmüştür Girişin batısında ve mihrabın iki yanındaki birer pencere ile içerisi aydınlatılmıştır
Kırkçeşme Şeyh Mustafa Camisi (Merkez)
Kastamonu Kırkçeşme Mahallesi, Selçuk Sokak’ta bulunan bu camiyi Üsküdarlı Şeyh Aziz Mahmut Hüdai’nin halifelerinden Şeyh Mustafa Efendi 1650-1651 yılında yaptırmıştır
Cami 15 77x12 40 m ölçüsünde dikdörtgen planlı olup, kâgir bir yapıdır Üzeri ahşap çatı ile örtülüdür Girişin iki yanında birer, mihrabın solunda bir, batı duvarında da iki pencere ile aydınlatılmıştır Yapılan onarımlarla özelliğini büyük ölçüde yitirmiştir
Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivindeki bir belgeden mescidin doğu duvarında bir dergâh binası olduğu anlaşılmaktadır
Alaca Mescit (Merkez)
Kastamonu Hepkebirler Mahallesi, Mahkemealtı yolu üzerinde bulunan bu mescidin yapım tarihi bilinmemektedir Giriş kapısı üzerindeki kitabede mescidin 1754-1755 yıllarında yeni baştan yapılırcasına onarıldığı anlaşılmaktadır
Mescit, 8 60x6 60 m ölçüsünde kâgir duvarlı bir yapı olup, ibadet mekanının üzeri sekizgen kasnaklı kiremit kaplı bir kubbe ile örtülmüştür Önündeki son cemaat yeri ise üç bölümlü ve tonozla örtülüdür
Ferhat Paşa Camisi (Merkez)
Kastamonu Cebrail Mahallesi’nde bulunan bu camiyi Ferhat Paşa, 1559 yılında yaptırmıştır
Kesme taş ve moloz taştan duvarları örülen cami dikdörtgen planlıdır İlk yapılışında yedi basamakla çıkılan son cemaat yeri yıkılmış ve günümüze gelememiştir Mihrap ve minberi mermerden yapılmıştır Caminin üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür Yanında taş kaide üzerinde, yuvarlak gövdeli, tek şerefeli minaresi bulunmaktadır
Halil Bey Camisi (Merkez)
Kastamonu Merkez ilçesi Kemali Köyü’nde bulunan Halil Bey Camisi, kitabesinden öğrenildiğine göre 1363 yılında Emir İsmail’in oğlu Halil Bey tarafından yaptırılmıştır
Anadolu Selçuklu mimarisi üslubundaki bu cami dikdörtgen planlı olup, girişinde iki sütunlu, üç bölümlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır Bu sütunların daha önceki bir yapıya ait olduğu sanılmaktadır Cami moloz taştan yapılmıştır Üzeri ahşap çatı ile örtülüdür Alçı mihrabı ve minberi oldukça sade, daha geç devirlerde yapıldığı sanılmaktadır Caminin yanında ahşap bir minaresi bulunmaktadır
Kötürüm Beyazıt Camisi (Araç)
yüzyılda yapılmıştır Caminin banisi olan Kötürüm Beyazıt’ın kim olduğu bilinmemektedir
Kesme taştan yapılan caminin üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür Mihrap ve minberi oldukça basittir Yanında taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli minaresi bulunmaktadır
Küre-i Hadid Camisi (Araç)
Kastamonu Araç ilçesine 20 km uzaklıkta, Küre-i Hadid Köyü’nde bulunan bu caminin kitabesinden 1451 yılında Candaroğlu İsmail Bey tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır
Cami moloz taştan, dikdörtgen planlı olarak yapılmış, üzeri iki ahşap direğin desteklediği ahşap bir tavan ve çatı ile örtülmüştür Buradaki tavan sistemi de Mahmut Bey Camisi’nde olduğu gibi Bindirme Tekniğinde yapılmıştır Yapılan onarımlarla kısmen özelliğini kaybetmiştir Yanında kare taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi bulunmaktadır
İsmail Bey Camisi (Devrekani)
Kitabesi bulunmadığından yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır
Cami, moloz taştan yapılmış, üzeri ahşap kiremitli bir çatı ile örtülmüştür İbadet mekanı 18 50x11 50 m ölçüsündedir Sonraki yıllarda bu bölüm genişletilmiştir Alçı mihrap ve minber oldukça basittir Minber ahşaptan yapılmıştır Taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli tuğla minaresi bulunmaktadır Yakın tarihlerde bu camiye ikinci bir minare daha eklenmiştir
Caminin mimari yönden herhangi bir özelliği bulunmamaktadır
Çayırcık Camisi (Devrekani)
Kastamonu Devrekani ilçesine 1 km uzaklıkta, Çayırlık Mahallesi’ndeki bu camiyi kitabesinden öğrenildiğine göre Candaroğullarından İsmail Bey 1455 yılında yaptırmıştır
Cami moloz taştan yapılmış, 10 00x6 00 m ölçüsünde dikdörtgen planlı olup, üzeri ahşap kiremitli bir çatı ile örtülmüştür Alçı mihrabı oldukça basittir Yakın tarihlerde caminin önüne bir de son cemaat yeri eklenmiştir Taş kaideli tuğla minaresi sonradan eklenmiştir
Caminin mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır
İnciğez Camisi (Devrekani)
Kastamonu Devrekani ilçesine 15 km uzaklıkta İnciğez Köyü’nde bulunan bu cami kitabesinden öğrenildiğine göre, Candaroğlu İsmail Bey zamanında, 1454 yılında yapılmıştır
Cami moloz taştan yapılmış, 7 50x10 00 m ölçüsünde dikdörtgen planlı olup, üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür Caminin iç mekanında, minber ve mihrabında bir özellik bulunmamaktadır Mimari yönden de bir özelliği yoktur
Kadı Çelebi Camisi (Devrekani)
Kastamonu Devrekani ilçesinde, Devrekani-Şenlik yolu üzerinde Bozkocatepe Köyü’nde bulunan bu cami kitabesinden öğrenildiğine göre Kadı Çelebi oğlu Ömer tarafından 1577’de yaptırılmıştır
Cami moloz taştan yapılmış, üzeri ahşap çatı ile örtülmüştür Minber ve mihrabı oldukça basit olup herhangi bir özelliği yoktur Caminin giriş kapısı ve üzerindeki kitabesi dışında mimari bir özellik taşımamaktadır
Balabanlar Camisi (Devrekani)
Kastamonu Devrekani ilçesine 5 km uzaklıktaki Balabanlar Köyü’nde bulunan bu cami kitabesinden öğrenildiğine göre, 1904 yılında onarım görmüştür Caminin 1867 yılında yapıldığı sanılmaktadır Banisi bilinmemektedir
Mimari yönden bir özelliği bulunmayan cami moloz taştan yapılmış, üzeri de çatı ile örtülmüştür
Kıvraç Camisi (Devrekani)
Kastamonu Devrekani ilçesine 7 km uzaklıkta Kırvaç (Yazıbelen) Köyü’nde bulunan bu caminin Reisül Küttab Hacı Mustafa Efendi tarafından, Küre Emini İbrahim Ağa’nın yarımı ile 1746’da onarıldığı kitabesinden anlaşılmaktadır Caminin yapım tarihi ve banisi konusunda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır
Moloz taştan yapılmış olan caminin mimari yönden bir özelliği yoktur
Hoca Şemseddin Camisi (Küre)
Kastamonu Küre ilçesinde, Cami-i Kebir mahallesi’nde bulunan bu camiyi Hoca Şemseddin Efendi 1473 yılında yaptırmıştır Kastamonu’da özgünlüğünü korumuş Osmanlı dönemi camilerindendir
Cami kesme taş ve moloz taştan yapılmış olup, dikdörtgen planlıdır İbadet mekanının önünde üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır Minaresi kesme taştan, şerefe altı mukarnaslarla bezenmiştir
Kasım Bey Camisi (Taşköprü)
Kastamonu Taşköprü ilçesi, Çaycevher Köyü’nde bulunan bu camiyi giriş kapısı üzerindeki kitabesinden öğrenildiğine göre Kasım Bey 1535 yılında yaptırmıştır Kapı üzerindeki ikinci kitabede de harap olan caminin Seyit Ahmet ve diğer hayır sahipleri tarafından onarıldığı yazılıdır
Moloz taştan yapılmış olan bu cami Anadolu Selçukluları ile Beylikler dönemi mimarisini yansıtmaktadır Dikdörtgen planlı olup, üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür Son cemaat yeri ahşaptandır Yanında taş kaide üzerindeki ahşap minaresi yuvarlak gövdeli, tek şerefelidir
Abdurrahman Paşa Camisi (Tosya)
Kastamonu Tosya ilçe merkezinde bulunan bu camiyi, Maraşlı Abdurrahman Paşa 1584 yılında yaptırmıştır Cami 1917 yılında onarılmış, 1943 yılında depremde hasar görmüş ve yeniden onarılmıştır Bu onarım sırasında ibadet mekanındaki kalem işleri ve caminin kuzeybatısında bulunan çokgen gövdeli minaresi yeniden yapılmıştır Yeni Cami olarak da tanınan Abdurrahman Paşa Camisi çevreye hakim bir konumda olup, 2459 15 m2’lik bir alan üzerinde olup, cami 732 m2’lik bölümde inşa edilmiştir Mimar Sinan’ın merkezi planlı yapılar grubu içerisinde bulunmaktadır
Cami kesme taş ve tuğladan yapılmıştır Duvar örgüsünde kesme taş ve tuğlalar özgün bir biçimde ve dengeli olarak kullanılmıştır Dikdörtgen planlı caminin ibadet mekanını dört yarım kubbenin desteklediği merkezi bir kubbe örtmüştür Bu kubbe dört paye üzerine oturmaktadır Simetrik plan düzeninde olmayan caminin kuzey köşelerine küçük kubbeler yerleştirilmiş, ancak güney kısmında bu kubbelere yer verilmemiştir Caminin mihrabı beş kenarlı olup, ön kısmı yarım kubbe ile örtülmüş ve dışarıya doğru da çıkıntılıdır Mihrabın sağ ve solunda dört adet mermer sütun bulunmaktadır Bu sütunların buraya konulmasının nedeni ise, herhangi bir kaymada terazi görevini göstererek sıkışmakta ve dönme özelliğini kaybetmesidir İbadet mekanı çok sayıdaki pencerelerle aydınlatılmıştır Son cemaat yeri üzeri kubbeli, beş bölüm halindedir Bu bölümler sivri kemerlerle altı sütunun birbirine bağlanmasından meydana gelmiştir Caminin içerisi ve dışındaki taş işçiliğinde mukarnasların sık sık kullanıldığı görülmektedir
Cami günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir
Şeyh Hüsamettin Camisi (Taşköprü)
Kastamonu Taşköprü ilçesi, Tekke Mahallesi’nde bulunan Şeyh Hüsamettin Camisi’nin kitabesi bulunmadığından yapım tarihi ve banisi kesinlik kazanamamıştır Bununla beraber Muzaferiddin Yavlak Aslan tarafından yaptırıldığı rivayet edilmektedir
Cami moloz taştan yapılmış, kare planlı olup üzeri kubbe ile örtülmüştür Kubbenin üzeri de kiremit kaplıdır Yanında kare kaideli yuvarlak gövdeli, tek şerefeli minaresi bulunmaktadır Mimari yönden özelliğini yitirmiştir
Bey Camisi (Taşköprü)
Kastamonu Taşköprü ilçesi Bey Köyü’nde bulunan bu camiyi kitabesinden öğrenildiğine göre Abdullah Bey’in oğlu Emir Efendi 1430 yılında yaptırmıştır
Cami moloz taştan yapılmıştır Dikdörtgen planlı ve ahşap çatılıdır Değişik tarihlerde yapılan onarımlar nedeniyle orijinalliğinden oldukça uzaklaşmıştır Mihrap ve minberi de bir özellik göstermemektedir
Hacı Ahmet Ağa Camisi (Taşköprü)
Kastamonu Taşköprü ilçesi Bey Köyü’nde bulunan bu caminin kitabesi bulunmadığından ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir Bununla beraber, bazı kaynaklarda Hacı Ahmet Ağa tarafından yaptırıldığı yazılıdır Yapı üslubundan caminin XVIII yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı sanılmaktadır
Moloz taştan, tuğla kuşakların duvarlarda yer aldığı kareye yakın dikdörtgen planlı olan bu caminin üzeri kubbe ile örtülüdür
Kızılkise Camisi (Taşköprü)
Kastamonu Taşköprü ilçesi Kızılkise Köyü’nde bulunan bu caminin de kitabesi bulunmamaktadır Aynı zamanda kaynaklarda da yapımı ile ilgili ne zaman yapıldığı konusunda bir bilgi yoktur Büyük olasılıkla XIX yüzyılın sonlarında yapılmış bir camidir
Moloz taştan yapılan kare planlı caminin ibadet mekanının üzeri kubbeli, dıştan da çatı ile örtülmüştür Mimari yönden herhangi bir özellik göstermemektedir
Taş Camisi (Taşköprü)
Kastamonu Taşköprü ilçe merkezinde bulunan bu caminin kitabesi bulunmamakta ve kimin tarafından yaptırıldığı da bilinmemektedir Bununla beraber Kara Mustafa Paşa tarafından yaptırıldığı söyleniyorsa da bunu kanıtlayacak bir belgeye rastlanmamıştır Yapı üslubundan XVII yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Cami 1854 yılında onarılmıştır
Moloz taştan yapılmış olan caminin üzeri ahşap tavan ve çatı ile örtülüdür Alçı mihrabı oldukça zengin mukarnaslarla bezenmiştir Onarımlar nedeni ile orijinalliğinden uzaklaşmış olup, bir özellik taşımamaktadır
Yazıhamit Camisi (Taşköprü)
Kastamonu Taşköprü ilçesi Yazıhamit Köyü’ndeki bu camiyi Abdullah Ağa’nın oğlu Hacı Hamza Ağa 1825 yılında yaptırmıştır
Cami 8 00x8 00 m ölçüsünde kare planlı olup, üzeri sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür Kubbenin üzeri de kiremit kaplanmıştır Caminin mukarnaslı mihrabı oldukça gösterişlidir Minber Kastamonu yöresine özgü ağaç işçiliğinin örneklerinden birisidir Cami günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir
Ayvalı Cami (Taşköprü)
Kastamonu Taşköprü ilçesinin Aşağı Ayvalı Köyü’nde bulunan bu caminin kitabesi bulunmadığından ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir Yalnızca caminin yanındaki türbede gömülü olan Abdi Sofu isimli birinin h 1110 (1698) tarihli mezar taşı dikkate alınırsa bu caminin XVII yüzyılın sonlarında, bu kişi tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır
Cami moloz taştan yapılmış, kareye yakın dikdörtgen planlıdır Günümüze ulaşan mukarnaslı alçı mihrabı dışında orijinal özelliklerini yitirmiştir
|