08-06-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Aşk İğnesiyle Dikilince Bir Dikiş.
Aşk İğnesiyle Dikilince Bir Dikiş

Aşk iğnesi ile dikilince bir dikiş, kıyamete kadar sökülmez imiş
Aşk ile insan elbet güneşe benzer; ve aşksız gönül misal-i taşa benzer
Hayatı aşka bölünce hayat çoğalır; bütün hayatları toplasan geriye aşk kalır
Gelip kemiğe dayanınca dünya, hayata atılan kement olur; göz kapaklarından vurulunca kasırgalar, annelerce deprem, babalarca bent olur
Aşksız bahar dallarını kuru bir ayaz boğar, aşksız rahmini yargılayan bebekler nagehan doğar
Mahrem düşüncelerle perdelenen odalarda ya ezel ya ebed olur; aşk kayıp giderse dünyadan ebed kıyamet olur; sevgisizlik gelir, dünya cehennem olur
Aşk gelince burukluğun şiirinde hüzün dokur heceler; ve azarlanmış kalpleri ısıtır tam yarısında geceler
Saban onunla sürerse toprağı koşarak, ancak o vakit yeşerir taze bir başak
Atların nallarından yıldırımlar masallara dökülür ve yollanamayan mektuplarda nice kalpler sökülür
Kayan yıldızlar gibi büzülür elem dehlizlerine diller ve melâl süzülür gibi melek kanatlarında döker yapraklarını güller
Kaderin dehşetini yakan şamdanlar özge pervanelere tesellikâr düşer, şefkatli bir ekmek kırıntısıdır kurutulmuş buselere yâr düşer
Sevgili!
Kapına geldik; aşkı öğret bize; ve aşkını ver yüreklerimize
Bir nihânîce gamzene gamzede aşıkların adına Hani uykuya dalınca kent ve yalnız başına kalınca kendi
Hani yalnız gecelerde konuşmadan kalınca dilleri ve hal üzre gönüller anlar olunca bütün dilleri Vicdan sesinden bîzar kürek mahkûmlarınca, hani âşıkların hasreti özlemle karınca
Hani gurbetin ucunda gönlüme gömen de seni, hani seni gurbet gurbet gönlüme gömende Güneş ve ay nurunu aşkından alırken; güneşin ışığı aya vurur gibi âşığı aydınlatırken
Gel ey Sevgili bir huzmecik bahşeyle asi ve aciz üftadene ve umut ver peykin olmaya teşne kem zerrene Aşkları unutan bendene aşkını unutturma!
Her şey sen olsun şu dünyada ve olmasın sen olmayan dünya da
İskender Pala
|
|
|