Prof. Dr. Sinsi
|
Gavsı Azam(K.S.) Hayatından
Gavsı Azam(k s ) Hayatından
Zamanın zenginlerinden bir zat Efendi Hazretlerinin yanına gelir Efendi benim kalp gözümü aç der Efendi Hazretleri olmaz der Zat yine ısrarla ya efendi kalp gözümü aç der tekrar hayır cevabını alır Tekrar ısrar ettiğinde efendi tamam eve git Allah'ın izniyle kalp gözün açılacak der Adam evine gider Bi ses duyar NE görsün camın kenarında kedi köpekle konuşuyor ve konuştuklarını anlıyor Kedi, köpek kardeş şu atıgı yemegi yeme yarın begin atı ölecek onu yersin der Köpek tamam der Bunu duyan bey hemen atı satar Tekrar eve gelir Yine kedi köpegin konuştuğunu duyar Kedi, köpek kardeş yeme o yemegi yarın beyin inegi ölecek onu yersin der Bunu duyan bey hemen gider inegide satar Eve gelir Tekrar kediyle köpegin konuştuğunu görür Bu defa duydukları dizlerinin bagını koparır Köpek artık dayanamaz yemegi yemeye kararlıdır Kedi, yeme köpek kardeş yarın bey ölecek onun yemegi verilecek onu yersin der Bey korkuyla Efendi Hazretlerinin evinin yolunu tutar efendim efendim diye bagırır Efendi kapının önüne çıkar elinin tersiyle gelme, gelme der Kalp gözün açıldı Allah sana bir musibet verdi Dua ettik atına verdi musibeti sen tutup atı sattın Tekrar sana musibet verdi dua ettik inegine verdi Şimdide dua etsekte faydasız git kendini kime satarsan sat der  
Kalp gözünün açık olması nefsin 7 hali varya onların aşılmasıyla onlara hükmedebilmekle olabilecek bişeydir Lütfen dikkatlice okuyun Kendinize bi pay çıkarmaya bakın Bu günahkar kardeşinizide dua edin  
Emr Alemi‘nden rabbanî bir lâtife olan insanî nefs , sıfatlarına göre farklı isimler alır Hayvanî nefsin tesirinden uzaklaştıkça sıfatı değişir, mertebesi de yükselir Nihayet tamamen billurlaşıp Rabbi‘ne vasıl olur
İnsan, aşağıda ismi geçen mertebelerden sadece birinde olabilir Üst mertebelere yükselebildiği gibi, geri de düşebilir Bu mertebe ve isimleri sırasıyla görelim:
Nefs-i Emmâre: Kötü his ve huyları, çirkin vasıfları barındırır Şehvet düşkünü hayvanî nefsin hükmü altında olmakla, hayvanların yoluna girmiştir Kötü işleri güzel görür Hesap ve ahiret derdi yoktur Sadece keyfini düşünür
Bu nefsin eserinden kibir benlik, hırs, şehvet, kıskançlık, cimrilik, kin, intikam, hiddet gibi huylar çıkar Allah‘ın düşmanıdır Hadis-i kudside: “Nefsine düşmanlık et, çünkü o benim düşmanımdır ” buyrulmuştur Kur‘an-ı Kerim‘de Hz Yusuf a s ‘ın diliyle: “Ben nefsimi temize çıkarmam Çünkü nefs, Rabbimin merhameti olmadıkça kötülüğü emreder “ (Yusuf, 53) buyrulmaktadır 
Bu nefsin bütün huyları bir kişide toplanırsa, o kişi şeytanların mertebesine düşer Nefs -i emmarenin sahibi, ya fasık , ya münafık ya da kâfirdir İtikadı düzeltmek, samimi tevbe ve terbiye ile tedavi olur Tezkiye edilmezse, cehennem ateşiyle temizlenmesi kaçınılmazdır
Nefs-i Levvâme: Kendini kınayan, kötüleyen, azarlayan nefstir Nitekim Allahu Tealâ : “ Nefs -i Levvâme‘ye (kendini kınayan nefse) yemin olsun ki” ( Kıyame , 2) buyurmuştur
Bu nefs sahibi, günah işlediğinde pişman olup tevbe eder, kendisini kınar, yapmamak için karar verir Fakat günah önüne gelince duramaz, yine içine düşer Sonra pişman olur İyilik ve kötülük arasında gider gelir
Kendini beğenme, çekişme, gizli riya, makam ve şehvet tutkusu gibi nefs-i emmârenin bazı vasıfları bu mertebede de bulunur Fakat nefs hakkı hak; batılı batıl görür Yine bilir ki, bu sıfatlarla huzurdan uzaktır Fakat onlardan kurtulamıyor
Hali muhabbet, gidişi tarikat, mahalli Kalp‘tir Alemi Berzah Alemi‘dir Nefsiyle mücahedede sabit olursa Misal Alemi‘dir Uykuyla uyanıklık arasında –genellikle oturma halinde- Misal Alemi‘nden bir çok manalar temessül eder Bu mertebede nefs ve şeytan birleşip vesveseyle kalbe saldırırlar Tedavisi rabıta ve zikirdir
Nefs-i Mülhime: Allahu Tealâ nefsin isyan ve itaatini vasıtasız ilham ettiği için bu makamda nefsin adı mülhime olmuştur Nitekim Kur‘an‘da : “Sonra da o nefse isyan ve itaati ilham edene yemin ederim” (Şems, 8) buyrulmuştur 
Nefs, tevbe, zikir, rabıta ve mücahedeyle günahların ağırlığından ve şehvet bağından kurtulunca, ilham ve feyiz almaya kabiliyet kazanır Devamlı olarak kâmil mürşidden kalbine ilhamlar gelir Bu mertebede hayvanî nefs tamamen ıslah olur Haramdan kaçar, hayırlara koşar
Alemi Ruhlar Alemi, mahalli Ruh‘tur Ruhunda ilâhi aşk ateşi parlamaya başlar İlim, tevazu, yumuşaklık, kanaat, mertlik, sabır, belaya tahammül gibi, güzel hasletler belirir Visal rüzgarları esmeye başlar Fakat şeytan ona açık ve bariz bir şekilde saldırmaya başlar Kendini ve amellerini beğendirir, insanları küçük ve değersiz gösterir, ümitsizliğe düşürür, Allah‘ın azabına karşı ona emniyet hissi verir Bu makamda mürşidin himmeti olmazsa tehlikeye düşebilir
Nefs-i Mutmainne: Cenab -ı Mevlâ‘nın “Ey tatmin olmuş Nefs” (Fecr , 27) hitabıyla ıstıraptan kurtulup huzura eren nefstir Her türlü şek ve şüpheden temizlenip rahatlamış, ayne‘l - yakîne ve kâmil imana ulaşmıştır Kötü huylardan tamamen pak olmuş, fenalıklara arzusu kalmamıştır Seyri, Allah ile gerçekleşmiş (seyr-i meallah), velilik mertebesine ulaşmıştır Alemi, Muhammedî Hakikat, mahalli Sır‘dır Manevi tecellilerin mazharıdır Sıfatları, tevekkül, incelik, cömertlik, yumuşaklık, güler yüz, tatlı dil, kusurları bağışlama, hamd, şükür, müşahede, teslimiyet ve rızadır
Nefs-i Râdiyye: İster bela, ister sefa, Allah‘ın bütün fiillerinden razı olan, O‘ndan başka her şeyi gözünden silip atan ve sadece Rabbi‘nin rızasına nazarını diken nefstir Bu nefse: “Razı olmuş ve razı olunmuş olarak Rabbine dön” ( Fecr , 28) kelâmıyla hitab edilmiştir Seyri Allah‘tadır ( Seyr -i fillâh ) Alemi Lâhut (Ruhanîler) Alemi; mahalli, Sırrın Sırrı‘dır Beşerî sıfatlardan büsbütün yok olmakla fenâya varmıştır Fakat bu makama varanlar arif değil, velidirler O yüzden başkasını irşad edemezler Şeytan onların şeklinde başkalarının rüyalarına girip yoldan çıkarabilir
Nefs-i Mardıyye: Allahu Tealâ‘nın razı olduğu nefstir Ariflerin makamıdır Bekabillâh burada tahakkuk eder Muhtaç olduğu ilimleri bütünüyle alıp, mana aleminden bu görünen madde alemine dönmüştür Dış itibariyle diğer insanlardan ayırdedilmez Fakat iç itibariyle bütün cisimleri altına çevirecek bir tılsım gibidir Kendine lütfedilen marifet bilgisinden dünya halkına ikram eder İlâhi bilgi dairesinin mahremidir Onun müşahedesine yabancı bir diyar yoktur Kendisine üfürülen ruh ile görür, bilir Sesini uzaklardan işittirir Mürşidinden izin almak kaydıyla irşadı sahihtir Bunların kıyafetinde şeytan başkasının rüyasına giremez Seyri Allah‘tan (Seyr-i anillâh )‘dır Alemi şu görünen maddi alem, mahalli Hafâ‘dır 
Nefs-i Kâmile: Seçkin, saf, tertemiz nefstir Allah‘ın en seçkin dostları olan Gavs ve Kutupların makamıdır Seyirleri Allah‘ladır (Seyr-i billâh) Alemleri; kesrette (çoklukta) vahdet, vahdette kesrettir Mahalleri Ahfâ‘dır Önceki bütün nefislerin güzel vasıflarını üzerinde toplamışlardır Her halleri ibadet ve zikirdir Bir an Allah‘tan gafil olmazlar Onların muradı Allah‘ın murad ettiği şeydir Rızaları da öfkeleri de Mevlâ iledir Allah için olan işleri yaparlar Bunun için çevrenin ayıplaması ve çekiştirmesinden ürkmezler
Cenab-ı Hak onlarla alemlere ikramda bulunur, belaları def eder Saliklerin gönüllerinde onlar sayesinde haller zuhur eder Allah‘ın emirlerine riayet edenleri kendi öz çocuklarından çok severler Ama herkese merhamet ve şefkatle bakarlar İnsanların kusurlarına bakmazlar İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar
Pak ve tertemiz yüzleri huzur ve aydınlık saçar Onları görenler Allah‘a yönelirler Mübarek yüzlerine edeple bakmak bile ibadettir İnce ve lâtif sözleri katıksız hikmet bilgisidir Gayet ince, zarif, yumuşak ve alçak gönüllülükle telkinde bulunurlar Sıradan bir nazarları dahi dünya ve içindekilerden üstündür
|