Prof. Dr. Sinsi
|
“Gel, Ne Olursan Ol Yine Gel”
“Gel, Ne Olursan Ol Yine Gel”

Bir can var canında o canı ara
“Gel, Ne Olursan Ol Yine Gel”
“Bir can var canında o canı ara,
Beden dağındaki gizli mücevheri ara!
Ey yürüyüp giden dost, bütün gücünle ara,
Ama dışarıda değil, aradığını kendi içinde ara!”
Gel, ne olursan ol yine gel  
Umutların yıkılsa da, ummanların bağrından, zemherinin haşin salınışı yaksa da yüreğini, umudu ellerinden sal, bilinmezlerin diyarına
Zemheriyi, kâinatı ve ummanları ısıt gönül güneşinle
Gel, yine gel
Sonsuzluk damarlarından süzülen ab-ı hayat gibi gel
Geceye râm olmuş, ateş böcekleri gibi gel Dağa sevdalı, yaralı maral gibi gel Öteyi gözleyen, sıla rayihası gibi gel
Gel, gel, gel
“Herkes kendi zannınca oldu gönlümün yari,
Aramadı hiç kimse içimdeki esrarı”
Gel, ne olursan ol yine gel
Yollarına dikenler saçılsa da, yüreğin yasla suvansa da, yine gel
Gelmezlerin, gelmez olsa da yine gel
Karanlıkta, bir çıngı yarsa da zifiri yine gel Kar kaplasa da yolları, gönle giden yolları aça aça gel
Gelenlerin aşkına ve dahi hiç gelemeyecekler aşkına gel Soranların aşkına ve sormaya mecali olmayanların aşkına gel
“Kiçkinen oğlan sen bizge gelgil,
Yol bulamazsan dağdan gelgil,
Ol çiçeği kim yazıda buldun
Kimseye verme hasmına vergil ”
Gel, ne olursan ol yine gel
Gel, sevgi konaklasın dağlara Gel, arşın arşın şiir insin kelimelere Gönüller şâhâ kalksın yeniden
Gel, sevgi için, can için, insanlık için gel
Gel, gelişinle hayat bulsun birisi
Gel, gelişine sığınsın gönlü yaralılar Saçak altında, minnacık kanatlara inen rahmet damlaları meftununa gel Gel, öğren ve öğret sevgiyi, zaman ve mekân ötelerine
“Kendini tencere gibi taş üstüne koy, kayna coş!
Başına buyruk bir yana gitme!
İnci elde etmek istiyorsan tez ol, ara!
Tez kayna coş da sonra inciye yönel!”
Gel, ne olursan ol yine gel
İn, enginlerin merhamet saraylarına İndir göz kapaklarını, sahte pırıltılara Gündelik koşuşturmaların bataklığına saplanma Gül için, gülen gözler için, gülecek yarınlar için gel Nedensiz ve dahi niçinsiz sevgiler donatsın gönülleri
Gel, yeter ki gelmek için bi gayret göster ama ne olursun gel
“Gel, ne olursan ol yine gel,
Bin kere tövbe etsen,
Bin kere tövbeni bozsan da yine gel
Bizim kapımız umutsuzluk kapısı değildir”
Gel, ne olursan ol yine gel
Sevdanın, merhamet iksiri, yeniden yayılmalı dünyaya Yeniden keşfe
çıkmalı yürekleri Yeniden salınmalı, merhametin boy boy silueti Yeniden, ışık gölgeye galip olmalı Koyun kurda, kurt kuzuya sırdaş olmalı
Gel, yayılmadan karanlığın canhıraş bedbinliği, gel Gel, öksüzler çığırmadan, yoksullar ağlamadan gel Yoksa da dizlerinde derman; ağaca, dala, ota tutunda gel
“Her gün bir yerde dönmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne ala
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım…”
Gel, ne olursan ol yine gel
Öfkeler sönmeli, merhametin suyuyla Dirilmeli gül, dirilmeli bülbül, aşkın vefâsıyla Yeniden salınmalı sevgi, ev ev yüreklere Yeniden gidenler gelmeli, güzelliğin kollarına
Yeniden, onarmalı gönülleri Yeniden kurt kuzuya yoldaş olmalı
Hadi gel, ne olur gel, umutsuzluk yakışmaz gülen gözlere
Sen gelmezsen eğer, öksüz kalır tüm şiirler
Hadi gel, gelmezsen eğer, bülbül gelip o şarkıyı söylemez gülistanda Hadi gel, ayrılığınla ne can kaldı ne de cânân
Gel, gel, gel 
|