Yalnız Mesajı Göster

Dünyayı Elinde Kıl, Kalbinde Kılma..

Eski 08-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dünyayı Elinde Kıl, Kalbinde Kılma..




Dünyayı elinde kıl, kalbinde kılma




Akmayan, deveran etmeyen su yosun bağlamaya, kokmaya mahkumdur

İşleyen demirin ışıldadığına demirin gün yüzüne çıktığı zamandan beri şahidiz

Hayat kitabı yüce Kur’an’da: “İnsana ancak çalıştığının karşılığı vardır” buyrulur
Efendimiz sav de hadis-i şerifinde: “Kişi elinin emeğinden daha güzelini yememiştir” buyurarak bizi emeğe, alın terine, çalışmaya yönlendirir

Abdulkadir Geylanî ks hazretleri: “Dünyayı elinde kıl, kalbinde kılma” diyerek, hem dünyadan el etek çekmeyi, başkalarının sırtından geçinmeyi ahlâk haline getiren anlayı hem de maddeye tapan anlayışı reddeder


“Elimizde bol eyle, kalbimizde yok eyle,” diye dua eden arifler bu ölçüyü ne güzel ortaya koymuşlar!



Çalışmayı emreden dinimiz aynı zamanda çalışma hayatını mükemmel bir denge üzerine oturtmuştur


Dünyaya da ahirete de layık oldukları kadar değer vermemizi, ölçüyü asla kaçırmamamızı emreden Rabbimiz; “Allah’ın sana verdiği şeylerle ahiret yurdunu kazanmaya çalış Dünyadan da nasibi unutma!” buyurarak kurmamız gereken dengenin disiplin ölçüsünü verir



Meşhur hadis alimi Aclûnî’nin Keşfü’l-Hafâ’sında geçen bir hadis-i şerifte Kâinatın Efendisi bütün anlamlarıyla bu ayetin şerhini bize sunar: “Sizin en iyiniz kimdir, biliyor musunuz? Dünyası için ahiretini ahireti için de dünyasını terk etmeyendir Çünkü böyle bir kimse her ikisini de kazanır, başkasına muhtaç olmaz


“Ekin ekmiş olanlar, harman zamanı mahsullerini alırken, ekmemiş olanlar da tembellik ettiklerini anlayacaklardır



Bunca güzel sözün ve halin bize çalışmayı telkin etmediğini farz etsek bile, bahara uyanan tohum, bıkıp usanmadan çalışan karınca ve tabiatın bestekârı ağustos böceği bize çalışmayı ihtar eder

Bu devinim, bu hareket olmasaydı kainat bu kadar ihtişamlı olur muydu? Emeksiz, gayretsiz ekmeğin tadı olur muydu?



Söz sultanı Fuzulî bu hali ne güzel dillendirir:
“Dane (tohum), toprak içre zahmet çektiği içün nice dem / Baş çeker, harmanlanır, ârâyiş-i bostân (bahçenin süsü) olur
Evet; toprağın içinde çatlayan tohum, toprağı delen gayreti ile baharı süsleyen bahçeye dönüşür



Hem ahiretimizi hem de dünyamızı ihya için çalışacağız



Yazımızı İslâm dünyasının çektiği acıları yüreğinde hisseden ve bunu düzeltebilmenin, insanlığı gayrete getirebilmenin sancısıyla çırpınan Akif’in dizeleri ile sonlandıralım:
“Bekayı hak tanıyan, sa’yi (gayreti, çalışmayı) bir vazife bilir



Çalış çalış ki beka sa’y olursa hak edilir
“Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete râm ol
Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol”


semerkanddergisi


Alıntı Yaparak Cevapla