08-06-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Aşk Ateştir...
Aşk Ateştir  


“Aşk ateştir,
öğüt yeldir
Yel, ateşi alevlendirir ”
Bir kaplanı ne kadar dövsen,
o nisbette hırçınlaşır,
öfkesi şiddetlenir
Ey nasihatçı!
Sen bana fenalık yapıyorsun
İstiyorsun ki,
yüzümü ateşli yerden ateşsiz,
soğuk yere çevireyim
Şimdi sıra benim
Ben sana nasihat vereyim de dinle 
Daima kendinden iyisini ara
Kendin gibilerle vakit geçirmek,
vaktini zâyi etmektir
Kendi emsalinin peşinden ancak kendini beğenmişler gider
Tehlikeli yerlere ise ancak sarhoşlar gider
Nitekim ben aşka düştüğüm zaman
onun bütün belâlarını da düşündüm
Kelleyi koltuğa aldım da bu yola girdim
Sadık bir aşık isen elini canımdan çek
Canını vermeye kıymayanlar
kendini beğenen korkaklardır
ve
sevgiliye değil de kendi şahıslarına âşıktırlar
Bir gün gelecek,
nasıl olsa ecel pusu kuracak beni alıp götürecek
Onun için nazlı sevgilim beni öldürsün daha iyi
Onun uğrunda, onun elinde güle oynaya can veririm
Madem ki, ölüm haktır ve alına yazılmıştır,
cânan uğrunda,
onun elinde ve yanında ölmek daha iyi değil mi?
Bir gün ister istemez öleceksin
Yârin ayağı dibinde can vermek daha iyi değil mi?
Pervâne sâdık bir âşıktır
Tek bir ışık etrafında döner durur ve kendini yok eder
Onun yok oluşu,
“Vahdet”
yolundaki dervişin hâline benzer
Işık ilâhî aşk,
pervâne ise bu aşk ile yanıp tutuşan
ve hatta yokluğa erişen derviş demektir
Pervane acziyet ve perişanlığına bakmadan aşkı ile etrafında yanıp durduğu mumun huzurunda, ma’şûkuna seslenir:
-Ey sevgilim! Hadi ben âşığım, yansam da yeridir Peki ya sen neden yanıyorsun, niçin ağlıyorsun
Mum inleyerek cevap verir:
-Benim tatlı balım vardı Beni ondan ayırdılar Şirin’im haksızlıkla elimden alındı İşte Ferhad gibi tepemden ateş çıkıyor Gece, meclisi aydınlatan ışığıma bakma İçimi yakan ateşe bak
Mum, hem bu sözleri söylüyor, hem de sararmış yanağından sel gibi gözyaşı dökülüyordu
Mum, sözüne devamla pervaneye dedi ki:
Ey pervane! Ey aşk iddiacısı! Aşk, senin işin değil Seninki bir kuru iddiadan ibaret Sende ne sabır var, ne de metanet ve tahammül
Sen azıcık bir ışık ve ateş gördün mü, hemen yanıyorsun Ben ise tamamıyla yanıncaya kadar dikilip duruyor, dayanıyorum
Aşk ateşi senin yalnız kanadını, benim ise bütün vücudumu, baştan aşağı yakar
Derviş de mum gibidir Dışı parlaktır ama içi yanmıştır
Artık gece bitiyor, sabah oluyordu Peri yüzlü bir hizmetçi gelip mumu söndürdü
Zavallı mum, dumanı tepesinden çıkarken:
“Aşkın sonu budur işte ” dedi ve can verdi 
kaynak:Mustafa Demirci
Herşeyi göze almadan aşk olmaz
Yanmak yürekde olur
Göze almadan ağlatırsan pervaneyi
dışın parlak için buz dan farkın kalmaz
Dışın ayrı için ayrı olur mu tasavvuf ehli
Bin kere de okusan,
yüzbin kere de yazsan
içinde ilahi aşkın ateşi yanmaz
|
|
|