08-06-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Tasavvufta Lale Yaradan'ı Hatırlatır..
Tasavvufta LaLe Yaradan'ı Hatırlatır 
Aşkımdan pürsafâyımdır sanırsın belki bu demler
Aşkın neşvesi olmaz ,
Lâle; Eğlâl
Leylî; Leylâ olmadan Ey güzel  
Üzerimde aşkın pırıltıları olabilir belki
Veya âşıkların in'ikasıyla bir kıvılcım görebilirsin yüzümde
Bu yüzümde gördüklerin ancak bir gölge ve akisten ibarettir
Ne özüdür, ne de kendisi   
Aynada yüzünü gördüğün vakit:
"-Bu zât benim gibi biridir ancak!" diyebilir misin?
Bir nehrin üzerine düşen yaprak için:
"-Bu ne güzel, ne berrak bir sudur " diyebilmen mümkün müdür?
Sana berrak su diyebilmeleri için bulutların ötesinden dökülüp gelen
ve nehre karışan bir yağmur damlası olman îcâb etmez mi?
İşte benim aşka yakınlığım onun akışıyla yönlenen bir yaprak kadar yakın,
uzaklığım ise bir o kadar ondan ayrı bir cisim olup ona karışmamdaki zorluktan ve sırdandır
Lâle, kelime olarak ele alındığında Arapça "Allâh" lâfzına âit harfleri taşımakta olduğu görülür
Eğlâl kelimesi de "lâle" kökünden gelir
Eğlâl ise Yâsin Sûresi'nde "eğlâlen" şeklinde geçmektedir
Manası ise; "boyunduruk"tur

Lâlenin harfî manası "hilâl"e de ulaşmaktadır
Onlar semâdaki hilâlin parıltılarıyla yol alır, yıldızlarla semaya dururlar
Bir semâzenin en makro hâlidir, hilâli çevreleyen yıldızlar&
Lâlenin ebced hesabı 66'dır
Altmış altı "Elhamdülillâh"a denk gelir
Onlar o hayret makamının coşkusuyla yaşadığı istiğrak hâline hamdederek "Elhâmdülillâh" derler
Lâlenin içi kömür gibidir
Ancak dıştan görünmez Dışı ise içinin tam tersine pasparlak, canlı ve rûha sekînet verici bir görünüme sahiptir
Onun bu hâli tıpkı bağrı yanık bir dervişin mütebessim nûr hâleli yüzüne benzer
Lâlenin renkli yapraklarının yukarıya doğru olması da tıpkı bir dervişin duâ edişindeki edâyı andırır
Zira derviş bu hâl ile sırât-ı müstakîm üzere olmayı murâd etmiş ve ifrat-tefrit noktalarını törpüleyerek hakîkate, yani istikâmete ermiştir
Ve tıpkı lâlenin derûnundaki siyahlığı göstermemesi gibi o da içinde yaşadığı yanış halini gizlemiş
ve kendine her nazar edene o güzel rengini sunarak ona ferahlık vermiştir
Ey Gönül! Cânına üflenen nefhayla yan da kavrul! Amma lâle gibi ol ki,
hâlinden sadece "yâr" haberdâr olsun
|
|
|