|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kalu Bela’Nın Sırrı. Ruh’Un Yaratılışı
Kalu Bela’nın Sırrı Ruh’un Yaratılışı
İnsan doğarken ölür,ölürken de doğar İki ölümü doğarken birleştirmeye bak ki iki doğumu da ölüm ile birleştiresin
Allah (c c ) Ruh’ları alaca bir karanlıkta yarattı Ve onlara sordu “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” O zaman her ruh ( Kalu Belada) Rabbini gördü, tasdik etti ve bütün ruhlar evet manasına “BELA” dediler
Rabbimiz her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir ki, hiçbir şeyi kullarının arzusu hilafına yapmadı çünkü çok şerefli yarattığı insana zulüm murat etmedi
Adalet sıfatı gereğidir ki, bütün ruhların (evet) tasdiklerinin derece bakımından aynı olmadığını bildiğinden, onlara Levhi Mahfuz’da Kur’an-ı Kerimi belletti
Muradı olan insanı yarattı, onlara herkesin bellediklerini beyan etmelerini emretti “Bellediklerinizi yazın Bu sizin Rabbinizle yapmış olduğunuz akdinizdir
Bu kadar güzel nimetlerimi gördüğünüz halde neden onları istemediniz, inkar ettiniz?” diyerek onlara güzel ve temiz nimetlerini bir kere daha sayarak celallendi
Her Ruh-Rabbi ile yapmış olduğu bu anlaşmada tercihleri doğrultusunda fıtratlarını kendileri belirlemiş oldu
Onlar için tercihlerinin doğrultusunda amel etmek üzere Rabbimiz, göğü yükseltti, yeri döşedi Noksansız yarattığı kainatta tüm mahlukatın istifadesine sunulmadık hiçbir şeyi bırakmadı
Tüm kainatı Rabbimiz Arş’ı, Semayı ve Arz’ı ikişer günden toplam altı günde yarattı
Her şeyin aslını arşında Levh’i saklı tutmak üzere hikmeti ve ilmi ile muradı gereği her şeyi zıddı ile bilenen misal alemini,
Ay, Güneş, yıldızlar, felekleri, zaman mefhumunun bilinmesi…
Bulutları, sırları ile su deposu 
Rüzgarları bir hareket vasıtası, olarak tanzim ederek İsrafil ve ordularının emrine;
Arz’ı da dağları direk, aralarını yollar, içlerini kullarının ihtiyacı olan türlü madenler ile doldurup bir ambar misali sırrı ile kilitledi
Denizler, göller, nehirler, solunum organları ormanlar 
Her çeşitten dişili erkekli bitkiler 
Bunların devamını ve koruma görevini yüklediği cins ve sayılarını ancak kendisinin bildiği hayvanları…
İnsan ve cinler de dahil olmaz üzere kefil olduğu o alemde yaşayan, o alemin ölümünü tadarak berzahı terk edecek ruhların kabrini…
İlk beşer ruhunun dünya aleminde gireceği ilk kabri kendi kudret elleri ile dünyadan Azrail vasıtası ile getirttiği (siyah, kırmızı, sarı ve beyaz) renkli topraktan balçık halindeki çamurdan hikmeti, ilmi ve muradı ile ona en güzel şekli verdi
Bu berzahın ilk ölümünü tadacak, berzahı ilk terk edecek, Rabbinin gir emrini alacak ruhun yoktan yaratılmış, kendinden sonra, ölümü tadacak ruhların kabirlerinin imalatçısı, ilk ustanın ilk halifesi, aynı zamanda kainatın yaratılma sebebi yüce Allah’ın sıfatlarının esmalarının nurunun cem’inin emanetçisi
Berzahın ölümünü tatmayacak tek Ruh’un sırrı ile canlanacak yolculuk kabri, kainatın kaderinin taşıyıcısı, Dünya denen gezegene ilk gelen uzay gemisi
İlk astronot yine bundan sonra gelecek kabir imalatının devamını sağlayacak İki Astronotu indirecek kabini taşıyan Adem ve Havva
Bunun içindir ki, insan için bir imtihan alemine seferler başlamıştır
Geldikleri alem, dünyaya geliş sırrını bekleyen ruhların karargahı, Alemi Berzah, Ruhlar alemidir Her ruh orada kavim kavim ayrılmış, diridir, birbirini görür, bilir ve tanır
Sırası gelen Rabbimizin emri ile bir melek tarafından imtihan dönemini tamamlamak için belli bir müddet kalmak üzere bu aleme yola çıkar
İşte bu onun hakiki alemdeki ölümüdür
İnsan nasıl bu alemden gitmek istemez ise, o alemden de gelmek istemez
Rabbimizin hikmeti ile yine takdir edilen bir mezara gömülen (ana rahminde teşekkül eden insan bedeni)’ne yine Rabbimizin (OL) emrini alan o ruh girer ve dünyaya gelir
Yani o alemde ölümü tatmış Bu alemde doğmuştur
Bu alem ona yabancıdır
Haller ve şekiller başka, hava başka, bunu hisseder, dar bir kapıdan kayarak çıkmıştır
Bir anda bütün bedeni hava ile dolar ve basar feryadı
Zaman durmaz çalışır
Ona takdir edilenler bir bir, an an belirli yerlere ve belirli miktarlarda bırakılır
O bunu arar, bulur, sebeplenir
O bundan ne bir fazlasını bulabilir, ne de başka bir kimse bunu ondan esirgeyebilir
Dünya bu yeni gelen misafirlerine süslenmiş, kur yapan güzel bir kadına benzer
Ona bütün süsleri ile cömert davranması ile hoş görünüp onu elde etmeye çalışır
Yüce Allah (c c ) insanı şerefli, güzel ve temiz yaratmıştır
Onun güzelliğinde hiçbir mahluk yaratılmamıştır
Gelişen, güzelleşen bedeni ile ilişkisini arttıran Ruhu yavaş yavaş Bela (EVET) ahdini unutur, beyan edip altına mührünü bastığı kaderini yaşamaya başlar
Adem babamızdan bu yana kadar gelen hiç bir insanın baş parmağındaki mührü biri birinin aynı değildir
O ilk ölümün izleri, üzüntüleri silinir Doğduğunu sanır, doğum günlerini kutlar, gerçekte bu onun sahte bir alemde sahte bir doğumdur
İmtihan için gelmiştir
Bir gün gelecek bu dünyada kalma zamanı da bitecek, bu dünyanın da ölümünü tadacak
Geldiği yere dönmek üzere yola çıkacaktır
Ruhu asli makamına giydiği elbisesi ise dünyadan aldıklarını, dünyaya iade etmek üzere mezara konur
Koyanlar burayı mezarlık, koydukları yeri de mezar zannederler
Bu bir mezar değil, çukurdur
Dünya gelene yedirmiştir Gideni de yedirecektir Bu onun Rabbinden aldığı emrin gereğidir
Dünyanın sahte güzelliklerine aldanmayan, süslerine kanmayan, asli ahdine sadık, belirli bir zaman kaldıktan sonra tekrar bu dünyanın da ölümünü tadarak gideceğinin idraki içinde, bu dünyada ölü gibi yaşar
Bela (evet) ahdini hatırlar, Rabbini bilir
Ruhunun beyanı ile kader çizgisi doğrultusunda mal, mülk, çoluk, çocuk, süs, güzellik, hiçbiri ile nefsi sevgi bağları olmadan, ilk girdiği kabrinde gezdirilen, yedirilen, içirilen, kendi ve başkalarının kaderleri ile ilgili bu alemdeki görevlerinde kullanırlar
Ölü, ölüdür
O hala ilk ölümünün üzüntüsünde onlardan ayrılmanın üzüntüsü içindedir
Oraları düşünür Rabbini düşünür
O gördüğü eşsiz Cemale kavuşmak için bu alemdeki ölümünü, onu uğurlayacakları mezar denen bir kapının açılmasını bekler
İmtihan devam eder
Ezeli alemde neler talep etti ise hepsini bu alemde bulur
Evlenir, malı, mülkü olur, ana, babası ile uzun zaman beraber olur Çocukları olur
Bütün bunların hepsi bilen için birer imtihan, bilmeyen için kendinin kazanıp sahip olduğu zenginlikleridir
Kimisi bunları sever, fakat Rabbinin ikramı olduğunu bilir Fakat çalışmasının karşılığı sanır Kimisi de (haşa) Rabbini hiç yok sayar Bunlar hep kendinindir, onları kimse elinden alamaz
Ona ne ölüm vardır, ne Allah (c c ) (haşa) ne de öldükten sonra dirilmek
İşte bunlar o ilk günde kafir damgasını yiyenlerdir Orada dediklerini burada hareketleri ile tasdik etmişler, cehennemliklerden olmuşlardır
Cennetlik te olsalar, Cehennemlik de olsalar Rabbimizin muradı gereği, hepsinin dünyadan çıkarılma emri AZRAİL ve ORDULARINA verilmiştir
Ne mutlu O ruhlar aleminde gelirken ölüp de burada bu sahte aleme gözlerini açmayıp ölü olarak, ölümünü bekleyip, tekrar geçici ölümü tadanlara
İşte onlar bu alemde, öldükleri anda ilk geldikleri anda ilk geldikleri aleme kavuşacaklar, dirilecekler o hesap gününe kadar da diri olarak bekleyecekler, ebedi ölümsüzlüğe cennetle müjdelenenlerden olacaklar
Dünya bunlara verdiklerini alamaz, toprak ve toprakta yaşayanlar bunları yiyemez
Bunlardan öyleleri vardır ki, ölürler öldüklerinden haberleri yoktur
Bu aleme geldikleri gibi hemen geri dönerler, bu da Rabbimizin bir takdiridir, işte bunlar kısa bir müddetle de olsa onun gelmesine sebep olan ana ve babasının kurtarıcısı ve şefaatçısıdır
Gözü aydın olsun o ananın ve babanın
Tabii Rabbini bilip ondan geldiğini ve takdir onun olduğuna inanan için
Rabbimiz cümlemizi ölümünü, ölümle birleştirip, ölmeden evvel ölenlerden, ölümünü de doğarak, doğumu ile birleştirerek kutlayan kullarından etsin Amin…
|