Konu
:
Faizin Haram Oluşu Niçindir?
Yalnız Mesajı Göster
Faizin Haram Oluşu Niçindir?
08-06-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Faizin Haram Oluşu Niçindir?
Faizin haram oluşu niçindir?
FAİZİN İSLÂMÎ AÇIDAN yasak olduğunu bilmeyenimiz yoktur
İlahî bir emir olarak faizin yasak oluşunun sebebi açıktır: “Allah yasakladığı için
” Tıpkı oruç tutmak veya zekat vermenin farz oluşu gibi bunun da sebebi “emr-i ilahî”dir
Ubudiyetlerimizin yegâne gerekçesi budur
Bununla beraber o emri takip eden birtakım maslahatlar da vardır
Bu oldukça normaldir
Çünkü o Emri Veren herşeyin “fıtrî” halini ve neyin nasıl olması gerektiğini çok iyi bilen Biridir
Meselâ Allah emrettiği için tuttuğumuz oruç ve verdiğimiz zekatın ferdî ve toplumsal birçok maslahatları netice verdiklerini de biliriz
Ama hiçbir zaman orucu perhiz yapmak için tutmaz; zekatı da toplumsal gelir dağılımını dengelemek için vermeyiz
Nitekim vergisini bir vatandaşlık borcu olarak veren biri zekat yükümlülüğünden kurtulmuş olmadığı gibi namazın bedensel faydalarını keşfedip aerobik hareketler yapan biri de namaz kılmış olmaz
Bu örneklerde olduğu gibi ubudiyetin hareket noktası “emir”den “maslahat”a kayarsa o zaman emri gördüğü halde maslahatı (pekâlâ) görememiş birinin ubudiyet gerekçeleri ortadan kalkmış olur
Bununla birlikte ubudiyetini Allah’ın emri nedeniyle yapan biri için sözkonusu maslahatlar birer güven kaynağı olabilirler
Ve bu anlamda gerekli oldukları söylenebilir
Çünkü her bir emrin özel bir zorunluluk olmamakla beraber birtakım maslahatları ve hikmetleri vardır
O halde
Allah emrettiği için oruç tutarız
Orucun ise bazı faydaları vardır
Yine faiz Allah emrettiği için haramdır
Allah’ın bize emrettiği her emrin bir “ubudiyet terbiyesi” olduğunu düşünürsek uzunca da olsa şimdiye kadar ifade ettiğimiz kayıtlar altında sorumuza tekrar dönebiliriz: Faiz neden haramdır?
Cevabımız hazırdır: Allah yasakladığı için
Bu cevapla devam edersek faiz yasağına uymama durumunda ubudiyetimiz yara alacaktır
Yani ubudiyetimiz eksilecektir
Ubudiyet - Rububiyet bütünlüğünden biri eksildi mi diğeri artacaktır
Ubudiyetin terkettiği yerleri Rububiyet vehmi dolduracak; Rububiyet vehminin terkettiği yerleri ise ubudiyet bilinci dolduracaktır
Faiz almama-vermemenin bir ubudiyet tavrı olduğu açıktır
Aynı şekilde bu emre uymamanın da kendi içinde bir Rububiyet iddiası taşıdığı söylenebilir
Bunu “emrî” açıdan yani itaat-itaatsizlik bağlamında bu şekiyre anlayabiliriz
Bu yüzden “İslâmî” açıdan faiz haramdır
Ancak bu haramın arkaplânını gün ışığına çıkarma durumunda “İslâmî” açıdan olduğu kadar neden “İmanî” açıdan da yasak olduğunu görmemiz mümkündür
O halde bir süreç olarak faiz olayını yeniden hatırlayalım:
Özel veya tüzel birileri başka birilerine anapara olarak bir miktar para vermektedir
Lâkin bu masum bir borç verme olayı değildir
Parayı veren bir dizi “belirleme”de bulunmaktadır
Belli bir süre ve verilenin üstüne eklenecek yine belli bir miktar sözkonusudur
Parayı veren birşeyler “ister” ve istediği “olur”
Buna hiç şüphesi yoktur
Kısacası faizci kendinden oldukça “emin”dir
Öbür tarafta ise tarlasında buğday ekmiş biri ya da çarşıda satıcılık yapan biri kazancı konusunda herhangi bir belirlemede bulunmuş değildir
Ne kazanacağı süre ne de kazanacağı miktar bellidir
Bu yüzden sık sık dua eder
Siftah etti mi rızkı Verene şükreder
Hasılı rızkın gelişi ile Rızkı Gönderen bir çağrışım olarak sürekli hatırındadır
Sebepler dairesinde yapacağını yapar
Ancak bilir ki bu sebepler her zaman ürünün beklendiği gibi alınması veya malın umulduğu gibi satılması için yeterli değildir
Bu yüzden kendi çabasını rızk için gerekli olmasına karşın yeterli olmayan bir sebep olarak görür
Kendinden çok fazla “emin” değildir
Bu iki tablo arasında oldukça önemli bir fark vardır
İlkinde sebepler dairesi büyük ölçüde kuvvetlenip kalınlaşmaktadır
Biri -rızkını değil- gelirini belirlemiştir
(determinizm)
Faiz burada bu belirleyicilik imkânını sağlamakla faizi vereni ubudiyet ortamından uzaklaştırmaktadır
Zira esbap perdesi dehşetli bir şekilde kalınlaşmakta esbaba yaslananlar da istediklerini yapabiliyor olmanın sarhoşluğuyla bir rububiyet vehmine kapılmaktadır
Başka bir deyişle faiz insanı tesiri esbaba veren bir gaflet ortamına başarılı bir şekilde çekmektedir
Bu ise bir “titreşim hâli” olan ubudiyet tavrına kapalı bir hâldir
Korku ile ümit; hayat ile ölüm ve açlık ile tokluk ortasında bir yerde bulunan insanoğlu bunun farkına vardığı oranda mü’mindir
İşte faiz bu farkın farkına varılmasını önlemektedir
Ve galiba haram oluşunun da bir sırrı budur
İslamiyette faiz yasağının ayrı bir ehemmiyete haiz olduğu kuşkusuzdur
Konunun önemi Kur’an ve hadislerde şiddetle men edilen faizin (İslamî olmayan) günümüz ekonomisinde kilit kavramlardan biri olmasından ileri gelmektedir
O kadar ki çağdaş ekonominin faiz politika ve uygulamalarıyla akort edildiğini söylemek fazla bir abartı sayılmaz
Günümüzde para ve sermaye piyasalarının ulaştığı muazzam boyutlar herkesin mal°mudur
Öte yandan sadece kendi sermaye olanaklarıyla yürüyen hatta yeni bir iş kurmak için münhasıran öz sermayesine güvenen şirket ve girişimci türüne rastlamak çok zordur
Çağdaş işletmecilik ve makro ekonomide hayatî bir role sahip olmasına karşılık dinimizde faizin kesinlikle haram addedildiği ve en sert müeyyidelere bağlandığı hususu bir vakıadır
Doğal olarak bu durum Türkiye ve dünyadaki tüm Müslümanları ikilem içerisinde bırakmakta ve onları finans kuruluşlarıyla adeta ortak bir yaşamın zorunlu olduğu modern iş ve toplum hayatında pasifliğe itmektedir
Bunun nedeni faiz mevzuunun İslamî literatür ve yayınlarda hak ettiği derecede yaygın ve kapsamlı olarak ele alınmaması ve yeterince aydınlatılmayan mütedeyyin insanların hata yapıp günah işlemek endişesiyle finans kurum ve ürünlerinden genellikle uzak durmayı tercih etmeleridir
Bu yazının amacı; türlü biçim ve isimler taşıyan faiz olayına karşı hassasiyet içerisinde olan halkımızın aydınlatılmasına mütevazi bir katkıda bulunmaktır
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul