Yalnız Mesajı Göster

Kur'an'da Peygamber Duaları.

Eski 08-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kur'an'da Peygamber Duaları.






Kur'an'da Peygamber duaları


Kuran'da bahsi geçen peygamberlerin her biri, belli özellikleri ile dikkati çeken kavimlere gönderilmişlerdir Bu kavimler, daha önce kendilerine gelen elçileri yalanlamış, azgınlaşmış ve aşırılığa gitgide daha fazla yönelmiş topluluklardı Peygamberlerin görevi ise dini tanımayan veya tanıdığı halde inkara yönelen bu topluluklara hak dini tanıtmak, onları Allah'a çağırmak ve ahirete yöneltmekti

Bu ise son derece zor bir işti Tek başına bir insan, insanların çoğunun kendisine karşı çıkıp tepki göstereceğini bile bile, o ana kadar hiç duyulmamış veya duyulduğu halde kabul edilmemiş hak dini insanlara tanıtmak üzere görevlendiriliyordu Üstelik bu görev, sahip olduklarını ve hatta hayatını tehlikeye sokuyordu İnsanlar, sırf Allah'a çağırdığı için kendisinden nefret edebilir, hatta kendisini öldürmeye yeltenebilirlerdi Kendisine eziyet edebilir, inanmışgibi görünüp hainlik yapabilirlerdi Peygamberin çevresindeki hiç kimse, hatta ailesi bile kendisine inanmayabilirdi Sorumluluğu ise Allah'a karşıydı Bu, mutlaka yerine getirilmesi gereken, kapsamı ve önemi oldukça büyük olan bir sorumluluktu İnsanların dini öğrenip öğrenmemeleri ve öğrendikleri ile cenneti hak edip etmemeleri peygamberin üzerindeki bir yükümlülük değildi Onun tek vazifesi dini tebliğ etmekti

Bu, dünya üzerinde tanıyıp bildiğimiz hiçbir şeye benzemez Tek başına bir insanın büyük bir topluluğa karşı bu göreve başlaması, oldukça zorlu bir iştir

Ancak elbette durum, dışarıdan bakanlar için böyledir, aslında, herşeyin üzerinde hakim olan Allah'ın gücüdür Böyle bir durumda da inkarcıların sayısı ya da gücü önemli bir faktör olmaz Peygamberlerin her biri bu gerçeği çok iyi bilerek hareket etmişler, üzerlerindeki bu sorumluluğu Allah'a olan güvenleri ile tam anlamıyla yerine getirmişlerdir Allah peygamberlerin bu üstün özelliklerini ayetlerinde övmektedir Kuran'da bildirildiği gibi Allah'ın yardımı her zaman inananlardan yanadır ve Allah peygamberlerini insanların zulümlerinden korumaktadır Kuran'da, Peygamberimiz Hz Muhammed'in hicret sırasında yaşadığı bir tehlikeden söz edilirken bu gerçek şöyle açıklanmıştır:

Siz O'na (Peygambere) yardım etmezseniz, Allah O'na yardım etmiştir Hani kafirler ikiden biri olarak O'nu (Mekke'den) çıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında arkadaşına şöyle diyordu: "Hüzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir" Böylece Allah O'na 'huzur ve güvenlik duygusunu' indirmişti, O'nu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, inkar edenlerin de kelimesini (inkar çağrılarını) alçaltmıştı Oysa Allah'ın kelimesi, yüce olandır Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir (Tevbe Suresi, 40)

Peygamberler, Kuran'da Allah'a karşı her şartta korudukları içli yakınlıkları ile örnek gösterilmişlerdir:

Andolsun sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokca zikredenler için Allah'ın Resulünde güzel örnekler vardır (Ahzab Suresi, 21)

İstekleri katıksızca Allah'tandır Kendilerine peygamberlik görevinin verilmesinden itibaren tek çabaları verilen bu görevi yerine getirmek ve kavimlerini Allah'a çağırmak olmuştur İstekleri de elbette ki amaçları ile doğru orantılı olmuştur İçli, katıksız, yakın ve samimi duanın örneklerini işte bu nedenle peygamberlerde oldukça net bir biçimde görebiliriz





HZNUH'UN DUALARI

Kuran'da, yıllar boyunca, örnek bir kararlılıkla kavmini tevhid dinine çağıran Hz Nuh'un sabrından övgü ile bahsedilir Hz Nuh kendisine ve yanındaki müminlere düşmanlık gösteren kavmine karşı kararlılıkla mücadele etmiştir Hz Nuh'un içinde bulunduğu her türlü durumda Allah'a yönelmesi, O'nun yardımını umarak samimiyetle dua etmesi ise müminler için büyük bir örnektir Hz Nuh içinde bulunduğu durumu Allah'a söylemişve şöyle dua etmiştir:

Sonunda Rabbine dua etti: "Gerçekten ben, yenik düşmüşdurumdayım Artık Sen (bu kafir toplumdan) intikam al" (Kamer Suresi, 10)

Başka bir surede Hz Nuh'un Allah'a duası şu şekilde haber verilir:

Nuh: "Rabbim, yeryüzünde kafirlerden yurt edinen hiç kimseyi bırakma" dedi "Çünkü Sen onları bırakacak olursan, Senin kullarını şaşırtıp-saptırırlar ve onlar, kötülükte sınırı aşan (facir'den) kafirden başkasını doğurmazlar Rabbim, beni, annemi, babamı, mü'min olarak evime gireni, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla Zalimlere yıkımdan başkasını arttırma" (Nuh Suresi, 26-28)

Allah, Hz Nuh'un bu duasını kabul etmişve ileride kopacak olan Tufan'a hazırlık yapmasını emretmiştir Hz Nuh yakında herhangi bir deniz veya göl olmamasına rağmen Allah'ın emri üzerine büyük bir gemi yapmaya başlamıştır Geminin yapımı sırasında kavmi ise kendisi ile alay etmeye devam etmiştir Bu olay Kuran'da şöyle haber verilir:

Gemiyi yapıyordu Kavminin ileri gelenleri kendisine her uğradığında O'nunla alay ediyordu O: "Eğer bizimle alay ederseniz, alay ettiğiniz gibi biz de sizlerle alay edeceğiz" dedi (Hud Suresi, 38)

Ancak Hz Nuh kavminin tüm baskısına rağmen, Allah'ın emri gereği gemiyi hazırlamaktadır Ve sonunda Allah'ın vaadi gelir ve tufan patlak verir:

Biz de 'bardaktan boşanırcasına akan' bir su ile göğün kapılarını açtık Yeri de 'coşkun kaynaklar' halinde fışkırttık Derken su, takdir edilmişbir işe karşı (hükmümüzü gerçekleştirmek üzere) birleşti Ve onu da tahtalar ve çiviler(le inşa edilmişgemi) üzerinde taşıdık (Kamer Suresi, 11-13)

Tufan sırasında boğulanlardan birisi de Hz Nuh’un oğludur Hz Nuh tufandan önce oğlunu gemiye çağırır ancak oğlu babasının bu çağrısını kabul etmez (Hud Suresi, 43) Kuran’da Hz Nuh’un, oğlunun ölümü üzerine Allah’a şu şekilde seslendiği haber verilmektedir:

Nuh Rabbine seslendi: Dedi ki: “Rabbim, şüphesiz benim oğlum ailemdendir ve Senin va’din de doğrusu haktır Sen hakimler hakimisin” Dedi ki: “Ey Nuh, kesinlikle o senin ailenden değildir Çünkü o, salih olmayan bir iş(yapmıştır) Öyleyse hakkında bilgin olmayan şeyi benden isteme Gerçekten ben, cahillerden olmayasın diye sana öğüt veriyorum” (Hud Suresi, 45-46)

Hz Nuh kavminin helak edilmesi için dua ederken “mümin olarak evine girenlerin” korunmasını istemiştir Oysa Nuh’un oğlu iman etmemiştir Kuran’da Hz Nuh’un Allah’a kendisini affetmesi için şöyle dua ettiği bildirilir:

Dedi ki: "Rabbim, bilgim olmayan şeyi Senden istemekten Sana sığınırım Ve eğer beni bağışlamaz ve beni esirgemezsen, hüsrana uğrayanlardan olurum" (Hud Suresi, 47)







HZİBRAHİM'İN DUALARI

Günümüzde milyonlarca insanın hac görevini yerine getirmek için ziyaret ettiği Kabe'yi inşa eden Hz İbrahim, Kuran'da, "tek başına bir ümmet" olarak tanıtılmaktadır O ve oğlu Hz İsmail, bundan binlerce yıl önce, Allah'ın vahyi doğrultusunda insanların toplanacakları ve O'nu zikredecekleri, yılın belirli zamanlarında oraya hacca gelecekleri bir ev inşa etmişlerdir Bu evin Kuran'daki adı Kabe'dir İkisi bunu bir ibadet olarak yapmış, ve sonrasında şöyle dua etmişlerdir:

İbrahim, İsmail'le birlikte Evin (Ka'be'nin) sütunlarını yükselttiğinde (ikisi şöyle dua etmişti): "Rabbimiz bizden (bunu) kabul et Şüphesiz, Sen işiten ve bilensin" (Bakara Suresi, 127)

Kabe'nin inşa edildiği yer zamanla gelişecek ve bugün Mekke olarak isimlendirdiğimiz şehir halini alacaktır Hz İbrahim burası için Allah'a şöyle dua etmiştir:

Hani İbrahim: "Rabbim, bu şehri bir güvenlik yeri kıl ve halkından Allah'a ve ahiret gününe inananları ürünlerle rızıklandır" demişti de (Allah: "Sadece inananları değil) inkâr edeni de az bir süre yararlandırır, sonra onu ateşin azabına uğratırım; ne kötü bir dönüştür o"demişti (Bakara Suresi, 126)

Hz İbrahim ve oğlu İsmail dualarında sadece kendi yaşadıkları dönem için değil, kendilerinden sonra gelecek olan kuşaklar için de bazı isteklerde bulunmuşlardır:

Rabbimiz, ikimizi Sana teslim olmuş(Müslümanlar) kıl ve soyumuzdan Sana teslim olmuş(Müslüman) bir ümmet (ver) Bize ibadet yöntemlerini (yer veya ilkelerini) göster ve tevbemizi kabul et Şüphesiz, Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin Rabbimiz, içlerinden onlara bir elçi gönder, onlara ayetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları arındırsın Şüphesiz, Sen güçlü ve üstün olansın, hüküm ve hikmet sahibisin (Bakara Suresi, 128-129)

Hz İbrahim'in bir başka duasında, Allah'a yakınlaşma yolları aradığı şöyle haber verilmektedir:

Hani İbrahim: "Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster" demişti (Allah ona "İnanmıyor musun?" deyince, "Hayır (inandım), ancak kalbimin tatmin olması için" dedi "Öyleyse, dört kuştut Onları kendine alıştır, sonra onları (parçalayıp) her bir parçasını bir dağın üzerine bırak, sonra da onları çağır Sana koşarak gelirler Bil ki, şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir" (Bakara Suresi, 260)

Ayetten de açıkça anlaşıldığı gibi İbrahim Peygamberin Allah'tan ölüleri nasıl dirilttiğini göstermesini istemesi, inancındaki bir zayıflıktan dolayı değildi Aksine iman etmişti, ama iman ettiği gerçeği tam anlamıyla kavramak istiyordu O, son derece samimi ve içten bir biçimde Allah'ın bir mucizesine tanık olmayı istemiş, Allah bu samimi duaya icabet etmişti

Hz İbrahim'in babası bir putperestti O, babasına dini tebliğ etmişancak babası iman etmeyi kabul etmemişti İbrahim Peygamber ise babası için Allah'tan bağışlanma dilemişti:

(İbrahim "Selam üzerine olsun, senin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim, çünkü, O, bana pek lütufkardır" dedi Sizden ve Allah'tan başka taptıklarınızdan kopup-ayrılıyorum ve Rabbime dua ediyorum Umulur ki, Rabbime dua etmekle mutsuz olmayacağım" (Meryem Suresi, 47-48)

Hz İbrahim'in, babası bir mümin olmadığı halde onun için Allah'a dua etmesinin gerçek nedeni de Kuran ayetlerinde şöyle haber verilmektedir:

Kendilerine onların gerçekten çılgın ateşin arkadaşları oldukları açıklandıktan sonra -yakınları dahi olsa- müşrikler için bağışlanma dilemeleri Peygambere ve iman edenlere yaraşmaz İbrahim'in babası için bağışlanma dilemesi, yalnızca ona verdiği bir söz dolayısıyla idi Kendisine, onun gerçekten Allah'a düşman olduğu açıklanınca ondan uzaklaştı Doğrusu İbrahim, çok duygulu, yumuşak huyluydu (Tevbe Suresi, 113-114)

Bugün milyonlarca insanın ziyaret ettiği Mescid-i Haram'a yani Kabe'ye ilk yerleşen Hz İbrahim, duasının devamında oğulları İsmail, İshak ve tüm müminler için şu isteklerde bulunmuştu:

Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim; Rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım), böylelikle Sen, insanların bir kısmının kalblerini onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım ürünlerden rızıklandır Umulur ki şükrederler Rabbimiz, şüphesiz Sen, bizim saklı tuttuklarımızı da, açığa vurduklarımızı da bilirsin Yerde ve gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz Hamd, Allah'a aittir ki, O, bana ihtiyarlığa rağmen İsmail'i ve İshak'ı armağan etti Şüphesiz Rabbim, gerçekten duayı işitendir Rabbim, beni namazı(nda) sürekli kıl, soyumdan olanları da Rabbimiz, duamı kabul buyur Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni, anne-babamı ve mü'minleri bağışla (İbrahim Suresi, 37-41)

Görüldüğü gibi Hz İbrahim duasında hem Allah'ın sıfatlarını saymakta, hem de O'na şükretmektedir O'ndan istediği şeyler de, kendisini O'na yakınlaştıracak, ahirette bağışlanmasına vesile olacak isteklerdir







HZLUT'UN DUALARI

Kuran'da "hüküm ve ilim" verilen peygamber olarak bahsedilen Hz Lut, Nuh Peygamber gibi kavmine uzun yıllar boyunca hak dini tebliğ etmiştir Ancak Allah'ın sınırlarını çiğneyerek eşcinsel ilişkilerde bulunan kavminin Hz Lut'a cevabı hep olumsuz olmuştur:

Hani Lut da kavmine şöyle demişti: "Sizden önce alemlerden hiç kimsenin yapmadığı hayasız-çirkinliği mi yapıyorsunuz? Gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz Doğrusu siz, ölçüyü aşan (azgın) bir kavimsiniz Kavminin cevabı: "Yurdunuzdan sürüp çıkarın bunları, çünkü bunlar çokça temizlenen insanlarmış!" demekten başka olmadı (A'raf Suresi, 80-82)

Lut Kavmi, Allah'ın elçisini tanımamakla kalmayıp, ona karşı açıkça meydan okumuştu Hz Lut ise kavmini uzun bir zaman tevhid dinine çağırdı, herhangi bir olumlu cevap alamayınca Allah'a şöyle dua etti:

Dedi ki: "Rabbim, fesat çıkaran (bu) kavme karşı bana yardım et" (Ankebut Suresi, 30)

Hz Lut'un duasını Allah kabul etti ve Allah'ın elçisine başkaldıran Lut Kavmi helak oldu:

Şüphesiz Biz, fasıklık yapmalarından dolayı, bu ülke halkının üstüne gökten iğrenç bir azab indireceğiz Andolsun, Biz akledebilecek bir kavim için orada apaçık bir ayet bırakmışızdır (Ankebut Suresi, 34-35)

Bu örnekte gördüğümüz gibi dua, sadece insanların iyiliği, dünya ve ahiret saadeti için olmayabilir Allah'ın sınırlarını çiğneyen, müminlere zulmeden toplulukların helakı için birçok peygamber dua etmiştir Hz Lut'un duası da buna bir örnektir









HZ EYÜP'ÜN DUALARI

Kuran'da dört yerde Hz Eyüp'ten bahsedilir ve onun sabrı müminlere örnek olarak gösterilir Allah'tan vahiy alan seçilmişbir kul olan Hz Eyüp (Nisa Suresi, 163), ciddi bir hastalığa yakalanarak sıkıntı çekmiştir Ancak içinde bulunduğu her türlü ağır şartta daima sabrı ve Allah'a olan güveni ile öne çıkmıştır Allah onun bu vasfını tüm müminlere örnek olarak gösterir:

Gerçekten, Biz onu sabredici bulduk O, ne güzel kuldu Çünkü o, (daima Allah'a) yönelip-dönen biriydi (Sa'd Suresi, 44)

Hz Eyüp yakalandığı hastalığın yanısıra bir de şeytanın olumsuz telkini ile karşı karşıya kalmıştı Ancak Hz Eyüp bu sıkıntısını samimi olarak Allah'a açmışve O'ndan yardım dileyerek dua etmiştir:

Kulumuz Eyyub'u da hatırla Hani o: "Herhalde şeytan, bana kahredici bir acı ve azab dokundurdu" diye Rabbine seslenmişti (Sad Suresi, 41)

Bir başka ayette, Hz Eyüp'ün içli duasından şöyle söz edilir:

Eyüp de; hani o Rabbine çağrıda bulunmuştu: "Şüphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi Sen merhametlilerin en merhametli olanısın" (Enbiya Suresi, 83)

Allah elbette bu salih kulunun duasına icabet etmiştir Allah'ın Hz Eyüb'e verdiği cevap ayetlerde şöyle aktarılır:

Böylece onun duasına icabet ettik Kendisinden o derdi giderdik; ona Katımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir zikir olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir katını daha verdik (Enbiya Suresi, 84)

Allah insanları çok farklı şekillerde imtihan etmektedir Allah'ın salih kullarından biri olan Hz Eyüp de şiddetli bir sıkıntı ile denenmiştir Benzer sıkıntılar, yine dünyadaki imtihan ortamı içinde başka müminlerin başına da gelebilir Dolayısıyla bu tür bir durumda kalan bir mümin, Hz Eyüp örneğinde olduğu gibi, imtihanın şekli ve süresi ne olursa olsun Allah'ın insana taşıyamayacağı yükü yüklemeyeceğinin bilincinde olmalıdır





HZ YUSUF'UN DUALARI

Hz Yusuf kıssası, dua konusunda müminler için güzel örneklerle doludur Hz Yusuf, karşılaştığı her türlü sıkıntıya karşı tevekküllü ve teslimiyetli davranmasıyla, Allah'a olan sadakatiyle, sağlam bir imanın tüm alametlerini göstermiştir

Hz Yusuf'a ve babası Hz Yakup'a isabet eden sıkıntılar, küçük yaştaki Hz Yusuf'un kıskanç kardeşleri tarafından kuyuya atılıp bir kurt tarafından yenmişgibi gösterilmesiyle başlar Ancak Hz Yakup, çok sevdiği oğlunun başına gelen bu olay karşısında Allah'a olan teslimiyetini korur:

Ve üzerine yalandan kan (sürülmüş) ola gömleğini getirdiler "Hayır" dedi Nefsiniz, sizi yanıltıp (böyle) bir işe sürüklemiş Bundan sonra (bana düşen) güzel bir sabırdır Sizin bu düzüp-uydurduklarınıza karşı yardım istenecek olan Allah'tır" (Yusuf Suresi, 18)

Ayetten de anlaşılacağı gibi oğlunun kanlı gömleği ile karşılaşan Hz Yakup, gerçek bir mümin tavrı göstererek yapacağı en doğru davranışın "sabır, tevekkül ve dua" olacağını söyler Nitekim kuyuya atılarak ölüme terk edilen Hz Yusuf, bir mucize eseri yoldan geçen bir kervan tarafından bulunur Onu bulan kafile, onu para karşılığında satmaya karar verir ve yanlarına alır

Bunun ardından köle olarak önde gelen bir Mısırlıya satılan Hz Yusuf'a, ergenlik çağına geldiğinde Allah "ilim ve hikmet" (Yusuf Suresi, 22) verir

O'nu satın alan Mısırlının karısı, ayette bildirildiğine göre ondan murad almak ister Bunu kabul etmeyen Hz Yusuf'u hapse attırmakla tehdit eder Bunun üzerine Hz Yusuf şöyle dua eder:

(Yusuf) Dedi ki:"Rabbim, zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha sevimlidir Kurdukları düzeni benden uzaklaştırmazsan, onlara (korkarım) eğilim gösterir, (böylece) cahillerden olurum (Yusuf Suresi, 33)

Ayette görüldüğü gibi Hz Yusuf, duasında içinde bulunduğu durumu samimi olarak itiraf etmiştir Bunun ardından hapse atılan Hz Yusuf, zindanda yanındakilere tebliğe başlar:

“Ey zindan arkadaşlarım, birbirinden ayrı (bir sürü) Rabler mi daha hayırlıdır, yoksa kahhar (kahredici) olan bir tek Allah mı? Sizin Allah’tan başka taptıklarınız, Allah’ın kendileri hakkında hiçbir delil indirmediği, sizin ve atalarınızın ad olarak adlandırdıklarınızdan başkası değildir Hüküm, yalnızca Allah’ındır O, Kendisi’nden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir Dosdoğru olan din işte budur, ancak insanların çoğu bilmezler” (Yusuf Suresi, 39-40)

Yıllar boyu orada kaldıktan sonra, Mısırlı'nın karısının da Hz Yusuf'un masum olduğunu söylemesi üzerine Hz Yusuf zindandan çıkarılır (Yusuf Suresi, 51-54)

Tüm bu sıkıntıların ardından Hz Yusuf'un duası kabul edilir ve kuyuya atılma ile başlayan olaylar, ülkenin iktidarında söz sahibi olmasıyla devam eder:

İşte böylece Biz yeryüzünde Yusuf'a güç ve imkan (iktidar) verdik Öyle ki, orada (Mısır'da) dilediği yerde konakladı (Yusuf Suresi, 56)

Böylece iktidar sahibi olan Hz Yusuf, kendisini zindandan çıkararak hazinenin başına geçiren Allah'a şükreder ve dünyada Müslüman olarak ölmek ve ahirette de salihlerle birlikte olmak için dua eder:

Rabbim, Sen bana mülkten (bir pay ve onu yönetme imkanını) verdin, sözlerin yorumundan (bir bilgi) öğrettin Göklerin ve yerin Yaratıcısı, dünyada ve ahirette benim velim Sensin Müslüman olarak benim hayatıma son ver ve beni salihlerin arasına kat (Yusuf Suresi, 101)

Alıntı Yaparak Cevapla