Prof. Dr. Sinsi
|
Kur'an'da Peygamber Duaları.

HZ ŞUAYB'IN DUALARI
Medyen ve Eyke halkına peygamber olarak gönderilen Hz Şuayb, Allah'ın sınırlarını çiğneyen kavmini imana davet etmişti (Araf Suresi, 85)
Medyen halkının Hz Şuayb'a cevabı Nuh ve Lut kavimlerinin cevaplarından farklı olmadı Hz Şuayb'ın söylediklerini kabul etmeyen kavim, onu ve diğer müminleri yaşadıkları topraklardan sürgün etmekle tehdit etti:
Kavminin önde gelenlerinden büyüklük taslayanlar (müstekbirler) dediler ki: "Ey Şuayb, seni ve seninle birlikte iman edenleri ya ülkemizden sürüp-çıkaracağız veya mutlaka bizim dinimize geri döneceksiniz  " (Araf Suresi, 88)
Hz Şuayb ise, Medyen halkının duyarsızlığı ve tehditkar tavrı üzerine Allah'a tevekkül ederek O'na dua etti:
Allah bizi ondan kurtardıktan sonra, bizim tekrar sizin dininize dönmemiz Allah'a karşı yalan yere iftira düzmemiz olur Rabbimiz olan Allah'ın dilemesi dışında, ona geri dönmemiz bizim için olacak işdeğildir Rabbimiz, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır Biz Allah'a tevekkül ettik 'Rabbimiz, bizimle kavmimiz arasında 'Sen hak ile hüküm ver,' Sen 'hüküm verenlerin' en hayırlısısın (A'raf Suresi, 89)
Sonunda Lut ve Nuh kavminin başına gelenler Medyen halkının da başına geldi Hz Şuayb'ın duası üzerine Allah hükmünü verdi ve Allah'ın elçisini tanımayan kavim helak edildi:
Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da, kendi yurtlarında diz üstü çökmüşolarak sabahladılar Şuayb'ı yalanlayanlar, sanki orda 'hiç refah içinde yaşamamışlar' gibi oldular: Şuayb'ı yalanlayanlar, asıl büyük hüsrana uğradılar (Araf Suresi, 91-92)

HZ SÜLEYMAN'IN DUALARI
Hz Süleyman'ın önemli özelliklerinden biri, büyük bir güç ve iktidara sahip olmasıydı Ona birçok üstün yetenekler de verilmişti Hz Süleyman'a verilen bu üstün yetenekler arasında cinleri yönetmek, hatta hayvanlarla konuşmak da bulunuyordu Hz Süleyman'ın hayvanların konuşmalarını anlaması Kuran ayetlerinde şöyle haber verilir:
Süleyman, Davud'a mirasçı oldu ve dedi ki: "Ey insanlar, bize kuşların konuşma-dili öğretildi ve bize herşeyden (bol bir nimet) verildi Gerçekten bu, apaçık bir üstünlüktür "(Neml Suresi, 16)
Kendisine verilen üstünlüklerden dolayı Allah'a şükreden Hz Süleyman'ın duası ise şöyledir:
"  Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın salih bir amelde bulunmamı ilham et ve beni rahmetinle salih kulların arasına kat " (Neml Suresi, 19)
Allah Hz Süleyman'a bazı özel yeteneklerin dışında büyük maddi imkanlar da sunmuştu Hz Süleyman da bu zenginliklere karşı O'na hep şükretmişve şöyle dua etmişti:
Rabbim, beni bağışla ve benden sonra hiç kimseye nasib olmayan bir mülkü bana armağan et Şüphesiz Sen, karşılıksız armağan edensin (Sad Suresi, 35)
Daha önceki bölümlerde dua konularının sadece şahsi ve dünyevi istekler olmaması gerektiği üzerinde durmuştuk Hz Süleyman'ın "hiç kimseye nasip olmayan bir mülk" istemesi de dünyevi bir istek değil, aslında ahirete yönelik bir istektir Nitekim onun "  gerçekten ben mal sevgisini Allah'ı zikretmekten dolayı tercih ettim  " (Sad Suresi, 32) dediği ayetlerde bildirilmektedir
Eğer bir insan elinde bulunan maddi imkanları Allah rızası için kullanıyor ve bu imkanlar onu Allah'a yakınlaştırıyor, Allah'ı anmasına vesile oluyorsa, onun dünya nimetlerini istemesi konusunda sıkıntı duymasına gerek yoktur Çünkü artık bu nimetler onu ahirete yakınlaştıracak birer vesile haline gelmiştir

HZ ZEKERİYA'NIN DUALARI
Kuran'ın üç ayrı suresinde Hz Zekeriya'nın dualarından bahsedilir Yaşı ilerlemişolan Hz Zekeriya, kendi ardından kavmi içinde imanı ayakta tutması için Allah'tan bir varis istemiştir Kendisi çocuk sahibi olmak için oldukça yaşlı, karısı ise kısır olduğu için varisi yoktur ve Allah'a duada bulunmuştur:
Hani o, Rabbine gizlice seslendiği zaman; Demişti ki: “Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu; ben sana dua etmekle mutsuz olmadım Doğrusu ben, arkamdan gelecek yakınlarım adına korkuya kapıldım, benim karım da bir kısır (kadın)dır Artık bana Kendi Katından bir yardımcı armağan et Bana mirasçı olsun Yakup oğullarına da mirasçı olsun Rabbim, onu razı olunan kıl ” (Meryem Suresi, 3-6)
Orada Zekeriya Rabbine dua etti: “Rabbim, bana Katından tertemiz bir soy armağan et Doğrusu Sen, duaları işitensin” dedi (Al-i İmran Suresi, 38)
Zekeriya da; hani Rabbine çağrıda bulunmuştu: “Rabbim, beni yalnız başıma bırakma, Sen mirasçıların en hayırlısısın ” (Enbiya Suresi, 89)
Ayette Hz Zekeriya'nın Allah'a gizlice seslendiği bildirilmektedir Bu, samimiyetin en büyük göstergelerinden biridir Nitekim Allah, Kendisine bu tür bir samimiyet içinde çağrıda bulunan Hz Zekeriya'nın duasını kabul etmiştir:
Onun duasına icabet ettik, kendisine Yahya’yı armağan ettik, eşini de doğurmaya elverişli kıldık Gerçekten onlar hayırlarda yarışırlardı, umarak ve korkarak Bize dua ederlerdi Bize derin saygı gösterirlerdi (Enbiya Suresi, 90)
(Allah buyurdu “Ey Zekeriya, şüphesiz Biz seni, adı Yahya olan bir çocukla müjdelemekteyiz; Biz bundan önce ona hiçbir adaşkılmamışız ” (Meryem Suresi, 7)
O mihrapta namaz kılarken, melekler ona seslendi: “Allah, sana Yahya’yı müjdeler O, Allah’tan olan bir kelimeyi (İsa’yı) doğrulayan, efendi, iffetli ve salihlerden bir peygamberdir ” (Al-i İmran Suresi, 39)
Ayetlerin devamında bildirildiğine göre, Hz Zekeriya Allah'ın duasına karşılık ileri yaşına rağmen kendisine bir erkek evlat bağışlamasına şaşırır Kendisine müjdeyi ileten melek ise O'na Allah'ın kudretini hatırlatır:
Dedi ki: "Rabbim, karım kısır (bir kadın) iken, benim nasıl oğlum olabilir? Ben de yaşlılığın son basamağındayım " (Ona gelen melek "İşte böyle" dedi "Rabbin dedi ki: - Bu Benim için kolaydır, daha önce sen hiçbir şey değil iken, seni yaratmıştım " (Meryem Suresi, 8-9)
Önceki bölümlerde Allah'ın samimi kullarının dualarına onlar için en hayırlı olacak şekilde icabet ettiğini belirtmiştik Ve Allah'ın içten çağrıda bulunan inananların tek dostu ve yardımcısı olduğunu da bildirmiştik Allah, çocuk sahibi olması imkansız gibi görünen Hz Zekeriya'ya da, samimi duasına icabet ederek salih bir oğul armağan etmiştir

HZ YUNUS'UN DUALARI
Kuran'da, Hz Yunus'tan şöyle söz edilir:
Şüphesiz Yunus da gönderilmiş(elçi)lerdendi Hani o, dolu bir gemiye kaçmıştı Böylece kur'aya katılmıştı da, kaybedenlerden olmuştu Derken onu balık yutmuştu, oysa o kınanmıştı (Saffat Suresi, 139-142)
Hz Yunus peygamber olarak gönderildiği kavmini terk etmişti Yukarıdaki ayetlerde görüldüğü gibi, binmiş olduğu gemide yolcular arasında kura çekilmiş ve kura sonucunda onun denize atılmasına karar verilmişti Yine Kuran’da bildirildiğine göre, denize atılan Hz Yunus, dev bir balık tarafından yutulmuştur
Balığın karnında iken pişmanlık duyan Hz Yunus, Allah’a şöyle dua etmiştir:
Senden başka ilah yoktur, Sen Yücesin, gerçekten ben zulmedenlerden oldum (Enbiya Suresi, 87)
Allah ise Hz Yunus'un samimi duasına karşılık onu mucizevi bir biçimde kurtarmıştır:
Bunun üzerine duasına icabet ettik ve onu üzüntüden kurtardık İşte Biz, iman edenleri böyle kurtarırız (Enbiya Suresi, 88)
Hz Yunus'u Allah daha sonra da itaatli bir kavmin başına geçirmiştir:
"Onu yüzbin veya (sayısı) daha da artan (bir topluluk)a (Peygamber olarak) gönderdik Sonunda ona iman ettiler, Biz de onları bir süreye kadar yararlandırdık " (Saffat Suresi, 147-148)
Daha önceki bölümlerde Allah'ın bir duayı kabul ederken bunu belli sebeplere bağladığını, ancak dilerse sebepsiz de istenilen şeyi gerçekleştirebileceğini ve bunun göklerin ve yerin Rabbi olan Allah için son derece kolay olduğunu söylemiştik Allah Hz Yunus'un duasını kabul ederken de her türlü zor görünen şartı ortadan kaldırmışve Hz Yunus'u balığın karnından kurtarmıştır Bu, insanın hiçbir zaman Allah'ın rahmetinden umut kesmemesi ve hep O'na dua etmesi gerektiğinin çarpıcı delillerinden biridir İnsan Rabbimize içten yöneldiği müddetçe, kesin bir karşılık görecektir

HZ İSA'NIN DUALARI
Kuran'da, Hz İsa'dan söz edilirken şöyle denir:
"  Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih'tir O, dünyada ve ahirette 'seçkin, onurlu, saygındır' ve (Allah'a) yakın kılınanlardandır " (Al-i İmran Suresi, 45)
Kuran’da havarilerinin Hz İsa’dan Allah’a dua etmesini ve gökten bir sofra talep indirilmesini istedikleri haber verilir “Sofra” anlamına gelen Maide Suresi’nde anlatılan bu olay şöyledir:
Havariler: "Ey Meryem oğlu İsa, Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?" demişlerdi O da: "Eğer inanmışlarsanız Allah'tan korkup-sakının" demişti (Bu sefer Havariler "Ondan yemek istiyoruz, kalplerimiz tatmin olsun, senin de gerçekten bize doğru söylediğini bilelim ve buna şahidlerden olalım" demişlerdi (Maide Suresi, 112-113)
Havarilerin bu isteklerinin altında olağanüstü bir olay görmek isteği yatıyordu Hz İsa, bu mucize isteğinin yersiz olduğunu belirtmesine rağmen, havariler gökten sofra inerse kalplerinin daha da tatmin olacağını söyleyerek ısrar ettiler Hz İsa ise, havarilerin bu istekleri üzerine Allah'a dua ederken, Kuran'daki birçok dua örneğinde olduğu gibi Allah'ı sıfatlarıyla andı Kuran'da, Hz İsa'nın bu duasından şöyle söz edilir:
Meryem oğlu İsa: "Allah'ım, Rabbimiz, bize gökten bir sofra indir, öncemiz ve sonramız için bir bayram ve Sen'den de bir belge olsun Bizi rızıklandır, Sen rızık vericilerin en hayırlısısın" demişti (Maide Suresi, 114)
Allah Hz İsa'nın duasını kabul etti ve şöyle buyurdu:
Allah demişti ki: "Şüphesiz ben bunu size indireceğim Artık bundan sonra sizden kim inkâr ederse, ben onu gerçekten alemlerden hiç kimseyi azablandırmayacağım bir azabla azablandıracağım " (Maide Suresi, 115)
Hz İsa'nın Maide Suresi'ndeki ikinci duası ise, havarilerin korunup gözetlenmesi ve bağışlanması konusundaydı:
Allah: "Ey Meryem oğlu İsa, insanlara, beni ve anneni Allah'ı bırakarak iki ilah edinin, diye sen mi söyledin?" dediğinde (İsa şöyle dedi); "Seni tenzih ederim, hakkım olmayan bir sözü söylemek bana yakışmaz Eğer bunu söyledimse mutlaka Sen onu bilmişsindir Sen bende olanı bilirsin, ama ben Sen'de olanı bilmem Gerçekten, görünmeyenleri (gaybleri) bilen Sen'sin Sen "
"Ben onlara bana emrettiklerinin dışında hiçbir şeyi söylemedim (O da şuydu 'Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin ' Onların içinde kaldığım sürece, ben onların üzerinde bir şahidim Benim (dünya) hayatıma son verdiğinde, üzerlerindeki gözetleyici Sen'din Sen herşeyin üzerine şahid olansın " Eğer onları azablandırırsan, şüphesiz onlar Senin kullarındır, eğer onları bağışlarsan, şüphesiz aziz olan, hakim olan Sen'sin Sen " (Maide Suresi, 116-118)
|