Yalnız Mesajı Göster

Meleklerin Görevleri Ve Çeşitleri

Eski 08-05-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Meleklerin Görevleri Ve Çeşitleri



Cenâb-ı 'ın bütün melekler içinde üstün kıldığı dört büyük melek

Melek kelimesi Arapça'da "haberci" anlamına gelmektedir Çoğulu "melâike" olarak gelmekte ise de, gerek Türkçe'de ve gerekse Arapça'da çoğul manasına "melek"' olarak da kullanılmaktadır

Melekler, ruh gibi lâtîf, nûrânî, mahiyetleri katında malum, varlıkları bizim dünyamıza ait olmayan fakat insanlarla ilgili bir takım görevleri bulunan varlıklardır Akıl ve nutukları olup; şehvet ve gadap gibi beşerî ihtirasları, yemeleri, içmeleri yoktur Evlenmek, doğmak ve doğurmaktan uzaktırlar Çeşitli şekillere girebilirler 'ın emrine asla isyan etmezler, yerde ve gökte bir takım vazifeler ile meşgul olurlar Daima Yüce 'ı tesbih ve zikrederler Meleklerin bu özellikleri için bakınız: (el-En'âm, 6/9,100; el-Hicr 15/8; el-Fâtır 35/1; el-Meâric 70/4)

Meleklerin sayısı ve her birinin hangi işlerle vazifeli oldukları bizce malûm değildir Ancak bunlardan bir kısmı ve vazifeleri Kur'an-ı Kerîm'de ve Hz Peygamber'in hadislerinde bildirilmiştir Bu bilgilere göre"büyük melekler" olarak tanınan dört melek vardır ki, bunlar: Cebrâil, Azrail, İsrafil ve Mikâil'dir

Cebrâil: Kur'an'da üç yerde "Cibrîl" olarak geçmekte (el-Bakara 2/97, 98; et-Tahrim 66/4) diğer bazı ayetlerde de kendisinden Rûhu'l-Kudüs ve Rûh olarak bahsedilmektedir (el-Bakara 2/87, 253; el-Mâide 5/110)

Vazifesi, 'ın emir ve nehiylerini peygamberlerine bildirmektir Bütün vahiy onun vasıtasıyla nazil olmuştur

Cebrâil, bu görevi yerine getirirken peygamberimize çeşitli şekil ve suretlerde gelirdi Birçok defa insan şeklinde bu görevini ifa ederdi İnsan şekline girdiğinde daha ziyade Dıhye isimli sahabenin kılığında, bazan da normal bir bedevî olarak gelirdi ki, "Cibrîl hadisi" diye bilinen hadisin vukûunda Hz Peygamber'e bu kılıkta gelmiştir

Cebrâil bu gelişlerinin sadece iki defasında aslî suretinde görünmüştür Bunlardan birisi (en-Necm, 53/6-7) ayetlerinin nuzûlünde, diğeri ise yine Necm suresinin 13 ve 14 ayetlerinin nuzûlü esnasındadır (Tecrid-i Sarih Tercümesi, IX, 95)

Azrâil: Kur'an-ı Kerîm'de

"Melekü'l-mevt" ( = ölüm meleği) olarak geçmektedir " Ey Muhammed de ki; size vekil kılınan ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz" (es-Secde, 32/11)

'ın emri ve izni ile canlıların, ölecekleri zaman canlarını almakla vazifelidir

İsrafil: Kur'an'da "İsrâfil" olarak ismi geçmemektedir Ancak, kıyametin vukûu ile ilgili ayette "(İsrâfil tarafından birinci sefer) Sûr'a üflenince 'ın dilediği (melekler) müstesna göklerde olanlar ve yerde olanlar bayılırlar (ölürler) Sonra Sûr'a (ikinci defa) üflenince ölüler mezarlarından kalkıp bakınıp dururlar" (ez-Zümer 39/6Cool buyurulmakta, dolayısıyla isim olarak olmasa da bu meleğin vazifesi bu ayetle belirtilmektedir Buradan kıyametin ve ahiret gününün yani yeniden dirilmenin başlangıcında bir Sûr'a üfürme olacağı anlaşılmaktadır ki, bu işle vazifeli melek İsrâfil (as) dır Bu görevinden dolayı İsrafil'e "Sûr meleği" ismi de verilmektedir

Ayrıca İsrâfil'in, "Levh-i Mahfuz"* da yazılanları okumak ve ilgili meleğe haber vermekle de görevli olduğu bilinmektedir

Mikâil: Kur'an-ı Kerîm'de bir yerde "Mikâil" olarak zikredilmektedir (el-Bakara 2/9Cool

Mikâil'in görevi: yağmurun yağdırılması, rüzgârın estirilmesi ve mevsimlerin tanzimi gibi tabiat olaylarını 'ın emri ve izni ile vukua getirmektir

Bu dört meleğin dışında, her insanın yanında bulunan ve daima onun küçük, büyük, gizli ve aşikâr yaptığı bütün işleri yazan melekler vardır ki, bunlara "Kirâmen kâtibîn"* denir Ayrıca öldükten sonra kabirde sual sormakla vazifeli "Münker* ve Nekir"* melekleri de vardır

Meleklere inanmak, müslümanlığın iman ve itikat esaslarındandır İnanmayan, müslüman olamaz; inkâr eden de dinden çıkar Zira, Kur'an-ı Kerîm'de meleklerin varlığından bahsedilmekte, bir kısmının ise bizzat isimleri geçmektedir Yüce şöyle buyuruyor: "Her kim 'a ve meleklerine ve peygamberlerine ve Cibrîl'e ve Mikâil'e düşman olursa da kâfirlere düşmandır" (el-Bakara 2/9Cool Ayrıca Kur'an'da Fâtır suresinin bir diğer adı da "Melâike suresi"dir

Melekler, bilfiil vardır Onları görememiş olmamız onların yokluğu yolunda bir delil teşkil etmez Onların bizim tarafımızdan görülmemesi, farklı bir şekilde yaratılmış bulunmalarından, vücudlarının rûhânî ve nûrâni olmalarındandır Bizim gözümüz ise onları görebilecek şekilde yaratılmamıştır Nitekim kendi aklımızı ve ruhumuzu da göremiyoruz, fakat onların varlığına inanıyoruz

İnsanın amellerini kaydeden melekler

İnsan, bütün varlıkların en seçkini olduğundan onun söz ve amelleri meleklerce kaydedilmektedir Kiramen Katibinin nasıl görev yaptıkları meçhulümüz olmakla beraber, insandaki hafıza, insanların amellerinin kaydedildiğine güzel bir misaldir Hayatımızın başlıca olaylarını yıllar sonra da hafıza kaydımızda bulabiliriz Bunun daha ilerisi, meleklerce yapılmakta, her amelimiz her yönüyle kayıtlara geçirilmektedir

Bu kayıt, ehl-i iman açısından büyük bir nimet iken, ehl-i isyan açısından büyük bir hüsran olacaktır Ehl-i iman, cennette dünya maceralarını birbirlerine naklederken, bunların görüntülerini de seyredecekler ve bundan apayrı bir lezzet alacaklardır


Alıntı Yaparak Cevapla