|
Prof. Dr. Sinsi
|
Al-İ İmran Suresi Türkçe Meali
Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla
1- Elif, Lam, Mim
2- Allah  O'ndan başka İlah yoktur Diridir, Kaimdir
3- O, sana Kitab�ı hak ve kendinden öncekileri doğrulayıcı olarak indirdi O, Tevrat'ı ve İncil'i de indirmişti
4- Bundan (Kur�an�dan) önce (onlar) insanlar için bir hidayet idiler Doğruyu yanlıştan ayıran (Furkan)ı da indirdi Gerçek şu ki, Allah'ın ayetlerini inkar edenler için şiddetli bir azap vardır Allah güçlüdür, intikam alıcıdır
5- Şüphesiz, yerde ve gökte Allah'a hiçbir şey gizli kalmaz
6- Döl yataklarında size dilediği gibi suret veren O'dur O'ndan başka İlah yoktur; üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir
7- Sana Kitab�ı indiren O'dur Ondan, Kitab�ın anası (temeli) olan bir kısım ayetler muhkem'dir; diğerleri ise müteşabihtir Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar Oysa onun tevilini Allah'tan başkası bilmez İlimde derinleşenler ise: "Biz ona inandık, tümü Rabbimiz'in Katındandır" derler Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez
8- "Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi kaydırma ve Katından bize bir rahmet bağışla Şüphesiz, bağışı en çok olan Sensin Sen "
9- "Rabbimiz, kendisinde şüphe olmayan bir günde insanları gerçekten Sen toplayacaksın Doğrusu Allah, va'dinden cayıp-dönmez "
10- Şüphesiz inkar edenler, onların malları da, çocukları da kendilerine Allah'tan (gelecek azaba karşı) hiçbir şey kazandırmaz Ve onlar ateşin yakıtıdırlar
11- Tıpkı Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin gidiş tarzı gibi Ayetlerimizi yalanladılar, böylece Allah günahları nedeniyle onları yakalayıverdi Allah, (cezayla) sonuçlandırması pek şiddetli olandır
12- İnkar edenlere de ki: "Yakında yenilgiye uğratılacaksınız ve toplanıp cehenneme sürüleceksiniz " Ne kötü yataktır o
13- Karşı karşıya gelen iki toplulukta, sizin için andolsun bir ayet (ibret) vardır Bir topluluk, Allah yolunda çarpışıyordu, diğeri ise kafirdi ki göz görmesiyle karşılarındakini kendilerinin iki katı görüyorlardı İşte Allah, dilediğini yardımıyla destekler Şüphesiz bunda, basiret sahipleri için gerçekten bir ibret vardır
14- Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış altın ve gümüşe, salma güzel atlara, hayvanlara ve ekinlere duyulan tutkulu şehvet insanlara 'süslü ve çekici' kılındı Bunlar, dünya hayatının metaıdır Asıl varılacak güzel yer Allah Katında olandır
15- De ki: "Size bundan daha hayırlısını bildireyim mi? Korkup sakınanlar için Rablerinin Katında, içinde temelli kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler, tertemiz eşler ve Allah'ın rızası vardır Allah, kulları hakkıyla görendir "
16- Onlar: "Rabbimiz şüphesiz biz iman ettik, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru" diyenler;
17- Sabredenler, doğru olanlar, gönülden boyun eğenler, infak edenler ve 'seher vakitlerinde' bağışlanma dileyenlerdir
18- Allah, gerçekten Kendisi'nden başka İlah olmadığına şahitlik etti; melekler ve ilim sahipleri de O'ndan başka İlah olmadığına adaletle şahitlik ettiler Aziz ve Hakim olan O'ndan başka İlah yoktur
19- Hiç şüphesiz din, Allah Katında İslam'dır Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki "kıskançlık ve hakka başkaldırma" (bağy) yüzünden ayrılığa düştüler Kim Allah'ın ayetlerini inkar ederse, (bilsin ki) gerçekten Allah, hesabı pek çabuk görendir
20- Eğer seninle çekişip-tartışırlarsa, de ki: "Ben, bana uyanlarla birlikte, kendimi Allah'a teslim ettim " Ve kitap verilenlerle ümmilere de ki: "Siz de teslim oldunuz mu?" Eğer teslim oldularsa, gerçekten hidayete ermişlerdir Fakat yüz çevirdilerse, artık sana düşen yalnızca tebliğ(etmek)dir Allah, kulları hakkıyla görendir
21- Allah'ın ayetlerini inkar edenler, peygamberleri haksız yere öldürenler ve insanlardan adaleti emredenleri öldürenler; işte onlara acıklı bir azabı müjdele
22- Onlar, yaptıkları dünyada ve ahirette boşa gitmiş olanlardır Ve onların yardımcıları yoktur
23- Kendilerine kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? Aralarında Allah'ın kitabı hükmetsin diye çağrılıyorlar da, onlardan bir bölümü yüz çeviriyor Onlar, işte böyle arka dönenlerdir
24- Bu, onların: "Ateş bize sayılı günler dışında kesinlikle dokunmayacak" demelerindendir Onların bu iftiraları, dinleri konusunda kendilerini yanılgıya düşürmüştür
25- Artık onları, kendisinde şüphe olmayan bir gün topladığımızda ve her bir nefse -haksızlığa uğratılmaksızın- kazandığı tam olarak ödendiğinde nasıl olacak?
26- De ki: "Ey mülkün sahibi Allah'ım, dilediğine mülkü verirsin ve dilediğinden mülkü çekip-alırsın, dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın; hayır Senin elindedir Gerçekten Sen, herşeye güç yetirensin "
27- "Geceyi gündüze bağlayıp-katarsın, gündüzü de geceye bağlayıp-katarsın; diriyi ölüden çıkarırsın, ölüyü de diriden çıkarırsın Sen, dilediğine hesapsız rızık verirsin "
28- Mü'minler, mü'minleri bırakıp da kafirleri veliler edinmesinler Kim böyle yaparsa, Allah'tan hiçbir şey (yardım) yoktur Ancak onlardan korunma gayesiyle sakınma(nız) başka Allah, sizi Kendisi'nden sakındırır Varış Allah'adır
29- De ki: "Sinelerinizde olanı -gizleseniz de, açığa vursanız da- Allah bilir Ve göklerde olanı da, yerde olanı da bilir Allah, herşeye güç yetirendir "
30- Her bir nefsin hayırdan yaptıklarını hazır bulduğu ve her ne kötülük işlediyse onunla kendisi arasında uzak bir mesafe olmasını istediği o günü (düşünün) Allah, sizi Kendisi'nden sakındırır Allah, kullarına karşı şefkatli olandır
31- De ki: "Eğer siz Allah'ı seviyorsanız bana uyun; Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın Allah bağışlayandır, esirgeyendir "
32- De ki: "Allah'a ve elçisine itaat edin " Eğer yüz çevirirlerse şüphesiz Allah, kafirleri sevmez
33- Gerçek şu ki, Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini alemler üzerine seçti;
34- Onlar birbirlerinden (türeme tek) bir zürriyettir Allah işitendir, bilendir
35- Hani İmran'ın karısı: "Rabbim, karnımda olanı, 'her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak' Sana adadım, benden kabul et Şüphesiz işiten bilen Sensin Sen" demişti
36- Fakat onu doğurduğunda -Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bilirken- dedi ki: "Rabbim, doğrusu bir kız (çocuğu) doğurdum Erkek ise, kız gibi değildir Ona Meryem adını koydum Ben onu ve soyunu o taşa tutulmuş (kovulmuş) şeytandan Sana sığındırırım "
37- Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi Zekeriya'yı ondan sorumlu kıldı Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu: "Meryem, bu sana nereden geldi?" deyince, "Bu, Allah Katındandır Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verendir" dedi
38- Orada Zekeriya Rabbine dua etti: "Rabbim, bana Katından tertemiz bir soy armağan et Doğrusu Sen, duaları işitensin" dedi
39- O mihrapta namaz kılarken, melekler ona seslendi: "Allah, sana Yahya'yı müjdeler O, Allah'tan olan bir kelimeyi (İsa'yı) doğrulayan, efendi, iffetli ve salihlerden bir peygamberdir "
40- Dedi ki: "Rabbim, bana gerçekten ihtiyarlık ulaşmışken ve karım da kısırken nasıl bir oğlum olabilir?" "Böyledir" dedi, "Allah dilediğini yapar "
41- (Zekeriya) "Rabbim, bana bir alamet (ayet) ver " dedi "Sana alamet, işaretleşme dışında, insanlarla üç gün konuşmamandır Rabbini çokça zikret ve akşam sabah O�nu tesbih et " dedi
42- Hani melekler: "Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı," demişti
43- "Meryem, Rabbine gönülden itaatte bulun, secde et ve rüku edenlerle birlikte rüku et "
44- Bunlar, gayb haberlerindendir; bunları sana vahyediyoruz Onlardan hangisi Meryem'i sorumluluğuna alacak diye kalemleriyle kur'a atarlarken sen yanlarında değildin; çekişirlerken de yanlarında değildin
45- Hani melekler, dediler ki: "Meryem, doğrusu Allah Kendinden bir kelimeyi sana müjdelemektedir Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih'tir O, dünyada ve ahirette 'seçkin, onurlu, saygındır' ve (Allah'a) yakın kılınanlardandır "
46- "Beşikte de, yetişkinliğinde de insanlarla konuşacaktır Ve O salihlerdendir "
47- "Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken, nasıl bir çocuğum olabilir?" dedi (Fakat) Allah neyi dilerse yaratır Bir işin olmasına karar verirse, yalnızca ona "ol" der, o da hemen oluverir "
48- "Ona Kitab�ı, hikmeti, Tevrat�ı ve İncil�i öğretecek "
49- İsrailoğulları�na elçi kılacak (O, İsrailoğulları�na şöyle diyecek:) "Gerçek şu, ben size Rabbinizden bir ayetle geldim Ben size çamurdan kuş biçiminde bir şey oluşturur, içine üfürürüm, o da hemencecik Allah'ın izniyle kuş oluverir Ve Allah'ın izniyle doğuştan kör olanı, alaca hastalığına tutulanı iyileştirir ve ölüyü diriltirim Yediklerinizi ve biriktirdiklerinizi size haber veririm Şüphesiz, eğer inanmışsanız bunda sizin için kesin bir ayet vardır "
50- "Benden önceki Tevrat'ı doğrulamak ve size haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak üzere size Rabbinizden bir ayetle geldim Artık Allah'tan korkup bana itaat edin "
51- "Gerçekten Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir Öyleyse O'na ibadet edin Dosdoğru olan yol işte budur "
52- Nitekim İsa, onlarda inkarı sezince, dedi ki: "Allah için bana yardım edecekler kimdir?" Havariler: "Allah'ın yardımcıları biziz; biz Allah'a inandık, bizim gerçekten Müslümanlar olduğumuza şahid ol" dediler
53- "Rabbimiz, biz indirdiğine inandık ve elçiye uyduk Böylece bizi şahidlerle beraber yaz "
54- Onlar (inanmayanlar) bir düzen kurdular Allah da (buna karşılık) bir düzen kurdu Allah, düzen kurucuların en hayırlısıdır
55- Hani Allah, İsa'ya demişti ki: "Ey İsa, doğrusu senin hayatına Ben son vereceğim, seni Kendime yükselteceğim, seni inkar edenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim Sonra dönüşünüz yalnızca Banadır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranızda Ben hükmedeceğim "
56- "İnkar edenleri ise, dünyada ve ahirette şiddetli bir azapla azaplandıracağım Onların hiç yardımcıları yoktur "
57- "İman edip salih amellerde bulunanların ecirleri eksiksiz ödenecektir Allah, zalim olanları sevmez "
58- Bunları Biz sana ayetlerden ve hikmetli zikirden (Kur'an'dan) okuyoruz
59- Şüphesiz, Allah Katında İsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir Onu topraktan yarattı, sonra ona "ol" demesiyle o da hemen oluverdi
60- Gerçek, Rabbinden (gelen)dir Öyleyse kuşkuya kapılanlardan olma
61- Artık sana gelen bunca ilimden sonra, onun hakkında seninle 'çekişip-tartışmalara girişirlerse' de ki: "Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım; sonra karşılıklı lanetleşelim de Allah'ın lanetini yalan söyleyenlerin üstüne kılalım "
62- Şüphesiz bu, gerçek bir olayın haberidir Allah'tan başka İlah yoktur Ve şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir
63- Eğer yüz çevirirlerse elbette Allah, fesat çıkaranları bilir
64- De ki: "Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda müşterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp bir kısmımız (diğer) bir kısmımızı Rabler edinmeyelim " Eğer yine yüz çevirirlerse, deyin ki: "Şahid olun, biz gerçekten Müslümanlarız "
65- "Ey Kitap Ehli, İbrahim konusunda ne diye çekişip tartışıyorsunuz? Tevrat da, İncil de ancak ondan sonra indirilmiştir Yine de akıl erdirmeyecek misiniz?"
66- İşte sizler böylesiniz; (diyelim ki) hakkında bilginiz olan şeyde tartıştınız, ama hiç bilginiz olmayan bir konuda ne diye tartışıp-duruyorsunuz? Oysa Allah bilir, sizler bilmezsiniz
67- İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyandı: ancak, O hanif (muvahhid) bir Müslümandı, müşriklerden de değildi
68- Doğrusu, insanların İbrahim'e en yakın olanı, ona uyanlar ve bu peygamber ile iman edenlerdir Allah, mü'minlerin velisidir
69- Kitap Ehlinden bir grup, sizi şaşırtıp saptırmayı arzuladı; fakat onlar ancak kendi nefislerini şaşırtıp-saptırırlar da şuuruna varmazlar
70- Ey Kitap Ehli, siz şahid olup dururken, ne diye Allah'ın ayetlerini inkar ediyorsunuz?
71- Ey Kitap Ehli, neden hakkı batıl ile örtüyor ve bildiğiniz halde hakkı gizliyorsunuz?
72- Kitap Ehlinden bir bölümü, dedi ki: "İman edenlere inene gündüzün başlangıcında inanın, bitiminde ise inkar edin Belki onlar da dönerler "
73- "Ve sizin dininize uyanlardan başkasına inanıp güvenmeyin " De ki: "Şüphesiz doğru yol Allah'ın dosdoğru yoludur Size verilenin bir benzeri birine (İslam peygamberine) veriliyor ya da Rabbinizin Katında onlar (Müslümanlar) size karşı deliller getiriyorlar, diye mi (bu telaşınız?) De ki: "Şüphesiz 'lütuf ve ihsan (fazl)' Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir Allah (rahmeti) geniş olandır, bilendir "
74- O, kime dilerse rahmetini tahsis eder, Allah büyük 'lütuf ve ihsan (fazl)' sahibidir
75- Kitap Ehlinden öylesi vardır ki, bir kantar emanet bıraksan onu sana geri verir; öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet bıraksan, sen, onun tepesine dikilip durmadıkça onu sana ödemez Bu onların "ümmiler (zayıf ve bilgisizler veya Ehl-i Kitap olmayanlar) konusunda üzerinizde bir yol (sorumluluk) yoktur" demiş olmalarındandır Oysa kendileri (gerçeği) bildikleri halde Allah'a karşı yalan söylemektedirler
76- Hayır; kim ahdine vefa eder ve sakınırsa şüphesiz Allah da sakınanları sever
77- Allah'ın ahdini ve yeminlerini az bir değere karşılık satanlar  İşte onlar; onlar için ahirette hiçbir pay yoktur, kıyamet gününde Allah onlarla konuşmaz, onları gözetmez ve onları arındırmaz Ve onlar için acı bir azap vardır
78- Onlardan öyleleri vardır ki, dillerini kitaba doğru eğip bükerler, siz onu (bu okur göründüklerini) kitaptan sanasınız diye Oysa o kitaptan değildir "Bu Allah Katındandır" derler Oysa o, Allah Katından değildir Kendileri de bildikleri halde Allah'a karşı (böyle) yalan söylerler
79- Beşerden hiç kimsenin, Allah kendisine kitabı, hükmü ve peygamberliği verdikten, sonra insanlara: "Allah'ı bırakıp bana kulluk edin" deme (hakkı ve yetki)si yoktur Fakat o, "Öğrettiğiniz ve ders verdiğiniz kitaba göre Rabbaniler olunuz� (deme görevindedir )
80- O, melekleri ve peygamberleri Rabler edinmenizi emretmez Siz, Müslüman olduktan sonra, size küfrü mü emredecek?
81- Hani Allah peygamberlerden 'kesin bir söz (misak)' almıştı: "Andolsun size kitap ve hikmetten verip sonra size beraberinizdekini doğrulayan bir elçi geldiğinde, ona kesin olarak iman edecek ve ona yardımda bulunacaksınız " Demişti ki: "Bunu ikrar ettiniz ve bu ağır yükümü aldınız mı?" Onlar: "İkrar ettik" demişlerdi de "Öyleyse şahid olun, Ben de sizinle birlikte şahid olanlardanım" demişti
82- Artık kim bundan sonra yüz çevirirse, onlar fasık olanlardır
83- Peki onlar, Allah'ın dininden başka bir din mi arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde her ne varsa -istese de, istemese de- O'na teslim olmuştur ve O'na döndürülmektedirler
84- De ki: "Biz Allah'a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunlarına indirilene, Musa'ya, İsa'ya ve peygamberlere Rablerinden verilenlere iman ettik Onlardan hiçbiri arasında ayrılık gözetmeyiz Ve biz O'na teslim olmuşlarız "
85- Kim İslam'dan başka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez O, ahirette de kayba uğrayanlardandır
86- Kendilerine apaçık belgeler geldiği ve elçinin hak olduğuna şahid oldukları halde, imanlarından sonra küfre sapan bir kavmi Allah nasıl hidayete erdirir? Allah, zulmeden bir kavmi hidayete erdirmez
87- İşte bunların cezası, Allah'ın meleklerin ve bütün insanların lanetlerinin üzerine olmasıdır
88- İçinde temelli kalıcıdırlar Onların azabı hafifletilmez ve onlar gözetilmezler
89- Ancak bundan sonra tevbe edenler, 'salih olarak davrananlar' başka Çünkü Allah, gerçekten bağışlayandır, esirgeyendir
90- Doğrusu, imanlarından sonra inkar edenler, sonra inkarlarını arttıranlar; bunların tevbeleri kesinlikle kabul edilmez İşte bunlar, sapıkların ta kendileridir
91- Şüphesiz küfredip kafir olarak ölenler, bunların hiçbirisinden, yeryüzü dolusu altını olsa -bunu fidye olarak verse de- kesin olarak kabul edilmez Onlar için acı bir azap vardır ve onların yardımcıları yoktur
92- Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz Her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir
93- Tevrat indirilmeden evvel, İsrail'in kendine haram kıldıklarından başka, İsrailoğulları�na bütün yiyecekler helal idi De ki: "Şu halde eğer doğruysanız, Tevrat'ı getirin de onu okuyun"
94- Artık bundan sonra kim Allah'a karşı yalan uydurup iftira düzerse, işte onlar, zalim olanlardır
95- De ki: "Allah doğru söyledi Öyleyse Allah'ı bir tanıyan (Hanif)ler olarak İbrahim'in dinine uyun O, müşriklerden değildi "
96- Gerçek şu ki, insanlar için ilk kurulan Ev, Bekke (Mekke) de, o, kutlu ve bütün insanlar (alemler) için hidayet olan (Ka'be)dir
97- Orada apaçık ayetler (ve) İbrahim'in makamı vardır Kim oraya girerse o güvenliktedir Ona bir yol bulup güç yetirenlerin Ev'i haccetmesi Allah'ın insanlar üzerindeki hakkıdır Kim de inkar ederse, şüphesiz, Allah alemlere karşı muhtaç olmayandır
98- De ki: "Ey Kitap Ehli, Allah yaptıklarınıza şahid iken, ne diye Allah'ın ayetlerini inkar ediyorsunuz?"
99- De ki: "Ey Kitap Ehli, sizler şahidler olduğunuz halde, ne diye iman edenleri Allah yolundan -onda bir çarpıklık bulmaya yeltenerek- çevirmeye çalışıyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir "
100- Ey iman edenler, eğer kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba boyun eğecek olursanız, sizi imanınızdan sonra tekrar küfre döndürürler
101- Allah'ın ayetleri size okunuyorken ve O'nun elçisi içinizdeyken nasıl oluyor da inkar ediyorsunuz? Kim Allah'a sımsıkı tutunursa, artık elbette o, dosdoğru olan bir yola iletilmiştir
102- Ey iman edenler, Allah'tan nasıl korkup-sakınmak gerekiyorsa öylece korkup-sakının ve siz, ancak Müslüman olmaktan başka (bir din ve tutum üzerinde) ölmeyin
103- Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın Dağılıp ayrılmayın Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın Hani siz düşmanlar idiniz O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar
104- Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun Kurtuluşa erenler işte bunlardır
105- Kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, parçalanıp ayrılan ve anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın İşte onlar için büyük bir azap vardır
106- Bazı yüzlerin ağaracağı, bazı yüzlerin de kararacağı gün  Yüzleri kapkara-kesilecek olanlara: "İmanınızdan sonra inkar ettiniz, öyle mi? Öyleyse inkar etmenize karşılık olarak azabı tadın� (denilir)
107- Yüzleri ağaranlar ise, artık onlar Allah'ın rahmeti içindedirler, içinde de temelli kalacaklardır
108- Bunlar sana hak olarak okumakta olduğumuz Allah'ın ayetleridir Allah, alemlere zulüm isteyen değildir
109- Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır ve (bütün) işler Allah'a döndürülür
110- Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz; maruf (iyi ve İslam'a uygun) olanı emreder, münker olandan sakındırır ve Allah'a iman edersiniz Kitap Ehli de inanmış olsaydı, elbette kendileri için hayırlı olurdu İçlerinden iman edenler vardır, fakat çoğunluğu fıska sapanlardır
111- Onlar size ezadan başka kesinlikle bir zarar veremezler Eğer sizinle savaşırlarsa size arkalarını dönüp kaçarlar Sonra kendilerine yardım da edilmez
112- Her nerede bulunurlarsa bulunsunlar -Allah'ın ipine ve insanların ipine (ahdine) sığınanlar başka- onlara zillet (zorluk damgası) vurulmuştur Onlar, Allah'tan bir gazaba uğradılar da üzerlerine aşağılanma (damgası) vuruldu Bu, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmeleri nedeniyledir (Yine) Bu, isyan etmeleri ve haddi aşmaları dolayısıyladır
113- Onların hepsi bir değildir Kitap Ehli'nden bir topluluk vardır ki, gece vaktinde ayakta durup Allah'ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar
114- Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar İşte bunlar salih olanlardandır
115- Onlar hayırdan her ne yaparlarsa, elbette ondan yoksun bırakılmazlar Allah, muttakileri bilendir
116- Gerçekten inkar edenlerin ise, ne malları, ne çocukları, onlara Allah'tan yana bir şey sağlayamaz İşte onlar, ateşin halkıdırlar, onda temelli olarak kalacaklardır
117- Onların bu dünya hayatındaki harcamaları kendi nefislerine zulmetmiş olan bir kavmin ekinine isabet eden kavurucu soğukluktaki bir rüzgara benzer ki onu (ekini) helak etmiştir Allah, onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi nefislerine zulmetmektedirler
118- Ey iman edenler, sizden olmayanları sırdaş edinmeyin Onlar size kötülük ve zarar vermeye çalışıyor, size zorlu bir sıkıntı verecek şeyden hoşlanırlar Buğz (ve düşmanlıkları) ağızlarından dışa vurmuştur, sinelerinin gizli tuttukları ise, daha büyüktür Size ayetlerimizi açıkladık; belki akıl erdirirsiniz
119- Sizler, işte böylesiniz; onları seversiniz, oysa onlar sizi sevmezler Siz kitabın tümüne inanırsınız, onlar sizinle karşılaştıklarında "inandık" derler, kendi başlarına kaldıklarında ise, size olan kin ve öfkelerinden dolayı parmak uçlarını ısırırlar De ki: "Kin ve öfkenizle ölün " Şüphesiz Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir
120- Size bir iyilik dokununca tasalanırlar, size bir kötülük isabet ettiğindeyse buna sevinirler Eğer siz sabreder ve sakınırsanız, onların 'hileli düzenleri' size hiçbir zarar veremez Şüphesiz, Allah, yapmakta olduklarını kuşatandır
121- Hani sen, mü'minleri savaşmak için elverişli yerlere yerleştirmek için evinden erkenden ayrılmıştın Allah işitendir, bilendir
122- O zaman sizden iki grup, neredeyse 'çözülüp geri çekilmek' istemişti Oysa Allah onların (Velisi) yardımcısıydı Artık mü'minler, yalnızca Allah'a tevekkül etmelidir
123- Andolsun, siz güçsüz iken Allah size Bedir'de yardımıyla zafer verdi Şu halde Allah'tan sakının, O'na şükredebilesiniz
124- Sen mü'minlere: "Rabbinizin size meleklerden indirilmiş üç bin kişiyle yardım-iletmesi size yetmez mi?" diyordun
125- Evet, eğer sabrederseniz, sakınırsanız ve onlar da aniden üstünüze çullanıverirlerse, Rabbiniz size meleklerden nişanlı beş bin kişiyle yardım ulaştıracaktır
126- Allah bunu (yardımı) size ancak bir müjde olsun ve kalpleriniz bununla tatmin bulsun diye yaptı 'Yardım ve zafer� (nusret) ancak üstün ve güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah'ın Katındandır
127- (Ki bununla) İnkar edenlerin önde gelenlerinden bir kısmını kessin (helak etsin) ya da 'umutları suya düşmüşler olarak onları' tepesi aşağı getirsin de geri dönüp gitsinler '
128- (Allah'ın) Onların tevbelerini kabul etmesi veya zalim olduklarından dolayı azaplandırması işinden sana bir şey (sorumluluk ve görev) yoktur
129- Göklerde ve yerde olanların tümü Allah'ındır Kimi dilerse bağışlar, kimi dilerse azaplandırır Allah bağışlayandır, esirgeyendir
|