Yalnız Mesajı Göster

Bakara Suresi Türkçe Okunuşu

Eski 08-05-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bakara Suresi Türkçe Okunuşu



143 İşte böylece sizin insanlığa şahitler olmanız, Resûl'ün de size şahit olması için sizi mutedil bir millet kıldık Senin (arzulayıp da şu anda) yönelmediğin kıbleyi (Kâbe'yi) biz ancak Peygamber'e uyanı, ökçeleri üzerinde geri dönenden ayırdetmemiz için kıble yaptık Bu, Allah'ın hidayet verdiği kimselerden başkasına elbette ağır gelir Allah sizin imanınızı asla zayi edecek değildir Zira Allah insanlara karşı şefkatli ve merhametlidir

144 (Ey Muhammed!) Biz senin yüzünün göğe doğru çevrilmekte olduğunu (yücelerden haber beklediğini) görüyoruz İşte şimdi, seni memnun olacağın bir kıbleye döndürüyoruz Artık yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir (Ey müslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzlerinizi o tarafa çevirin Şüphe yok ki, ehl-i kitap, onun Rablerinden gelen gerçek olduğunu çok iyi bilirler Allah onların yapmakta olduklarından habersiz değildir
145 Yemin olsun ki (habibim ! ) sen ehl-i kitaba her türlü âyeti (mucizeyi) getirsen yine de onlar senin kıblene dönmezler Sen de onların kıblesine dönecek değilsin Onlar da birbirlerinin kıblesine dönmezler Sana gelen ilimden sonra eğer onların arzularına uyacak olursan, işte o zaman sen hakkı çiğneyenlerden olursun
146 Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (o kitaptaki peygamberi), öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar Buna rağmen onlardan bir gurup bile bile gerçeği gizler
147 Gerçek olan, Rabbinden gelendir O halde kuşkulananlardan olma!
148 Herkesin yöneldiği bir kıblesi vardır (Ey müminler!) Siz hayır işlerinde yarışın Nerede olursanız olun sonunda Allah hepinizi bir araya getirir Şüphesiz Allah her şeye kadirdir
149 Nereden yola çıkarsan çık (namazda) yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir Bu emir Rabbinden sana gelen gerçektir (Biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir
150 (Evet Resûlüm ! ) Nereden yola çıkarsan çık (namazda) yüzünü Mescid-i Haram'a doğru çevir Nerede olursanız olunuz, yüzünüzü o yana çevirin ki, aralarından haksızlık edenler (kuru inatçılar) müstesna, insanların aleyhinizde (kullanabilecekleri) bir delili bulunmasın Sakın onlardan korkmayın! Yalnız benden korkun Böylece size olan nimetimi tamamlayayım da doğru yolu bulasınız
151 Nitekim kendi içinizden size âyetlerimizi okuyan, sizi kötülüklerden arındıran, size Kitab'ı ve hikmeti talim edip bilmediklerinizi size öğreten bir Resûl gönderdik
152 Öyle ise siz beni (ibadetle) anın ki ben de sizi anayım Bana şükredin; sakın bana nankörlük etmeyin!
153 Ey iman edenler! Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin Çünkü Allah muhakkak sabredenlerle beraberdir
154 Allah yolunda öldürülenlere "ölüler"" demeyin Bilakis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız
155 Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz (Ey Peygamber! ) Sabredenleri müjdele !
156 O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler
157 İşte Rablerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır Ve doğru yolu bulanlar da onlardır
158 Şüphe yok ki, Safa ile Merve Allah'ın koyduğu nişanlardandır Her kim Beytullah'ı ziyaret eder veya umre yaparsa onları tavaf etmesinde kendisine bir günah yoktur Her kim gönüllü olarak bir iyilik yaparsa şüphesiz Allah kabul eder ve (yapılanı) hakkıyla bilir
159 İndirdiğimiz açık delilleri ve kitapta insanlara apaçık gösterdiğimiz hidayet yolunu gizleyenlere hem Allah hem de bütün lânet ediciler lânet eder
160 Ancak tevbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar başkadır Zira ben onların tevbelerini kabul ederim Ben tevbeyi çokça kabul eden ve çokça esirgeyenim
161 (Ayetlerimizi) inkâr etmiş ve kâfir olarak ölmüşlere gelince, işte Allah'ın, meleklerin ve tüm insanların lâneti onların üzerinedir
162 Onlar ebediyen lânet içinde kalırlar Artık ne azapları hafifletilir ne de onların yüzlerine bakılır
163 İlâhınız bir tek Allah'tır O'ndan başka ilâh yoktur O, rahmândır, rahîmdir
164 Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri peşinden gelmesinde, insanlara fayda veren şeylerle yüklü olarak denizde yüzüp giden gemilerde, Allah'ın gökten indirip de ölü haldeki toprağı canlandırdığı suda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları ve yer ile gök arasında emre hazır bekleyen bulutları yönlendirmesinde düşünen bir toplum için (Allah'ın varlığını ve birliğini isbatlayan) birçok deliller vardır
165 İnsanlardan bazıları Allah'tan başkasını Allah'a denk tanrılar edinir de onları Allah'ı sever gibi severler İman edenlerin Allah'a olan sevgileri ise (onlarınkinden) çok daha fazladır Keşke zalimler azabı gördükleri zaman (anlayacakları gibi) bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının çok ******li olduğunu önceden anlayabilselerdi
166 İşte o zaman (görecekler ki) kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar ve (o anda her iki taraf da) azabı görmüş, nihayet aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır
167 (Kötülere) uyanlar şöyle derler: Ah, keşke bir daha dünyaya geri gitmemiz mümkün olsaydı da, şimdi onların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsaydık! Böylece Allah onlara, işlerini, pişmanlık ve üzüntü kaynağı olarak gösterir ve onlar artık ateşten çıkamazlar
168 Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helâl ve temiz olanlarından yeyin, şeytanın peşine düşmeyin; zira şeytan sizin açık bir düşmanınızdır
169 O size ancak kötülüğü, çirkini ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder
170 Onlara (müşriklere): Allah'ın indirdiğine uyun, denildiği zaman onlar, "Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız" dediler Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler?
171 (Hidayet çağrısına kulak vermeyen) kâfirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer Çünkü onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir Bu sebeple düşünmezler
172 Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yeyin, eğer siz yalnız Allah'a kulluk ediyorsanız O'na şükredin
173 Allah size ancak ölüyü (leşi), kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesileni haram kıldı Her kim bunlardan yemeye mecbur kalırsa, başkasının hakkına saldırmadan ve haddi aşmadan bir miktar yemesinde günah yoktur Şüphe yok ki Allah çokça bağışlayan çokça esirgeyendir
174 Allah'ın indirdiği kitaptan bir şeyi (âhir zaman Peygamberinin vasıflarını) gizleyip onu az bir paha ile değişenler yok mu, işte onların yeyip de karınlarına doldurdukları, ateşten başka bir şey değildir Kıyamet günü Allah ne kendileriyle konuşur ve ne de onları temize çıkarır Orada onlar için can yakıcı bir azap vardır
175 Onlar doğru yol karşılığında sapıklığı, mağfirete bedel olarak da azabı satın almış kimselerdir Onlar ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar!
176 O azabın sebebi, Allah'ın, kitabı hak olarak indirmiş olmasıdır (Buna rağmen farklı yorum yapıp) kitapta ayrılığa düşenler, elbette derin bir anlaşmazlığın içine düşmüşlerdir
177 İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır Müttakîler ancak onlardır!
178 Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı Hüre hür, köleye köle, kadına kadın (öldürülür) Ancak her kimin cezası, kardeşi (öldürülenin velisi) tarafından bir miktar bağışlanırsa artık (taraflar) hakkaniyete uymalı ve (öldüren) ona (gereken diyeti) güzellikle ödemelidir Bu söylenenler, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir Her kim bundan sonra haddi aşarsa muhakkak onun için elem verici bir azap vardır
179 Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır Umulur ki suç işlemekten sakınırsınız
180 Birinize ölüm geldiği zaman, eğer bir hayır bırakacaksa anaya, babaya, yakınlara uygun bir biçimde vasiyet etmek Allah'tan korkanlar üzerine bir borçtur
181 Her kim bunu işittikten ve kabullendikten sonra vasiyeti değiştirirse, günahı onu değiştirenleredir Şüphesiz Allah (her şeyi) işitir ve (her şeyi) bilir
182 Her kim, vasiyet edenin haksızlığa yahut günaha meyletmesinden endişe eder de (alâkalıların) aralarını bulursa kendisine günah yoktur Şüphesiz Allah çok bağışlayan hem de esirgeyendir
183 Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı Umulur ki korunursunuz
184 Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı) Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder (İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakir doyumu kadar fidye gerekir Bununla beraber kim gönüllü olarak hayır yaparsa, bu kendisi için daha iyidir Eğer bilirseniz (güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır
185 Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir
186 Kullarım sana, beni sorduğunda (söyle onlara): Ben çok yakınım Bana dua ettiği vakit dua edenin dileğine karşılık veririm O halde (kullarım da) benim davetime uysunlar ve bana inansınlar ki doğru yolu bulalar
187 Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz Allah sizin kendinize kötülük ettiğinizi bildi ve tevbenizi kabul edip sizi bağışladı Artık (ramazan gecelerinde) onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için takdir ettiklerini isteyin Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yeyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın Mescitlerde ibadete çekilmiş olduğunuz zamanlarda kadınlarla birleşmeyin Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır Sakın bu sınırlara yaklaşmayın İşte böylece Allah âyetlerini insanlara açıklar Umulur ki korunurlar
188 Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin Kendiniz bilip dururken, insanların mallarından bir kısmını haram yollardan yemeniz için o malları hakimlere (idarecilere veya mahkeme hakimlerine) vermeyin
189 Sana, hilâl şeklinde yeni doğan ayları sorarlar De ki: Onlar, insanlar ve özellikle hac için vakit ölçüleridir İyi davranış, asla evlere arkalarından gelip girmeniz değildir Lâkin iyi davranış, korunan (ve ölçülü giden) kimsenin davranışıdır Evlere kapılarından girin, Allah'tan korkun, umulur ki kurtuluşa erersiniz
190 Size karşı savaş açanlara, siz de Allah yolunda savaş açın Sakın aşırı gitmeyin, çünkü Allah aşırıları sevmez
191 Onları (size karşı savaşanları) yakaladığınız yerde öldürün Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın Fitne, adam öldürmekten daha kötüdür Mescid-i Haram'da onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın Eğer onlar size karşı savaş açarlarsa siz de onları öldürün İşte kâfirlerin cezası böyledir
192 Eğer onlar (savaştan) vazgeçerlerse, (şunu iyi bilin ki) Allah gafûr ve rahîmdir
Devamı: Bakara Suresi Meali




Alıntı Yaparak Cevapla