Prof. Dr. Sinsi
|
?Lâ? Ve ?İllâ...?
Bu, bir zihin disiplinidir
?Tarif?in tarifi, tam da bu zihin disiplini ile bağlantılıdır
Tarif, ?Bir şeyi efradını cami, ağyarını mani bir şekilde çerçeveleme? işidir
Yani içinde olmayanları dışarda bırakmak, içinde olanların tamamını da ihtiva etmek üzere sınırları belirlemektir tarif
Kur?an, İslam?ın en temel inanç umdesinde bize bu zihni disiplini kazandırır
?Lâ?, zihni tüm olmazlardan ayıklama eylemidir
Ve ?İllâ? ayıklanan ve pirü pak hale gelen zihin zeminini, en temel gerçeği dikme eylemidir
?Lâ? ile ?İllâ?, zihinde belli merhalelerde var olması gereken duraklardır
Hep ?Lâ? ile gidemezsiniz Hep ?Lâ? ile gitmek her şeyi yoksamaktır
?Lâ?dan ?illâ?ya vardığında zihin, gerçek itmi?nana erer
?Lâ? ile ?İllâ?nın, en yakın ve en net kullanımını, kelime-i tevhidde buluruz
-Lâ ilâhe illallah
Buradaki kullanımı ile değerlendirsek, sanki bu iki kelimeciğin, birbiri ile yanyana durmak için yaratılmış olduğunu düşünürüz
Belki de o yüzden İslam, bu dört kelimeye en temel inanç dokusunu sığdırmıştır
?Lâ? ve ?İllâ?nın bu kadar müessir kullanılabildiği başka bir yer var mıdır, bilinmez
?Lâ?nın bu kadar yok sayıcı bir hüviyet kazandığı, ?İllâ?nın da bu kadar büyük bir varlık ikrarını seslendirdiği, ve kullanılışında bu kadar hayati nitelik kazandığı başka bir yer var mı, bilinmez
?Lâ ilâhe?de, ?İlah yoktur? diyorsunuz Bu çok ağır bir hüküm Burada kalınamaz ?Lâ?yı buradaki rolüyle kalıcı kıldığınızda, zihin dünyanız çöküşe gider ?İlahsız? bir dünya idraki imkansızdır
Ama, ? ?ın varlığını ve tekliğini, başka hiçbir ihtimale imkan vermeyecek bir netlikte, berraklıkta ortaya koymak için de, önce ?külli bir yoksama?, ama ardından en net biçimde bir ?varlık ikrarı? gelmiştir
Varlığın ikrarını en kararlı niteliğe kavuşturmak için külli yoksama bir zihni vasıta olarak devreye sokulmuştur
Buradan bakılınca, ?Kelime-i tevhidin manası, ? ?tan başka ilah yoktur? şeklinde mi anlaşılmalıdır?? sorusu sorulabilir
Bu ifadelendiriş şekli, yanlış değildir Ama dikkat edilirse ?Lâ? üzerine kurulu bir ifadelendirmedir bu
Oysa, kelime-i tevhiddeki asıl vurgu ?illâ? üzerinedir ?İlahın yokluğu?, ?Ancak ?ın var olduğu?nu ifade için söylenmiştir Onun için belki doğru anlamı, Türkçede biraz sakil görünse de ?Başka ilah yoktur, ancak vardır? şeklinde ifade etmek gerekmektedir Onun için zikirlerde ya ?Lâilâhe illallah? tarzında bütün kelime-i tevhidin tekrarı yapılır ya da ?İlalllah? tarzında sadece ikinci kısmın tekrarı, ama mesela sadece birinci kısımla, yani ?Lâ ilâhe? diyerek asla zikir yapılamaz
Ama bu, ?Lâ?yı anlamsız kılmıyor, ya da fonksiyonunu azaltmıyor
Aksine, ?Lâ? ile bir zihni arınma eylemi gerçekleştiriyorsunuz
İhtimalleri sıfırlıyor ve büyük gerçeğe zemin hazırlıyorsunuz
Tabii ki, ?Gerçek tevhid? eğitiminde, ?Lâ?nın, gerçek bir zihni arınmayı sağlaması öngörülmüştür
Bunun için de, insan için, ?ilah? konumuna getirilme riski taşıyan her şeyin farkında olunması ve ?Lâ? derken, bütün o zihni tortuların silinmesi gerekiyor
Kur?an, insanların ?ilah? diye tapındıkları şeylere işaret eder ve bunlara karşı kelime-i tevhid bilincini ikame etmek ister
-Hevanın ? nefsi arzuların tanrılaştırılması mesela  
-Tağut diye nitelenen, ?a karşı güç iddiasında bulunan tüm güç odaklarının tanrılaştırılması mesela  
-Din adamlarının, ruhbanın, helali haram haramı helal kılmalarını kabul tarzında tanrılaştırılması mesela  
-Taşın, ağacın, güneşin, ayın tanrılaştırılması mesela  
-Siyasi liderlerin kendilerini tanrılaştırması ya da başkalarının onlarda tanrılık gücü bulunduğuna inanması mesela  
-Malın ? mülkün tanrılaştırılması mesela  
-Evladü ıyalin, sevilen bir kimsenin ?ın emir ve yasaklarını ihlale yöneltecek sevgi- saygı mahalline oturtularak tanrılaştırılması mesela  
İslam, tüm bunlara, ve belki buradaki ?ilahlaştırma? damarını taşıyan her şeye ?Lâ? denmesini istiyor Buradaki ?ilahlaştırma damarı?nın farkında olmak, ayrı bir tevhid şuurunu gerekli kılıyor
Buradaki ?ilahlaştırma damarı? dediğimiz şeyin de doğru anlaşılması gerekiyor Denebilir ki, insan, kendi kendini mabud yerine koyup karşısında secdeye varmaz, ya da ruhbanı karşısına alıp tapınmaz, ya da mala mülke secde etmez, öyleyse tanrılaştırma nedir?
Tanrılaştırma, tüm bunları, ?ın bildirdiği sınırları aşmak için vesile olarak kullanmak demektir ?İlahlaştırma damarı? dediğimizde, işte bunun idrak edilmesi ve ?Lâ çizgisi?nin bunun üstüne çekilmesi gerekir
O yüzden, dil ile bin kere ?Lâ ilâhe? dendiği halde, kalbimizde ve hayatımızda nefsin diktiği putlar varlığını sürdürüyorsa, ?Lâ? hükmünü icra etmiyor, yani ilahları silip süpürmüyor demektir
Şunu da söylemek mümkün ki, kalbimiz, ?İllallah? bilincine kenetlenmiş değilse, ?Lâ ilâhe?yi bilinçli bir tasfiye mekanizmasına dönüştürmek mümkün değildir
Dünyada bir çok insan, hep ?Lâ ilâhe? diyerek, yani bütün kudretleri, bu arada ?ın varlığını da nefyederek yaşıyor olabilir Mesela, yoğunlukla entellektüelleri etkileyen agnostisizm ? bilinmezcilik diye ifade edilen felsefi akım, evet, diye tapınılan şeylere inanmıyor ama, ? ?a inanç? noktasına da gelemiyor, ?Ben bilemem? de takılıp kalıyor Oysa, bir Yaratıcı?nın, yani ?ın varlığını bilmek gerekiyor O?nun varlığını idrak edemeyen bir zihni, İslam, koordinatları tebellür etmiş bir zihin dünyası olarak kabul etmiyor Bir düşünce adamı bu çağdaş sapkınlığı ?La?cı entellektüeller? olarak tanımlıyor Yani her şeye ?Lâ? diyen ama bir türlü ?İllâ?ya gelemeyen bir zihin dünyası 
Kur?an, bu ?nefy ve ispat ? yoksama ve varlığı ikrar? mekanizmasını, mü?min bilincini inşada çok sık ve çok farklı terkipler halinde kullanmaktadır
?İyyake na?büdü  
Ve
İyyake nesteiyn ?
?Ancak sana ibadet eder, ancak senden yardım dileriz ?
Bu da ?Lâ?sı ve ?illâ?sı, ?İyyake? zarfında mündemiç kılınmış bir nefy ü ispat terkibidir
?İlahlığa soyunacak başka varlıklara değil, ancak Sana  ? (Fatiha, 4)
?Vema halaktü?l-cinne ve?l-inse illa li ya?büduun?
?Cinleri ve insanları başka hiçbir sebeple değil, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım ?
Bu ayette de ?Lâ?nın yerini nefy ? olumsuzluk edatı olarak ?Ma?almış Ama sonunda yine ?İllâ? gelmiş
Olumsuzluklardan arınma ve Hakk?ın ikamesi  
Müslüman, kelime-i tevhidin düşünce disiplinini gerçek manada hazmedebilirse, bu, hayatın bütün alanlarında hakikatin ikamesinde müessir bir vasıta olacaktır Ne mutlu tevhid bilincini zihnine kazıyana  
Ahmet taşgetiren
|