08-05-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Türk(Satranç Otomatı)
Türk, 1769 yılında 6 ay kadar bir sürede yapılıp 1770’de ilk kez İmparatoriçe Maria Theresa için sergilendiğinden beri bu konu tartışılmıştır Otomat Viyana’da İmparatoriçe Maria Theresa’nın hizmetinde çalışan yetenekli mekanikçi Wolfgang von Kempelen tarafından yapılmıştır
İmparatoriçe Maria Theresa için yapılan bu otomat, 120 cm uzunluğunda, 105 cm genişliğinde ve 60 cm yüksekliğindedir Akçaağaçtan ve üzerine satranç tahtası çizilmiş tekerlekli bir kabinet önünde oturan bıyıklı, sarıklı ve pelerinli bir Türk figüründen oluşuyordu Öndeki kapak açılıp dolabın ve Türk’ün içine bakıldığında irili ufaklı pek çok kaldıraç, makara ve başka karmaşık mekanik sistemler görülebilmekteydi
Kurularak çalışan Türk, karşısındaki gönüllüyle satranç oynamaya başladığında, gözleri satranç tahtasını tarıyor, başını arada bir sallayıp satranç taşlarını eliyle hareket ettiriyordu Yaptığı işler bunlarla da kalmıyordu; pek çok oyunda rakibini yenmeyi de başarıyordu Yaptığı hamlenin bittiğini başını üç kez sallayarak belirten otomat, maç sonrasında seyredenlerden gelen soruları satranç tahtasının yanında bulunan özel bir tepside harfleri birleştirerek yanıtlayabiliyordu
Türk’ü izleyenler onlarca yıl boyunca onun sırrını çözmeye çalışmışlardı Bazıları çok ilginç teoriler üretmişler ve bu açıklamalara gazetelerde geniş yer verilmişti Bir teoriye göre satranç taşlarının içine yerleştirilen mıknatıslar sayesinde Türk taşları oynatıyordu Bir başka teori ise kuklanın içine bir çocuğun girmiş olduğunu savunuyordu
Dr Gamaliel Bradford ve ünlü yazar Edgar Allen Poe en akılcı çözümleri üretenler olmuştu Edgar Allen Poe, o n hakkında yazdığı "Maelzel’s Chess" adlı tanıtım yazısında Mekanik Türk’ü şöyle tasvir ediyordu:
1821 yılında Londra’da gerçekleştirilmiş Satranç Oynayan Türk gösterisi ilanı
“ Oyunu kazanmadan önce kafasını bir zafer edasıyla sallıyor, kendini beğenmiş bakışlarla etrafına göz gezdirdikten sonra sol kolunu herzamankinden daha geriye çekiyor ve parmaklarını bir süre dinlendiriyor ”
Tabii söylenenlerin hepsi sadece teori bazında kalıyordu, kimse Türk’ün nasıl işlediğini ispatlayamıyordu Türk’ün sahibi olan kişiler ve yakın çevresi de sırrı saklama konusunda çok kararlı davranıyorlardı, bu sayede uzun yıllar boyunca Türk’ün gizemi insanları ona çekti Tabi bu sayede sahiplerine de bir miktar para kazandırdı
Kempelen 1804’de Viyana’da öldükten sonra otomat birkaç kez el değiştirdi ve son olarak Beethoven’in yakın arkadaşı Johann Maelzel adlı bir makine mühendisi show-man’in eline geçti
Daha sonraları ilk metronomu yapacak olan Maelzel, otomatı Kempelen’in oğlundan satın almıştı En büyük ününü bu dönemde kazanan otomat, 1809’da Napolyon’la da oynadı
1817-1837 tarihlerinde tüm Avrupa’yı ve Amerika’yı gezen otomat, çalışma mekanizması ve topluluklar üzerinde yarattığı etki nedeniyle birçok kitap ve makaleye konu oldu
Bunlardan en önemlisi Edgar Allen Poe’nun Kempelen hakkında yazdığı makaledir
Satranç oynayan Türk hakkında oldukça ayrıntılı bilgiler içeren The Turk, Chess Au n (Gerald Levitt) adlı kitapta, otomatın oynadığı ve içinde Napolyon’un oyunun da olduğu 52 adet oyunun ayrıntılarını bulmak mümkündür
Bu oyunların detayları, otomat 1820 yılında Maelzel’in Londra’daki gösterileri sırasında bir arkadaşı tarafından kaydedilmişti Bu yılı kapsayan, 1787-1837 yılları arasında otomatın içindeki kişi Jacques-François Mouret’ti
Neden Türk?
Dönemin Türk kültürünün Avrupa’da ilgi çekmesi ve Avrupa’nın büyük bölümünün Türk akınlarından nasibini alıp, uzun süre Türk egemenliği altında yaşaması nedeniyle toplumsal bellekte yer edinen, güçlü Türk imajı buna neden gösterilebilir
kaynak ;
alıntıdır
|
|
|